— zaç ihtiyar ) Aşk ve Macera Romanı — a İşte genç işsizin dün talihi olmuştu. O gün bir kadın ona tam sekiz hah dövdürmüş ve sonra çıkarıp eline bir mark vermişti. Bunun Üzerine gecelerden beri kırlarda ormanlarda yatan deli- kanlı yine bir işsizin tavsiye ettiği misafirhaneye (gitmişti. Ve orada elli fenik mukabilinde yüzü eski kadifeden bir kanepe üzerinde kurp yatmak lüksünü Genç saçlı mavi gözlü tatlı bakışlı gör meşten çok yanmış kızıl tenli ve bilhassa yeni doğmuş bir çocuk kadar saf yüzlü bir insandı. İsmi de Hanstı. İşte gece misafirhanede Hans, İvanla tanışmıştı. Gece Rabakoviç herşeye alda- nan gözlerle bakan bu Pommer- yalıya Rusyadan bahsetmişti. Zavallı Romanoflardan, amca- sının oğlundan bahsederken ala- bileceği lâüibali edayı alıyordu. Hans Çardan böyle bahseden adama hayran gözle bakıyordu. Doğrusu kendisi Kayzer Vil- helmin ancak resmini gazetelerde | bir de eski bir onbaşı olan ba- basının evinin duvarında gör müştü. da geçmişti. Küçük perens ve prensseslerle parklarda oynarlar ve biribirlerile senli, benli konuşurlardı. Genç Prusyalı bütün bu hi- ağ anlatırken imisafirha Ğ bu kuğuşunda bulunan Ee Hans dinlemişti. me ee Ve işte böylece ahbap ok mein sabahleyin beraber çıkmışlardı. Nerehünterfeld soka- ğından Martin - Luther sokağına doğru gitmişler ve oradan itibaren her evin kapısını çalarak iş ara- mışlardı. Evlerin U birçoğunda onları huraz, cani, katil, zanne- ni nlar tap tülay Birçok yerlerden kovulmuş- Vardı; ee İşsizlere muavenet teşkilâ- tana gidiniz. Diye onlara akıl öğreten h- sia Alman ev kadınları. — Günde yiz kere dilenciye kapı açmazlar. Diye şikâyet eden hadidülmi- lerdi. Fakat ayı avlu selen ve ona refakat ederek voplamışlardı. Bugünkü kirlan pe Yazan Suat Suzan i iki buçuk markı bulmuştu. mağazanın ayakta yemek yenilen restoranına giderek yirmişer fe- niğe birer toromfolye yemişlerdi. üstüne on feniğe kahve ve lardı. Akşamüstü ise Rabakoviçin Nazarı kayıt ve tescilleri ve evvelce yoklamalarınn. i Lüleburgaz e Rİ olanların gelde ve ind eee liği ân olunur. beş feniğe de pasta almış- | İ İş | | Bunun zerine evvelâ büyük bi | | | | Elektrik taşan alasım Belediyesinden 20,000 yirmi bin lira bedeli keşifli Lüleburgaz kasabası elek- trik inşası 3 Haziran 934 tarihinden itibaren kapal zarf ve yirmi gün müddetle münakasaya konmuş olup saat 17 de ihalesi icra kılınacağından talip olanların “© 7,5 zito akçelerini veya teminat mektuplarını hâmilen saatte belediye dairesine müracaatları ve ihale ve fenni Franco Aslatigue ) şirketi bu kere müracaatla israr ze muamelesile eken, ber olmak üzere Telin İnan SON POSTA gr ça MN AŞAN 13-6-934 — Bak. bak diye bağırmıştı, ilânı görüyor musun. İlân mı, ne ilâm... — Polisin, hükümetin ilânımı.. bugün biraz zekâ ve biraz da ce- sareti olan bir insan Almanyada oldukça mühim bir zahmet muka- bilinde fakat muhakkak olarak yirmi bin Mark kazanır.. Prusyalı delikanlı mütehayyir gözlerle beyaz Rusa