Ziya Şakir Hürriyet Ve İtilâf Fırkası, Gün Geç- Kâmil Paşanın imzasını taşıyan İTTİHAT ve TERAKKİ ” — Her hakkı mahfuzdur — z Dördüncü Kısım No, 109 Nası! Doğdu?., SON, POSTA —a D e S Nasıl Yaşadı?.. 2-6- 984 — Nasıl Öldü?. tikçe Mühim Bir Mevki Alıyordu.. bu satırlarda, yakında askeri bir ihtilâlin vukubulacağı her türlü tevilden azade bir lisanla yazılı- yor; adeta İttihatçılara meydan okunuyordu. Bu, öyle bir tehlike idi ki yalmız İttihatçıları değil, Sadrazam Sait Paşayı bile titret- mişti. Sait Paşa İttihatçılardan nefret etmekle beraber, hırsını ve ikbal hislerini tatmin etmek için onlarla teşrikimesaf ediyor.. Ta- sarladığı intikamı alıp ta bir ta- rafa çekilinceye kadar iktidar mevküni elinden kaçırmamak is- tiyordu. Fakat Kâmil Paşnın bu lâyihası, onun pişirdiği aşa soğuk su katmış.. gerek Padişah ve gerek efkânm umumiye nazarında müphem kalması arzu edilen hakikatleri, bir anda bütün ur- yanlığı ile meydana çıkarmıştı. Şu halde, yarın İttihatçılardan he- sap istiyecek bir kuyvet ortaya çıktığı zaman onun da sakalından yapışacaklar : — Gel bakalım Sait Paşa.. Bu kadar zekâ ve irfanınla.. Bu kadar tecrübe ve İzanınla sen bu adamlara neye uydun?., Diye kendisinden de hesap soracaklar.. Belki de daha ileri giderek - cemiyet rücsası meya- nında: kendi kafasını da kopa- racaklardı... Abdülhemidin yegâne | evham ve - vesvese ortağı olan Sait Paşa, değil böyle en muaz- zam ve korkunç tehlikelere, hatta en küçük muhatara hissedilen şüpbeli — işlere bile gelemezdi. Onun için yeni bir manevra kul- lanmıya ve kendisini sigortalı bulundurmıya karar verdi. * Gerek Salt Paşa ve gerek İttihatçılar, bu — suretle — telüş etmekte —haklı — idiler. Çünkü Hürriyet ve firkası Ümit edilmeyen bir sür'atle intişar ediyor; — yalnız İstanbulda — ve Anadoluda değil, Cemiyetin ye. gâne istinatgâhı olan _Rnlnelldı bile korkunç bir şekil almak istidadını gösteriyordu. - Evvelce muhalif —meb'uslardan — teşekkül eden ( Ahali ) ve ( Mütedil Hür. riyetperve ) fırkalarile — kismen Arnavat, Rum, - Bulgar, Arap meb'usları derhal Hürriyet ve İtilâf fırkasına iltihak etmişlerdi. İlk bamlede bu yeni fırkanın Meclisteki azası, (70)i bulmuştu, Birdenbire husule gelen bu ta- havvül karşısında, artık Cemiyetin T — Gözetenin esas | pazısile bir sütanan iki satırı bir (santim) sayılır. 2-- Sayfasına göre bir santi- min ilân fiatı şunlardır: Diğer | Son bi 3 4_'i yerler| sayfa 400|250|200|100' 60 30 Krş. | Kre. | Krş. I,K"» ,?g | 3— Bir santimde — vasatt (8) kelime — vardır. Sağdaki Derne kumandan yaveri yüzbaşı Reşit Bey, soldaki Tobruk kamandan yaveri Islâm Bey zevale doğru yürüdüğüne hük- meden zayıf — imanlı — İttihatçı meb'usların birer ikişer istifa ederek - İtilâfçıların tarafına geç- mesi dolayısile bu adet hergün artıyordu. Gazetelerde şu ilânın görülmesi, moda oluvermişti. İstifâ Her nasılsa intisap ettiğim İttihat ve Terakki Cemiyeti ile bugüne kadar teşrikimesai eylemiş isem de bu defa hasıl olan kanaativicdaniyeme binaen Ce- miyetimezküreden istifa ve cüm- lece malüm olmak üzere keyfiyeti ilâna lüzum görüyorum. ae Meb'us, memur, tüccar, esnaf, ' hamal, camal adres ve imzalarını taşıyan bu sütun sütun İstifana- meler, halkın heyecanımı arttırı- yor; yeni fırkanın sureti kat'iyede hükümran — olacağına artık hiç | kimsede — şüphe bırakmıyordu.. çok yerlerde bütün bir klüp halkı birden istifa ediyorlar; klüp ka- nsının - Üstündeki kırmızı - beyaz ttihatçı levhasını çıkarıp atarak yeşil - beyazdan mürekkep olan Hürriyet ve İtilâf fırkasına mah- sus levhayı — asıveriyorlardı. 