Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Uzak Şarkta Sovyet Rusya Ve Japonya Dünya matbuatı ve bilhassa maruf Avrupa gazeteleri, son günlerde uzak tarktan mk mk bahsetmeye başladı- lak. Tetkik edilen mevzu her zamâam- kidir. Yani Uzak Şarkta Sovyet Rusya İle Japonya arasında bir harp çıkabilir Ti? Varılan nmetice İsa umumiyetle Şudur. Bu gün için Uzak Şarktan bir harp b'k'*nemez. Fakat istikbalt hakkında da şimdiden söz söylenemez. — Bu Münasebetle bir İtalyan gazetesi iki devletin hava kuyvvetleri hakkında tt malümatı veriyor: “Sovyet Rus hava kuvvetleri 416 filadan ve 35 müstakil müfrezeden Mürekkeptir. Deniz hava kuvvetle- Finden de 13 file ile 16 müstakil Müfrezeye maliktir. “Tayyarelerin adedi 2700 — dür. 1500ü taarruza ve 1200 ü dahili müda- faaya tahsis edilmiştir. Tayyarecilerin - adedi-zabitan ve' neferle birlikte-elli 'ğlni tecavüiz ötmektedir. “Japonya hava kuvvati ise 2523 tayyareden mürekkeptir. 1385 i taar- Tuzda ve 1138 1 müdafaada kullanıl- —ıl.ud"_" | İstikbal harbi havalarda ceröyan Sdeceğine göre, gazetelerin mütema- diyen hava kuvvetlerinden bahset- Meleri sebepsiz değildir. — * Avusturya'da Suikast Suçlularının Muhakemesi Bitmedi Viyana, 10 ( ALA) — Dokuz polis Memurunun divanı harpte görülmekte Slan davaları, maznunların kaçamaklı tavaplar — vermekte israr etm yüzünden uzayıp gitmektedir. Mah- keme Reisi; icap ederse muhıkgmş- üin onbeş gün süreceğini söylemiştir. Maamafih bütün maznunların Naz! fır- kasına mensup oldukları tebeyyün #tmiştir. ğ M. Ruzvelt'in Annesi — Paris, 10 (A.LA) — Amerika Rıııl- tümhurunun annesi Mistersa james Ruzvelt bugün Paristen havre'ye hareket etmiştir. Oradan Nevyork'a gitmek üzere İle-de-France vapuruna binecektir. Almanyada İşsizlik Berlin, 10 (A.A.) — İşsizliğe karşı mücadele enstitüsünün istatis- tiklerine nazaran İşsizlerin miktarı 45,000 kişi eksilmiş olup haliha- zırda yekünu 2,426,000 & baliğ bulunmaktadır. Amerikanın Para Siyaseti Ne Olacak ? | — B Neyyork, 10 (A. Â.) #lasyon için d):P;iît: âı;:.bıyı_l ham- :—îl:ıısı haberi Aıığr&a piyasala- bir bomba gibi düşmüştür. mBu“emh' muhtelif şekillerde tefsir edilmektedir. i Gümüş grupu, emrim, uzak şarkta mübayaa forııııı_ ııttu'r“ cağını tahmin eğmehedır. Diğer lar ise bunun tamamen :ıî:ı? lıııreticı:ı vereceğini söylemek- tedirler. ' z to (A.A.) — Gazele- LMĞ& ler Vaşingtondan gelen bir ";";“" r. Bu habere YM"-'.gı.MnthirilıM.' gümüş müş bulunan bir para ölçüsü için yeni bir esas ta_yiıl ihtimalini gösteren beynelmilel bir tedbir alınacağına delâlet edebilir. g Borsaya göre gümüşün ım!ll: leştirilmesini hnriâıe büyük t:ılldp ı üş — mübayaası ) î:ııackâmv: bu altın dolardaki / halitayı kıymetinden İr. Kübada Yeni Kargaşalıklar çık- masına İntizar Ediliyor wei İşçileri işe almaya Ğk:,u' .