No. 76 SON POSTA — Nakili: A.R. Bir Muhavere .. “ Teyze Hanımın Odasında Toplanan Konu- | komşu Benim Hakkımda Konuşuyorlardı..,, | Ve sonra yere eğilip küçük bir taş aldı. Usulcacık pençereye fır- lattı... Hemen geri çekildim. Buz kesilmiştim. Olduğum yerde bekledim; sa- atlerce titreye titreye bekledim. Pencereme atılan bu taşın teker- rür edeceğini ve hatta, camların parça parça edileceğini zannet- miştim. Bereket versin ki bu hâ- dise bu kadarla kaldı. 9 Ağustos Bu geceyi, perdenin arkasına saklanarak tamamen uykusuz ge- Ancak şafak sökerken halde | | | | çirdim. uykusuzluktan bitap - bir yatağa girdim. Gece yine o beyaz ceketli, bu sefer siyah elbiseli, uzun boylu, iri yarı bir adamla üç defa pen- ceremin altından geçti... Sonra yalnız başına geldi. Karşıki du- vara dayandı. Bir sigara yaktı. | Ateşini pencereme doğru göstere göstere içti: Hiç şüphesiz ki be- nim görüneceğimi ümit etti. Fa- kat bu ümidinin boşa çıktığını görür görmez çekildi, gitti. Sabahleyin gözümü açtığım zaman güneş bir hayli yükselmiş- ti. Aşağıki odada da bir mırıltı " jşittim. Komşular, teyzehamıma sabah — kahvesine — gelmişlerdi, incecik tavan tahtalarının arasın- dan biribirine karışan muhavere- ler bazen yükseliyor, bazen de fısıltı halinde sürükleniyordu. Ba- zi kelimeler nazarı dikkatimi cel- betti. Yaptığım harekitin iyi bir şey olmadığını bilmekle beraber, evvelâ o sözlere kulak vermiye ve sonra da kulağımı tahtaların aralıklarına yapıştırarak bunları | dinlemiy& mecbur oldum. O za- | man kat'iyetle —anladım ki bu muhaverenin mevztiunu ben teşkil ediyordum. — Mahallemizde şimdiye ka- dar görülmüş, işitilmiş şey değil. 4 — Canım, bir defa da saraylı | Son Posta pek. Bavadiı. ve Binlü'. ga N “Beki Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL çıkan — yazı bütün hakları Ke | K | Ka | Ke 1400 | 750| 400 | 150 | parmağımın ucunu çıkarmamıştım,. ; Feriköyündeki Madam Agavninin Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kurüştur. aarranman Gelen evrak geri verilmez. iHânlardan mes'uliyot alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lüzimdır. 7T41 (stanbul | dokundu... Çocuklar!.. Sakın elin | küçük bir fingirtisini görmedim, | tek sual dolaşıyordu: | | adım | edilmediğimize hem ben hem de | halde ?.. | hanımın gelini geldiği zaman o | muştu. — Olmuştu amma, böyle sa- bahlara kadar köyün delikanlılaır | kapısının önünde - dolaşmıyordu. | Burada teyzehanım, bir - iki defa derin — derin geyirdikten sonra söze karıştı: | — Ayyy fena halde merakıma tazesinin boşuna günahına gir- | meyin. İki elim yanıma gelecek, buraya geldiği gündenberi en işitmedim. Sanki ağmı var, dili yok zavallı tazenin... Bir iki defa, hadi kızım, şöyle biraz mektebe doğru uzanalım; dedim de onu bile istemedi. Çatlak ve cadaloz bir ses, Teyze Hanimın sesini kesti : — İlâhi, komşu... Ona gös- teriş derler. Eğer o, dedikleri | gibi fi'li bozuk bir kadınsa, seni | satar helvaya verir de, haberin bile olmaz. Ne ise.. sen geceleri yine kuşkulu uyu. Kapıyı kilitle, anahtarı başının altına koy. Eğer bir çıtırdı, pıtırdı işitirsen: — Yetişin ümmeti Muham- met.. Yangın var, Diye bağırıver.. Zaten bizim de kulağımız kirişte.. Öyle değil | mi Şerife Hanım. Herhalde Şerife H. lâzimgelen kadın, yüz bularak, cevap verdi: | olması ! bu istifsardan şımarık bir sesle — Ayol.. Elin şırfıntısı — için | bu kadar hemyazeye katlanmakta mana ne?.. Karının papuçlarını önlüne