27 Temmuz 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e Bilmecemiz Geçen Bilmece- mizi Doğru Halledenler İstanbul 28 inci İlkmektep 383 Mu- ammer, hayseri merkez kumandanı Zeki Bey oğlu Yahya, İstanbul lise- sinden 505 Seyfettin, Avkara Türk Maarif Camiyeti ana ilk aoartamektep muhasibi Hamdi Bey kızı Fethiye Hanım ve Beyler. Birer kutu oyuncak alacak- lar. İstanbul 4 üncü İlkmektep 29 Perihan, Mersin ithalât gümrüğünde muhasebe kâtibi Esat Bey kızı Süna, İstanbul -Davutpaşa ortamektep — tale- besinden 112 Ali, Uzunköprü zahireci Osman Bey kızı Nesibe Hanım ve Beyler. Birer şişe kolonya alacak- ları İstanbul Galata Sen Jorj Avus- tarya mektebi 5 inci sınıf Gerson Franko, — İstanbul Aksaray — Sofular caddesi Rağipbey sokak — No. G6da Seher, İstanbul Lâleli Mimarkemalet- tin mahallesi - Şeref sokak - No, 22 | Şaziye, — İstanbul muhtelit Bezciyan talebesinden Sirvart Şahbazyan Ha- Dım ve Beyler. Birer muhtıra defteri ala- caklar: ÜÖdemiş ortamektep 4 üncü sınıf talebesinden Reşat Tevfik, İstan- bul Heybeliada sanatoryomunda Salim Halil. Akhisar Alişefikbey ortamektep talebesinden sımf 1 de 90 Müfit, İs- tanbul Çamlıca kız ortamektep - 162 Gülsüm İbrahim, Kayseri kolordu Bin- başı Süleyman bey kızı Celâdet, İs- tanbul Kasımpaşa Hacıferhat No. 14 te Naciye Merâl, (Jorlu Davavekili Şakir Bey müahdumü — Yusuf Ziya, İstanbul 61 inci İlkmektep 145 — İsmet Cemile, İstanbul Cerrahpaşa Açıkgöz sokakta Recsi, Nazilli Recepbey İlk- mektep talebesinden Osman Bey oğlu Orhan Bey ve Hanımlar. Birer büyük suluboya ala- caklar: İstanbul Kadıköy Misakımilli sokak No. 74 Fazıl, İstanbul Beyler- beyi - Üsküdar 43 üncü İlkmektep 7 Sabit oğlu Zühtü, Balıkesir — 5 inci diviziyonda kısım 41 şefi İbrahim Bey oğlu Suat, İstanbul Tekirsaray cad- desi No. 196 da Mois, Uşak — 5 inci kısım fen mumuru İsmail Hakkı Bey oğlu Adil Bey ve Hanımlar. Boya Kalemi alacaklar: İz- tanbul kız lisesinden 53 Semiha, İs- tanbul Çengelköy Talimhanede No. 8de Macide Halit, İzmir Buca 3 üncü mektep baş muallimi Osman Bey oğlu Melih, İstanbül Nuruosmaniye Garzi- sinanpaşa sokak No. 12 de Feyyaz, Ödemiş Zafer mektebi muallimlerinden Sadık Hulüsi Bey vasıtasile A. Şükrü Bey ve Hanımlar. Birer mürekkepli kalem ala- caklar: — İstanbul Vezneciler 6 ncı mektep talebesinden 90 Sabahat Hüs- nü, İstanbul Unkapanı Zeyrek caddesi No. 99 da tütüncü vasıtasile Hikmet, İstanbul Samatya — Pamukçu sokak No. 57 de Necmiye, İstanbul Galata Arapcamii Mahmudiye caddesi No. 197 de Coelâl, İstanbul Gelenbevi orta- mektep 312 İbrahim Salâhattin Bey ve Hanımlar. z Birer küçük sulu boya ala- caklar: Samsun İrmakcaddesi Ne 81 de Muzaffer, İstanbul Fatih 13 üncü İlkmektep No. 529 Feridun Necdet, İstanbul Mahmutpaşa Raatıkçı sokak No. 16 da Hüseyin, Salihli — Altın- ordu İlkmektep 597 Kâzım, İstanbul Beyoğlu Kalyoncu caddesi No. 39 da Rıza Bey ve Hanımlar. Birer lâstik top alacaklar: İs- tanbul Nışantaşı kız. Ortamektebinden 818 Semahat, İstanbul 