4 Ağustos 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

4 Ağustos 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ulukışla Gençle- rinin Faaliyeti Ulukışla (Hususi) — Küçük bir kaza merkezi olmasına rağ- men maarife büyük bir alâka gösterilmektedir. İki üç ay gibi pek kısa bir zamanda açılan (Halk okuma odası) gençliğin özlü ve canlı mesaisile günden güne genişleyen (470) ciltlik bir kütüphane halini almıştır. Birlik faaliyetini sırf fikri sa- haya hasretmemiş, Aayni nisbette uzvi kabiliyet ve inkişafa da yer vermiştir. Bunun için de bir köy kampı tesis edilmiştir.. Kampa çıkan gençlerde bir zindelik mev- | cuttur. Ayrıca haftanın bazı günle- rinde (musiki) müsamereleri veril- mektedir. Böyle asrımızca mühim ihti- yaçları her şeyden önce duyan ve duyuran gençlik daima teşci ve takdire layıktır. Kayaş Ankaranın Mesiresidir Ankara, (Hususi) — Kayaş Ankara civarındaki mesirelerin en güzellerinden biridir. Manza- rasi itibarile Istanbulun Kâğıt- hanesini andırır. Deresi Kâğıthane deresinden daha gürdür. Kayaş Ankaraya 12 kilometre mesafede ve Kaygeri şimendifer hattı üze- rindedir. 12 beygir kevvetinde bir motörle kasabanın istasyon kısmı tenvir edilebilmekte, üst forafı elektriksiz bulunmaktadır. Arazisi her nevi zeriyata el- verişlidir. Ankara elektrik tesisatı Kayaşa kadar temdit edilse Ka- yaş Ankaranın en kalabalık say- fiyeleri haline gelecektir. Bergama Köylülerinin Bir Temennisi Bergama ( Hususi ) — Ziraat bankası alacaklı olduğu köylüden harmanları dolaşarak — tahsilâta başlamıştır. Bazi yerlerde yapılan hacizlerde satılan malların icra masraflarını bile ödemeğe yetme- diği görülmektedir. Köylü başka yerlerde olduğu gibi Bergamada da Ziraat bankasının hiç olmazsa borca mukabil kilosu 4,5 kuruş- tan buğday almasını arzu etmek- tedir. Tekirdağında Camilerin Tamiri Tekirdağ, (Hususi ) — Şehri- miz evkaf idaresi camileri tamir ettirmektedir. Bu dini abidelerin bedit kıymetlerini muhafaza ede- cek şekilde ve fenni bir surette yapılması düşünülmüş, abidelerin muhafazasile Aalâkadar bulunan memurların iştirakile bir komisyon teşekkül etmiştir. Camilerimiz bu komisyonun nezareti altında ve yine bu komisyon: tarafından tet- bit olunacak şekilde tamir ettiri- lecektir. Gebzade Telefon Kebze, ( Husust ) — Kazamız köylerinin muhabere işlerile yakın- dan alâkadar olan kaymakam Rıdvan ve jandarma kumandanı Kâzım Beyler köy muhtarlarile yaptıkları bir konuşmada bu bü- yük işi başarmayı kararlaştırmış- lardır. Kışın muvasalası kesilen birçok köylerin bu telefondan çok istifade edecekleri muhak- kaktır. Hemen faaliyete girişil- miştir. Elâziz Halevi, Şarkta Kültür Kana- İarının Ep Mg_dern Elâziz, (Husu- — si) — Elâzizde, ; kısa bir zaman- | — w da mili bir — — abide ile bu ka- | — | dar mühim olan — — bir halkevi ya- | pılmıştir. — Bina kübik mimariye : göre inşa edil- — iiç miştir. Duvarlar kâmilen granit- tir. Büyük salou gözleri kamaştı- racak kadar gü- zeldir, bilhassa tezyinatı çok zevkli yapılmış- , tır. Büyüklerimizin sureti hususi- yede yapılan büyük tabloları, ceviz sütunlar Üzerine vazedilen büstler, ışık tertibatı çok mü- kemmeldir. Kütüphanesi, muhtelif çalışma ve —komite — büroları, vestiyer, bilârdo ve istirahat sa- lonları hususi bir itina ile tefriş ve tezyin edilmiştir. Üst kattaki daireler bilhassa ÇGazi odası görülmeğe çok İlâyıktır. Heyetiumumiyesi itibarile zevk- siz ve eksiksiz bir tarafını gör- mek gayri mümkündür. Elâziz vilâyeti ayni zamanda güzel san'atlere ve bilhassa mu- sikiye çok âşina ve çok hayran - Elâziz Halkevi binası bir muhittir, burada en güzel en san'atkârane ve mahirane yay çeken, köy ve halk kemanistlerine tesadüf edersiniz, bilhassa her iki gözünü kaybeden köylü bir ke- mancının sokak başlarında - bir fasıl yaparak hayatını kazanması gibi bir misal bu muhit halkının musiki istidadını çok İyi teyit ediyor. İşte Elâziz Halkevi ve halk reisliğini yapan Vali Tevfik Sırrı Bey muhitin bu cevherini keşfet- mekte gecikmemiştir. Bütün mu- siki meraklılarını Halkevine bağ- lamıştır. Her akşam ekzersizler yapılır, konserler verilir ve genç- Bir | umunesidi unesidir —.. 