5 DÜNYA MATBUATINDA —< ÖRDÜKLERİMİ Bir Tanesi 50 Bin Liraya Mal Olan Dört Uskur ! Ingilizlerin —İki — senedenberi 70,000 tonluk muazzam — transat- lantik vapuru yapmakla meşgul olduklarını bilirsiniz. Mali müşkü- lât dolayısile inşa ameliyesi bir müddet için yavaşlayan bu vapur- da, son zamanlarda tekrar - faali yetle çalışılmıya başlamıştır. Bu resimde gördüğünüz muazzam us- kur, bu tronsatlantiğe konulmak üzere Londrada yapılmıştır.Taymis kenarlarından vapura yüklenerek Ciyd'daki tersaneye gidecektir. Madeni ma Amerikada Si Hı;ırn Güne Artmakta ! İnsan Kanı;a Bulaşr;ıış Bir Taş Parçası Elli Lira! Amerlka zabıtası “ 1 numaralı halk düşmanı,, ismi verilen meş- bur haydut (Dilinger) i lâyık ob- duğu âkibete kavuşturdu. Tafsi- lâtım ajans haberi olarak yazdık. Okumuşsunuzdur. Fakat mesele hakkında Amerikadan gelen ha- berlerde öyle mütemmim malümat vardır ki, okurken insanın hayrete düşmemesi mümkün değildir. Me- selâ: Haydudun itlâf edildiği ha- mak merakında olanlar derhal zabıtaya müracaat ederek hay- dudun eşyasının müzayede ile sa- tılmasını istemişler, kanlı gömle- 140 Yaşında «Bir Zenci Cenubi Amerikanın Rio dö Janeyro şehri belediye hastane- bero İsminde bir Zenci 140 ya- fnda olduğunu iddia etmiştir ve 1842 ihtilâline karıştığını, 1865 tarihinde de Paraguvay'a karşı harp ettiğini söylemiştir. Bu Zenci de bizim rahmetli Zaro Ağada olduğu gibi doktor ( Voronof )un meşhur — usülü ile tetkik edilecektir. nezli bronzdır, ağır- | İnsile (75,000) ton olacaktır. k 1500 Liraya! beri şayi olür olmaz hâtıra topla- | sinde tedavi edilmekte olan Ri- | takta â v A B NN X;ıı& ı hğı 33 ton gelmektedir. Kıymeti takriben 50 bin Türk lirasıdır. Curnarder adımı taşıyacak - olan translantiğe bunun gibi dört tane uskur — konulacaktır. Demek ki vapurun — yalnız uskurlarının kıy- meti 200,000 Türk lirasıdır. Ye- künunun kıymeti (50,000,000) elli milyon Türk İirasını geçecektir. Ingilizler gibi Fransızlar da | böyle muazzam bir transatlantik inşasile — meşguldurlar. Onlarınki Ingilizlerinkinden (5000) ton faz- Merıkîılı;k VGündcn 1500 lira vermişlerdir. Zabıta bu ftalebin ilerde tetkik edilebileceği cevabını vermiştir. Hâtıra merak- hları istediklerine kavuşamayınca haydudun düştüğü yerdeki kal- dirim taşlarınmı söktürmüşler ve üzerinde küçük bir kan lekesi bulunan her parçasına 50 Türk lirası - vermişlerdir. Bu paraya, belediye nizamlarına muhalefet- ten dolayı ödenen para cezası * Amerikadan — gelen haberlere göre hayatında 14 cana kıymış — olan buü cana- var, ilk vak'asım herhangi bir silâhla değil, boyanarak revolver şekline getirilmiş olan bir odun parçası ile yapmıştır. Söylendi- ğine göre Dilinger elinde bu parçası olduğu halde bir bankaya girmiş sayısı (35) i bu- lan memurları korkutmuş ve pa- raları cebine doldurarak — savuş- muştur. Fakat bu misal de gös- teriyor ki, insanların ilâhi ada- let dedikleri âkıbet belki geci- kebilir, fakat muhakkak günün birinde saati hulül- eder. De- ğgişmez bir kaidedir: lnıın_ kanı döken ayni şekilde ölecektir. Yine İnsan Hayatı herşeyden Mühim Okyanos Ortasın- da Bir Aktarma Dört gün evvel İngilterenin Pi mouth limanına varan Felemenk b dırâlı Venezüella vapuru Loudra; hasta bir İngiliz zabiti getirmiştir. İn- giliz gazetelerinin verdikleri tafsilâta nazaran bu vapur Okyanusun ortasında logiliz bandralı Maideakead vapurun- dan bir S.O.S işareti, yani imdat talebi alır. Muhabereye girişir ve öğrenir ki, İngiliz vapurunu başmakinisti hastalan- | mıştır, derhal ameliyat yapılmasına ih- tiyaç vardır, fakat vapurda lâzimgelen | aletler mevcut değildir. Venezüclla vapura lüzum görülen aletlerle operatör kendisinde mevcut olduğu için en İngiliz vapuruna bir rendevu verir, doniz ortasında buluşur- lar, hasta Felemenk vapuruna geçirilir | ve