î:.qm Fakat, onların yerine alınan işçileri de çıkarmıya- çıkması endişesi ile Machado'nun sukutu yıldönümün de her türlü nümayiş yasak edik- yasak " takdirde, grev yapacaklarını bildirmişlerdir. M. Litvinof'un Seyahati Berlin, 10 (A. A.) — Sdil_ılyottır Alman mahafili Sovyet hariciye ka- miseri M. Litvinof'un ikam etinin hususi mahiyette — olduğunu beyan etmektedir. Çünkü mumaileyh dok- torlara kendisini muayene attirmek | Mebrüre ÇÖL GİBİ Mik ve edebi tefrika 78 Yaylının yüzü — bumbüuruşuk sakallı sahibi, “onları,nm yarasını saracak kanını yıkayacak “evlât,,a son bir iyilik b:'vıiıı:mııı, trenin şefile Ka bu adama ait y !nı- kompı.m oturtmuştu. Birçok iniş ve Hidknz 7 ee ya puflya, SÜ ae gçen b çük trenimiz, Dinara geldiği za- man gece olmuştu. Yeniden ha- reket etmek için sabah olmasını beklemek lâzımdı. Bu istasyondan, cepheye gi- den, milli kıyafetli, keçe külahlı, belleri kuşaklı, yüzleri — neş'eli #feler de binmişti. Yandaki — vagonlardan, — telli bir sazın; İncecik kısık sesi ile beraber, köy şarkıları geliyordu. Tren şefi, bir aralık yalnız ha- Hma oturduğum — kompartımanı Açtı: — Kapıyı kilitliyeceğim, per- i İ çekin, isterseniz, yatın. be'::d' de, eğer bir şey İâzımsa, alayım.. Siz dişarı çıkmasa- daha iyl olur. Kapıyı da vür- Sami İ1-8 -dö4 salar ses vermeyin... Efelerin bu akşam keyifleri fazla,,| dedi. Adam kapıyı kilitledi amma, im yine de rahatlanmadı. Perde- leri çektim, karanlıkta başımı pençerenin — kenarına dı_y.ıdım, kulağımda, hep ayni değişmek bilmiyen ahenk içinde dönüp do- laşan bir efe türküsü ile yalmız desteksiz, — gecenin do. verdiği garipseme hissi ile içimi çeke çeke ağladım, ellerimi bura bura Allaha dua ettim. * Ertesi günü akşamı, geç vakit, geceye doğru, Denizliye, gönde- rildiğim aml yere gelmiştik. Hasta yaralı askerle temasım burada iç olacak, Mehmetçiğin ablalığına burada başlayacaktım. Elimde bavulumla, istasyona indiğim — vakit, ne yapacağımı şaşırdım. Beni bekliyenler, karşı- layanlar mı olacak sanmıştım bil- mem, yüzümde belirmeye çaba- layan bir gülümseyişle indiğim bu | işi karikatüre dök- ' bir Nazi impara- torluğu havası yaşattığını, Nazi hâkimiyetinide bütün dünyaya Şşamil kılmak Havana, 10 ( A-A ) — Telefon | | duğu teeyyüt etmektedir. ——— yerde, yolunu şaşırmış bir çocuk evvel, vagondan bacaklarım titre- | gözlerim yaşararak ayrıldı. Daha ı Bir Leh Şu karikatürü Varşovada — çıkan bir. Leh gazete- sinden aldık. ÂlL tında, M. Hitlerin Hsanından; “- İşte.. dünyayı adalet zir- vesine çıkardım., , aözleri vârdır. Leh — gazetesi, manyanın — dünya siyasetine nasıl bir ceroyan — vertmek istediğini, tabil kendi — görüşüne göre, — anlatmak iştiyor. Karikatür- de görüyorsunuz ki dünya imparator- luk Almanyasının mağferi üzerine oturtulmuştur. Et- rafında Hitler ar- maları muhafızlık yapıyor. Bize kalırsa Leh gazetesi, bu kari- | katürile, M. Hitle- rin — ÂAlmanya'da istediğini söylemek umıuldşdır._ .