—ş—ş e Tavukçuluk Bahsi w ——— Hastalıklar Ve Bit Üremesi Cevaplarım | Kütahyada vocu Mehmet Beye: Ankara tavşanı (o beslemek diğer tavşanları beslemekten da- ha kârlıdır. 30-40 lira arasındadır. Satılacak İ tüyleriniz varsa alıcıların adresini İ göndeririz. li Gıda meselesine gelince; diğer bayvanların yemek istemedikleri kuru ve yaş her nevi ot, sebze | artıklarını tavşanlara verebilirsi- niz. Yulaf ununu ve tanesini yal- nız çiftleşme zamanında veriniz. Pancar sütlü anneler için besleti- ci bir gıdadır. Çok sıcaklarda kökünü tavşanlara, yapraklarını da tavuk (ve piliçlerinize verebi- lirsiniz. o Tavuklarınızdan (artan yemleri piliçlerinize vermek doğru Kışın yukarda saydığımız gr daların tedariki sizce müşkülse ber türlü kuru otları tavşanlara verebilirsiniz, elma, üzüm ve daha bazı © yemişlerin -cibrelerini az miktarda (Okepekle (karıştırarak vermenizde bir mahzur yoktur. * İzmirde mütekait İhsan Hilmi Beye: Çiftliğimizdeki damızlık ve di- ğer tavuk ve piliçlerimizin yem- lerine haftada üç defa yüzde dört nisbetinde kömür tozu karışlırı- nız, Faydası, tavukların kanını temizlediği gibi bağırsaklakarın- daki fena gazleri de çıkarır. Ay- nca mümasil birçok faydaları vardır, * Bursada tütüncü Mehmet Efendiye: Tavuklarınızdaki o bazimsizlik, | kemik tozunu daimi surette | verdiğinizdendir. Haftada iki, üç gün yemlerine karıştırmak şartile | veriniz. İ Kuluçka altından alinan to- humsuz yumurtaların yalnız sarı- larını çiy olarak tavuk ve civciv- lerin yemlerine karıştırarak ver- ii menizde bir mahzur yoktur. Fakat bütün kümes bayvan- İarına pişmiş yumurta doğru değildir. vermek » Bakırköyde girantçi Ahmet İhsan Beye: Halkalı ziraat mektebine mü- racaat ediniz. Tavukçuluk kursuna derhal kabul ederler. Tavukçu- loğa dair yazılmış kitapları oku- manızı tavsiye ederim. * İ k Merzifonda Mehmet Beyet “Civciv ve tavukların en büyük düşmanı bittir. Civcivleri bitten muhafaza etmek mühim bir me- seledir. Bir kere bitlendi mi ne kadar civciv varsa hepsine geçer. Tavukları o yumurtlatmadığı gibi eivcivleri de © öldürür. (Bunları “ ayıklamakla o bitiremezsiniz. Kreolin, süblime, o asidfenik - gibi ilâçları su ile mahlâl yapar o sak bir püskürme tulumbasile kümesin her tarafını kuvvetli ve ve yün ara ile dezenfekte edi- . ve iliçleriniz. i- çek kükürtü ile yale ni külü sörünüz. Kümeslerin bir kö- şesinde bu mahlülden birkaç kilo daima bulundurursunz tavuk ve piliçlerimiz bu kül banyosunda eşinerek kaşıntı ve bitten kurtaj- muş olurlar. * Afyonkarahisarda yumürtaci Re- Beye: Yağ ve kaymağı alınmış süt | Tüylerinin kilosu ! nenem ssisasinesaün00ne0ü0n004 00000000000 4ANEAA ANAN na a Yaz Sıcaklarında Bu Yaz Fıstıksuyu, Büyükdere, Beykoz, Arnavutköy Gözde !. Boğaza giden yeolcular ve gündüz ayaklayan bir kapıcı — Efendim, şöyle fıstık suyuna kadar bir gezinti yapiyoruz. Malüm a, hem yaz, hem Cuma... Allahım, eğer bu © gezinti ise, kökü ku- rusun. Cehennemi s- cakta tâ paçalarına | kadar terleyen zat, evlât ve ayalile eğlen- miye değil işkenceye gidiyor. Torbalar, se- © petler, sicimle bağlanr uzatıp terini silemiyor bile zavallı. Bu sene yaz eğlenceleri, yavaş | yavaş Boğaziçine intikal ediyor. | Hele Fıstıksuyu, Beykoz, Arnavüt- / | köy, Büyükdere adeta moda oldu. Geçen Cuma yolumuz Bo- | gaziçi iskelesine düştü. Aman | Allahım, o ne kalabahk, o ne | facia.. - Öldürücü Obir sıcak | altında sepetine yapışan, çocuğu- nu sürükleyen koşuyor. Âdeta bir ana baba günü. Bağrışıp çağrışanlar, (terden, o