Çankırı Köyle- rinde Son Posta Çankırı (Hususi) — Karacalar nahiyesine bağlı olan âşar köyü eski ve tarihi bir köydür. Köyde kırk ev vardır. Köyün ortalık yerinde eski büyük bir cami var- dır. Camiin üzerindeki tarihten, camiin 1166 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Ahalisi münha- sıran ziraatle meşguldür. Köylü- ler çok çalışırlar. Bu civardaki köyleri ova ve Yayla köyleri diye ikiye ayırmak mümkündür.. Tabii verim itiba- rile ova köylerile yayla köylerinin geçim vasıtaları ve yaşayış tarz- ları değiştiği gibi ovada kurulan köylerin ahalisile yaylada oturan köylerin ahalisi arasında teşek- külâtı bedeniye ve ahlak üzerin- dede bir takım değişikliklerin husule (geldiği (o görülmektedir. Meselâ Yayla köylerinde otu- ranlar daha haşin ve fakat vücut itibarile daha fazla gelişatlı yüz itibarile daha güzeldirler. Ova köylerinin ahalisi daha zayıf nahif daha zarif ve daha kibardırlar... Foncak köyü de yüksek bir dağın tepesinde kurulmuştur. Bu güzel ve şirin dağ köyünde otuz beş ev vardır. Bu köyün yanıba- şında yirmi beş evi ihtiva eden lücir köyü vardır. Bu köyde Foncak köyü gibi güzel manza- ralara bürünmüş bir dağ köyüdür. Bu köyler yüksekte kurulduğu için çok soğuktur. Bu köylerde ziraat tabii olarak az olduğu için köylüler odunculuk yaparlar. Bu köylerde yaşıyan ve yaşamak için feragati asıl sayan köylüler bu- günkü alıştıkları içtimai hayatın güçlüklerine seve seve katlan maktadirlar. (Köylerde misafir için ağaların misafir odaları var- dır. Gelen misafir bu odalara alınır, ikram ve izaz olunur. Köylülerin, misafirin kendi kıs- metile geleceğine kanaatleri oldu- ğundan insan bu köylerde aylarca gezse beş para harcamadan şehre dönebilir. Üdbeni Geğği M. Kemalpaşada Hocalar Cübbelerini Yalnız Vazife Başında Giyecekler M. Kemalpaşa(Hususi) — İmam batip ve bu mesleğe mensup bilu- mum zevat badema ruhani elbi- selerini ve sarıklarını yalnız vazi- feleri başında giymiye ve bunun haricinde medeni kıyafetle dolaş- mıya karar vermişlerdir. Hanım- larımız da badema çarşaf ve peçe kullanmıyacaklar manto ve ferace giyeceklerdir. Bir Köylü Araba Altında Kalarak Öldü M. Kemalpaşa (Hususi) — A- zatı köyünden 50 yaşında İsmail Ağa tarlasından öküz arabasile avdet ederken uyumuş, araba dev- rilice altında kalmış, ölmüştür. Muş Halkevi Ve Köylüler Muş (Hususi) — Halkevi köy- cülük şubesi üç ay içinde köylüye meccanen 1067 istida ve İlmüha- der yazmıştır. Köylü Halkevinin bu şekildeki yardımlarından çok mütchassis olmaktadır. Uludağ Seyahati Bursa (Hususi) — Yerli mallar sergisinin “tertip ettiği Uludağ seyahatine 23 otobüsle gidi miştir. Hava ılk olduğu için seyahat pek iyi geçmiştir. Eskişehir - Elâziz Yolunda Adanada Kırk Senedenberi Görül- Adana (Hu- susi) — Eskişe- hir-Adana, Ma- latya yolile bun- dan evvel de seyyahat © yap- mıştım. Fakat o zaman bu muntazam ser- visleri, iyi mua- meleyi o görme- miştim, Eskişe- hirden sonra Toros ekespersi bizi muhteşem Toroslara ulaş- tırdı. o Çekoslo- vakyalı madamın bitip tükenmek bilmeyen filimleri; Torosun uçurumlarını, şahikalarını ve çamlı yamaçlarını hep midesine attı, senede bir kere grup halin de dünya seyahatine çıkan kadınlı, erkekli bu seyyah (kafilesinin muntazam not, fotograf ve tet- kikleri karşısında her sene bir kıt'a- nın bu seyyah kafilesi huzurunda ne kadar küçüldüğünü siz tasav- vur edin. Yolcuların her biri birer taraf, kimi neş'eden neş'eye, kimi buhrandan kedere gidiyor. Adanada 8 Saat Adana, sıcakların hüküm sür- düğü bu diyar, zümrüt ovasile, feyyaz toprağile, fakat mütema- diyen arak şebnem olmuş gül üs- tünde kabilinden terli sakinlerile iklimi hususiyetlerini derhal ifşa ediyor. Adananın ©n