14 Temmuz 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

6 Sayfı SON POSTA aa AŞEE aa # Dünya Hâdiseleri d Zaro Ağanın Ölümü Münasebetile Her hangi bir hâdiseden, hele işin içine biraz da muhayyelemizi ka- | rıştırınca bir ilân çıkarmak kabil oluyor. Zaro ağa- nın ölümü Fransız gazetelerinde bir ilâna vesile olmuş. Gazete diyor ki: « 164 yaşında öldüğü haber verilen bu ihtiyarın otopsisi ya- pıldığı zaman üç böbreği olduğu görülmüştür. 164 sene yaşamış olması hiç şüphsiz bu sayededir, çünkü vücudumuzun en mühim uzuvlarından biri böbrektir. Böb- reklerinize iyi bakın ve bunun için falan ilâcı kullanın.» Üç böb- rek... Bu kadar da mı yalan ol- masın ? O gazete Zaro Ağanın yerine yeni bir ihtiyar bulmuş. Vakıa Amerika'nın Naşvil şehri ahali- sinden Vil Batler « amca », 164 ünü bulan ihtiyarın yanında pek genç sayılırsa da yine birçok ihtiyarların büyük babası olabilir: 121 ine girmiş ve henüz sapasağ- lammış. Henüz ölmediği için bu yaşa ne sayede geldiğini katiyetle kestiremiyorsa da viskinin bu işte her halde bir hizmeti olduğunu söylüyor. Vil Batler « amca » az yer, fakat her gün muntazaman içermiş. Maamafih gazete viskinin markasını söylemiyor. * Hemen hemen her memle- ket seyyah ecnebi celbet- Fransada bir ilân Evvel meğe çalışır. Bil- ee hassa bu buhran ecnebiler | ,amanında İngiliz- ler bile memleketlerinin ucuzlu- ğunu methediyorlarmış. Fakat seyyah celbi için ecne- bilere güler yüz — göstermenin en tuhaf — tecellisini, - fransızca bir —gazetede - gördüm — kari- lerden biri Paris — şehrinde et taşıyan arabaların pisliğinden hıfzisstıhha şartlarına riayetsizli- ğinden şikâyet ederken diyor ki: «Bu mahnzarayı ben gördüğüm gibi 6 esnada Trokadero bahçe- lerinde gezen İngilizler de gördü; artık o adamcağızlarda ııtihı kalır ? » Kendi midesi belki kabul ede- cek amma İngilizlere aciyor. Mi- safirperverliğin bu - derecesi de belki bir meziyettir. * ir zamanlar bir hesap ya- pılmış ve yer yüzündeki Bir bütün insanlar üneriine h zamanda ba- Biltresi ğıracak — olsalar Yyesi | cıkacak sesin ay- dan duyulacağı anlaşılmış. Bu da zor bir şey mi? Tam on sene çalışılmış, her tarafa adamlar gönderilmiş ve en ücra köylere kronometreler dağıtılıp ahaliye tenbihatta — bulunulmuş. — Tayin edilen tarih yaklaşmış, artık hertarafta herkes ©o gün edi- lecek gürültüden başka bir şey- den bahsetmez olmuş. Herkes hazırlanmış, olanca hızile «Vurr» diye bağırmıya talim etmiş. Nihayet günü, saati gelmiş; fakat herkes çıkacak gürültüyü okadar merak etmiş, okadar duy- mak istemiş ki dikkati bağırma- sına mani olmuş ve ö-anda yal- nız Fici adalarında bir sağırla bir de Pekinde bir hoca bağırmış ve o an, dünyanın yaratıldığından- beri misline tesadüf edilmeyen bir sükütla geçmiş. “polisi, Union İnstrumental, Son Posta isvıçrede Seyyah Celbi Davasında Düşünülecek Bir Nokta Seyyah Kendıliğinden Gelmez, Ona, "'I:uı'çn halkı, türlü millt kıyafetlerle geçit resminde İgördükleriniz Grüyer peynircilerile Arle. 'yenlerdir| Lozan, ( Hususi ) — İsviçre dağlarından — doğup — Fransada Akdenize - dökülen sakinleri, her sene olduğu gibi bu sene de bu güzel nehrin bay- ramını yaptılar. “Ron nehri bayramları,, her sene bir başka vilâyette yapılır. Meselâ şimdiye kadar olan sekiz bayramdan her biri sıra ile 1926 da Fournon'da, 1927 de Lyon'da, 1928 de Avignon'da, 1929 da — Geneve'de, — 1930 da Arles'te, 1931 de — Valance'de, 1933 te de Marsilyada yapılmıştı. Bu bayramların gayesi, muhtelif müsabakalar, spor eğlenceleri ile halkı bir araya taplayıp tanıştır- mak ve ticari hasılatı arttırmak- tan ibarettir. * 1934 ün Ron bayramı ge- çenlerde Lozanda yapıldı. 