scaktan, sıcak dalgalarından pestil gibi serilenlerin bini bir o paraya. Vapur. doldukça doluyor.. Nefes almak kabil değil. Yolcu, âdeta birbiri üzerinde.. Ter, sıcak rüz- gür, ortalığı, kızgın çöl kumlarına atılmış et yığınlarile doldurmuş.. Mendil, gazete, şapka, yelpaze | para etmiyor.. Köprünün kızgın bir demir gibi yanan merdiven- lerinden inen, kendini köprünün altına veriyor. Evet, yazlığı en iyi yer köprü altıdır. Yeşil sular Arasında oloş ve yosun kokulu serin rüzgâr, bir yerde bulunmaz. | Yolculardan biri nihayet gezmek- ten vazgeçti : .— Vallahi, Beykoza değil, cennete deseler gidemem. Bundan alâsını bulanlar varsa gitsin. Ben bugün akşama kadar bura- dayım 1. Dedi, Geçti, kanepeler den birine oturdu. * © Kadınlar talili o mahlüklardır veşselâm.. Sıcak mı geldi; bir kombinezon, (üstüne © ince bir entari (o * tabirimi boş görlün- tavuk, piliç ve civcivler için pek faydalıdır. - Ciycivlerinize (yağı alınmamış sötü çok verdiğiniz için ishal olduğunu zannediyoruz. Bu piliçlerinize birkaç gün piş- miş pirinç lapası veriniz. Erenköy: Bereket Tavuk Çiftliği (Ii) Tavuk ve Tavukçuluğu sit olan müşklllerinizi. oökağ Le an 3 V mütehassıs size is İ sun, ceketsiz | lik bir belâdır, Parkta kestirenlerden biri miş kese kâğıtları zavallı adamı kıskıvrak etmiş, kımıldıyamiyor. Pancar gibi yüzünden şanl şarıl terler boşanıyor, şöyle parmağını i küçücük bir iskarpin. Yallah sokağa.. Zavallı erkekler, cake- tinden, o pantolonuna, yakasına, kravatına kadar hepsini yükleni- yorlar. Birez açılabilirse aşkolsun. Kısâ pantolon giysen vezil olur- gezsen o ayıplarlar, kravat takmasan, hödük derler, | bele çorap giymedin mi o“ vah zavallı, çorap alacak kadar parası yokl,, diye melâl melül yüzünüze bakarlar.. Yaz sıcaklarında erkek- vesselâm.. Artık tere boğulmuş, baygınlık geçirmiş, afakanların © tutmuş; kime nel. Çek belâm!. « Bu yaz Taksim - Büyükdere otobüsleri çok kazanacaklar... Gesen sene Suadiye, Bostacıya rağbet vardı. Bu sene de Büyük- dereye.. Acaba Maslak yolunda ölmek ibtimali bu kadar cazip mi geliyor? Halk ölüm tehlike- sinde zevk mi arıyor? Taksim otobüs durak mahak linde her cuma, büyük bir kala- balık toplanıyor. Evli bir arkada- fim var. Ona geçenlerde karısile Taksimde rastgeldim. — Merhaba, dedi. Büyükde- reye gidiyoruz. — Hayrola, bu merak ta ne- reden çıktı? Kulağıma eğildi, karısını işa- ret ederek: — Söz aramızda, dedi. Kışa kadar her cuma Büyükdereye gideceğiz. Yolda muhakkak ki bir kazaya uğrayacağız. O zaman — TAKVİM Gün BA His Lu 13 Haziran 934 39 Arabi Rumi 31 “Mayın 8S) lek 4) Vakit (Ezamf *y Asaş Güneş 547 )4 28) Akşam 13 — | 19 di Öğle İ442112 13) Yalin (20212146 j Maimdi (833 | M6 14 imsak (62712 07 miri Büyükdere yolcuları Taksimde ubarıp gideceğim.. Ya şu belâ başımdan eksilecek.. Taksim şoförleri de şikâyetçi s — Allah arabaya Yahudileri musallat etmesin. İki biletle on kişi Büyükdereye gidiyorlar.. Ma- hallenin bütün çocuklarını top- larlar desen değil. Mübarekler her dizlerine iki çocuk yerleştir diler mi tamam. Ya G ter kokusu, * İki üç gön evvel, bir yazıha- nede işim vardı, uğradım.. Hanın kapıcısı, taşlığa bir sandalye at- mış uyuyor, han kabvecisi bir tahta peykede uyuyor, asansörcü asansör içinde uyuyor. İki kat çıktıktan sonra yaz hanenin antresinde ayni şeyi gör- düm : Hademe aynalı gardrobun önünde uyuyor. Odalardan birine başımı uzattım, pencere önünde muhasebeci uyuyor.. Köşede ufak tefek, kuru sarı bir memur, önünde deftere doğru baş iğmiş, uyuyor.. hademeyi