33 sene mütemadiyen: — Padişahım çok yaşa.. — Yaşasın, İttihat ve Terakki Cemiyeti. Diye — bağırmışlardı. — Ayni adamlar şimdi de: — Yaşasın Hürriyet ve İtilâf Firkası. Diye haykırıyorlardı. (10 tem- muz)da ve (31 mart)ta olduğu gibi yine iğrenç bir ihtiras ve intikam — fırtması hükümferma olmıya başlamış; vatan ve iman duygularından mahrum — birçok kimseler, yine menfaat müzaye- desine hazırlanmıştı. Meşrutiyetin bidayetinde, cemiyetin efradımı bir anda çoğaltmak için gafil İttihat rüesasının - bilhassa dok- tor Nâzım Beyin - yaptıkları gibi Hürriyet ve İtilâfçılar da kulüp kapılarını açmışlar; birçok va- tansız ve seciyesiz adamları ku- lüplerine doldurarak adetlerini arttırmak — hatasına — kapılmış- lardı. (Arkası var) ( Baştarafı 1 inci saylada ) betlere dair işler, 14 - Müli iktı sadı koruma , ji 12 - Ecnebi devletlerin iktısadi tedbir ve mev- zuatına dair işler, 13 - Neşriyat ve propoganda ve turizm işleri 14 - İhracatı teşkilâtlandırma işleri, B) Deniz ticareti: 1- Liman üzmetleri ve — teçhizatı — işleri, 2- Liman şirketleri iş eri, 3 - Milli ve beynelmilel deniz ve su mevzuatı ve ecnebi vapur işleri, 4 - Devlete ait vapur teşekkülleri, işleri, 5 - Hususi teşekkülere ait vapur işleri, 6 - Havuz ve fabri- kalar işleri, 7 - Kılavuzluk ve yat- lar işleri, 8- Hava ticaretine ait işler, 9 - Tahlisiye ve gemi kurtar- maya ve Fenmerlere ait işler, 10 - Deniz ve havaya mütcallik fenni tetkikat işleri, 11 - Deniz mahsulleri ve avcılığı işleri. C) Sanayi ve maadin: 1-Sana- yil teşvik işleri, 2 - Sınat mülki- yet İşleri, 3- El san'atları ve küçük san'atlara müteallik işler, 4 - Sümerbank ve Devlet serma- yesile tesis olunacak fabrikalar liman, gümrük, belediyeler ( mü- nakalât) iskeleler ve rhtımlar ve sigorta tarifeleri ve imtiyazlı şir- ketlerin mukavelelerine merbut tarifeler gibi memleket iktısadi- yatına müessir olan işlerin alâka- dar vekâletlerce ihzar edildik- ten sonra İcra Vekilleri Heyeti İktısat Ve Nafia Vekâletleri Büyük İşler Başaracak kararına arzedilmek Üzere son tetkik ve mütalealarına ait işler, Nafıa Vekâleti de dünden iti- baren yepyeni bir veçhe almış işleri, 5 - İş ve işçilere müteallik işler, 6 « Elektrifikasyon işleri, 7 - Sanayi tetkikat işleri, 8 - Ölçülere müteallik işlor, 9 - Madenler ta- harri ruhsatnameleri ve imtiyaz işleri, 10- Madenler taharri ve işletme işleri, 11 - Maden kömür- leri ve müştekkatına ait işler, 12. Maden tetkikatı işleri, D) Kara ve deniz nakliyatı ile bulunuyor. Yeni teşkilât kanunu- nun ilk maddesinde Nafıa Vekâ- letinin — vazifeleri şöyle tesbit ediliyor: * Nafıa Vekâleti, devlet teş- kilâtı içinde memleketin imarına ve ticari, iktısadi inkişafına ve içtimal kaynaşmasına hizmet eden demiryollarını, limanlarını şose ve köprülerini yapmak ve su işlerini tarzim etmek ve karada, havada münakale Vve muhabereye ait Nafıa eserleri kurmak, işletmek ve idare etmek ve muasır terak- kileri takip, devlet daire ve mü- esseşelerine ait her türlü bina ve inşaatın ve Türk mimarisinin tar- zını tayin ile birlik temin ve fen vasıta ve unsurlarını yetiştirmek umumi ve bususi kanunların tahmil öylediği “diğer işleri” yapmakla mükellef bir teşekküldür, » Ne kadar ibrete şayandır ki bir | Yukarda: Eski — mezunlar oyun zel bir toplantı yı a clıııı;.