büyük vasıflarından (Obiri de yerli halkın güzel ogözlü Oolması- dır, galiba kleopatranın ahfa- dından buraya gelenler var, bik hassa, kadınları, dünyanın en güzel gözlü mahlüklarıdır, cehen- nemi bir sıcak her tarafı kasıp kavurmakta olduğu halde sıcak miyen Bir Bereket Var Adanada dere kenarı senpatilerile Adana dilberleri #w cağa birer rakip (olmuşlardır, bir müddet evvel gölgede hara- ret derecesi kırkbiri bulmuştur. Halkın ekseriyeti ceketsiz, gra- vatsızdır. Kavun, karpuz, üzüm, sebze, geçilmeyecek kadar boldur ve ucuzdur. Adana sanayi ve zi- raat mıntakası olmak itibârile birçok vilâyetlerimizden zengin, halk tamamen müstahsil. Burada sefahate temayül fazla görülmek- tedir. Istasyondan şebre girerken iki taraflı güzel ve kübik binalar olduğu halde şehrin kesif ol- duğu mıntaka methlinde adeta taş devrinden kalmış, sakil bina- lar gözükür, senelik bütçesi (375 bin) lira olan Adana belediyesi- nin bu çirkin manzaraları, kısmen yıkması, kısmen tamir ve ıslah etmesi beklenmektedir. Cömert bir tabiate malik olan Adana çok daha ihtimamlı imara, plânlı in- kişafa müsait ve muhtaçtır. Adanalılar kırk Seneden- beri Görmedikleri Feyze kavuştular Adanada pamuk, buğday ve Bigada Tarsusta Iskân Koyunlarda Çıkan Dalak | Muamelesi Tarsus (Hususi) — Mıntaka Karpuz 10 Paraya Satılıyor Hastalığının Önü Alındı Biga (Hususi) — Bazı köyle- rin koyunlarında dalak hastalığı zuhur etmiş ise de kaza baytarı Resul B. tarafından haber alına" rak derhal mahalline gidilmiş ve bu hastalığa tutulan koyunlara aşı yapılmak suretile tedavi edik miş, hastalığın başka yerlere si- rayelinin önüne geçilmiş ve has- talık olan köyler (o muvakkaten #ordon altına alınmıştır. Hastalığa duçar olan koyunlar üzerinde tatbik edilen aşı, Balı- kesir Baytar Müdürü Behçet Be- yin hazırladığı dalak aşısıdır. Bu- nun, hayvanlar üzerinde tatbik: ameliyesi çok kolay ve basittir. Her koyunun kuyruk sokumun- emma iskân müdürü İrfan ve memur Celâl Beyler Tarsusa gelmişler, tevzi edilen arazinin tapolarını hazırlamıya ve iskân muamelele- rini ikmale başlamışlardır. Burada asayiş çok mükemmeldir. Bir ay zarlında tek bir zabıta vakası bile kaydedilmemiştir. Gemlikte Orman Yangını Gemlik (Hususi) — Kapaklı tepelerinde bir orman yangını çıkmış, tevasüüne meydan veril- meden söndürülmüştür. omannaa sanan. samananaansnessnaaaananamnanasasnlkammesaszz dan yapılan bu aşı derhal tesiri- ni yapmakta ve uzun müddet koyunlara bu hastalıktan muafiyet kazandısmaktadır. sair (o hububat mahsulleri Oha“ va ahvaline tabi idi, filhaki- ka bu sene de öyle (olmuştur. Tam © vaktinde yağan ve feyiz ve bereket geti- ren yağmurlar Adana çiftçisinin yüzünü güldür- müştür.! Oo Hem öyle ki bu sene mahsul koyacak yerin ve müş- terinin bulunması şimdiden düşü nülüyor. Adanada kırk senedenberi görülmiyen feyizli mahsulü bu sene alınacaktır. Adana bu sene müsait müşteri bulmakta gecik- mezse çok müreffeh, çok semereli neticeler elde etmiş olacaktır. Fabrika, pamuk ve hububat ve sebze diyarı olan Adananın İs- viçrede bile bulunmıyan bir de sanatoryomu, yaylası vardır. Bü- rücek yaylası . Bürücek yaylası, sayfiyelerle, köşklerle süslüdür. Muazzam ve asırlar görmüş çamlarla süslü olan Torosun bu eşsiz şahikalarn çok nefis ve soğuk sularile, bulunmaz havasile (OAdahanın bir sıhhat yurdudur, bu yaylaya giden tokluk nedir bilmez, en sıska Adanalı yaylada bir ay oturur, 18 yaşında sıhhatli bir delikanlı halini aldıktan sonra Adanaya iner, memurlardan başka hep yerliler Bürüceğin tadını çıkarı- yorlar. Boğma ( Adanaya mahsus bir içki ) ile sıhhatini ihlâl eden her Adanalı dünyanın östünlük kabul etmez bir sıhhat diyarı olan Börüceğe koşar. Alanyada