29 Haziran Ziraat Bilgisi (*) Bankamızı Da Esaslandırıyoruz Hazırlanan bir kanun lâyıha- sına göre artık yıllardanberi de- ve mi, devekuşu mu olduğunu kes- tiremediğimiz Ziraat Bankası da bir devlet müessesesi haline ge- çerek esaslandırılacaktır. Ziraat Bankasının — bugünkü 30 milyon liralık mevcudiyeti, on milyon köylünün bir zamanlar ödediği âşar hissesi ile meydana geldiğine göre bütün varlığı ta- mamen köylünün demektir. Fakat on milyon köylünün büyük Ffeda- kârlıklarla yarattığı bu Banka düne kadar on köylü bile yarat- mıya muvaffak olamamıştır. Zira- at âleminin kredi ihtiyacını temin ve ziraat siyasetinin ana işlerini çevirmek maksadile kurulan mü- essese bu yoldan okadar uzak- laşmıştır ki onu yakın — senelerde bir Ziraat Bankası değil bir Ti- caret Bankası halinde görüyor- duk. Ve gariptir ki bu saha- daki — faaliyetine — dahi — geniş bir mikyas veremiyordu. Çün- kü, Anonim şirket olan bankanın Aksiyonları — kazaların hükmi şahsiyetlerine tevdi edilmiştir. Bu itibarla hepsi muayyen birer ser- mayeyi haiz — bulundukları -için vaziyeti iktısadiyenin İcap ettir- diği miktarda iş görmeğe de im- kân yoktur. Ziraat Bankası kooperatifler içi ile köylüye, diğer usullerile tüccara ve bir taraftan da buğ- day mübayaası gibi bir işle dev- let siyasetine yardım etmek ister- ken teşkilât noksanlığı yüzünden hiçbirine yarayamadı. Ve bu su- retle Ziraat Bankası mı, Ticaret Bankası mı yoksa bir devlet mü- — essesesi mi olduğunu bir türlü kesti- remiyen bankamız bir mfat ve sahip bulamadı, gitti. Bu arada hem hakiki —sahik —olan — köylünün, hem devletin hem de bizzat ban- kanın zarar ettiğini kaydetmek Kizumsuzdur. Her Üç cihet için mutlak bir ihtiyaç olan bu mev- cudiyetin esaslı bir düzene kon- ması ğ - Md— — harırladığı | Ziraat bankasını sahiplendirme kanunu )| lâyihası bu zaruretin mahsulü olarak meydana gelmiştir. Beş senelik iktısadi programın Sümer bankasına tevdii ile emni- yat altına aldığımız sınal inkişafın yanında ziral ilerlemeyi de temine mecburuz. Bir devlet müessesesi olan Sümer bank nasıl ki bu işi yoluna koydu ise bir devlet mücs- sesesi haline ifrağ edilecek Ziraat bankası da köylünün bağrına şifa werecek, devletin ziraat siyasetine yardım edecektir. Esasen Ziraat bankası mefhumundan - anladığı- mız da budur, Türkiye hiç bir zaman tama- men sınai bir memleket olamıyacağı ibl tamamen ziral bir memlekette lamaz.|Her iki cepheden müsavi bir inkişafa mazhar olunmadıkça milli iktisadiyatımızın — sağlaşması tehlikye dlşer. Hazırlanan esaslara göre Su. mer Bankası ile Ziraat Bankası gerek sanayii gerek ziraati bir- likte yükseltecek iki — müessese oluyor. Artık devletin sınai poli- tikası gibi zirai siyasetini de gü- decek bir bankamız - olacaktır. Ziraat bankası başka memle- »ketlerde çok geniş manalı ve bütün bir ziraat siyasetinin ye- gâne istinatgâhı balindedir. «Ez- cümle Bulgaristanda Ziraat Ban- kasının büyük hizmetleri görül- Mmüştür. Bulgarlar bu müesseseyi orada y Va CPT LA E S A E T 7 NÇ A e * e— 'SON POSTA Dünyada —N LA la Olup Bitenler -— Diktatörlükler Nasıl İnkişaf Ederler? “Amerikada Elbise Yaptırırken Dikkat Ettim. Terzi