ı Bua toplantıı ç. ihtiyar yüzlerce mezun iştir etmiş, sabah saat 10 dan itibaren mektebin bah- (.plıııılmıqhı. çeiı'ıa:;ı" arasında eski Paris sefiri Münir paşa, Ferik Cevat Paşa da bulunuyorlardı. Öğleye kadar bahçede kalın- bu müddet Zarfenda eski mezunlar küçüklük hâtıralarını çok neş'eli bir surette anmışlardır. Gençler, —mektebin şimdiki müdürü Behçet Beyi ve diğer ho- calarını altı okka — yapmışlar, ta yaştakiler esir almaca oyna- :.'h:_“mü,"ı" da parmaklık- Sayfa 9 "—Galatasaiayda Çok Eğ- lenceliBir toplantı Yapıldı Genç Ve İhtiyar Yüzlerce Galatasaraylı Talebelik Hâtıralarını Andılar mezunlar meklebin ihtiyar n lar talebes 'sinin etrafında, aşağda İl ©e genç merun FERE ml:h ollıı.;ı :ı:l dizi kolunda yemeğe gidiyorlar lardan atlamak suretile eğlenmiş- lerdir. Öğle vakti, iki nöbet tanbur mmmış ve bütün mezunlar ==edo loplllm'll"f'"'_ rada, Galatasaray pilâvı ile irmik helvası- ikram edimiş, sofrada senelerce evvel okunan dersler etrafında şülmüştür. Bu ara- da arkadaşlar biribirlerini imti- han etmişlerdir. Bundan sonra, mezunlar bir kafile halinde Tak- sim Abidesine giderek bir çeli koymuşlardır. - Bundan başka mektebin — eski — mezunlarından Dahiliye Vekili Şükrü —Kaya, Maarif Vekili Hikmet, İnhisarlar Vekili Rana Beylere telgraf çeki- lerek selâm ve muhabbetlerini bildirmişlerdir. _a__zmg———;————-—uğ— Muhtçşem ( Baştarafı 7 inci sayfad. ) da Yunanlı Paterakis ve Fenerli Tevfik, ikisi de 6,75 metre ile birinci oldular. Atletizm müsabakaları netice- lendikten sonra Fenerbahçe ku- lübünün 26 ncı senei devriyesi münasebetile merasim yapıldı. Bu merasimde, bütün Fener- bahçe faal sporcuları, önde Türk bayrağını taşıyan Âtleş İbrahim Bey olduğu halde bir resmigeçit yaptılar. 'Tertemiz ve abenkli kıyafetleri ile Fenerbahçe sporcuları ve bilhassa beyaz formalılarile yüzü- cüleri çok fazla alkışlandılar. Resmigeçide iştirak eden spor- cular sahanın ortasında kendi kulüplerinin remzi olan (F ) har- fini çizdiler, Bundan sonra andı sporcu Bir Spor Günü ı | içildi ve Gazi Hz. nin stada rek- zedilen büstünün resmi ki!,_ıdı yas pıldı Fenerbahçe ikinci reisi Hayri Celâl Bey, Ateş-Güneş kulübü reisi Cevat Abbas Bey, ve Fener- bahçe İdare Heyetinden Sait Sa- lâbattin Beyler birer bitabe irat etliler. Bunu müteakip senelerce bera- ber ayni saflarda oyun oynaya- rak kulübüne şerefler kazandıran Zeki arkadaşlarının — arasında futbolden artık çekileceğini ve yerini Fikrete terkettiğini söyledi. Türkiyede ilk defa futbol oy« namış olan Fuat Bey Fenerbah- çeye kaydının halırasını Zekiye verdi. Ondan soura Milli takım namına bir buket verdi. En nihayet Fenerbahçe yüzü- cüleri baş kaptanlarına bir şeref heykeli verdiler ve bu suretle merasim bilti.