baktı! — Ne şekilde? — Görmüyor musunuz azk zim,.. Siz Almansınız şu acaip gotik harflerile yazlı olan ilânı elbette benden iyi okursunuz. Hans Alman milletine mah- sus yeç anlayışla bir duvardaki ilâna bir de İvan Rabakoviçe baktı. — Yani? (Arkasi var) A Mm re Bilümum “Esnaf,,, “ Küçük Tacir ,, Ve Küçük San'atkârların Dikkatine: İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasından! Bilümum Esnaf, Küçük Tacir, küçük san'atkârlarin Odaya müseccel i Taksitle Satılık Arsalar Esas No, Mevkii ve nev'i Teminat lira 444 Şişli Kâğıthane caddesinde 401/8 kapı ve 204 8 harita No.lı 255 metre arsa 438 Şişli Büyükdere caddesinde 401/2 kapı ve 300 2 harita No.h 250 metre arsa, 439 Şişli Büyükdere caddesinde 401/3 kapi ve 400 3 harita No.lı 241 metre asa 440 Şişli Büyüdere caddesinde 401/4 kapi ve 380 4 harita No.hı 319 metre arsa. 441 Şişli Büyükdere caddesinde 401/5 kapı ve 140 5 harita No.lı 361 metre arsa. Yukarda yazılı arsalar pazarlıkla satılacağından taliplerin 18/8/ e eayiyteği günü saat onda şubemize müracaatları. (368) 24 Haziran İstanbul Kız Lisesi Müdürlüğünden: Kaç dersten olursa olsun üçten aşağı numara elan talebe imtihana sevkedilecektir. İmtihanlara 18 haziran pazartesi günü başlanacağından alâkadar talebenin derhal mektebe müracaat ede- rek imtihan günlerini öğrenmeleri ilân olunur. “3156,, Rİ la aşan Ticaret işleri Umum Müdürlüğünden: « 30 İkinci Teşrin 1330 tarihli kanun hükümlerine göre Türkiyede iş yap- mağa izinli bulunan ecnebi şirketlerinden Bank Franko Aziyatik- ( Bangus ei pi Ml Br aşar EM | İtalya Niçin a mer ara 2 2 Söyleniyor? —... ( Baştarahı 1 inci sayfada ) olan cihet şudur ki bu alâka Türk cümburiyetinin milli surette kuwvet ve kudret kesbetmiş ol- masına rağmen baki kalmıştır. 1912 senesinde Osmanlı impara- torluğuna karşı (düşman olan muazzam devlet acaba aym saha- larda yeni istildi maceralara giriş- meyi tasarlamakta mıdır? Buna bir az güç inanılır. Fa- kat gerek bu mutuk ve gerek İtalya - Tuna protokolunun imza- sından sonra M Mussolini'nin söylediği sözler Ankara'da bir heyecan uyandırmış ve Türkiye hükümeti Roma sefiri vasıtasile izahat istemiştir. Ayni zamanda, sabik Adliye Vekili Mahmut Esat Bey, Ankara B. M. Meclisinde bu hususta bir istizahta bulun pe Bundan mada, yarı resmi olan “La Türgule,, tesi de meseleyi şu şekilde meliiyer: “Bir hülcümetin kendi devlet komşusu olan diğer bir milletten ademi tecavüz ve husumet temi- natı istemesi belki biraz garip ve gayrıtabil . görünür. Fakat asıl ibi bir hükümet reisinin orta" iğ fethetmek arzusunu alenen Mân etmesi ve bu hususta komşu milletlerin kendilerine akdiyetini anlayacakları malarda bulunma- İ sıdır. Bize göre bu nokta pek İ ehemmiyetli değildir. İki türlü — vlet adamı vardır: Çok söyleyip az iş görenler * M. Musolini gibi- ve az söyleyip çok iy görenler « İngiliz hükümet erkâm gibi. ,, #alya Hükümetinin pe tabii teminatlı bir tarzda verildi. Yahut cevabın protokol cephesi