Pantalonumun Ölçüsünü Almak İçin Eğilmedi, Beni Bir Sandalyenin 1*?1"0 Çıkardı ,, “Hürriyet,,i, Mevcut Olmaâığını Bilseniz Bile Seviniz ! Alman Başvekili Hitler Italı M. Musolini ile bi Amerikada bir diktatör, aklın ve havsalanın kabul etmiyeceği bir mefhumdur, çönkü Am hılar şahsen kendi kendilerinin kıymet- lerini fazlasile takdir etmesini bi- len insanlardır. Ben, Nevyork limanına rekze- dilmiş olan hürriyet abidesi hak- kında nakledilmekte olan menkı- beleri pek iyi bilirim, bu menkı- belerin hakikate ne derece - teva- fik ettiklerine de vakıfım, Fakat Amerika karekterinin bu istiklâli, bizzat kendilerinin — zannettikleri derecenin de fevkindedir. Ameri- kalılar ancak - Avrupaya geçtik- leri zamandır ki arada “ mevcut farkı Aanlarlar. - Filhakika - İngiliz- lerle İsviçrelileri istisna ediyorum, dünyanın hiç bir tarafında bu his, bu derece kuüvvetli ve tabil de- ğildir. Bunun içindir ki Goethenin şu güzel cümlesinin hikmeti ve vusati burâda daha iyi anlaşılır! detmişlerdir. ,, Ziraat —Bankasının bizde de devletleştirilmesi onun en faydalı olacak bir hal alması demektir. Onun için nekadar — sevinsek azdır. — Çiftçi Sorgulara Cevaplar Kircişte Kürüm vade Mustafa Hakkı Beye: Ağaçlarınızın gövdelerini uyan- madan evvel kireçle badana ediniz. Diplerine yonca vesaire ekmek | doğru değildir. Ağaçları * karınca sardıği zaman — yaprakların — al- tında birtakım bitlerin yerleşmiş olup olmadığına bakmak ve eğer yaprakları — buruşluran - birlakım bitçiklerin istilâ ettiği görülürse koy'f“ tütün — suyunu — bunların üzerine gayet ince serpmek lâ- zımdır. Ceviz ağaçlarını da. tarla içine dikmeyip daima kenarlara dikmek arazide — tasarruf — için doğrudur. — Ç. Çiftçi V) Zirsat huzusundaki mülşküllerinizi sorünüz. Seh Posta'am — (çiftçi) wi Bize Gevip verecektir. Paşanın | Açık başlı bir resmini ele geçirmek için binlerce leva mükâfat va- 1 ziyareli esnasında alkı selâmliyor J | onu bir galati rü'yete — tevafık etse dahi sevme- hidir. * Bunu burada en vazıh şerait içinde yaşıyan a- damlarda bile her- gün görüyorum. Amerikada bel bükmek bilinmiyen bir şeydir. Burada her şeyi merdiven basa- maklarında değil, düz. bir - satıh Üzerinde cereyan eder. müdürü, garsonu, hatta, dilenci güurürla başını kaldırır. Muazzam bir stüdyonun müdürü, memurla- | rının — merasimle selâmları se- lâmlanmaz, o çıkarken - yol mek için — önünden ver- kaçışan | görülmez, çağırdığı memurun: — Evet, müdür Beyefendi. — Emredersiniz müdür Beye- fendi. — Daima bendenizim müdür Beyefendi, dediği - işitilmez. * Elbise yaptırtmak için gittiğim terzi iki hareket yıphç ki,'lAğrıı- palı meslekdaşlarında vâki deği- dir. Evvelâ, pantalonumun ölçü- sünü almak için beni bir sandal- yeye çıkarttı, sonra da bu pan- talonu tecrübe etmekliğim için beni odada yalnız bıraktı. Bu hareketlerden birincisi kendisini ayağıma eğilmekten kurtarmıyor- du, ikincisi ise şahsi hürriyete ne kadar ehemmiyet verdiğini gösteriyordu. İasanin şahsi haysiyetine ver- diği bu ehemmiyet en küçük bir satıcının hareketinde de görülür, satıcı alcının kendisine mü- savi olduğuna daima kanidir ve yarın rollerin değişebileceğini de