— ÜENUEUNGAĞUNURGU KUK RWU KN Gazetesi, Hitler Siyasetini Yeni Bir İfade İletTefsir Ediyor L —aT — M T SA Kuraklık Ve Feyezan Faciaları e dlesVest- Nevyork, 10 (ALA.) — Mid !hı-. kalmamıştır. a- t derecesi yine 100 Fahrenhayt de- ::cuîıulon fazlaya çıkmıştır. , Missurl, İndiana, .Nılınıkı ve kli':olı de son iki günde birçek kimseler ölmüştür. Denver - Kolarado, 10 (A A.)— s.î.r Bir Sel Baskını Yedi Ka- dını Sürükliyerek Boğdu kişi kaybolmuştur. Denver - Kolorado, 10 (A.A.) — son tugyanlardan dolayı taşan” neh- rin üzerindekl küçük bir küöprüden geçerken, yedi kadını seller götür- müştür. İngiltere - Almanya Londra, tO(A.A.) — Almarn- yaya ithal edilen İngiliz malları bedelinin tesviyesi sureti hakkın- da bir itilâf vücüda getirilmiş ol- zavallılığı ile ağlıyacak gibi oldum. Saçımı, ağzımı, burnumu ka- payan, sade kocaman ürkmüş gözlerimi meydanda bırakan siyah örtümün — ücunu sıkı siki bakı- adam baş göğsüme basarak, etrafıma niyor, — yolümü soracak "ıyââ::.w bir kaç poturlu erkeğe de yaklaşmaktan korkuyor, neyi ve kimi aradığımı bilmeden, istasyon lâmbasının sönük ışığın- sade bakınıyordum. Binbaşı :ı'_’_duhm., İstanbulda — verdiği tenbihlerin| hepsini unutmuş, şaş- kına dönmüştüm. (0 aralık, ayakları — çıplak, intanlı, şalvarlı, başı mavi aradığı vardı galiba. İkimiz de bakışıyorduk. Yanı- dum. e _._îh[ı(ıuıum evlâdım... Burada : er hastaneleri varmış, îıw-b.” gösterir misin ? dum. Diye 'orkal dırdı. Canının sıkıntısı ardı galiba, yüzüme kötü kötü v bıkt_.ı..: Git arabacılara saor... dedi. kestim. Yürü- ümidimi Merir çıktım, — Biraz düm istasyondan Okyanos Bir Daha Geçllidi Londra, 10 (A.A.) — Dünya uzun mesafe rekorunu kırmak maksadile Kanadadan Avrupa İs- tikametine uçan tayyare bu ci- varda Hendondda karaya İnmiştir. ye titreye inerken, iki gece bana kompartımanını bağışlayan tren şefi de, içinde “ araba ,, sözü geçen bir şeyler söylemişti. Ben o aralık, karanlığın, yabancılığın, kimsezizliğin verdiği heyecanla, okadar sersemlemiştim ki, ada- mın söylediklerini pek dinleme- miştim bile. Bu yüzden de sanki karşıla- yanlarım olacakmış gibi, boş yere islasyonda beklerken, kapıdaki iki üz arabaya da başkaları binip gitmişti. Onun için mintanlı, takkelli, çatık yüzlü oğlanın dediğini yap- mıya, arabacılara bir şey sormıya da artık imkân kalmamıştı. Geri dönüp İstasyon memu- runu bulmayı düşünürken, benim gibi boşyere kim bilir neyi bek- lemiş olan oğlan geldi, eteğim- — den çekti: — Yürü arkamdan. Götüreyim bari seni | dedi. Işıkları sönük