çeviriverirsin.. Hadi kızım, nerede soyundunsa orada giyin deyiverirsin. Daha fazlasını dinlemeye ta- hammül edemedim. Uzandığım yerden kalktım. Ellerimi yüzüme kapadım. Bu vaziyet karşısında ne yapacağımı düşünmeye baş- ladım. * Beynimin içinde sadece bir — Acaba bu nereden gelmişti ?. Derin derin düşündükten sonra | yine beynimin içinde bu suale | karşı şöyle bir cevap tebellür etmişti : — Her halde.. tesadüfen beni | gören köy çapkınlarının, — bir taşkınlığı olacak, Bundan başka ne düşünebilir; bu küstahça hareketlere ne mana verebilirdim. Buraya — geldiğim günde. beri, — kapıdan — dışarıya atmamıştım. — Pencereden darbe bana | evinden çıkıp buraya gelinceye kadar Nihat tarafından takip Nadire, kat'iyetle emindik. Şu . | Kapının tunç tokmağı, sert sert üç defa vuruldu. Arkasından soğuk ve kuru bir ses duyuldu: — Postacı, (Arkası var) | başlamış olmaları Derlerse De İnanmayın ! İasanlar başbaşa verince ra- hat yaşarlar. Dünya İktısat Hıbırlırll Malları Amerika Birleşik hükümetle- rinin, Holanda Hindistanının Ku- raçao şehrindeki konsolosu Ticaret Nezaretine dikkate —değer bir rapor göndermiştir. Konsolosun raporuna göre bu şehirde mal satan Japon firmaları bundan sonra satış fiatlarını yüzde elli nisbetinde arttıracaklarını bildir- mişler ve buna sebep olarak ta şimdiye kadar Japonların kârsız mal sattıklarını ileri sürmüşlerdir. Konsolosun tetkikine göre diğer Bunu gös- teren de- liller var ea v Ğarip Bir Sandal Karada Da Yürüyen Bu Alete Su | Bisikleti Adını YACSCRR ŞUK Fransada bir su mühendisi yeni bir sandal keşfetmiştir. Bu | sandal, resimde görüldüğü gibi, % 'Pahalılaşıyor Mu?)| (Kaçakçılık borudan ve bir tırtıllı zincir den ibarettir. Boruların her iki tarafında ayakların konması için birer kutu yapılmıştır. Arka ta- rafta da, tıpkı bisikletlerde oldu- ğu gibi bir sele - oturacak yer - vardır. Herhangi bir bisiklet ve kotra moeraklısı, bu su bisikletini kolayca idare eder ve sırasında durgun denizde sür'atle gider. “Su bisikleti,, ismi verilen bu yeni sandal, hem karadaki bisik- let zevkıni, hem de denizdeki sandal zevkıni verir.. Yalnız “su bisikleti,, bildiğiniz bisikletler gi- Yapan lBir Muhtar i istasyonlarda ayni vaziyet vardır. | Bu haberler, Japon sanayiinin dünyayı iğfal veya teskin etmek için çevirdikleri bir manevra da olmak ihtimali vardır. Maamafih diğer -taraftan mal satarak Avrupanın eski sa- nayiini yıkamıyacaklarını anlamış ve artık bu vaziyet karşısında kendilerinin de kârlarını aramıya daha kuvvetli bir tez olarak kabul ediliyor. * Sofyaden bildiriliyor: Salâhi- yettar bir makam tarafından verilen haberlere göre bil- hassa son yağmur- lardan sonra Bulgaristanın mah- sul vaziyeti çok düzelmiştir. Buğ- day ve çavdar mahsulü memleket ihtiyacına kâfi gelecektir. Yalnız arpa mahsulü bozuktur ve az olacaktır. Şu kadar ki çayırların çok İyi yetişmiş olması bu eksik- liği tamamlıyacağa benziyor. Diğer taraftan temmuz (934) ayına kadar olan hububat inhisa- rını Bulgar hükümeti daha üç sene müddetle uzatmıştır. Ü inbisar temmuz (937) senesine kadar çalışacaktır. * Atinadan bildiriliyor: Yunan İnhisar İdaresi memleketin geçen (1933) senesi zar- fındaki — konyak ihracatını tesbit ve neşretmiştir. Bu istatistiğe göre geçen sene Bulgaristan- da hububat inhisarı Yuananista- nın konyak Ihracatı Muğla, 12 ( A. A.) — Köy odasının tavanına kaçak rakı inbiği saklamaktan suçlu Davasın Hırkaköyü muhtarı Sait Ef. hak- kında yapılan duruşma sonunda bir sene hapse ve müebbeden âmme hidematında kullanılmama- ya maküm edilmiştir. Fethiyenin İzettin köyü muh- | tarı da yakaladığı kaçakçıyı ser- Japonların ucuz | | best — bıraktığından, — hakkında mevkufen tahkikat açılmıştır. Harp Talimlerinde Budapeşte 12 (A. A.) — Tecrübe atışları esnasında bir asker ölmüştür. .