tatlı uykusun- dan kaldırdım. Ters ters yüzüme baktı: — Ahmet Bey mi?.. işi var, kimseyi kabul edemez. — Beni bu Saatta bekliyordu baba. Hele sen bir haber veri- ver: — Habere hacet yok beyim, Ahmet Bey uyuyor. — Uyuyor mu?, Şaştım. — Bu kattakiler hep uyu yor mu? — Uyuyor ya, bu sıcakta uyumayan biri varsa o da sensin beyim!.. . * e Sıcaklarda, — bizim Gülbane parkı yararsa, şekerleme Yapma- ei » ağaç- fe ya Serde beli mek ne hoş oluyormuş. bırak- salar, Gülhane parkın dolduran işsiz takımı pestil gibi o canim çimenlere seriliverecekler,. seri- lenler de var yal. Bilmem siz yazı sever misiniz? Benim başım pek hoş değildir. Düşlinün o tatlı sesile akan yağ- mur, o lapa lapa yağan kar, az zevkli midir? Halbuki yaz mis- kindir. İnsana hep uyumak arzu- sunu verir. — # “4 Hanın Kapıcısı, Kahvecisi, Asan- | sörcüsü, YazıhaneMu- İJhasebecisi, Memuru, 1 Hademesi, Kari Mektupları Mezarlığa Moloz Dökülür Mü? Kabataşta tramvay caddesinde bir mezarlık vardır. Şimdi beles diyeye intikal etmiş olan bu me- zarlığa civarda yapılan inşaattan çıkan moloz dökülmektedir. Hem mezarlık olması, hem de temiz ve çimenlik bir saha olması itibarile buraya moloz dökmek hiçte doğru (değildir. Alâkadarların nazarı dikkatini celbetmeyi şehir“ cilik vazifesi addettim, Kabataş: Hayriye Asaf Bir İlk Tedavi Meselesi Köprü Şirketi Hayriye iskele» sinden geçerken şirketin işçilerin» den birisinin taşıdığı demir borüs larla yaralandım, iskelede bulunan 60 numaralı vapurdaki imdadı sıhhi dolabı açılarak ilk tedavi min yapılmasını istedim, Fakalf şirket memurlarından Fuat Bey bu dolabın ancak vapur yolewlari için kullamlacağıma söyledi, çarüs naçar Bahçekapıya kadar gidip bir eczanede tedavimi yaptırdım. Bu hareket doğru mudur? Beşiktaşta Cihânnüma mahallesinde Kadri Bir İspatı Hüviyet Meselesi Tepebaşında Toptaş apartıma nında kapıcılık eden Kirkor ağa Osmanlı bankasının Beyoğlu şu besine yatırdığı parasını almalş için bankaya gittiği zaman ken disinden kefil istenilmiş, Kirkor İ ağa benden rica etti, bankaya gittim, fakat memuru beni tanı» madığını söyledi. Ticaret Odas İ sindan musaddak büviyet varaka mı çıkardım, gösterdim. — Onuda tanımam. dedi, Bir kere Osmanlı bankasından verilmiş bir karneyi ve cüzdanı hamil Kirkor ağadan kefil isten- mesi, sonra da Ticaret Odasından musaddak o hüviyet (£ varakasının ispatı hüviyete medar olmaması garibime gitti, İstiklâl ssddesinde küyümcü Bedros Tilkiyan Mteşçilerin Bir Temennisi Biz ötedenberi gemicilik ve ateşçilikle geçiniriz, günde dört saat çalışmamız ve ayda 30 lira almamız teamül hükmüne girmişti, fakat armatorlar birleşerek mesal saatini altıya çıkardılar, aylığı da 20 liraya indirdiler, Cehennemi bir sıcak karşısında hergün biraz daha eriyerek çalışmak ancak 3-5 sene devam ediyor, £ sonra çürüyoruz. (Bu ciheutler nazan dikkate alınarak bizim vaziyeti- Galatnda İ iman dairesi İttisalinde Cemal babanin dükkânında götiet ve uteyci Mehmet Halis, Mustada, Remzi, Hüseyin, Murat, Mehmet, Mahmut, Sadi, Ali, o Süleymmm, Hüseyin, Mehmet, Hüseyin, Halil, Ahmet, Mustafa, N. Sait; Şerafettin Bir Hakkı Ararken. Ihca Palamutluk demiryolları şirketinde çalışıyorum. Şirket bize kilometre hesabı vermiyordu. Bu hakki aradığım için bana gardi- frenlikten el çektirip : tahmil ve tahliye (işine, yani hammallığa tayin ettiler. Bittabi ohamallık yapamıyacağım için işsiz bırakıl mış oldum. Ve bir hak aramak isterken (oekmeğimi (o büsbütün kaybettim. Eğremidin Gezi Celül mahallesinde Ali Sait