a Bir M -7 » 94 Nakili: A.R. b_'lîlftup h “Nihat, Yine Tehdit Ediyor.. Nereye Gitsem Elinden Kurtulamıyacağımı Yazıyordu..,, n CDS T Teyzehanım, bu kelimeyi an- Tamamış ve yahut buna bir mana verememiş olacak ki: sordu: — Neci?... — Postacı... — Üstüme iyilik sağlık.. Bi- zim evde postacının ne İşi var, ayol. Kimim var ki bana kimden mektup gelsin.. Yanlış olmasın sakın. Postacı, zarfın Üzerini okumak suretile cevap verdi : — Çengelköyünde.. Iskele cad- — desinde 48 numaralı Fıtnat Ha- — mımın hanesinde misafireten mu- kim Melek Hanıma... Işittin mi Hanımteyze.. Yanlışı yok. Hemen — yerimden — fırladım. Merdivenleri ikişer Üçer atladım: — Mektup, bana imiş hanım- teyze.. mutlaka Nadiredendir. Diye, koşarak mektubu pos- facının elinden aldım. Kapıyı kapar kapamaz, zarfı açtım. Kol gdemirine — dayanarak — okumaya buşladım. Mektup Melek! ı Çocukluğumda İstanbul sokak- — larında ara sıra tesadüf ettiğim bir kabakçı arap vardı. Bu arap, hem elindeki uzun saplı kabağını çalar, hem de arkasından sarkan Ozun tilki kuyruğunu sallaya sal- - laya şu şarkıyı söylerdi: | Halebo gittim, kurtulamadım. Şama gittim, kurtulamadım. Dingala kuzum dingala, Kömür koydum, mangala... İşte Melek, Ben de bugün bu — şarkıyı sana karşı söylüyorum. Ve / Senin de benden öğrenip söyle- — Meni tavsiye ediyorum... Arkada- şin olacak © Nadire kaltağının —evinden mahatetle kaçtın.. Benim elimden kurtulacağını zannettin. Halbuki şu mektubum da ispat “ediyor ki, seni arayıp bulmakta — gecikmedim... Nadirenin hizmet- — çisi Zehrayı apartımanın kapıcısı — yasıtasile elde ettim. Ona bir iki lira mukabilinde senin nerede saklı olduğunu söylettim. O gün- — denberi seni sımsıkı bir tarassut — çenberi içine aldım. Bundan son- — ra, Halebe de gitsen, kurtulamaz- — sın.. Şama da gitsen kurtulamaz- O gıin. Mutlak ve mutlak benim olacaksın. Artık bu inat ve mücadeleyi Bırak, Melek. Beni daha büyük — Fenalıklara sevketme, Yeis ve — toessürle, kendimde — her şeyi yapmak — istidadımı — görüyorum. Hem bana, hem kendine acı, — Dört gözle cevap bekliyorum ve artık bu defa vereceğin cevabın da her halde beni mes'ut edece- ğini ümit ediyorum. Nihat Bütün vücudüm, zangır zangır titrerken, içeriki odadan teyze hanımın sesi, ikinci defa olarak geldi : — Mektup kimden Nadireden mi?, Çene kemiklerim çarpa çarpa cevap verdim: Ç — Evet, teyze.. — Ne yazıyor? — Hiç.. Hastalığımı merak etmiş.: Soruyor. —Ah hnh ,hıhkıilliw yavrum, kızım,. Gördün mü seni unutmamış.. Aman gel oku şu mektubu da, ben de dinleyim. Halbuki ben, yerimden kımıl- dıyacak — halde — bile kadınlarının aleyhimde açtıkları cereyânı kuvvetlendirmemek için yavaş yavaş onun bulunduğu odaya girdim. (Onun — yanına oturdum. Elimdeki mektubu oku- yormuşum gibi şu sözleri uy- durdum ; İki gözüm kardeşim; İşlerimin çokluğundan dolayı sana gelemedim. Fakat sevgili teyzeciğimin sana pek güzel bak- tığından eminim. Dün sizin mek- tebe uğramıştım. Müdire hanımı gördüm. Hem müdire hanım, hem arkadaşlarınız - hastalığınızı çök merak ediyorlar. Oraya gitti gideli bize mektup yazmadı; diye şikâyette bulunuyorlar. Bunlara