6n—Kzuzp liğin musiki is- — tidadı mütemadi- yen inkişafa doğ- ru götürülüyor. Tevfik — Sırrı Bey — daireden sonra her akşam muntazaman eve gelmekte ve ça- lışmayı — yakın- dan — murakabe etmektedir. Tev- fik Sırrı Bey aynı zamanda bir halk — dostudur. Dairesinin kapısı ardına kadar a- çıktır. Odacı ile kart veya haber göndermek usulü yoktur, odacıya emir veril- miştir. Herkes teşrifatsız onun yanına girer konuşur. İstidasını verir, oturtmak — istemediklerini çok nazik ve çok sempatik bir tavırla karşılar, dertlerini, ziyaret sebeplerini dinler ve güle güle, teşekkür ederim der, bu itibarla bilhassa halk tabakasın- da iyi intibalar bırakmıştır. Bu mesaisini Halkevine de teş- mil ettiği için ev mütemadiyen inkişafa doğru — gitmektedir. Bütün komitelerin mesaisini ya- kından takip eder. (Altan) diye bir de Halkevi mecmuası çıkmak Üüzeredir. — B. T. Bir Batında Üç Çocuk Hafız Ahmet Ef. nin 3 yavrusu ve anneleri Gemlik ( Hususi) — Kahveci MHafız Mehmet Efendinin hanımı bir batında 3 çocuk doğmuştur. İkisi ebe Sabire Hamım, biri doktor Münir Halil Bey tarafından alınan bu çocukların sıhhati ye- rindedir, maşallah üçü de gürbüz- dür. Üçü de kızdır. Allah üçüne de uzun ömürler versin ve bahti- yar etsin. Bisikletle Trakya Turnesi Tekirdağ, (Hususi) — Kırklareli sporcularından 8 genç bisikletle bir Trakya turnesine çıkmışlardır. Gençler Çanakkale ve Bigaya gitmişler oradan da şehrimize Birgün — burada uğramışlardır. | kalan sporcular Trakyanın diğer kasabalarına da uğramak üzere Kırklareliye hareket etmişlerdir. Yağmurlar Anadol_ııda Şiddetli Yağmurlar Kızılcahamamda Tahribat Yaptı Kızılcahamam, (Hususi) — Şid- | | detli yağmurların husule getirdiği seller kır köy cıvarında bütün dere boyundaki söğüt ve kavak ağaçlarını yerlerinden söküp gö- türmüştür. Fotlica dağından şid- detle inen seller Bayır karyesine ait iki ve Çamlı köyünden bir değirmeni kâmilen yıkmış ve bü- tün ankazı sürükleyip götürmüştür. Bundan başka civar köylere ait birçok davar, öküz ve canlı hay- vanat ta sellerin ceryanına kapı- larak sürüklenip gitmiştir. Diğer köylerdeki hasaratın hakiki mik- tarı henüz tesbit edilememiştir. Sellerin söküp öteye beriye attığı ağaçları bugün köylüler araba- larla toplamakta ve köylerine nakletmetedirler. Keskin, (Hususi) — Kezskirin Maşat köyüne şimdiye — kadar misli görülmemiş keklik yumurtası büyüklüğünde dolu — düşmüştür. Yarım saat kadar kadar devam eden dolunun İrtifar altmış san- timi bulmuştur. Köy ve ihtiva ettiği saha sular ve seller içinde kalmıştır. 164 parça 2780 döntüm miktarındaki mezru arazide idrak edilmiş arpa, buğday ve bağ ve bahçe mahsulünü tamamen mah- vetmiş bir deste olsun başak bırakmamıştır. Hatta yüz yaşla- rinda asırdide söğüt ve kavak ağaçlarını köklerinden sökmüş alıp götürmüştür. Ayni günde Olunlu, Ceritkale, Kökrü, AÂlcı, Yeniyapan köyle- rine de rahmet boşanmış, Olunlu köyünden on üç merkep, on beş sığır elli kadar davar, üç manda götürmüş, bu köyden Mahmut çavuşun evi kısmen harap olmuş efradı ailesi güç hal ile kurta- rılmıştır. Köyde zarar ve hasa- rın dört bin lirayı geçtiği anla- şılmıştır. Keskinde