6 Sı_yLIı P Dünya Hâdiseleri Dünyanın En Aydınlık Salonu Pariste hakikt plâjlara gıpta verecek sun'i bir yüzme ve eğlence yeri yapıldı ve bu eğlence yerinde geçen hafta bir- çok müsabakalar ile dolu bir gece eğlencesi tertip edildi. Bu —eğlencelerde — kullanılan lâmbaların sayısı tamam (270,000) dir. Bunun için de (340,000) metre uzunluğunda elektrik kablosu kul- lanılmıştır. Salonda bu lâmbala- | rın haricinde 1400 — projektör vardı. Bu projektörler 1500 bey- | gir küvveti kullamıyordu. Halkı, su kısmından ayıran parmaklık- ların uzunluğu 23 kilometreydi. Seyirciler için 35 telefon merkezi hazırlanmıştı. — Eğlencelere — 220 komiser nezaret ediyordu. * Geçın sene, AÂAvrupanın en mamur, en sakin ve sulh- işterek | pPerver memleketi sayılan — İsviçrede küçük bir komü- mnist hâdimesi çıktı, geçenlerde ise İsviçrenin — bütün — meziyetlerine sahip bilinen Felemenkte de ayni şekilde bir vak'a oldu. Fransız gazetelerinden (Le Jour) bu iki vakayı yekdiğerine takrip ettik- ten sonra bir netice çıkarıyor. Söylediği şudur: “Cenevre Kantonunun kızıllara geçmesi ve Amsteordam sokakla- rında ak akması fena alâmetler- dendir. Buna bakarak - İsviçrenin ve — Felemengin Bölşevikleşmek arifesinde bulunduklarını söylemek istemiyoruz, bu iki iki hâdiseyi Avrupanın müşterek hastalığının derecesini göslterecek mahiyette buluyoruz. Hükümet yaptıkları seyahatlerde ve müza- kerelerde “ düşman ,, in bu müş- külünü — gözden İrak tutmamak mecburiyetindedirler. * Biıkıç senedeberi, Sahrayı Kebirde bazı - kabileler tarafından — esir :!:.k:;.ı edilmiş olan bir esirler ELERİ muvaffak olmuş, ve İspanyanın Wni müstemlikesine salimen vasıl olmuştur. İki sene evvel İspanyanın Azana kabinesi ve hassatan hava işleri mnazırı, sabrada bulunan Avrupalı esirler hakkında malü- mat alınmasını kumandan Marti- mez Esteve'e teklif etmiştir. Ku- mandan Martinez, yerli ahalinin yardımile bütün Cezayir sahra- sını gezmiş ve Nigerin civarına kadar — vasıl olmuştur. — Bütün vaziyetl bihakkin anladıktan son- ra, hükümete bir takım maru- zatta bulunmuştur. Şehirde — İapanyalı — esirlerin mevcudiyeti muhakkaktır. Bunla- rın ekserisi Afrika'da, Fransız | sahrasında, yerli kabileler tara- fından muhafaza altında bulun- durulmaktadır ve bir çoğu lspam- yol zabitleri ve askerleridir. 1921 ve 1924 senelerinde, herkesçe malüm - olan harpte, Abdülkeri- | min kıtaatı tarafından esir alın- | mışlardır. Martinez'in raporuna — göre, Umumi harpte, Touareg kabile- leri tarafından ele geçirilmiş olan Htalyan ve Alman esirleri de var- dır. Bu esirlerin para mukabilin- de kurtarılmasının kabil olacağı Mürtinez tarafından idddin edil- adamları | mektedir. * -| 'kayı, — — SON POSTA Târihi Müsahabe —— Yağma Hasanın Böreği nın Pal Abdullah, kendi amcası — oğlunu en feci surette öl- dürtmüş olan Yes zidin elini öptü Hakimiyetlerini kaybetmiş mil- letlerin, batıp gitmiş devletlerin tarihlerinde göze çarpan en büyük kusur israftır. Bu gibi milletler ve devletler mutlaka müsriftirler, kazançlarını yele ve sele vermİş- lerdir. Kaziye şarkta da böyledir, garpta da. Fakat — İslâm tarihi israf yüzünden uçurumâ yuvar- lanmış devletleri hikâye etmekte daha cömerttir. Çünkü o tarihe giren devlet müessisleri ve adam- ları, müesseselerini ve