yanan bir şehre doğru, yanımda bilmediğim tanı- madığım bir çocukla gidiyordum. Bir zaman böylece yürüdük. Çok eçmemişti ki, bir bina gördüm, 8nündo kırmızı beyaz renkli bir fener yanıyordu. Petrol: lâmbası ile ışıklanan bu kırmızı-beyazdan, l ieme F dramn DÜMT İĞ A DA a L | Göâ İşrî HARİCİ TELGRAFLAR Almanya Ve Adalet Karilerimin Suallerine Cevaplarım Ben.. imzasım okuyucuma : Mektubunuzu — okur. okuümaz yırttım. Müsterih olunuz : Bahset- tiğiniz genci tenir gibi olurum. O ve benzerleri her zaman gözü- mün Önünde yaşarlar. Bir kızı mes'ut değil, bedbaht edecekle- rine kaniim. Fakat telâş etme- nizin sebebini anlamıyorum, Ma- demki hemşireniz düşünmeden ve muhakeme etmeden hiçbir şeyi kabul etmeyen bir kızdır, ahalda mutlaka hakikati görecek, vaz- geçecektir. Yalnız aşkın, gözlerini kapamaması lâzım. Bahsettiğiniz gencin çürük taraflarımı, hakiki vak'alara istinat ederek, bilvasıta gösteriniz. Icabında benden de malümat alınız, 4 Su. Na Beye: Kalbinizin boş olmasının se- .bebi, o yeri dolduracak simaya henüz tesadüf etmemiş olmaniız- dan ibarettir. Madem ki tahsilde- siniz, acele etmeyiniz. Önünüzde geniş seneler vardır, Ben fakirliği hiç te ayıp telâkki etmem. Fakat fakirlikten kurtulmıya çalışmamayı büyük kusur görü- rüm. Mektebinizi bitiriniz, maddi hayata atılınız, cesaretinizin aris tığını görürsünüz. Şimdiden tah« sili bırakarak gönül işlerine dal- mak, ©o bahsettiğiniz — fakirlikte daha çok kalmak demektir. * Turgut Beye: Yapacağınız en İyi şey İise, hatta Elnivarıite tahailinizi bitirin- ciye kadar bu vaziyeti muhafaza etmekten ibarettir. HANIMTEYZE Üç Kişi Amerikada Elektrik San- dalyasında idam edildi Nevyork, (A.A.) — Kocasını öldüren bir kadın ile iki suç or- tağı Sing Sing hapishanesinin elektrik sandalyasinde idam edil- mişlerdir. kullanan — hanım yukarlarda, damın üzerinde, Mü- dire Aziz'in, başımın örtüsüne, alnıma dikeyim diye verdiği be- yaza İşlenmiş kan rengindeki Hi- lâlin çok çok büyüğü, sallanan, çağıran candan bir dost eli gibi hafif hafif kımıldıyor, dalgalanı- yordu. İ Küçük oğlan elini kaldırdı. Kapısında nöbetçi bir askerin durduğu yeri gösterdi : — Te burası İşte, dedi. Birden eğildim, bavulumu yere bıraktım. Belki o çok şaşırdı ama, ben kendimi tutamadım, gözleri- me dolan bir kaç damla yaşı içime akıttım. Onun sümüklü, kirli yüzünü, istekle seve seve öptüm, Şaşkınlığı çok sürmedi. Göz- leri ışıldadı. Avucuna - sıkıştırdı- ğım bir kaç kuruşa değil de asıl bu öpüşe sevinerek gitti. Böylelikle de, ne o nt de ben istaayonda boş yere beklememiş olduk! Ben bir karşılıyan, o da kendini bir öpen bulmuştu, Nesrin * Kapıdaki askere yaklaşıp o saatte kimi görebileceğimi — sor- dum. Yüzüme baktı: — Niydeceksin? Yaralın mı var? Dedi, ( Arkası var)