27-29 hazirandaki müteaddit toplantılar- dan sonra nihayet son gün öğleye doğru Ron bayrağı. açıldı, kala- balık bir halk kütlesinin neşeli tezahüratı- arasında parka Ron ağacı dikildi ve akşam üstü de büyük bir müsamere 've zıyıfet verildi. Ertesi gün ilık bir güneş vardı. Binlerce halk toplanmıştı. Bayramın en tatlı günü ve gecesi belki de (30 ) ağustos günü ve gecesi oldu. Gündüz çok heye- canlı tenis ve deniz müsabaka- larından sonra gece mühteşem bir havai fişek eğlencesi yapıldı. Bütün bu müusabakalar ve eğlen- celer esnasında muhtelif bandolar güzel parçalar - çalmış, bayramı daha canlı bir hale sokmuştu. * Bir temmuz sabahı bayram hizmi kaybetmemiş, bilâkis daha çok - canlanmıştı. Evvelâ eskrim ve deniz müsabakaları - yapıldı. Sonra bütün halkın dört gözle beklediği — büyük — resmigeçide başlandı. Bu resmigeçitte her millet kendi milli kıyafetlerile ve kalabalık bir halde geçiyordu. Resmigeçide üç bin kişi iştirak etmişti. Kısım kisim - ayrılan bü üç bin kişi şu sıra ile geçtiler: Başta şehir bayrağı ile Lozan Ron bayrağı, Leman gölü korsanları klübü, — Lozan — gazetecilerinin çiçeklerle süslü —otobüsü, sey- rüsefer birliği, tahlisiye - birliği, balıkçılar, yüzücüler, plâj — ve |deniz sporları klübü, Arleziyenler, amele bandosu, Nis kızları, Mar- silyalılar, : Provans > Akademisi, koöllejter bandosu, mavi kurdeleli 7 Gelecek Ron nehri | | ları vardı. Ronlular, jim- nastik tabur- cuları kürekçi ler, küçük talebeler, Lozan akor- deonisleri, ilâh.. ilâh.. Resmi geçitte birçok güzel ve cazip kadınlar, kızlar, dansederek;, * şarkılar söyliyerek geçtiler. Bu meyanda askesi dragonlar, eski jandarma ve kolcular, 1803 mu- hafızları, 1798-1803 Helvet askeri ve hassa askerleri, Savoie silâh- şörleri de vardı.. Helvet askerle- rinin elbiseleri Ççok korkunçtu. O anda kendimi adeta orta ka- rınlar kıyafetile dolu bir müzede zannettim. Helvet — askerlerinin deriden yüksek, kıllı ve heybetli birer başlıkları, bir sürü balta ve topuzları, acaip bir de silâh- Bu resmi geçidin 5 iİnci gru- punu Suisse Romandein milli kı- yafetli ahalisi teşkil ediyordu. Bir sörü — bayralı ve tanburluların arkasından İsviçrenin genç kız- ları. sevinç şayhaları köpararak, sıçrayarak meşhur dağ şarkıla- rını söylüyorlardı. | Müteakiben geçen Vaud kan- | töni, çiçekçi, tohumcu ve şarap- çılardan sonra, Neuhatel kanto- nunun elbiseleri alkışlandı. Fribourg — kantonu , hğlkının sırtlarında peyüair dulumları ile geçişi de büyük bir alâka uyan- dırdı. Alman İsviçresinin kıya- - fetleri de çeşit ve renk itibarile hepsinden üstündü. Yedinci. grup- ta Lozanın birçok kulüpleri, av- «sileler Verilir 'alkış kazandı. cıları, musiki cemiyetleri vardır. x Çok eski devirlerden kalan bu elbiseler, bu çok enteresan kıyafetler her sene İsviçreye bin- lerce ecnebi çeker ve ecnebilerin İsviçreyi tercih ederken — düşün- dükleri- ilk şey bu görmektir. Fakat bu kıyafetler zamanla kaybolmuştur. Bazı — şehirlerde hemen hiç görünmez.. İşte İsviç- reliler, ecnebilerin rağbetlerini kaybetmemek için bu gibi bayram- ları ihdas etmişlerdir. İşte geçen- lerde yapılan Ron nehri bayramı da, bu fikri koruyan bir bayram- dı ve diğer senelere nisbetle çok daha güzel, eğlenceli oldu. Bir temmuz günü resmigeçit- ten ve stadyomda yapılan