kendilerini yaşatmak için dört tarafa para dağıtmayı en esaslı İdare umdesi olarak kabul etmişlerdi. Halbuki halkın muhabbetini para - ile ka- zanmıya çalışmak idare edenlerin idare olunanlara rüşvet vermesi demektir. Rüşvetle hayra varmak ise tabiatile mümkünsüzdür. Hükümet hbazinesinden halka rüşvet dağıtmak usuülünü - İslâm tarihinde ihdas eden Muaviyedir. Bu adam, Peygamber ailesinden olan Alevilerin vesairenin -kendi- sine rakip olmalarından, — gürültü ve zırıltı çıkarmalarından — kork- tuğu için “maaş, namı altında rüşvet dağıtmak yolunu tutmuştu. Meselâ onun Şamda kuvvet bu- lup saltanat sürmiye başladığı güne kadar Peygamberin torun- ları Hasanla Hüseyine devlet ha- zinesinden — beşer bin dirhem maaş veriliyordu. Muaviye, ların tahsisatını bir kalemde rer milyon dirheme çıkardı. Muaviye, dâhi denecek kadar zeki bir adamdı. Hazaeyi tamtakır bırakacak derecelerde israfa git- menin sonunu elbette görüyordu. Fakat o, ahlâkın para ile kolayca ifsat olunacağını ve ahlâkı bozuk kütlelere ise adamakıllı tahakküm olunacağını biliyordu. Ayni za- manda paranın — gevşeklik — ve devlet — işlerine karşı ekseriya kayıtsızlık uyandırdığını da bili- bi | | .- | yordu. Bu sebeple yüksek taba- | hattâ bütün halkı bol paraya boğup sefahat içinde sar- hoş yaşatmak istiyordu. Bu politikanın çok — gülünç ve iğrenç — sahneleri — vardır. Meselâ Muaviyenin oğlu Yezit, | meşhur Kerbelâ hâdisesini yara- tıp ta Emeviler saltanatında karar bulduktan sonra — babası gibi dört tarafa para dağıtmıya başlamıştı. Peygamber ailesinden ve yezidin öldürttüğü “Hüseyin bin Ali,, nin amcası oğullarından Abdulah da yağma - edilmekte olan büyük ve tatlı börekten bir viler Sal Adır Kül Yezidin huzuruna çıktı. Hüküm- dar, ailece düşman olduğu bu adamın kendisini ziyarete gelme- sindeki maksadın para olduğunu sezdiğinden ona sordu: — Babam sana ne veriyordu? — Bin bin dirhem! (Eski de- virlerde milyon mukabili olarak bu tabir kullanılırdı.) — Biz bu maaşı iki kat ya- piyoruz! Abdullah, kendi amcası oğlu- nu en feci surette öldürtmüş olan Yezidin elini öptü: — Beni, dedi, mahcup ettin. Anam, babam sana feda olsumn. Ve ilâveye lüzum gördü: — Bu sözü senden başkasına | söylemiş değilim, söylemem de. | Yezit, bu büyük müdahene Üzerine gülümsedi: — Öyleyse, dedi, bizde kim- seye yapmadığımızı sana yapa- hm, maaşınızı bir misli daha çogaltalım. Bu suretle Abdullahın hazi- neden alacağı para, dört milyon dirheme iblâğ edilmiş oluyordu. Yezit, bilhassa çöl halkını ken- Deniz Kostümleri Birkaç gün evvel Pariste ya- pılan deniz banyo elbiseleri mü- sabakasında bu hanım kız birinci pây almak” Üzere Şama geldi, | mükâlati kazanmıştir. | dine tanatı- )dür Yı- bağlamak İstedi. Çünkü onlar, verdikleri sözde dururlar ve sözleri uğruna icap ederse ölmeği de bilirlerdi. Halbukl şe- hir halkı, ekseriya parasını ye- dikleri adamı zayif görünce nan- körlük ediyorlardı, düşmanlarla birleşiyorlardı. Bu #sebeple çök- lerde adamlar dolaştırırdı, bede- vilerin toptan veya teker teker sarayına gelip aylık istemeleri için propaganda yaptırırdı. Bir çöl kızı, bu propaganda- lara kapıldı. Kumlar içinde ve kızgın güneş altında bir avuç süt içip yarı aç, yanı çıplak yaşamak tan kurtulmak hevesine kapıldı, kocasını zorlamıya koyuldu : — İllâ Şama gideceksin, di- yordu, kendine aylık bağlatacak- sın. Develerin de artık lüzumu yok. Onları da birlikte götür, sat. Bana giyilecek şeyler getir. Bedevi, karısının ibramına da- yanamadı, yer yüzünde mallü mülk namına sahip olduğu tiç deveyi önüne kattı, Şama doğru yollandı. Onları satacak, parasile karısına ipekli kumaş alacak ve Yezidin sarayına gidip oradan da kendine aylık bağlatacaktı. Bu hulya ile develeri sürüp giderken kır ha- vuzlarından birine rastgeldi, hay- vanları sulamak istedi. Fakat on- lardan biri nedense ürktü, havuz başından sıçradı, riye doğru koşmuya başladı. Öbür iki deve de arkadaşlarına- uyduklarından Bedevi ister istemez onların ar- | dına düştü ve hayvanlar durma- dan, dinlenmeden yürüyerek kendi yurtlarına, çadırlarının önüne ka- dar geldikleri cihetle zavallı çöl çocuğu da ter içinde karısının önüne dikilmek — mecburiyetinde | kaldı. Develerin satılacağını, kendi- sine — kumaşlar getirileceğini umup bu bulya ile bir iki gü- nünü süslemiş olan kadın koca- gnn alı al, morüu mor bir vazi- yette karşısına çıktıiğını, devele- rinde neş'eli neş'eli böğürerek çadır etrafında dansa giriştikle- rinl görünce şaşırdı ve sordu: — Neye döndün herif, yoksa Şama gitmekten korktun mu? , Mmahzun mahzun cevap verdi: — Ben korkmadım, develer Urktü. Demek ki sarayın kokusu :,vıdm bile çeviriyoy. bundan almamız >ve | | lEmk. Nakdiji Eski evrakınakdiyenin € riyet evrakınakdiyesi ile * esnasında köylüler tebdil melesinden — vakit ve za! haberdar — olamamışlardır. — yüzden ellerinde mühim miktf” eski para kalmıştır. Yalnız ©7 pazarında — böyle elde *i binlerce — liralık — evrakı vardır. Acaba yeni bir k bu paraların cümhuriyet pâ ile tebdili mümkün olamaz Adapazarı: Taşköprü Mezbahasi Kasabamızın ırmak keni yapılan mezbahanın altındat zaman su geçmediği için kef hayvanların kam - ve pisliği * kerek civar mahalleyi , etmektedir. Mezbahanın - pek | kınından ırmak geçmesine ri su yolları fenni bir şekilde © pılmamış olduğundan mezbahi” etrafı daimi bir bataklık sivrisinek yatağı halindedir. bir tadilâtla kanallar daimi | alabilecek vaziyete getiril Esasen tabakhane isimli bu hallenin civar sokaklarında ken sular da, sivrisinek sürf: yatak — olmaktadır. Kasal | gıhhati için bu bataklıklar — e Df dÜDEEİĞÜD MAĞ İÜÜ ei ERidRİREMİ cek fenni tertibat yapılmalıd Taşköprü: MA Yozgat lisesinden Sıtkı Ef.yet Daha vazıh bir mektupla versitedeki mütehassıslara caat ederek fikrinizi izah c& efendim. * Alpulluda rakı bayli Mehmet Ef.ye: Müddeiumumiliğe müra! | hakkınızı arayınız efendim. * Tokat hapishanesinde Rüştü * Bir istida ile Adliye V: tine müracaat ediniz efendimk * Silivride — Nesliç —muhacırlar Plazunlu Hüseyin Hayretün HKES Dahiliye Vekâletine bir i6t” |ile müracaat ederek hakkt” arayınız efendim. kı yürdumuza — bağlanıp lâzım! Bu gülünç sahneye r Şamda yağma Hasanın teranesi deyam edip gidi Bu israf, bir aralık öyle bir aldı ki bizzat hükümdarlar nür oldu. Meselâ Mervan Abdülmelik, bu ağır vazi) şu suretle şikâyet ediyordu: * Mes'ut adam kimdir bana sorsalar vereceğim şudur: Yiyecek bir dilim ek! kendine uygun karısı olı:), sarayla biç alâkası bulu! adam! , ) Yağma Hasanın böreği nihayet başka bir sahne Bu, Emeviler saltanatının küldür. yıkılmasıdır. M