düşünmektedir. Avrupada — sinif — mücadelesi halkım alt tabakalarını 6 derece, ğılatmıştır. ki, muhtelif sınaflar nda ancak çalışma plâmı üzerinde münasebet tesis edile- bilir. İşte — hergünkü — hayatta vücut bulan bu ayrılıktır ki g- nıfları yekdiğerine yabancı kıl- mıştır, bu yabancılıktan da ihti- lâl fikirleri doğmuştur. Avrupada bir müessese - sahi- binin memurile başbaşa yemek yemesi, akşamları jimnastik ho- casile dolaşması, yahut ta kendi- sini sinamaya götüren şoförünü de sinema salonuna alması Avrupa- da vaki değildir, akla sığmaz. Buna mukabil Amerikada bütün bunlar umuru tabiiyedendir. Bu- nun içindir ki böyle bir millette Otelin | ! , Hitlerin Ramada misafir edildiği oda rece güzeldir ki, | cut olamaz. Bir diktatörlükte, herkes kendi üstünde ve kendi altında bir adam hisseder. Rütbe, mevki, şeref farklarının bir pira- | mit vücuda getirmesi bunun ne- ticesidir. Diktatörlüklerin sırrı bu piramitlerin tesisindedir. Çünkü bir diğerine hükmedebilecek olan adam bir başkasımn bükmünü dinlemeye peşinden hazır demek- tir, halbuki Amerikada piramidin, bir ehramın tamamen aksidir. Amerikada böyle bir reji- min tesisini imkânsız kılan ikinci sebep resmiyet hissinin yoklu- gudur, İstihza ile diktatörlük gâyri- kabili teliftir. Amerikalının karak- terinde gizli olan tabii neş'e onu fazla resmiyete boğulmaktan ve iş saati bitinceye Amerika karşı taabbütkâr bir his besle- mekten alıkor. Reisicümhur inti- habı zamanını siyasi bir hâdise- den ziyade milli bir bayram sa- yan millet diktatörlük için ebe- diyen kaybolmuştur. Ancak AL- manlar gibi hürriyeti hiç gör- memiş ve sevmemiş olan millet- lerdir ki diktatörlüğü kabul eder- ler. İtalyanlarda tecrübe başka üsüllerle yapılmıştır. Orada - res- miyet hissi, hürriyete muvakka- ten galebe edecek kadar inkişaf etmiştir. Edebiyatta olduğu — gibi hayatta da hâdiseleri biraz mizah gözile görmeyi hiç itiyat edinme- miş olan İtalyanlar bugüne kadar ailede, evlenmede ve aşkta sıkı hayat kaidelerile — yaşamışlardır. Diktatörlüğü kabule Almanlardan daha az meyyaldırlar. Fransa'da tenkit ihtiyacı, İngilterede her- kesin nefsinde mevcut Humour, İsviçrede yüksek dağ havası, bu milletleri — diktatörlükten — uzak- laştırır. Şurasını da kaydedeyim: Bir ' diktatör daima suratlıdır, gülmez, gülünmesine müsaade etmez, bu Amerikada — diktatörlük — tesisini imkânsız kılan sebeplerin üçün- cüsü ve en esaslılarından birisidir. Emil Ludvig |Karilerimiz - Emil Ludvig'in çok tanınmış bir Alman tarihçisi olduğunu, fakat Almanyadan tar- dedildiğini, İsviçre — tabilyetine geçtiğini — hatırlıyacaklardır. Bu itibarla teşhisleri doğru da olsa Almanyaya taallük eden nokta- larda ihtiyatla karşılanmak lânım- dır. Kendisi şimdi Amerikadadır. bu yazıyı da oradan göndermiş- körükörüne itaat karakteri mev- | tir.