î;;ıîi;ı yapılan ihracatın miktarı (310) bin kilodur. Bu ihracat (1932 ) senesinde yapılan ( 225 ) bin kiloluk ihracatından (90) bin kilo kadar fazla ve (1931) senesi ihracatına az bir farkla müsavidir. * Belgrattan bildiriliyor: Yugos- lavyadan — tütün SAD İA nlıyıı almak - için oslavyadan | iy; ayrı — heyet tütün alıgor gelmiş — ve — işe başlamıştır. Çeklerin bu defa cem'an Üüç buçuk milyon kilo tütün satın alacakları söylen- mektedir. * Varşovadan| yazılıyor: Haziran ayı zarfında ithalât aNti Gğ milyon 500 bin ""_“" ve ihracat 81 mil- vaziyeti yon 100 bin zelo- tidir. Bu suretle ihracat fazlası mayıs ayında 11 milyon 800 bin iken haziranda bin zelotiye çıkmıştır. 1934 senesinin ilk altı zarfındaki ticari muvazene fazlası 79 milyon 500 bindir. 1933 se- nesinin ayni devresi zarfında bu 'M. Piyerakiyi bir. top patlamış | 14 milyon 600 | ayı | Veriyorlar bi ayaklarla — değil, elle ! tahrik edilir. Zincir şiddeti! | döndürüldüğü esnada sanda” | | hi arkasında bulunan per” i vane de döner ve ıınd*l' sür'atle yol alır. * Alt taraftaki resim — d& bu sene yüzme meraklılaf! | için icat edilmiş bir şeydif L'l Ayaklara takılan bu aletı yüzerken insanın batmamâ” | sına, kolaylıkla ve süratl& | yüzmesine yaromaktadır. T” İ banın altına takılan ikl pervane, — yüzerken açılıp kapanmakta ve — ©o nispette de, bir motör vazife” wlî sini görmektedir. Her iki ayağt sıkı bir surette takılan bu per* 'ş vaneler, bir ayağın öne atılmasır | dan sonra kapanmakta, bu sırad& '; da diğeri açılmaktadır. Hiç yüzme bilmeyenler İ bu icat, güzel bir şey değil m İ —— Öldüren |Anlaşıldı Varşave, 12 (A.A.) — Sabık dahi- liye nazın M. Piyeraki'yi öldürenin — Löjauyö lâkabını taşıyan bir Ukray- nalı olduğu ve Çekoslovakyaya kas çarak oradan da Almanyaya geçtiği | anlaşılmaktadır. ü Yeni Bir Mukavele Londra, 12 (AA) — İi Estonya arasında aki! Eskişehirin "';l'.l(.f.lll E: Halkına | ehirde çıkarmakta olduğumut Yolu , gazetesinden ayrıldınıe — Bu gazöte ile maddi ve manevi hiç- yoktur. Bütün hak we — mes'uliyetler sahip ve müdürü mesu'lis — ne aitlir. Bu itibarla da abonelerit hakları mahfuzdur. * Gasi Yolu , —) fazlalık 57 milyon 300 bin zeloti — idi. e * Romanya ile Avusturyanın ti* $ cart — münasebati — pek iyidir. Bu iki | memleketin — ara* j sında bir de klis | ring mukavelesi var. Kontenjat — müsaadeleri hemen verilmektedir. — Ticari muvazene de Romanya lehir — vedir. Son günlerde bu iki memi”* î leket arasında bir ihtilâf meydanâ — gelmiştir. O da, klirink hesapla” rında Romanya parası ile Avus” turya parası arasındaki nispetifi tesbitinden doğmaktadır. Şimdi” yekadar 100 ley 4,20 Avusturyâ şilini olarak hesap edilmekte idi. Şimdi — Avusturva — ihracatçılari bu fiatı doğru bulmiyarak 3.'40 l şilin Üzerinden hesaplanmasını i$” | tiyorlar. Romanyalılar ise bu iş$ henüz yanaşmamışlardır. — İhtilâ büyümek istidadindadır. Avustuf” ya Milli Bankası borsa cetvelleritt? den Romanya parasının Hiatiti kaldırmıştır. Mamafih alâkadarlüf | pek yakında bu pürüzlü noktamift da — halledileceğin ıınnem*ı tedirler. A Avusturya ile Roman- 'a arasında..|