10 uncu İlkmek- tep 4 üncü sınıftan 204 Peran, İstan- bul Kocamustafapaşa caddesi No. 180 de Şemsattin Nazım, İstanbul Bakırköy Kartaltepe Küçükbağlar No. 16 da Oğuz Bahri, İstanbul san'at mektebi talebesinden S1 Hediye Avni Hanım ve Beyler. Birer kurşun kalemi alacak- lar: İstanbul Sarıyer Korücu mahal- lesinde 17 No.da Mahide, İstanbul Küçükpazar Eozane eaddesi mektep sokak No. 19 de Suat, İstanbul Burgaz caddesi Gezinti sokak No, 12 de Saliha Sevim, İstanbul Bezciyan mektep 2 nci sinif Nazik Şulikyan, İstanbul Galata Postahanesi Halit Fikret Bey ve Hanımlar. Birer kart alacaklar: Bursa (Devamı inci sayfada ) Di ı Doğru ga Ş V vrı t X " ) VA yT *U ) e “Pek büyük kıymetli Türklerden Nizamülmülk'ün siyasetname 'adlı bir eseri vardır. Fara dilile ya- zılmışlır.. Maarif Vekâleti son günlerde bu eserin dilimize çev- rilmesini değerli — profesör - ve filozoflarımızdan — birine - havale etti. Biz. de bugünkü mevzuu- muzu o eserden — alıyoruz,, M. Tl Selçuk — oğullarından — evvel Bağdat, Büveyh oğullarının nüfuzu altında idi. Şimdiki İran da yine bu aileden yetişen emirler tara- findan idare olunuyordu. Bunların içinde Adidütdevle, büyük bir şöhret almıştır. Sebebi de bütlün işlerde gon derece pratik hareket etmesidir. Bu zat, o devirlerde dahi hayli kök salmış olan kırta- / giyecilikten iğrenirdi. Her mas- OTahatı en kısa yoldan görür ve gördürürdü. İşte bu zatin hükümeti sıra- sında temiz yürekli ve az görgülü bir adamcağız, uzun bir seyahate çıkmak mecburiyetinde kalır. O tarihlerde banka yok, banker yok. Herkes parasım ya emin tanıdığı birine verir, yahut ta bir yere gömerdi. Yolculuğa niyet eden adam da düşünür, taşınır, parasını emniyetli birine emanet bırakmak ister. — İyl amma kime bıraksın !.. Sağdaki komşu faizci, soldaki komşu yalancı şahit. Karşıdaki ailenin hayatı beple kafasını birhayli yorar ve nihayet kadıya gidip paralarını lütfen yanında saklamasını rica etmeye karar verir. Kadı efendi, filhakika her gözü kapacak bir hususiyete sa- hip. Bilgisi derin, görünüşü gayet temiz. — Karıncayı — incitmekten korktuğu yürüyüşünden belli, Za- ten ona toz konduran da yok, herkes iffetini, istikametini met- hedip duruyor. Yolculuk namzedi adamcağız, aldığı karar Üzerine bir sabah kadının evine gider. —Helecan içinde, heyecan İçinde ricasını yapar, kerli ferli mollanın bu işe rıza göstermesini temin için elini, eteğini de öper ve — güçlükle muvafakat cevabı alır. — Artık adamın sevincine had yok, nihayet yok. Koşa koşa evine gelir, üç büyük güğüme çil altınlarını sıva- P Tarihi Müsaha Kadıyı Nasıl Kafese Ve Sonra Mahpese Koydular? Hacı Mehmet,HacıMeh su Sizi Ta & | kadar geçer, karanlık. Bu se- | Te ae . k M © Y BO PC ğ dım .;- maca — doldurur, bir: hamalın sırtına yükleterek kadının evine taşıtır. ' Aradan bir iki sene yolcu — seyahatini bitirir, - yurduna döner. Gittiği yerden tedarik ettiği güzel ve kıymetli bir armağanı koynuna sokarak, gelişinin ertesi gün, kadı