orada ameliyatı yapılarak İngiltere- ye getirilir. Haftada 1000 'Türk Lirası Kaza- nan Âktris .. Nevyork Operasının — Prima donnası Mis Lili Pons — birkaç temsil vermek Üzere Londraya gelmiştir. Mis Lili Pons Nevyork operasında haftada ( 1000 ) Türk lirası kazanmaktadır. Fakat Lon- dra seyahatinde gelip gitme ve oturma masraflarından gayri be- her temsil için ( 1500) lira ala- caktır. Mis Lili Pons Londrayı pek | | eyi bilmez, öğrenmek — için boş zamanlarda yaya olırı_k dolaş- makta ve yolu kaybedince polis memurundan sormaktadır. Bir De Bizimki- lerle Mukayese Ediniz ! Fransanın - istasyon büfelerin- de bir şişe siyah şarap 25 kuru- şa, bir şişe beyaz şarap 30 ku- ruşa, bordeau nevinden olanlar ise 90 kuruşa satılmaktadır. Tabii buzlu olarak. Fakat Fransız ga- zeteleri bu fiatleri — tahammül edilemiyecek derecede fazla bu- larak feryada başlamışlardır. Büfe haricinde bu fiat yarı yarıya ek- sik olduğuna göre — bizimkilerle bir mukayese ediniz! İngiliz veliahtı hafta başında Coventry vilâyetinde bir gezintiye çıkmıştı. Humbert adını taşıyan bisiklet fabrikası tarafından mü- esseseyi gezmeye davet edildi. Orada prense büyük babası kıral Edvardın takriben yarım asır ev- vel bindiği üç tekerlekli volospiti gösterdiler. Prens şimdiki zarif ve hafif bisikletlerin babası olan bu âlete büyük bir alâka göster- di ve derhal bununla bir tecrübe yapıp — yapamıyacı sordu. ’ l Müsbet cevep aldı ve bisiklet mücssesesinin müzesinin bahçe- sine çıkarıldı ve prens orada bu iptida! alete atlıyarak birkaç de- vir. yaptı ve büyük babasının gençlik zamanını nasıl eğlence- lerle geçirmiş olduğunu düşündü. Müessesenin müstahdemini bu müddet zarfında bahçeye toplan- mışlardı, pek sevdikleri veliaht- larını memnuniyetle — seyrediyor- lardı ve o da onların arasında kendilerinden biri gibi bulunuyordu. Sis Korkulacak Şeyîîeğil Markoni Mikro - Ondes İmeliryei verdiği Ye Bir Mevce Keşfetti Kaptan Vı;pı;runu Kamarasından İdare Edecek Meşhur âlim ( Markoni ) haftadanberi Londrada bulunmak- tadır. Ay sonunda İtalyaya döne- cektir. Markoni elyevm Mikro- Ondes ismini verdiği, uzunluğu bir met- reden çok küçük herç mevcelerile iştigal etmektedir ve bu mevceler vasıtasile kullanılacak gayet has- | — : sas bir cihaz icat etmiştir. Şimdi | girkelleri ” Talracastla bulunuuğ: tecrübelerini son safhada yapmak ile uğraşmaktadır. Pek yakında neticeyi fen âleminin istifadesine arzedecektir. Verilen malümata | nazaran bu cihaza malik olan bir geminin, hattâ bir tayyarenin artık sisten hiçbir korkusu kalmıyacak ve gemi kaptanı, yahut tayyare pilotu kamarasından çıkmadan yapurunu ve tayyaresini kâmilen kullanacak, en sisli, en karanlık havalarda istediği gibi İlmana girip çıkacaktır. Markoni son tecrübelerini ken- di yatında yapmış ve yat gayet kısa mesafeye konulan iki şaman- dıranın arasından, hiçbirine çarp- madan kumanda köprüsünde hiç kimse olmadığı halde geçmiştir. Denizcilik ile uğraşanların tah- bir | minlerine göre bu yeni aletin denizaltı — gemilerine de — müfit olması ihtimali galiptir. Bu tak- dirde denizaltı gemileri periskopa ihtiyaç görmeden seyrüsefer ede- bileceklerdir. Markoninin keşfettiği cihazı satın almak için şimdiden müte- addit İngiliz, Amerika ve Alman lardır. Fakat âlim cevabını talik Bır Memur Bu Pa- rayı Nasıl Bulur ? Fransada meşhur Staviski re- zaleti münasebetile açılan tahki- katta mühim rol oynamış olan polis memurlarından M. Bony vaktile bir terziye yaptırttığı bir elbiseyi — vazile dolayısile mü- nasebette bulunduğu bir maznuna ödettiği iddiasile zan altına alın- mıştır. İstintak hâkimi bu memu- run evine gitmiş, bu evin ayda 300 liralık bir varidatla yaşaya- bilecegine kanaat getirmiştir. Ma- aşı 150 liradan ibaret olan me- murdan aradaki farkı nereden bulduğunu sormaktadır.