Ziraat Bilgisi (*) Üzüm Pestili Nasıl Yapılır ? Trabzonda Sera köyünde Lâzoklu İsmail Efendiye: Üzümden yapılan birçok şeyler arasında Türk köylüsünün bilgi- Sinden doğmuş olan bir nevi Üzüm yiyeceği de sucuk ve pes- tildir. Esasen pek değerli olan Üzüm suyunun husust bir şekilde hazırlanmasından meydana gelen | bu yiyecekler onun kıymetini bir kat daha arttırmış olurlar. Filhakika kesif bir Üzüm suyu | sisda hir , Srp demek olan pestil ve sucuk, kış günlerinin muhtaç olduğu yüksek kaloriyi verecek en kıymetli bir | Yiyecektir. Anadolunun kendine has olan bu üzüm hediyesi ayni Zamanda nefis bir yemiştir. Onun Yapılmasını soran bir karime tevap verirken bu milli yiyeceği- mizi tanıtmayı ve bütün köylü- Müze tekrarlamayı faydalı gö- 'üyoluın: 1 — Üzüm pestilini yıpllk İçin olgun bir hale gelen Üzüm tanelerini iyice sıkarak şarasını Çıkarttıktan sonra halifçe kay- Batıp kömür tozundan süzersiniz. Bunun için bir kevgire kömür | tozunu doldurup üzerine şırayı dökmek kâfidir. Altından akan gıra alınarak hafif bir ateşte tam 15 dakika kaynatılı.. Ondan tonra bu şıradan bir kısmını alarak bir kenarda soğutursunuz ve içine bütün — şıranın sekizde biri kadar — nişasta — katarak hiçbir topak kalmayıncıya kadar iylce yuğurursunuz. Bu iş bitince hamuru — ateşteki — şiranın — içine atarsınız. Ve hemen tahta bir kepçe ile durmaksızın karıştır- miya — başlarsınız. Gittikçe bir palöze halini alan bu hamura arasıra kızgın bir kor veya demir Parçası daldırıp çekersiniz. Eğer Soğuyor ve yapışmıyorsa kemale Kelmiş, pişmiştir. —Aket halde Pişirmeye devam etmelidir. Eğer fazla kaynatılır ve nişastası kara- | rınca konmazsa pestil pek sert olur. Nihayet bu sıcak paluzeyi Ya çarşaflara ya kenarlı tepsilere Veya büyük sinilere — dökerek İncecik yaparsınız. Güneşte bıra- kacağınız sinilerde pestiller gü- zelce kurur. Müteakiben de parça P_"îı kesip kuru ve rutubetsiz ir yere kaldırırsınız. İsterseniz İnce döğülmüş badem veya cevizi Üzerlerine - ekerek muska yapar Öylece toplarsınız. 2 — Sucuğa gelince: Bu da Aynı güretle — hazırlanır, Fakat mi:lı:::k irmik — veya nişasta İ Ş#iranın altıda biridir. Şıra Pişince daha evvelden hazırlan- X4 “Olan . cevizli ipler kazana dırılmıya başlanır. Bu ipler .:'ılî'ı"ıl[!; çıkarıldıkça bir kenara zerine yapışan şıra do- E"Cl tekrar kazana daldırılır. Yle — böyle kâfi bir - kalınlık alınca işe nihayet verilip sucuk- ör kurumak — Üzere — asılır. Bu Sırada üzerlerine tekrar nişasta VYeya ince un serpilir. Kurudukları anlaşıldıktan sonra unları da kaldırıp rutubetsiz bir ’f'de saklamaktan ve kış günü tfiyetle yemekten başka bir iş lmaz. Çiftçi aa aş © Ziraat hususundaki mülşkijilerinisi serunuz. Son Posta'gın (çiftçi) &l vize cevnp wehecektir. | bir sedir, kena- — —H Dünyada Olup Bitenler 920 Yıl Evvel Cihanı Ateşe Veren Adamın Annesi Hayatta ! 20 Senedenberi Ayni rrlıl;i:“Muhılızı Edllon Bir Oda Bizden Yarım Asır Evvel ijmış Olmasına Rağmen El!an Türkün Damgasını Taşıyan Bir Şehir 'Tarih yazanlar — 1914 sene- sinin sıcak bir gönünde Avus- turya veliahdını ve refikasını « Prençip » — le- genci öldür dür. Ve bu itibarla bu genç bi- yük muharebeyi kundaklamış ola- rak tanmdı, fa- bir icra vasıta- Bul sıydı, asıl kastı — düşünen, hazırlayan — ve tertip eden — bi- yük — arkadaşı Danilo - İliç dir | derler. Prençip gibi, o da asılmıştır. Fakat hatırası Sırpların kalbinde daima canlı olarak - yaşar, otur- duğu ev, sul kazdı hazırladığı oda gibi muhafaza