Sıcaklar Fazla, Bir Kilo Alanya (Hususi) — Havalar çok ısınmıştır. Kasabada oturu lamıyacak Okadar sıcak vardır. Halk Sübüçimen, Türbelinas yay- lalarına göç etmeye başlamıştır. Bu yaylalarda bü mevsimlerde enaz 3ibin nüfus bulunmak- tadır. Bu sene kavun ve karbuz çok boldur, şimdiden kilosu 10 paraya düşmüştür. Beş kuruşluk karpuz bir kişiye bir hafta kifayet etmektedir. Şimdiye kadar vilâ- yetlerimize 379 bin karpuz sevk edilmiştir, Yunanistana ve adalara külliyetli miktarda hayvan ihra- cına başlanılmıştır. Türkiye Cü —— amaa amm mhuriyet MerkezBankası Istanbul Şubesi Galata'da Bankalar Caddesinde İnhisarlar Müdüriyeti Umumiyesinin bulunduğu binaya nakil ile 25 Temmuz 934 Çarşamba gününden itibaren orada muamelâtınm devam edecektir. Nakil mü- nasebetile Bankamız gişeleri 24 Temmuz 934 Salı günü kapalı bulunacaktır. «4004» Resimlere, Lie Müstehcen Yazılara Dair Nurallah At “Yedi gün, ün bu ayki nif halarının birinde Sedat Simatk fransızca haftalık mizah gezi lerinin açık resimlerinden şikâyet ederken diyordu ki: «Çok iyi biliyoruz ki Paristef her hafta İstanbul'a vagon sevkedilen müstehcen ların adedi 10.000 den aşağı d€” Zildir. Fransız kitapçıların ikracst matabı olan bü & mecmunlsfi başhca hususiyetleri de az ya ve çok resimli olmalarıdır. 30 b 70 kuruş arasında satılmaları rağmen pek çok alıcı bulan mecmuaları ekseriyetle genç tecrübesiz o kimselerin ellerinde görüyoruz. Dedik al baştan baf# açık fotoğraflarla dolu olduklsfi” için bunları alanların fransız bilmelerine de hacet yok! Doğrusu onların bol ya: da olsa hafifçe fransızca bilme$ Anlaşılmalarına bol bol yeter, F# kat asıl bundan bahsedecek d€” ğilim. j San'atte müstehcenin neredf başladığını kestirmek hayli mf” küldür; açık saymak hiç te hak” sız olmıyacak birtakım resimleri” kitapların bu kusurlarını afeti recek, hatta bir meziyyet saydi racak bir san'at kıymetleri oldi” ğu da muhakkaktır. San'atin dak ma bir terbiye fazileti olduğunü bundan dolayı güzel denebilece# hiçbir eserin müstehcen olamıy#” cağını iddia edenlerden değilim” Vakaâ sanatin insanları yükseltei bir kuvveti vardır; fakat bun99 müstehcen neşriyatı reddeden ahilik ile bir alâkası yoktur. Bunları, Sed8' Simavi'nin kaşdettiği gaze müdafaa için söylemiyorum; kis, onlar benimde £ sinirim& dokunur. ğ Çünkü onlarda yalnız müstel” cenlik değil, bir de hayasızlık vardır. Maksatlarinın ne olduğu" nu, yani kariin sırf ainsi arzula” rına hitap eden resimler, yazılar" la para kazanmak, Ben de onlar” dan birkaç tanesini okudum; hep sinin hikâyeleri, resimleri biribi rininkilere benzer. O mecmualaf* dan bir tanesinin Üç nüshasini okuyan, hepsinin beş on senelik koleksiyonunda neler bulunduğu" nu bilir. Onlar hiç olmazsa railik gösterip maksatlarını ört“ meğe, gizlemeğe lüzum görme?” bei a mmseketek iki La" Rochefoucauld: «Riya, reziletif fazilete gösterdiği, hürmetin nk şanesidir» der. Açık mizah ge zeteleri fazileti doğrudan doğru" ya tahkir ederler. Yalonları okuyanlara ne demeli? Bu adamların hiç mi hayal kuvveti yok ki o mecmuslara ihtiyaçla oluyor? Hepisinin ilân sayfaların8 bakın: İhtiyarlara mahsus birtakım ilâç tavsiyeleri ile doludur. Dem ki bunları (bilhassa © ibtiyarls” okur, Öyle ise bizde niçin gençlef okuyoruz; niçin biz onları bilhass# «genç ve tecrübesiz kimseleri9 ellerinde» görüyoruz? Bunun sebebi basittir: Züpp*” lik, düşüncesizce bir Frenk mu habbeti. Bu memleketin birtakım kimseleri fransızca her şeyin büyük kıymeti o olduğuna ims# etmişlerdir. O müstehcen gazet©” leri « bedii zevk » aramak iç yeke sl leri ör gösterenler kundu; i edilse pekâlâ memenin Çünkü gençlerin o mecmualara ihtiyaçla” olduğunu tasavvur etmek dah müşküldür.