| | SA — Geçen Bilmece- mizi Doğru Halledenler Birer kutu sulu boya sra- cakları Gemlik Türk Ticâret bankasında Ziya, Ankara Hamamönü Evkaf evleri karşısı 2-2 numara Çetin, — Alman mektebi — talebesinden Cahide, Mer sin takse mahallinde şolör İszet Efen- diden Osman Celâl, Ortaköy 39 uncu İlkmektep talebesinden 66 Küniye Ha nım ve Beyler. Birer kutu büyük sulu boya alacaklar: Balihli Namıkkemal mektebi talebe- sinden 61 Mustafa, Kasımpaşa Firin tokağında 26 numarada L âtfi, Uzun- köprü Muradiye mahallesinde cami itti- salinde hanede Şahabettin, İstanbul altınci İkmektepten 278 İhsan, İstanbul 15 inci İlkmektepten 22 Kadri Bey ve ve Hanımlar. Birer şişe kolonya alacaklar: Cihangir 29 uncu mektepten Tür- kân, Beyoğlu 21 inci İlkmektepten Tev- fik Necdet, Fatih Zincirlikuyu Bakkal- çıkmazında 6 numarada Celâl, Galata Alacamesçit sokağında 47 numarada Perihan, Beşiktaş Altıntaş sokağında 20 mumarada — Salâhattin. Bey ve Hanımlar. Birer kutu boya kalemi ala- caklar: Ankara — Çocuksarayı — caddesinde ziraat bankası sandık muavini Hakkı Bey oğlu Ferit, Nisantaşı kız ortamek- tep talebesinden 818 Semahat, Konya Akifpaşa —mektebi — talebesinden £$? Kadriye, Ankara Hisar Ramazanşem- settin mahallesinde mektep sokağında 8 No. da Leman, İstanbul kız - lisesi talebesinden 296 Nermin Hanım ve Beyler. , Birer muhtıra defteri ala- caklar: Yeşilköy 28 inci mektep talebesin- den 78 Müzehher, Samsun inhisarlar yaprak şubesi müdürü Muhiddin Bey oğlu Nedret, Beşiktaş Ihlamur caddesi 42 No da Ayfer'Zeki, Ankara milli emlâk müdürlüğü hesap memuru Rıfat Bey oğlu Sezai. Kadıköy 11 inci mek- tep talebesinden — 284 Yusuf Ziya, Turgutlu Kaymakam Feyyaz Bey oğlu Hidayet, İsranbul Vefa erkek lisesi talebesinden 578 Halük, Tarsus Hayai eczanesinde Hasan, Ankara Hamam- önü Evkaf evleri karşısında 9/2 No. da Muazzez, Çengelköy — Kuleli caddesin- de 23 No. da Behice H. ve Beyler, Birer kart alacaklar: Uzunköprü malmüdürü Rıfat Bey hemşiresi Rüveyda, İstanbul Yeninesil mektebi 127 Recai Rüstem, Edremit piyade #layı tüfekçi Aralan Bey kızı Edibe, Büyükdere ahır sokağı Cari Bey yalısı No. 8 Güzide Fuat, Mudan- ya Mustafakemal — caddesinde — 127 No. da Sami, İstanbul 44 üncü İlkmek- tepten Fikret Çetin, Bandırma komsi- yoncu Mustafa Nuri Bey kâtibi Ferit, Çapa kız muallim mektebi talebesin- den Hikmet, M. Kemalpaşa orta ma- hallede Aliçavuş sokağında 1 No. da Suime, İstanbul Alman mektebi tale- besinden Gazi Osman, Kayseri asker- lik şubesi muamele memuru Nuri Bey kırı Fatma, Kumkapı Haçyan mekte- binde Zirayer Haçyan, — Uzunköprü zabireci Osman Bey kızı Nesibe, Ba- latta poliağ Ömer Bey oğlu Meki, İzmir Bornuva pul bayli Mustafa Bey mahdumu — Yaşar, Fatih Altay mahel- lesinde — Müezzinbilül — sokağında 11 . Ahmet Cemal, Pangaltı Meha- kinaryan mektebi talebesinden — Zara, Ankara TLosanpalas otelinde — Hasip, Nuruoşmaniye (Jazisinan sokağında 12 No. da Ziya Hasan, Karagümrük Eyi sokağında 91 No. da İbrahim Selâlint- tün, İzmir Hilâlda fırka ambar yazıcısı Hasan oğlu Ali, Konya — memleket hastanesi kimyageri Kadri Bey - oğlu Rıza, Göztepe Nadirağa — sokağı 8 No, t, İstanbul Feyziati lisesi den emal, Gülata Lülecihen- dek 142 No, da Fırtına, İstau- bul Aksaray Halil Bey; kızı Türkân, Aksarayda — Sofular caddesinde — 75 No. da Cemil, Çengelköy Yenimahalle çaddesinde 2£ No, da Tarık, — İzmir Uzunyol Rumküşü çıkmazında 16 No. da Turhan, Sütllücede Sandalcıkerim | sokağında 14 No, da Nedim, Samsun ( Devamı 9 uncu uyhlı_) AÇT » —-. 2