her halde bir mektup yaz. Ne derecede olduğunu bildir. Ben de ayrıca mektup bekliyorum. Tey- zemin ellerinden öperim. Eğer vakit bulabilirsem, bu hafta so- nunda ben de geleceğim. Eğer hastalığin — iyileşti ve akşamları gelen nöbetler de kesildi ise ar« tık sen de İstanbula gel. Mek- tepteki işler biraz çoğalmış. Mü- dire hanımdan işittiğime — göre, artık Melek gelse de şu işlere yardım — etse diyorlarmış. Eğer kendini iyi buluyorsan bir iki güne kadar İstanbula gel, Baki, gözlerinden — öperim... Kardeşin Melek... Ben bu mektubu okurken, zavallı saf teyze hanimin gözleri sulanmıştı. Mektup biter bitmez, dayana- madı. İnce basmadan entarisinin eteğini kaldırdı. Gözlerinin yaş larını sile sile: . — Büyülerine — tavşanbaşı ... Alemin gül gibi kızına iftira edi- yorlar. Azkalsın, beni de günaha sokacaklardı... Eğer öyle dedikleri | gibi hele hele bir taze olsaydı, Nadirem hiç böyle mektup yazar mıydı... İşte bak, müdire hanım, , me haberler göndermiş.. Nadirem, ne diller dökmüş. — Artık bu mektup ta yalan olacak değil ya.. Diye söyleniyordu. Ben, bu sözleri hiç işitmemiş gibi hareket ettim. Yavaş yavaş kalkarak odama çıktım. Artık | pek ciddi bir vaziyet alan bu hale bir çare aramıya başladım. » Akşam — yemeğinde, hamıma: — Teyzeciğim. Size çok te- şekklür ederim. Bana büyük bir analık ettiniz. Bu iyiliği ömrüm oldukça —unutmıyacağım. — Artık sizden izin istiyorum. Müsaade ederseniz, yarın İstanbula inece- m. Dedim... Teyze hanım, birden- bire fikrimi kavrayamadı: — Güle güle git.. güle güle gel kızım.. amma; sakın son va- pura kalma ha. O vapur pek kalabalık oluyormuş. Erkeklerin arasından girilip çıkılamıyormuş. (Arkası var) değildim. | Fakat, nefsimi cebrettim. Teyze | hanımı şüphelendirmemek, komşu | Bazan Hoşlarına Gider ruk yanına kâr kalır. Amerika Pamuk Mahsulü Nevyorktan bildiriliyor: Pamuk fiatlarını — tutmak üzere — Amerika birleşik hükümet- lerinin pamuk eki- mini tahdit ettiği malümdur. Bu tahdit nisbeti busene mıntakasına göre yüzde 25 ile yüzde 30 ara- sındadır. Fakat şimdi pamuk yetiştiricilerini tabit Afetler dü- şündürmeye başlamıştır. Çünkü bir yandan kuraklık diğer taraftan pamuk tarlalarına dadanan kırmızı böcekler mahsülü tehdit eder bir vaziyet almışlardır. Esasen aslın- dan az ekilen Amerikanın pamuk mahsulü bir de bu tabii Fenalık- lar karşısında çok az olacak olursa dünya pamuk fiatleri diğer vaziyetler ayni kalmak şartile, beklenildiğinden daha yüksek bir seviyeyi bulacaktır. * Bulgaristana — tütün — ihracına Bulgarista- mıîkıbi! _demiî— B olu ve sair mal- nın tütün a Zemı sokmak is- takas işleri teyen muhtelif sermaye gruplarile Sofya hükü- metinin — müzakerede $ olduğunu okuyucularımız hatırlarlar. Zaman zaman çok nazik bir teyze | vaziyete giren ve geri kalmak ihtimali beliren bu müzakerelerin nihayet bir seneye yaklaşan bir devreden sonra müsbet bir neti- ceye bağlandığını öğrendik. Yapılan anlaşmıya göre hükü- met yeni ve eski mahsul - tütün- lerden ecnebi memleketlere tes- | lim edeceği demiryolu alacaktır. Umuml Aanlaşmıya göre bu takasın yüzde (67) si Almanya iledir. Ve takriben bizim para« mızla bu kısım 10 milyon liralık bir kısmı — bulacaktır. Avusturya hissesine düşen yüzde 18 takri- ben iki buçuk milyon ve Çekosle- vakya için ayrılan yüzde beş.his- e de yedi yüz bin liralık bir kıy- mete delâlet etmektedir. x# istatistiklere — göre Mısırın sigara ih- racatı, iktisat buh- ranı yüzünden bir gerileme — devresi geçirdikten sonra, yeniden yük- selmiye başlamıştır. 