efendiyi ziyarete koşar. Allah Allah. Kadı efendide tuhaf bir yabancılık var. Herifi ilk görüyormuş gibi bir donukluk ve hattâ soğukluk içinde. Üç güğüm altın sahibi, mollanın ken- disini tanımadığına zahip olur, nefsini tarife kalkışır: — Efendim, der, Hacı Meh- met bendeniz. Galiba seyahat Üzüntüsü biraz yüzümü değiştirmiş olacak. Birden tanımadınız. Molla, düşünür gibi yapar, mırıldanır : — Hacı Mehmet, Hacı Meh- met, Hacı Mehmet. Tanımadım evlât. Sizi ilk defa gördüğüme eminim, Altınların sahibi telâş içinde hüviyetini ispata çalışır : " — Aman efendim, nasıl tanı- sene, GEŞUUR UĞKL BU D SK SA M LN | Son Posta — ğ —< Yevmi, elyasi, Havadis ve Halk gazetesi Keki Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL Gazetemizde — çıkan yazı ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gâzetemize aittir. _W ABONE FiATLARI * Sene| Ây | Ay | Ay Kr. | Kr. | Kı. | Kr TÜRKİYE 1400 | 750| 400 | 150 YUNANİSTAN | 2340 | 1220 | 710 | 270 ECNEBİ 2700 (1400| 800 İ300 Abone bedeli peşindir. Adresş değiştirmek 25 kurüştur. Ça ÇAM . Gelen evrak geri verilmez. H&ânlardan mes'uliyet alınmaz. | Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. V Posta kutusu: 741 İstanbul Telgraf :Sonposta ı. Telefon :20203 bi Y t e r* v S kara eli ı 1 ğ t SAFT —— N met Kerli, ferli mollanın bu işe rıza göstermesini temin için elini, eteğini de öper ve güçlükle muvafakat cevabı alır mazsınız ? Yolculuğa - çıkarken size üç güğüm altın emanet bıra- kan Hacı Mehmet! Kadı, acır gibi görünür : — Vah zavallı, der, iyi saatte olsunların şerrine uğramışsın. Bir nefesi kuvvetli adama okun, bel- ki kurtulursun. Ve Hacı Mehmedin sızlanma- ya başlaması üzerine el çırpar, gelen adamlara herifceğizi gös- tererek Şşu emri verir : — Delirmiş, saçma — sapan söyleniyor. İncitmeden kapıdışarı edin | Zavallı Hacı Mehmet, kime | dert yanacağını da bilemiyerek sokak sokak dolaşmıya, gecelerini de ah içinde, figan içinde geçir- miye başlar. Herkesin temiz de- diği ve elini öpmekten — şeref duyduğu bir adama dolandırıcılık isnat etse, gülünç olacağını va belki delilikle ittiham olunacağını sezdiğinden felâketini bir dostu- ne da söyliyemiyor. İşte bu vaziyette bir iki ay geçirir, nihayet bir dostuna sırrını açmıya yol bulur, ağlıya ağlıya vak'ayı anlatır.. O adam, insaflı veya tecrübeli olacak ki Hacı Mehmetle eğlenmez, Mollanın le- hinde bulunmaz ve ona Emir Adidütdevle'ye müracaat etme- sini tavsiye eder. | Emir, dolandırılan bedbahtin hikâyesini sükünetle dinler: — Sen, der, beni gördüğünü kimseye söyleme. On gün sonra yine buraya gel, Mollayı benim" yanımda oturmuş göreceksin, te- lâş filân göstermeden paralarını - İste, | hazine teşkil eder. Ertesi gün de kadıyı davet eder, memleket dahilinde uzun bir seyahate çıkacağından, bu seyahat —sırasında askeri bazı teşebbüslerde bulunmak ihtima- linden ve bu sebeple de bir kazaya uğramak imkânından bahseder, .sonunda kadıya şöyle bir teklifte bulunur: — Bizim