edilir. Esasen anneside sağdır. Bir görmek İster misiniz? * Saraybosna ,, da bakırcılar caddesini geçipte #ola saptınız mı önünüze eğri büğrü bir sokak çıkar, sonunda beyaz kireç bada- nalı bir ev vardır, arkasında narin bir minarenin şerefesi görünür. Biraz ilerlediniz mi dört asır evvel kaldırımci Hacı Mustafa Musla- haddin ağanın yaptırdığı cami de görürsünüz. Bu eğri büğrü sokak şimdi Danila İliç adını - taşımak- tadır. Filhakika: - ;vııılııryı Divanıharbinde dehimuminin “ Prençip »3 rı:?rlıyın ve tahrik odııım .d': k gördüğü Danilo İliç bu :lı.r'l: miı'ıırın'ın gölgesi altında, bu beyaz evin içinde otururdu. di aradan 20 sene geç- miıtiŞ:ı.' Fakat evin dışı ve içi yine ayni haldedir. Kapıyı açını taş düşeli avlu çıkar, kar- şınızda bizim za- manımızdan kab ma bir ev vAM dır. Merdiveni tırmanarak — Üst kata çıkınız. nünüzde bir sofa ve bu sofaya açılan birkaç oda bulursunuz, bun- lardan birisi Da- nilo İliç'in odası dir, baştanbaşa ız. Önünüze beyaz rında ot yastık- lar, beyaz per- deli iki pencere ve nihayet bir köşede bir kar- ola ve bir masa! ' n Duvarda Meyrem Ana resmi- nin önünde gece gündüz. yanan kandil olmasa orta hılli_. eskiden kalma bir Türk — evinin odası- Danile Itiç'in odası, 'Get katının şğ Danilo Iiç'in evi. dır, derdiniz. Köşede beyaz saçlı bir kadın vardır, bu Danilo İliç'in annesidir; kendisini dinleyiniz : — Evimiz yeni değildir, fakat 1914 — suikastini toplandıkları evin hariçten görünüyü Allaha şükür beni geçindiriyor. Ne vakit yapılmıştı bilmem, fakat babam tarafından çıkıldığı hatırım de, sakin ve Sa da. Kendi halin- köşede oturan kadın ihtiyar ennesidir glam bir adamdı. Fakat ahir ömründe hasta düştü, bir se me yattı, sonra toprağa gitti. İki çocuğumla kaldım, İşe gider- hazırlıyanların dim, çamaşırcılk yapardım, Ka- zancım — günde beş — metelikti, o da — yeterdi. Yalnız sonraları çocuklarımın biri öldü, öteki kaldı, onu ben mektep hocası yıpıcık- tım, fakat A- vusturyalılar tut- tular, cinayetin mlüşevvki — diye astılar, * Bu kadın fa- kirdir, evinin o- dalarını — kiraya vererek — geçin- mek tedir, fakat oğlunun odasını bozmamıştır, öldüğü gündenberi ayni halde —muhafaza etmiştir, gelen ziyaretçilere göstermekte- dir. * Danilo İliç tahsilini Saraybos- na Darülmuallimininde yapmıştı Mektebini bitirir. bitirmezde bir köy hocalığına tayin edilmişti. Fakat bu vazifede çok kalmadı, gazeteciliğe geçti. Balkan muha- rebesinin kolay kazamılan zaferin- den sonra Ümitleri artan Sırp gençlerinin — milliyetperver cemi- ? | yetlerinin İçine karıştı. Ön plâ- nâ geçti. Sırp hükümeti çok ihtiyatkâr dı, Balkan muharebesinin zaferini biraz bazmetmek - İstiyordu. Sırp toprağı baricinde kalan meselâ Bosna Sırplarının — anlamadıkları şeyi de İşte bu ihtiyatkârlıktı, işi tacil etmek, — memlekette Ahtilâl — çıkarmak, — Sırbistamın “müdahalesini davet etmek İsti- yorlardı. Fakat hanği silâhla? Hududun öte tarafındaki gençler- le muhabereye girişmişlerdi. Si- Jâhı onlardan alacaklardı, bom- bayı onlardan tedarik edecek- lerdi. Ve filhakika bir akşam Prencip, Grabez, Tekabrinoviç is- minde, Üç genç silâhları ile bom- baları ile hudu- da geçtiler, tar- laların — arasına saklandılar, şim- di mesele bu silâhları oktruva memurlarına gös- termeden şehre sokmaktı. Bu işi de Danila - İliç deruhte etti. Silâhları getirdi, gençleri — evine aldı, 15 gün mi- fir etti. Suikast için bir fırsat çıkmış- t — Avusturya veliahtı — büyük manevralar mü- nasebetile