1932 senesinde 259 bin kilo olan bu ihracat 10933 senesinde 312 bin kiloya varmıştır. Yani takriben Gdörtte bir nispetinde çoğalmıştır. Miktarda görülen bu mukabil malzeme miktara ve diğer Yapılan Misirin cl- ara ihracatı| artıyor Fazlalık kıymette de kendisini göstermektedir. Bu iki sene için ihracat kıiymetleri ayni” Bıra ile | muştur. Hemen hiçbir Bazan da insanın yediği yum- | | ' Borsada n Hafta İ—çinde | Neler Duyduk ? Memlekette- yetişen — malların şehrimiz piyasasında geçen bir hafta zarfındaki alım ve satım vaziyetlerini şu satırlarda. gö rüp okumak sizin için mümkün olacaktır: Afyon — Uyuşturucu mad- deler inhisar idaresi yeni mah- sülden henüz alıcı vaziyete geç- memiştir. Bu hal serbest piyasa- da da bir intizar hali duğur- muamele olmuyor. Maamafih inhisar idâte- sinin muhakkak alıcı vaziyetine geçeceği hakkındaki kanaat, Ana- | doluda oldukça müsbet bir vazi- yet meydana koymuştur. Bu sene mahsulün morfin derecesi geçen yıla bakarak daha az olduğu hal- de fiatlar daha yüksek açılmış- tır. Anadoludan alınan haberlere göre fiatlar kilo başına ismen beşyüz elli kuruş kadardır. Uyuşturacu maddeler - inhisar | idaresinin bu hafta yeni bir ka- | rarına şahit olduk. Türk afyon- larının evsafını yükseltmek yo- lunda meydana gelen bu karara nazaran, afyon fiatları bundan sonra yalnız morfin derecesine göre değil, ayni zamanda rutubet deresi de nazarı dikkate alınarak konulacaktır. 12 morfin ve 24 rutubet — derecesi esas olarak tesbit edilmiştir. Morfin miktarı için yine eskisi gibi hareket edi- lecektir. Yalnız rutubet derecesi 24ten az olacak olursa beher noksan derece için vasati olarak morfinda iki kuruş endirilmek- tedir. Bu suretle yapılan fiat cetveli alâkadarlara bildirilmiştir. Diğer taraftan inhisar idare- sinin mal satın almak Üzere ida- Dri hazırlıklar yaptığı söyleniyor. Bu hazırlıklar biter bitmez evve- lâ beyannameli mallâfın, sonra da yeni — mahsulün yetiştiricilerden tercihen olmak üzere mübayaa- sına geçilmesi muhtemeldir. Tiftik — Tiftik piyasasında bu hafta Sovyet Ticaret Mümes- silliği tarafından birçok mallara bakıldı. Geçen hafta son dakika- da satıldığını — bildirdiğimiz 500 balyalık muamele tahakkuk - et- miştir. Bundan maada yine aymnı fiatla, yani kilosu 41,35 kuruştan 2000 balyaya yakın mal almış- lardır. Amerika ve İngiltereden hiçbir talep yoktur. Bu hal, Sovyetleri piyasada yegâne alıcı vaziyetine sokmuştur. Bu suretle komşu müşterimiz malları seçe seçe va müstağni bir tavır takınarak bak- makta ve mütesaviyen satın ak maktadır. Memleket itibarile Mısın sigar müşterilerinin. başında Hollanda gelmektedir. ve bu memleket Misir. cigara ihracatının. hemen yüzde doksanına