NR 6 Sayfa m Kari Mektupları Biga Hayrat Hademesinin Maaşı Buradaki camilerin imam ve müezzinlerine tam altı aydanberi | maaş verilmemektedir. Geçenlerde yine böyle topla- nan maaşlarımızıda böyle bir şikâyet üzerine almıştık. Evkaf umum Müdürlüğünün (bundan haberi yoktur. Çünkü mahallinden yazılmayınca halimize agâh ola- mazlar, Her birerlerimiz evlât ve ayâl | sahibiyiz. Yirmişer liradan ibaret | olan maaşlarımızı altı ay alamaz- | sak düşeceğimiz ibtiyaç çukuru tabii derin oluyor. Ait olduğu | makamın merhamet nazarını cek | betmenizi rica ederim. Bigada Çarşı camii imamı ve hatibi Hafız Kümil | Kerpeten Meselesi Gazetenizde bir hastanın Ba- kırköyünde bir ee dişçide tedavi olunurken kerpeten yuttu- ğu yazılmıştır. Burada alk başka Ermeni dişçi yoktur, benim tedavimde de böyle bir hâdise olmamıştır. Vak'anın bir Rum dişçinin ka- binesinde cereyan ettiği anlaşık maktadır. (Yarınki (O nüshanızda yazmanızı rica ederim. Bakırköy Diş tabibi H. Söüslüyan Terkos Suyu Alamıyorum Bundan bir ay evvel Cibali Terkos sulur idaresine evimize su #lmak için müracaat ettim. Ter- kos idaresi bir türlü evimize suyu getirmeyor. Bir aydır bekliyorum De yapayım.? Fatih Haraççı Muhiddin mahallesi Gelenbevi örtamektebi sırasında muallim Hadiye Belediyenin Ihtikâr Mücadelesi Hakkında Bir Mutalea em için — enin te geçtiği yı bam ğa gayesile tetki- katta bulunduğu yanılıyor. Bence Belediyenin göreceği daha mü- him vardır. Kapımızın önün- de oldukça işlek bir sokakta kocaman bir çukur var; içerisine insan, araba, otomobil düşebilir ve ma de ipek Aylar- dani kama akat bir ka- patma eti görmiyoruz. Belediye ticaretle uğraşırsa kontrol vazifesini kim yapacak ? Bugün ticarette ihtikâr 2 rk ve emir a rekabet vardır. Bu maruzatımla rekabet karşısında kalmak korkusile hareket eltiği- me zahip olunmasın; 16 saat ça- hışan bir adam bu memlekette hiçbir zaman aç kalmaz ve ka- Dundan başka hiçbir şeyden kork- maz. Ticaretle de uğraşırım, reç- berlik te yaparım, çoluk ve çocu- ,umun isik alini temin ederim. n ancak Belediyenin mağaza hususundaki tasavvurları hakkında o mütalâalarımı bildiri yorum. Samatya irsınvay durağı 209 bakkal H. Ziya Bir Kariin Temennisi Yeni mali kanunlarımız tan- zim edilirken hükümet 6 çocuk sahibi babaları kazanç vergisin- den muaf tutsa hem nüfus siyase- timize hizmet edilmiş, hemde yerinde bir muafiyet usulü tatbik edilmiş olur kanaatindeyim. Bu mülahazamın © neşrini rica ederim efendim, Nişantaşı: Ahmet Şevki » (Son Posta) — Kariimiz bu mülâhazasını neşrettirmekte biraz gecikmiştir. Çünkü yeni kazanç lâyihası M. Meclisinde müzükere edilmiş ve kanuniyet kesbet- miştir. ——— ——mnanar Tarihi Müsahabe — SON POSTA iman Dersi Veren Masal Hallacı Mansur, şarkta adı en çok anılan adamlardandır. Tam bin sene evvel yaşıyan ve ipe çekile- rek ölen bu cezbeli, çok iddialı ve velveleli adam, türkçe şiirlerde de yer tutmuş, kanaat ve iman uğrunda can vermek zevkine ör- nek sayılmıştır. Hallacı Mansür, asırlarca muh- telif hükümlere maruz kalan bir yaşar ölüdür. Ona sihirbaz diyen- ler vardır. Çünkü yaz mevsiminde kış meyvaları ve kânun aylarında yaz meyvaları gösterirdil.. Kapalı panjurlar ve kapılar ardında, dört duvar arasında yapılan şeyleri görür, söyler ve işi yapanlara itiraf ettirirdil Gizli fikirleri se- zerdi, boş elini havaya uzatır ve bir saniyede para ile dolu olarak geri çekerdi! Ona bu hokkabazlıkları isnat etmiyerek büyük bir keramet ehli ve ermiş bir adam hüviyeti ve- renler de vardır. O gibilere göre Hallaç, bütün beşeri zevkleri çiğ- nemeyi bilen ve bu yüzden Alla hını bulan bir azizdir... Bizim ham sofu dediğimiz kimselerin inanışına göre ise Hallaç, sihirbaz- lara da taş çıkaran evliyadandır. Onlar, Hallacm bir hac seferi sirasında (aç kaldık, canımız kuzu istiyor!) diye sızlanan dört yüz müridinin ber birine - koynundan çıkarmak suretile - birer kızar- tılmış kuzu, taze iki küçük ekmek dağıttığını ve bu müritlerin kuzu- ları mideye indirdikten sonra hur- ma da istemeleri özerine şöyle ai ve ortaya birkaç hurma döküldüğünü erler! vr Hallaç; ister sofu, ister sinsi bir ibtilâlei olsun, devrinde büyük bir nüfuz sahibi idi. Bu sebeple Bağdat (hükümetinin dikkatini tahrik etti, tevkif olundu, uzun sorgulardan sonra idama mahküm oldu. Onu ölüm cezasına çarptı- ran halife Elmuktedir'in veziri Hâmit idi. Bağdat kadisından idam hükmünü alır almaz halifeye gitti, hükmün ne suretle infaz edilmesi (o lâzımgeldiğini sordu. Elmuktedir: «Mahküma bin kırbaç vurulmasını, ölmezse bin kırbaç daha atılmasını ve sonra kafası- nın kesilmesini, emretti. Fakat vezir bu emri başka şekle soka- rak cellâtlara bildirdi, Hallacı Mansurun - kırbaç altında ölme- diği takdirde - G ve ayaklarının ayrı ayrı koparılmasını, müteaki- Masal, ben ipe asılmasını, ipten Indir lince başının kesilmesini, cesedi- nin yakılmasını söyledi! Hallacm gülerek ve hatta oy- nıyarak darağacı dibine gittiği muhakkaktır. O korkunç ağacın basamağı Üzerine ayağını koydu- ğu vakit: “İşte mi'racın yolu. Gö- ke böyle çıkılır, dedi. Elleri ve âyakları kesilirken küçük bir inilti çıkarmadı, “son abdestimi kendi kanımla alayım,, diye yü- zünü kana buladı. İşte bu gibi halleri ve ölümü merdane karşılayışıdır ki ona ölü- münden sonrada birçok fıkralar isnat edilmesini intaç etti. Mürit- lerine kuzu ve hurma yedirmesi nasıl bir efsane ise o fıkralar da tamamile uydurmadır ve yalandır. Fakat içlerinden bir tanesi, iman kuvvetinin ruhlarda nasıl yer tut- ması İâzimgeleceğini - efsanevi bir temsil ile - gösterdiği için bize cidden güzel görünüyor. Bu masal şöyledir: Hallacı Mansur, asilmak üzere darağacına (götürülürken (vakit öğle imiş. Bir mescidin önüne geldikleri sırada ezan sesi duyul- mıya başlar. Müezzin, alışkanlığın verdiği bir lâübalilikle malöm olan cümleleri haykırır ve şere- feyi dolaşır. Mansur, “Allah oObüyüktür,, diye bağıran müezzinin bu keli- meleri yalnız dilile söylediğini ve o anda Allahı değil belki kazan- cını veya sevgilisini düşündüğünü sezer, canı sıkılır, yürümekten kalır, yanındaki muhafızlara yüzü- nü çevirir: — Herif - der - ağ bağırı- yor, ağlamıyor! akal: istibzaya başlarlar, eemmeerereemem snmenereme esere 1 — Gazetenin esas yazısile bir sütunun iki satırı bir (santim) sayılır. 2— Sayfasına göre bir santi- min ilân fiatı şunlardır: yin İsayia li ? santimde O vasati (8) kelime — vardır. 4— Ince ve kalın yazılar #utacakları yere göre santimle ölçülür, Hallaç o sırade dir demirci dük- kânının bulunuyormuş, hal- Jaç muhafızlardan isin alır, ma girer, örsün üstüne çıkar, ya- nak, bir sesle bağırır: — Allahüekber. Hallacın çıplak omuzunu okşarlar: | İsmetpaşa mektehisistebesi Çocuklar İçin De Bir Vatan Sevme Dersi Olabilir önünde dükkâ- - gramer m çok yanık — Sen olsan, derler, “nasil ezan okurdun. Kalbini ağıma A | vız hisesinden çıkarırdın? O mrada bir demirci dükkâ- nının Önünde (o bulunuyorlarmış. Geçen Bilmece- mizi Doğru /Halledenler rer kari ölacakları İstanbul kız lisesinden 659 Saime, Ankara İnönü İlkmektebi telebesinden 306 Lâmia Nail, Kırklareli Ortamektebi talebesinden 204 Münip, Bursa Nalbani» oğlu İlkmektebi 4 üncü sınıftan Nermin Rıza, Divanyolu Turan apartıman İ Osman, Salihli Altınordu İlkmektebi talebesinden 597 Kâzım, Devrek Birinci mektepten 196 Salâhattin, Blikesir Ak teylül İlkmektebinden Osman, Beyoğlu 21 inci mektepten 19 Necdet, Üsküdaz 80 uncu mektepten Suheylü Konya Akifpaşa mektebi talebesinden 537 Sırrı, Uzunköprü bakkal Sabriden Ahmet, Samsun Sakarya mektebi talebesindei 29 Sündüs, Bakırköy İlkmektebi tale besinden Halim Memduh, 49 unew mektepten 167 Muammer, Eskişehir Turan mektebi talebesinden 174 Pervin, Menemen Kubilay mektebi talebesine den 137 Sabiha, İstanbul kız ortamek- tep talebesinden Perihan Tahsin, Kon- ya memleket hastahanesi (kimyager Kadri Bey kızı Riza, Karaman Gü neşmektebi talebesinden (19 Yaşar, Kız lisesinden 916 Hayat, (o Tarsur Hayat eczmnesinde Hasan, Malatya Misosinden © 249 Nizametti EM 0 5 Rüştü, Davutpaşa Orfamektep talabes sinden 808 Ercüment Celâl, İstanbal 768 Handan (Fevgi, Konya posta telgraf makinisti Hasan Bey oğlu Celâlettin, Sıvas Halizres cep mektebinden 208 Celül, İstanbul Hallaç, muhafızlardan izin alır, | kız ortamektep talebesinden 749 Ma- dükkâna girer, örsün üstüne çı- kar, yanık ve çok'yanık bir sesle bağırır: — Allahüekber! Muhafızlar, korkulu bir hayret içinde, örsün eridiğini ve Hallacın zafler,, Sağlık Yurdu karşısı” Nebahat Osman, İzmir erkek muallim mektebi 056 Alâettin, Konya İnceminare arkas; Pınar mahellesi 10 Ulviye, kız lisesi talebesinden (o 521 Muzaffer Adil, Sultanahmet Soğukçeşme yokuşu Nadire, İstanbul kız örtamektep tale. ise gözyaşları içinde şu sözleri | besinde 862 Şüküle, Aydın ortamek. mırıldandığım görürler: — Ben de yanım imanlıyım, ben de biraz müraiyim. Eğer imanım tam olaydı, dediğime ek- siksiz inanmış bulunaydım örsün değil benim erimekliğim lâzım gelirdil., Bu masalı söyliyenler, şu bü- tikten sonra mahkümun yine dö- vülerek, söğülerek, üzerine her taraftan çamur, taş, toprak atıla- larak darağacına götürüldüğünü hikâye ederler. beyi görereiiledi. Pb nökteyi » Filha- kika bir ülküye bağlılıkta kayda şarta ve nceye yer olmamak icap eder. İyi, doğru ve faydalı görülen fikirler, hareketler ve bilhassa (ikiler sarsılmaz bir iman, en küçük bir rüzgârı kabul edemiyecek Okadar sağlam bir cihan halinde vicdana geçmelidir. Biz, “Türküm, diye sonsuz bir gururla bağıran yavrularımızın “güzel yurdumuz,, diye seve seve göğüslerini kabarta kabarta bah- sedecekleri vatan için böyle bir muhabbet ( beslemelerini isteriz. Masaldaki örs, hayatın müşkülle- " ridir. Onu eriden ses, işte oiman | dai 4 kitap yazmışlardır. Bunlardan Bürteri ateşidir. Vaktile giirlerimizde değişmez bir yer işgal eden Hallacı Mansur masallarından bugün için alınacak hisse veya zevk bundan ibarettir. M.T * M. Kemalettin imzalı mektup sa bibine: Size covap vörmiyecektim: tarih namma bütün hami İllerin mini bir ilkmektep risalesi gören ve bu cüce bilgi ile, binlerce sayfalık taribi yazılar yazan bir udama “ya- lancı,, demekten çekinmiyân bir Zat ile münakaşa edilemez, Fakat ayni cür'eti bir dalın göstermemeniz için şu ksa #atırları yasıyorum: 1 — Mekkeye, Medineye © birçok Avrupahlar — gitmişler ve birçok ia tep | talebesinden 388 Kenan, Nazilli Recepbey İlkmektep talebesinden Or- han Osman Bey ve Hanımlar. a Yeni Neşriyatı İ Fen ve San'at — İzmirde çıkan bu aylık sanayi meomuasının mayı nüshası zengin münderecatla çkımıştır, Mimar — Her ay intişar etmekte olan bu mimari, şehircilik, ve tezyini san'atlar mecmuası ça numara nisan sayım İçinde birçok inşa edilmiş binalara it, resimler ve mesane, metrisi ile yapılan tıbbi tahliler ismi altında baktriyolog Dr. Fethi B. tara» fından kıymetli bir eser neşredilmiştir. Bu eser bu güne kadar tıp ve kimya laboratuvarlarında büyük işler gören kolorimetre yerine Pülirih Fotomet- risinin noden kaim olduğunu hesaplarla misallerle, resimlerle izah ve ispat etmektedir. Bü eser, biç bir etalan mahlöle ihtiyaç göstermeden kanda, idrarda ve uzvi maiyatta birçok mad“ delerin dozajlarım doğrudan doğruya yapan bu aletin her hususta dalın has sas “olduğunu ve neticeler Üzerinde daha emin ve sahih kıymetler alındı. ğını göstermektedir. Tıbbi tahlilerle meşgul olanlar için bu eser mükemmel bir rehberdir. Tav- siye ederiz. . Azarbaycan yurtbilgisi — Ay. da bir çıkarılan bu kültür, tarih * edebiyat, mecmuasının 29 uncu sayısı ve Vamberi pek meşhurdur. Vambes rinin eseri Türkiyede tercüme ohin» Mügtür, 2 — Saveci Bey vak'as - sizin elinizdeki risaleden başka - bütün Os İ manlı ve frenk tarihlerinde yazılıdır. Sadettin, İdrisi, Neşri, Cenabi, Solak zade, Takvimüttevarih, Ali, Hayrullah, Haberisahih, Feridun Bey munşeati, Kantemir, Hammer, La Martin tarible- rine ve daha yüzlerce kitaba bakarsa- niz o vak'ayı bizim yazdığımız şekilde görürsünüz. Bunları bulmak Okadar okuyup anlamak ta güçtür. O halde Ahmet Rasim Beyin resimli ve bari” tah Osmanlı tarihinin birinci cildini ahımız, (88) inci ssyfasmı ekayumız. “ , “MT İstanbul ,