Bosna- ya geliyordu. Haziranın 29 un- cu günü şehre girecekti. Tesadü- fe bakınız, o günde bizimle sırp- ların arasınde geçen Kosova Bilmecemiz İ Geçen Bilmece- mizi Doğru Halledenler Birer kolonya alacaklar: Ka- smpaşa Yakupağa sokuk Ömer Hamdi, Vefa örkek lisesi 573 Halük Sıtkı, Sus matya Pamukçu sokakta Necmiye, Bes yazıt Camcıali sokak Emine Fevzi Hanım ve Beyler. Birer ik top alacaklar: Sü- leymaniye Vefa oaddesi Şefiye, Fati 18 Üncü mektep 529 Feridun Necdet, Davutpaşa Ortamektep 308 Ercüment Celâl, İstanbul kız Heesi Handan Fevzi Hanım ve Beylar. Biror kutu boya kalemi ala- caklar: Ankara Necatibey mektebi 3 üncü sınıf 736 Nil Gelenbevi ÖOre tamektep 312 İbrahim Salâhattin, Adar pazar İstiklâl mahallesi Züafer sokağı No. 24 te Münir, İstanbul muhtelit Bez» ciyan Mmektebi talebesinden Sirvart | arabacı Şahbazyan, Balıkpazar Maksudiye ha Habip Rudolf Bey ve Hanımlar. Birer küçük sulu boya ala- caklar: Konya Şekerfuruş mahallesi No. 15 te Faml, Cihangir Matarasokak Fehiman, Uzunköprü bakkal Oafer Sadık kerimesi Nahide, İstanbul Leb- lebicihan Murat Haço, Vefa lisesi 1024 Mehmet Bey ve Hanımlar. Birer kurşun kalem alacak- lar: İstanbul Taşhan yanında berber Cihat, İstanbul 224nci Ükmektep Peran, İstanbal 45 inoi İlkmektep talebesinden Nermin, Tepebaşı Asmalımençit Mezare hk sokuk Lili Horvat Hanım ve Beyler, Birer kart alacaklar: — Devrek C, müddelumumisi Emin bey oğlu M. Necati, Salihli Finike hâkimi sabıkı Hayri bey kızı Muaz> , Salihli Mitat- paşa caddesi postacı Küzim - vasıtasile Ayhan, Mersin Nazım Miskavi ticarete hanesi Mahmut Ali, Çanakkala M. B. de Bi 4 te mmallim Aydınlı Durmüş Ali oğlu M. Şabanv, Konya Aziziye ca- mii civarında şekerci Hasan Ücseün oğlu Ali, Kütahya Saray mahallesi No, 44 de Ali Özbek, Yıldızlı malmüdürü mahtumu Lütfi, Çorlu Cemaliye inahal- lesi No, 38 P. Nevzat, Karacaköy Mehmet ağa kızi Kebire, Sıvas istasyonunda eczacı Lâtif bey oğlu Celâl, Karadenizereğlisi kahveci Mustafa oğlu Ahmet, Karacaköy bak- kal Necati efendi kızı Noclâ, Ankara Geazi İlkmektebi -8 üncü #inif 257 Fe- ridua Ali, Zonguldak belediye elektirik tahsil idaresinde Mulsin öfendi kızı Vasfiye, Elaziz, zirant Müdürü kızı Temerkân, Salihli Mitatpaşa mahallesi Mektepsokak- Hamdi bey oğlu Orhan, Balildi maliye dairesinde Ahmet Muh- târ bey oğlu Oğuz, Deverek gazeteler bayii Mehmet vasıtasile İbrahim Ftem, 'Tarsus Hayat eczanesinde Hasan, Ka- racaköy Hafiz efendi kızı Halit, Devrek lemetpaşa mahallesinde Mustafa paşa zade Alâeddin, Dörtyol hacı Mıstık oğlu Fehmi, Konya Akifpaşa mektebi talebesinden 548 Sabri, İzmir Beyler sokağı Sahanlıçıkmazı No. 57 de Küd-« tiye. İemail, Antalya defterdarlığında evrak memuru Kâmil efendi biraderi Sevket, Çorlu Şücanttin mektebi 91 Doverek mahkeme zabit kütibi met oğlu Mehmet, Kayseri sakerlik şubesi munmele memurü Nuri bey kızı Fatma, Uzunköprü bakkal Sabri elendi tezgâhtarı Mustalua Bey ve Hanımlar. Devrilen Tren Bulgaristanda Beş Kişi Öldü, 11 Yaralı Var Sofya, 9 (A.A.) — Sofya-Köztendil yölcu treninin bir vagonu dün Rado- istasyonu civarında makastan geçer- ken devrilmiş, yolculardan beşi ölmüş ve on biri yaralanmıştır. Tahkikat yapılıyor. Üneete ea Hedrüüaseenan aa aree üraaŞüeaEN $N muharebesinin yıl dönümiydi. Danilo İliç in riyasetinde top- lanan gençler taaruzlarını o gün yapmaya karar verdiler, yaptılar ye muvaffak da oldular. Netice her üçüde asıldı ve onların arka- sından Avrupa dört sene müd- detle kana bayandı.