mahreç olmak- tadır. Sonra ihracat sırasile Hollanda Hindistanı, Danimarka, Belçika, İngiltere ve Almanyaya yapılıyor. Almanyaya 1933 senesinde yapı- lan ihracat 1932 senesine kıyasla tam iki misli olmuştur. * Bükreşten bildiriliyor: Romanya Meclisi hnknı:au dahilt istikraz d',"“” Bir yapmak salâhiye- istikraz | tini veren bir ka- nunu müzakere etmektedir. Bu Romanyada | kılırsa Sovyetlerin bu defa almal istedikleri miktar tamamlanmıştı” ve alışa bugünlerde yeniden bif fasıla vereceklerdir. Fakat bütüs bu sözler birçok zıt menfaatlerif karşılaştığı * bir muhitte dolaşâf Piyasa tahminlerinden ibarettir. Piyasada başka bir hareket yoktur. Yalnız hafta içinde bif Avrupa alıcısı kilosu 53 kuruştaft 55 buçuk kuruşa kadar olmak Üzere seksen balya kadar oğlak malı satın almıştır. Ayrıca nümü” nelik olarak küçük bir parti Kom” ya malının da kilosu 43 kuruştaf muamele görmüştür. Piyasa sağ” lam değildir. Yapağı — Yapağı piyasar sında yerli fabrikalarla, Sovyet Ticaret Mümessilliği yavaş olarak mâl satın almaktadırlar. Pera* kende yapılan bu işlerin miktar* ları hakkında kat'l bir fikir elde etmiye imkân bulunmuyor. Mua* meleler Anadolu malları için ki- losu 33,50 kuruş etrafında yapıt — maktadır. Hububat — Satıcıların piya sada bu hafta fazla bulunuşu. buğday — fiyatlarında, piyasanın umuümi temayülü, eski seviyeyi muhafaza etmek olduğu hald& ufak bir gerileme olmasına sebep olmuştur. Bu suretle geçen hafta kilosu $ kuruşa satılan ekstira beyazlar 4,75 kuruşa müşteri bulk muştur. 30- 40 çavdarlı yumuşak buğdayların ise kilosu 4 — kuruş etrafında — satılmıştır. Piyasada Pulatlı malı yoktur. Gelmiyor. İstanbul arpa piyasası çok durgundur. Ne Anadoludan ne de Trakyadan beynelmilel piyasalarıt en çok düşük olması yüzünden, mal gelemiyor. Bu aşağı fiatların — Cenup - vilâyetlerimizden doğrur dan doğruya Mersin yolu ile ihrar cat yapılmayı şimdilik — verimli — kıldığını haber aldık. Bildirildi- ğgine göre yeni turfanda mahsuk- den bu sene Mersin (10 bin tona yakın mal — sevketmiştir. Daha bunun birkaç mislini sevketmek üzere de hazırlık yapmaktadır. Bu malların kilosu F. O. B. Mer- sin 78 paradan satılmıştır. Fındık — Fındık piyasasi j yeni mahsulü bekliyor. Elimizde geçen seneden kalma ancak alti yedi bin Çuval mal kaldı ( bir çuval seksen kilo) bu miktarın ise — ağustosun yirmisine doğru piya” saya gelecek olan 1934 rekolter sine kadar elden çıkarılması çok muhtemeldir. Son yapılan tahmin” ler bu seneki rekoltenin geçeti seneden çok az olacağı merke* zindedir. ö kanunun esbabı mucibesine göre istikrazla elde edilecek para bir yandan Romanyanın millit bankar ya olan borcu ile harict borçlarır — nın tasfiyesi için — kullamılacak diğer taraftan milli müdafanyâ ve ziraat ve nafıa işlerinin yapıl* masına tahsis edilecektir. Romanya Maliye Nazırı M Salavesco maliye encümenine bu hususta uzun izahat vermiştir. — Komisyon kanuna — taraftar göründüğünden yakında — kesbi kat'iyet etmesi ve istikrazın yapı ması mühtemeldir. Kanunda istik* — razın miktarı tesbit edilmemiş vt — hükümete istediği kadar borf almak hakkı verilmiştir.