Ve| Samsunda Biçki Ve Dikiş Sergisi Sergiden mezun talebe ve müdürleri Samsun, ( Hususi ) — Hâdiye Hanım Biçki ve Dikiş Yurdu senelik sergisini açmıştır. Bu sergi bu Yurdun ilk sergisidir ve her sene açılacaktır. Yüurttan bu sene 7 hanım kız mezum olmuş- tur. Sergide Meliha, Fatma, Az- lan, Ruhiye, Mihriban, Memduha, Remziye Hanımların işleri çok beğenilmiştir. Nezip Halkevinde Nezip (Hususi) — Halkevinde hararetli bir faaliyet göze çarp- maktadır. Bando takımının tefer- rüat ve noksanları ikmal edilmek- tedir. Ev sporcuları için beledi- yede kiralanan — bir arsa spor sahası hâline ifrağ edilmektedir. Keşanda İmar Keşan, (Hususi) — Kasabanın imarı hususunda belediyenin sar- fettiği mesai halk arasında mem- nuniyetle karşılanmıştır. Belediye birçok yeni dükkânlar yaptırdığı gibi kasabanın mutena bir ma- hallinde ihtiyaca kâfi bir derece- l de güzel bir park ta yaptırmıştır. ' | muhafaza etmemize bağlıdır. Münakaşa Bir Mektuba Cevap Nurullah Ata Fikri Süreyya Beyi - müste#/ bir isim kullanmıyarsa - tanımalt bana «Yolların sesi» mecmusınd bir açık mektup yazmıştı, sor bir de kapalısını gönderdi. Buf lara uzunca, hattâ zeyilli bir cevâli yazmıştım. Bu sefer bir mektubi| nu daha aldım; kendisile anlai mamızın çok güç olduğunu zaf nediyorum, kelimelerin manasıf| da bile ihtilâfımız var. Meself Tevfik Fikreti büyük şair saymi dığım halde yine beğenmeme şaf'| yor; beğendiğim başka bir şair ha: kında «tenkitkâr kelimeler kulla! mamıyda garipsiyor. Beğendiki rimi muhakkak pek büyük bul! duklarım — arasından — seçmer sonra onların eserleri karşısın? tenkit fikrinden, muhakemede"| vazgeçmemi İstiyen bir adam'| nasıl konuşayım. — Beğendiklerimi büyükler — arasından İntihaf edeyim de Homeros, — Shake| peare, Cervantes, Moliğre, (B0 ethe, Dostoyevski ve daha ” iki kişiden başka — muharrirler'| bir para etmediklerini mi söy" yeyim? Firki Süreyya Bey! © adamlarla Tevfik Fikret arasın? daha neceleri vardır, bir düşi!/ senizel Zahmet edip uzun uz yazmışsınız, bunun yerine büy!? şair derken, yani şair kelimi yanına bir sıfat korken bunu £ lişi güzel yazıvermediğim ihtim' lini de hatırlasanız olmaz mı? Tenkitkâr kelimeler kullanım" yalnız ga gelince; bu huyundan, * büyük — şairlerden — bahsed€ ken de vaz — geçemiyeceğil Hayranlığı bir esirlik telâkki mek istemem; en güzel eserde * hoşuma gitmiyen, şüpheli buld ğum şeyler olursa niçin söylel yeyim? Toptan beğenmek... Bu! razı olanların beğendiklerine in? mayın, Fikri Süveya beyl çün” onlar düşünmekten feragat ediy' «teslim» oluyorlar demektir; b buki sanatte beğenmek daima faal bulunmasına, beğ? diğimize — karşı da istiklâlim” Fikri Süreyya bey benim zılarımdaki sertlikten şikâyet © yor. “Birçok yazılarında saP kendisinden ve eserinden bahs'| tiğiniz kimseyi behemehal in' mek istermişçesine bir eda hi$” lunuyor,, diyor. Mahsus yapmı) ' yum ama varsa ne yapayım? V/ sın olsun! Manasız bir eser, * iddia sahibini incitmemekte fayda olacağını pek iyi anlıyâ! yorum. Bir gün bir yazımda iddiadan bahsederken: “Rom tismanın en çirkin şekillerin” biri !, demişim; öyle buluyor#” ne diyeyim? Kanaatimin akf olarak güzelliğini mi iddia © yim, yoksa dolambaçlı bir cü? mi kullanayım ? w Halbuki, Fikri Süreyya P" Ben çok kimseleri incitme* çekinirim ve bunun için kenf, den nefret ederim. Boileal ! «J'appelle un chat un chat ; Rolet un fripon» diye bildiği " bayılırım. —Yazı âlemi, hel'l' reverans yapılacak bir salon ğil, düşündüğümüzü — olduğu * söylememiz lâzımgelen bir .' dandır. Böyle olmazsa | mürekkebi harcetmeye, ok ; ların vaktini kaybettirmeye ©" mi ? |

Bu sayıdan diğer sayfalar: