1 Haziran Bu “Samur Kürk,, Kimin Üstünde Kalacak ? Silâhları Bırakma konferansının açılışı ile beraber görülen manzara #u oldu: Sovyet Rusya Fransanın ya» nındadır. Küçük itilâf ta bu grupu tamamlamaktadır. Bu münasebetle Sovyet Rusya murahhas M, Litvinof kendisinden beklenen kudret ve me- haretis bir nutuk söylemiş, tam bir surette silâbları bırakınak mümkün olmadığına nazaran hiç olmazsa bir rapmış olmak için devletler ara- 2 yekdiğerinin emniyetini tekef- €ül eden anlaşmalar yapılmasını tek- MP etmiştir. Bu umumi anlaşmadan «onra da, mıntakavi bir takım emni- yet muahedeleri yapılabileceğini ileri sürmüştür. M. Litvinofa göre silâhları tahdit veya azaltma meselesi, her Şeyden evvel büyük devletlerin arzusu Meselesidir. bunlardan bir tanesi bu fikre muhalif kahrsa hiçbir şey Yapmak mümkün olmaz. Bu derece mMütezat fikirleri bir ise kolay değildir. maine analaykı “Din birakmak ve şimdilik işin İl an edil Barak ve Munhedeler yaparak çıkmak doğrudur. Bu fikir karşısında ilk tereddüt emmareleri İngiltere ve İtalyada görül- dü, Almanya İse hiddete kapıldı. Fil vaki M. Litvinofun tezi Almanyaya tevcih edilmiş bir oktur ve bir ta- atan Japonyayı, diğer taraftan dâ ayı yet mr ela taarruza göstermektedir. Oku mü Bm maça da bir « ti gör tiral üren Ezilen bu ili devlet, ME oldukları için hapgı”vele9 molaya pek Veisi kimseyi hayrete düşür. defa daha saretler devletler, bir İsteyonlesiş a8İyeti muhafazs etmek sdenler | şeklinde değişmesini arzu nazarımızda iki zümre olarak meselesi, evvelce tebarüz ettiler. ia İçin bunu ileri sürenler varacakları Dö. iceyi zaten biliyorlardı. Fakat mesele aferansın akameti mes'uliyetini yük- İeinek olduğu şimdi, bütü, Yetler banu Ge matuftur. ai e meselesinin tekrar ortaya beni d. amaktam yükmiz? — Süreyya Hay Bir Felâket Afyon Konferansı Çin Mümessili (Ecnebi Devletleri İtham Etti Cenevre, 30 — Afyon konferan- sının toplantısında ip mümessili, Çinde uyuşturucu madde kullananlara az ceza verildiği iddiamm (kabul etmemiş, esaslı bir kontrol yapıldığını, fakat Çinde ecnebilerin uyuşturucu medde kep yaptığını / ileri sürerek bu gibilerin mensup oldukları hükümetler tarafından Çinden geri alınmalarını teklif etmiştir. Bulgaristanın Harici Siyaseti Yeni Kabine Eskisinin Yolundan Gidecak Sofya, 31 — Sabık Başvekil M. |: Rusçuk'ta Muşanof, matbuat mümes- sillerine yarn beyanatta bilhassa demiştir “ — Evvelki O hükümetin hariçte takip ettiği bütün devletlerle dostluk ve anlaşma siyaseti, en iyi neticeler vermiş ve Bulgaristanla komşuları arasında dostane münasebat tesisine hizmet ederek muallak meselelerin halli için iyi bir yol açmıştır. » M. Muşanof, bu siyasetin diki hükümet tarafından da kabul edil. diğini ve tamamen tatbik edileceğini kaydederek demiştir kit “ — Bu itibarla, buna mubalif ola- rak barı ecnebi gazeteler tarafından neşredilen haberleri hakikate muhalif addetmekteyim. ,, Amerika İşçileri Vaşington 31 — Demir, çelik ve kalay işçileri federasyonu, kat'i ha- reket saatinin çalmış olduğunu bildir. migtir. Patronlar işçilere, mümes lerini tayin hakkını tanımak isteme- dikleri ,takdirde, federasyon bütün Birleşik Amerika'da umumt grer ilân ğdecektir, Mensucat federasyonu reisi, yene tesi günü için umumi grev ni, ini için grev yapılma- Pamuk sanayii işçileri de bir grev kararı vermişlerdir. Vaşington 31 — M. Ruzvelt, çelik sanayii kanununu İmzalamıştır. Bu Silâhlar Konferansı —.... Bir İngiliz - Fransız Anlaşamamasına Müncer Olacak Gibi Bir İngiliz gazetesine göre silâhları birekma konferansının hödisata uagan hakiki manzarası işte budur! Cenevre, 31 — Fransız Hariciye Nazırı M. Bartu Silâh bırakma kon- fersnundaki mutkunda (İngilterenin Almanyaya karşı hareketini “fazla uysalca,, ve konferansa kargı vaziye- tini “mülezat, olarak tavsif etmiştir. M. Bartu İngiliz plânını acı bir lisan ile tenkit etmiş, Almanyanın silâhlan- masına meydan verilmemek hakkın- ki kararı dönülmesini istemiştir. M Bartu silâhsızlanma presibine karşı Almanyanın tecavüz ettiğini de 5) Biyerek, Praazama” twsiyei töketfai altma aimmakamın silâhlarım birak- mâk hususunda Almanyadan emir alamıyacağını bildirmiştir. nevre, 31 — Sir Con Simon silâhsızlanma konferasında, İngiltere- nin düşüncelerini bildiren bir nutuk söylemiştir. Sir Simon, devletlerin silâh bırakımı bususuzida bugüne ka- dar ne şekile hareket ettiklerinin bi- linmesl lâzım geldiğini ileri sürererek bilhassa demiştir ki: “ — Silâhları birakma meselesinde beynelmilel - bir. anlaşmanın husulü, arasındaki temas noktaları da riyor ki, ihtilâf mahdottur. konferans bu mahdut çaresini bulamazsa, silâbları bırakma hilâfnamesinin aktine imkân olmıya. caktır. Berlin, 3 — Korespondans Politik gazetesi, Silâhları Bırakma Konferan- sında Sovyet Pusya mümessili M. Litvinof'un nutkunu tahlil ederken şunları yazıyor: * Cenevre komedyasına iştirak edenlerin hepsi, müşterek menfaate bizmet ettikleri intibemı hasıl etmeye çalışıyorlar. Fakat hakikatte hodbin- likleri sözlerinden sıntıyor. M. Litvi> nof'un nutku, hodbinlik o davannın bir misalidir. Esasen kendisine lâzım olan şey, Sovyet propagandasına uygun ölmesi için neticenin menfi çıkmasıdır, Bu propaganda . evvelce emperyalist bir barp tehlikesi ileri sürülerek © yapılmıştır. o Şimdi de Kıskançlık Yuva Yıkan Bir Afettir “Kocam kıskanç bir adamdır. O derece ki kardeşimle öpüşsem bir hafta surat eder, Eve erkek getirmez. Erkekli bir meclise git- meme müsaade etmez. Sanki her gören erkek bana derhal âşık olacakmış gibi, beni bir erkek arkadaşına bile takdim etmez. Bundan başka kusuru yoktur. İyi bir adamdır. Kendisini çok seve- rim. Fakat bu kıskançlığı bana hayatı zehir ediyor. Genç çağım- da evde bir mahbus hayatı ya- şiyorum. ,, Kadıköy - Fahriye Sevda kördür. Seven sevgilisi- nin kusurunu görmez. Onun için sevginin körlüğünde bile bir ase- vimlilik vardır. Kıskançlık ta kördür, fakat iyiliklere karşı kördür. Kıskanç adam, daima olmiyan kusurlar arar, a va e te- mizliği görmez. işisine saldırmıya hazır bir hayvan, ka- dınları her erkeğe teslim olacak zayıf bir mahlük farzeder. adamın mantıkı ğe tur. Ona mantıkla vaziyeti izah ihtilâfların da | ©demezsiniz. O en ufak bir ha- reketi suitefsire hazır ve müte- e Mm e 'alnız kıskanç m lamadıkları bir şey vardır. Kar- şılarmdakini bıktırıp usandırdık- ları. İnsan sevilmekten zevk alır. Fakat seven adamın manasız ve çirkin kıskançlığı sevgiliyi de o usandırır. Önun İkançk e era çok defa ev yıkan tir, Kocanızi bu hastalıktan kur- tarmak için, kadın dostlarının evinize davet ediniz. Zaman ile müşterek tanıdığınız temiz aile“ lerin meclislerine devam ediniz. Kocanıza her bir vahşi, Almanya ve Japonyaya karşı cepbe | her kadının Ta er olma alınmıyor. Nutuk, Almanya hakkında birçox telmib ve iddialarla doludur. iniz. Söncu > kozhmma ançığına fazla ehemmiyet ver. , i Fakat zaman bu iddiaları boşa çıka- ça ini 4 a ç kanun mucibince, patronlaris görüş ax, münkün. : değildir... Pa. ktır. Main, Bırakınız. Çinde Bir Yangın Neti- | mek üzere işçilerin murahbünler | pati am eziz! Gör Önünden | rack M, | Jesin, bildiğini yapan İla cesinde 32 Kişi Öldü tayinine. o salâhiyetleri vardır. Bu Herhalde, son senelerde sarfolunan | Litvinof'un nutkunu tahlil | de hiçbir şey yokmuş gi y, a u suretle umumi grevin önüne geçile- | bütün gayretlerden, sonu gelmiyen Rörsen Çaytun diyor kk tınıza devam 6 dene an DErİyaçuang'da | cöyü'üete odiliyar müzakere ve münakaşalardan sonrs, | O “Hiç şüphesiz, komünist HANIMTEYZE bir madende yangın çıkmış, 32 ide | “* pl iilâfa ulaştıracak bir köprü > buluna” | birçok tehdit eimigür. Bü. Blmüştür. Zayiat mühimdir. z * mıyacak olurea, bunun wetiesel çok | tön dünyaya, bolgevik tabrikâtndan |'samın © giddet “siyaseti ie İrgil “1 Komünist Mahkemede | “Rio Giünde ( Amerika'da ) 31 — | vahim olacaktır. mölideilli yaka grain gösteren | terenin Milletler cemiyetine mütemyil Breslar, 31 — vataniye | Star Kontluğu idaresine karşı yapılan İngiltöreye göre En çareihal, | Hitler olmuştur. M. Litvinofun meş'e- | siyaseti arasındaki tarihi ttitâfı ha köt AY e ik kişi ölmüş, altı “kişi? | yine Makdonald plânidir. İngiliz muh. | sizliğine sebep budur Devrede başlamış olduğunu kayde yaralanmıştır. tasıler, o Almanyanın son teklifleri Lokal Anzayger gezetesi de Fran- | diyor. “Son Posta, nm Milli ve Edebi Tefrika. 7 EE tesiye İstanbuldayım, cağım bu yerin bütün korkunçlu- | sonra da yalnızca döktüğün yaş rr ” Necdet. | ğunu görmesini bildim, ların temizliğini, kir- padım. Usulca: “Korkmu Nesrin, iyi olacakaml,, “dediğini sandım. Sonra uyudum ldı eğ ne ol — hastabakıcıyı bul bilmediğim şeyi tam Halbuki sana yemin ederim, hapishane odasında, beni görünce bayılan okadın, “onu, öldüren, niye öldürdüğü bilinmiyen o yaşlı kadın, bana ameliyat gecesi * korkma Nesrin, iyileşeceksin! ,, diyen beyazlı kadındı. Sana fazla bir sözüm yok Necdet, Bana yardım et. Hayatımın mİ ikin, in ni Nİ LA TI n li İdiz di ii | cağım. Belki göndermekten caya- rım, Gece simsiyah. İçimde bir korku var. Durma dan ürperiyorum. Keşki ben “altın (kozanın sahibi şu Nesrin hanım mı, deb- setli parası vardır! un deye anılan insan e ayaklarımın di- mişil uyuyan küçük “Maviş,, in kardeşi olsaydım. * Nesria Bir telgraf Nesrin Sadik Hanıma “Altın Ki tataribul Bir şey bilmiyorum. Cumar- Kadınlar Hupisbanesi; Haziran 1992 Kızım, Ben bu sözü, bir enne için kelimelerin en güzeli olan “kı- zım,, sözünü nice zamanlar, kü çük büyük okader insana söyle- dim de, seni, benim Kızım olan seni, tam on üç senedir bu isim- le çağırmamağa mahküm edildim. Göz yaşlarımın hepsini zlan, tüketen, işte bu hükümdü, Nes- rin. Allahın verdiği bir büküm! Bunun için, dün, hâkimlerin katil cürmünden maznun kadına, esbabı muhaffefeler bularak ver- dikleri 6 senelik ağır hapis ceza- sina ben ne ağladım, ne titredim. Belki sade biraz sarardım ve yutkundum, 6 senelik hapis kararı! Her. bangi bir kadın için bu, elbette ki korkunç, müthiş bir şeydi. Altı sene hep burada, 2184 gün hep bu duvarların bu kokuların, bu cehennemin içinde! Ben bu günlerin dakikalarını, saniyelerini, saatlerini, gecelerini, aydınlığını, karanlığın, O bepsini gözlimün önüne getitiyorum. Üç aydır buradayım. Etrafımı öğren- mesini, aylarca, yıllarca yaşaya» Ona rağmen düşünüyorum... Yine de 13 sene evvel hayatıma letmemek, beş yaşındanberi has- retini çektiğin anne hayalini sok Allahın çökerttiği o ceza hükmü- | durmamak için bu lâzım. nü çok daha çekilmez, çok daha ağır buluyoram. Senelerdir, ben yükümü hep bunun için taşıdım Nesrin, bunun İşte bunun için dün hâkimlerin için sustum, bunun içinsana bir önünde ben ne ağladım, ne de | tek defa titredim kızım! » Bilmem sen, ( dinlenilmesine izin verdikleri bu son karar cek | cuma, sesinde var mı idin? Bir güv evvel gelen Necdete seni alıp uzak bir yerlere gere için yalvarmıştım. Muvaffak oldu mu, bilmem. Bir aralık, hafif, küçücük bir. çığlık duyar gibi oldum, O sen mi idin? Yoksa içleri suçlu olsun kızım diyemeden bu demir parmaklıkların arkasına düştüm. — ömrümün durmadan sayım falan br dü e şukları ak saçlarıma, Güç öcülömee, bütün o eski varlığımın ölüsüne rağmen beni tanıdı. : Bir şey demeden, dakikalarca, birl Sed hıçkırığını iu deli gibi, eskiden kalan şu mum- yama duydum ben? Necdete inandın mu acaba? Seninle hiçbir alâkası olmıyan | Yo caldu sırf aldatılmış, kirletilmiş mevhum baktı, gözlerime baktı, sonra da hiç bir şey sormadan, yavaşça, tıpkı söyleyişile : benim ablam.. bir kardeş kızının namus borcunu | ablamsınız.. diye fısıldadı. ödetmek için ellerini kana bula” miş bir yabancın olduğuma ine- nabildin mi, çocuğum? Buna inanman, inandırılman lâzım. Yeşilköydeki © piril piril parmaklıklarla çevrili kabrin ba şında, ilk zamanları babanla, Sesim çıkmadı, duvara tutun- dum ve bilmem ne kadar bir zaman © Sustu, sade yüzüme baktı, ben de göğsüme kavuştar- duğum ellerime, gömleğime dur madan düşen göz yaşlanma baktım. (Arkası var)