bu şekilde idi. Mamafi, hakikat- te Ankara Hükümeti biraz ka- nantsizlik hisset, (Buna delil, mezkür cevabın mahiyetini ve Ankara Hükümetinin fikrini tefsir ve izhar eden Türkiye matbuntı- nm tavru ve neşriyatıdır. Bize öyle geliyor ki, Gazi Hiz. ve Tevfik Rüştü Beyle GE görüşmek istemiş olan M, Yevtiç bu seyahatta kendi memleketinin mümessili olmaktan ziyade Bak kan misakına iştirak etmiş dev-. letlerin elçiliğini yapmıştır. Ma- N ve yarımadasının a am ilm fakat hal a tam hoş görülmi, , misak ktedilmiştir. Acaba “Te ie en, mes'ut selin İtalya tarafından yakın şarkta ani bir hareketle ihlâl edilmesi im- kânı var a N Bu söali Yuna- nistan da kendi kendisine sorma» Hder. Balkanlar (vaziyetine temas eden n — Mentonun terdiği kayıt biraz anlaşılır, Fame bu memleket Şarki Akde- “niz sularının bulanmamasına en etmektedir. Veyahut ne kazanaca ümit ediyor ? Şüphesizdir ki bi- ve güzel savildiği ve beğenildiği bir mem- lekettir. Bu gürültüler ancak bu suretle izah edilir. İtalya Dn ri kendi ticareti bahriyesine ve fabrikalarına yakin | Şarkın, Mısırın ve Akdenizin sa- hillerinin kapılarını açtırmak üçin büytik gayret ve himmetler sarf- etmiştir. Bunda kendisini o tevbih | etmek kimsenin aklından geçmez. Bir milletin — hayatımı, fikir ve zihniyeti tevsi denilen hareketi bu şekilde izhar ettiği vakit rekabet kanuiları o harekete geçerse de umumi nizam münfaii olmaz. Fakat bu leştirilmiş kodretlarin deilmi er. kasından diğer komşuların zara- rına ne iğin daima acı bir istilâ ve tevsi tehdidi gözüksün? Bugün İtalya'nm bu hareket- leri Türkiyeyi tedbir ittihazma ve uyanık durmaya sevkediyor. Daha dün Musolini tarafından imzalanmış ve bir Amerika ga- zetesinde intişar etmiş bir maka- lede Japonya'ya otarizler sav- rulmuştu. Sanki bu makale Mikadonuv o siyasetini o değiş tirecek (oOkudrette imiş o gibi, aynen, Gazi de Ja u da resmi Roma sefirini memur etti, ve aynı tarzda cevap aldı, Pek âlâ biliyoruz ki Japonya, muyorlar.. Avrupa ve bügün okadar italya ©— bizzat ihtirasları öle bu karışıklığı o kadar teşdit ve tezyit etmektdir ki, insan pek doğru takdir ede- miyor. Fakat acaba Japonların. bu istilasıdan dolayı m dır ki Anadolu kıyılarında 3 İki Vahşi Haydut Bir Kadını Feci Şekilde Öldürdüler ri AM ürpertici bir cina işlenmiştir. ee kr ye cinayet akya dahiyesinin Boztepe kö- & Emine Hasta “diş betiyorlarmış. Emine Hanım iki ogün evvel yalnız başına yaylaya giderken Osman ve Ali gizlice kendisini kollamışlar ve yarı yolda etrafta kimse yokken kulak tozuna sıktıklari bir tabanca kurşunile kadıncağızı kanlar içinde yöre yuvarlamışlardır. Şerirler bu ka- darla da kalmamışlar, Ea kadının arkasında bağlı bulunan küçük çocuğunu alıp bir kenara çektikten sonra kadıncağizın kal- bine ve gözüne birer kurşun daha sıkarak zavallıyı öldürmüş- lerdir, Fakat hüdise duyulur du- yulmaz jandarmamız harekete geçerek şerirleri kıskıvrak yaka- damıştır. Adliyece tahkikata devam sdilmektedir. — X