müsa- bakalardan sonra, akşam belediye tiyatrosunda bir gala müsameresi verildi, ( Valais)li bir genç kızın söylediği halk şarkıları haklı bir Tiyatroda Ronun kıyafetleri | dört mevsimi, tabloalar ve dekor- larla çok güzel canlandırılmıştı. “Bu bayram, buzevk, neş'e, eğlen- ce ve ecnebilerin akını ile para getiren bayram, bizde de yapılsa Bize Gönü * » j Size Tabiatınızı Söyliy! Resminizi kupon ile göndü” — Kupon diğer — sayfamızdadi" > Resminizi bizim millt kıyafetlerimizle, şar- kılarımızla, oyunlarımızla — tes'it edilse, acaba muvvaffak olamaz mızyız? diye düşünüyorum. Çünkü seyyah — kendiliğinden — gelmez. Ona, gelecek vesileler verilir. Mehmet All Berlin Sokaklarında İki Katlı Yeni Otobüsler.. Berlin otobüs şirketi benzin ve müstahdem mas- raflarını kısmak maksadile oto- Ü büslerini çift katlı —— olarak — yaptırt- ( mıya karar ver- miş ve yeni oto- büslerini ilk defa olarak bu pazar günü kullanmıya başlamıştı. Bu otobüaler çift katlı olmalarına — rağmen tehlike teşkil edecek derecede yüksek değillerdir. Bu otöbüsler- de şoför mevkü #k katta değil, ikinci kattadır. Resmimizde gölge halinde görebilirsiniz. | | | | GOPUĞE GÖĞURTU NU AU AU VKS KĞĞĞĞĞENANUMAR MMM DA a t VÜ 'tehevvür Eliya Efendi: | başlıdır. BHer Y kulmaz, her $8 dahale etme sözden husüsiy” | kanşdmııınd# i nir. Zahmetler& © killere tahammt” terir, — rahatint | ı düşkün değildir | muameleye K#T rültü çıkarmadk 24 Tekirdağı: çinmek ister. 25 Tekirdağı Mardi Ef.: Üstil pos, intizam kuyuda- P | tına dikkat ve itina eder. Yalnız işile meş- | gul olmaz, — etrafına karşı uyanık hisli dav- ranır. Münakaşayı se- | ver, fikirlerinin ka- bul edilmesini ister, başkalarının — iradele- tine kolaylıkla — üy- sal olmarz. - 29 İstanbul: D. K. Bey: ( Resminin dercini istemiyor | — j M. Sait Beyle beraber yürüf muvaffak olabilen bir arkadaştır *| diğerlerine karşı tahakküm *" duymaksızın uzüun müddet ıyl“ , ve mefküre etrafında yürüyet yekdiğerine benziyen hususiyetl€"| aralarında — küvvetli bir rıbıll : etmiştir. Cemiyet hırekıtlorindiı" berlik vezaifinde muvaffak olabil! - 32 Trabzon - M. A. H ( Resminin derelni istemiyor ) —| Ev iılırinde titiz ve hamarattir: baplığı iyi olabilir, fakat pok olmıya gelmez, sözlerini esirg olduğu gibi tok söyler ve bazsn ne: olur. Doğruluk bahsinde M kaidelere riayetkârdır. Para ve lerinde tutumlu davranır. .- | 28 İstanbulı M:.Sait Böy: — —— — (Resminin dercini İstemiyor ) — Bir iş üzerinde milessir olmi" haz duyar, yapmaktân ziyade ) maekta muvaffak olabilir. Çok (6 karşısındakini iknaa çalışır. Ku” hareketlerde bulunur, idareci bir ” hususivetlerini muhafaza eder, —— - 27 » Adana V. S Bey; ) ( Resminmin dercimi istemiyor ”i Heyecanlı ve ataktır. Çabuk * hiddet ve iğbırarında ölçü olmiğ'| lir. Bazan küçük birgey için *” österir. Sözleri tok ve 7 vasızdır. Fakat kırıcı ve hakaretli | mıyabilir. Bu haline alışkın olm bidayette — sinirlenirlerse de, «0f kolaylıkla hoş görebilirler. Yeî. ılyııl, Havadis ve Halk ı x a Beki Zabtiye, Çatalçeşme ıokıi'ı- ı İSTANBUL # Gazetemizde — çıkan İf ve resimlerin bütün Bâ'iğ mahfuz ve gızetemızî g ı ABONE FiATLAF 416 3 g Sene| Ay | Ay |i YUNANİSTAN | 2340 |1220 | 710 | ). ECNEBİ 2700 |1400| 80057 Aboöğü “bedeli peşindir. Adre' | değiştirmek 25 kurüştur. — | “Çaasna n ”“ Gelen e€vrak geri verilme* | ilânlardan mes'uliyet alın!? | : Çevap için mektuplara 10 kut!?” pul ilâvesi lâzımdır. sta - kutusu: 7T41 İsta elgraf :Sonposta elefon :20203