kuvvetimizin temelini Bu seyahat- ten olurki dönemem, o vakit evlâdımla akrabam arasında post kavgası yüz gösterir. Ben hazine- min mühim |bir kısmını size ema- net edeceğim. Şayet ölürsem siz bu emaneti büyük oğluma teslim edersiniz. Ve Kadı Efendiyi, hazine oda- — LA - v 36 7 7 ÜO AĞ Kari Mektupları Çeşmemizin Suyunu Kesmesinler Kadıköyünün Hasanpaşa mâ hallesinde cami önünde Kayışdii süyu çeşmesi vardır. Birkaç güft denberi bu çeşmenin suyu gül düzleri az, akşamları vasat der€ cede akıyor ve halkın da saat lerce beklediği halde su ihtiya€ temin edilemiyor. Bunun sebeb belediyenin belediye hissesini mak için İkbaliye çeşmesini sakâ' lara hasretmiş, diğer çeşmeleri! de halkın ihtiyacına bırakılmı! olmasındandır. Bittabi — herke! | bizzat çeşmeden su alamamaktâ bu hususta da sakalar ateş bt “hasına bir ihtikâr yaparak bll buçuk — tenekelik bir fıçıyı kuruşa satmaktadırlar. İstanbulda tanıdığım hemel yalan değilse muhtelif semtlerdi .60 1 mütecaviz menba suyu var" dır.Şehirde bu kadar su bol ikem mahallemizde de bize tahsis edil miş bir çeşme varken iki bint yakın sakini - olan bir mahallt susuz bırakılır mı? Belediye vıri'î datını. kaybetmemek — istiyorsi bu çeşmeye bir memur ikami etsin. Halkın ihtiyacı olan suyü kesmekle alınan tedbir doğrü olmasa gerek. Çok rica ederlzi şehrin olan ve halka tahsis edi len bu suyu kesmesinler. Kadıköy Hasanpaşa mahallesindel Osman Türkçe Kanunu Lâzım Ankarada Cebecide 12 numa" ralı evde oturan Mete Hakkı Bey “gönderdiği bir mektupta memle' kette Türkçe konuşmanın mecburl tutulması — lüzumundan — bahsilt Ankarada bile telsiz civarındakt lerin kürtçe, Yahudi mahallesinit yahudice, umumi hapisane cıva' riınin boşuakça konuştuğuna İşa! ret etmekte va türkçeyi hâkim kılmak, bütün Türk vatandaşları' nın sadece türkçe konuşmasın temin etmek için bir kanun çıka' rılmasının muvafık olacağı kansi atinde bulunduğunu bildirmek' tedir. sına götürüp altınla dolu yüt büyük güğlüm gösterir: — İşte, der, size vereceğin paralar. Siz hemen kendi evinizdi bir mahzen hazırlayınız, bunlar on güne kadar taşıtınız. Molla, Emirin gösterdiği itima da teşekklürle saraydan çıkar etekleri zil çala çala evine gider vakit geçirmeden amele tutaf kireç ve taş getirtir, bir mahzel vücuda getirmiye koyulur. Onun muayyen olan gündi saraya gittiğini ve yüz güğül altını evine taşıtmıya hazırlanır ken karşısında hacı Mehmed gördüğünü söylemiye hacet yoli değil mi?.. Molla bu sefer herif ceğizi pek güzel tanımış ve he men parasını almıya gelmesin söylemiye lüzum görmüştü. Hikâyenin mabadı üç güğün altın dolandıran Mullanın Emil tarafından verilen emir üzerin! hapse atılmasından ibarettir. Nİ zamülmülk bu hikâye ile emniyet sulistimalin bilhassa sahte vekâl adamlar tarafındun yapılmakti olduğunu göstermek istemiştir. Sade olmakla beraber pratil iş görmekteki zevkli isabeti göf terdiği için dikkate değer bil masall ' #0 66 Te AAA Gd ga M M. T hi Ai e A

Bu sayıdan diğer sayfalar: