SON POSTA SEVDİĞİM KADIN Almancadan Tercüme 98.B-934 Nakille Sadettin Reşit Binlerce tatlı düşünce onu kan- dırdı, çağırdı ve takip etti. Holün sözleri onun kalbinde bir muak- kes bulmuştu. Bu nazik zaman- larda insanın — istediği gibi bir arkadaş olması nakadar eyidi.. Emmi birden başını doğrulttu. Yüzü gülüyor, gözleri parlıyordu. Onun da arkadaşı vardı. — Hol gibi anlayışlı ve şayanı itimat bir adam; Lubyançef Mihal ! ona her şeyi itiraf eder.. Vaziyeti elbet anlıyacaktı. Gitti ve — babasile — birlikta kahvaltısını etti. Bereket binbaşı başımı gazeteye gömmüştü. Lüzumsuz suallerle onu - rahatsız edemedi. Kabvaltıdan sonra or- mana mutat #abah — gerintisine çıktığı zaman Mihal'a vaziyeti nasıl açması İâzım geldiğini de düşünüyordu. Ormanın karanlık - derinlikle- rinde mühiti ilealâkadar olmadan gezdi. Şimal rüzgârlarının yerlera yaprakları ayakları altında ezerken hep bu meselenin Mihali alâkadar etmesi lâzımgelen tarafı araştırıyordu. Fakat kafasını bey- hude yere yordu. Hâlâ münasip kelimeleri bulamamıştı. Ormanın hafif sisli sabah havası zihnine bir açıklık verceğini zannetmekle yanılmıştı. Başka Pazar günleri olduğu gibi birbirlerine Aşık çift- lerin kahkabaları bu ölüm sükü- tunü yırtmiyordu. Artık - iyiden, iyiye havalar soğumuştu; herkes eğlenmek için başka yerlere gi- diyorlardı, Bazan uzaktan bir iki avcunun attığı fişeklerin sesleri geliyordu. Artık kış gelmiş ve pazar avcuları tavşanlar aleyhine barbe başla- mışlardı. Emmi ormanın en uzak yerle- rine kadar gitmişti. Birdenbire yözgeri döndü ve koşar gibi acelo, acele geldiği yola doğraldu. Ken- | disini unutulmuş gibi hissederek mütcessir olmuştu. Onün bu tecs- sürüne tabiatin ölgünlüğü sebep olmadı; ruhunun derinliklerinden gelen bir iztirapla meyustu. Uzak- tan gelen bir musiki ahengi gibi Holun sözleri kulağında çınlıyor, sanki - onu — çağırıyordu. - Holun haklı olduğunu teslim ediyordu. Bir kere daha buluşmaları erzem- diş zira Hole vaziyeti etraflıca anlatması bir vicdan barcu İdi. İhtiyar bir ağacın gövdesine da- yanarak durdu. Kalbi şiddetle çarpıyor, bu asabi buhran ara- sında nefesi kesilir gibi oluyordu. Yüzü ciddi ve muztaripti. Hol aleyhine nekadar çalıştığını düşü- nürken acı acı kendini ittiham etti. Bu vaziyeti tashik etmek, dü- zeltmek lâzımdır. Acaba bütün bunlar nasıl olup bitecektil Gerçi Hol güneşin yeniden doğduğunu yazıyordu. Bu açıkça Aşıkane bir itiraftı. Emmi artık bunun arkasından ne geleceğini tahmin ediyordu. Bu düşünce onu mestetmişti. Sevincinden bir aşk rüyasında imiş gibi kendinden geçti. Fakat biraz sonra endişeleri arttı, Kendi kendinden soruyordu: Acaba — yeniden — sevebilecek miyim ? Beni almak istediğini tekrar söylediği zaman kolları arasına kendimdan geçmiş olarak atılabilecek miyim? Düşünceleri ve neş'esi hep mütehavvildi. En- dişe, sevinç, ümit ve hulya süratle birbiri ardısıra kalbini sarıyordu. Evet o zaman.. Holü çok sevmişti! Fakat © zamandanberi ahval çok değişti. Çok muztarip gece- ler geçti, hayat ve muhit başka- laşt.. Ruhu bütün bu tesirler altında eski hissini kaybetti, Er- keğin bu mertliği onu utandır- mişti. Eğer kendine uzatılar eli kabul ederse, onu kiyamete kadar mazisinin çirkinliği müsterih birakmıyacaktir. Kim bilir? İh- timal uzun süren dargınlık, yahut birdenbire gelen herhangi bir düşünce tehlikeli “bir “saniyede bu eski macerayı tekrar tazedle- yebilirdi. Ormanın kenarına gelmişti. Evlerin birinci sırası ağaçların #rasından görünüyordu. Artık ne yapacağını biliyordu. Lubyançefi bularak meşherden bazı şeyler satın almak bahanesile, bir gün | izin isteyecekti. Fakat birdenbire yine zihnini karanlık — düşünceler işgal >etti. Hangi garip tesadüf, onun hayatı- nın bu gizli macerasını Lubyançefe itiraf etmesini mi istiyordu ? Ge- çenler bir labza Luyançefle ara- larında bir münasebetin vücudunu temenni eden sözler söylemişti; Şimdi de kendi Lubyançef mese- | leyi anlatmak lâzımgeldiği düşüm mekle bu temenniyi yerine mi gelirmek istiyordu?.. Bunu kea- | disi de pek bilmiyordu.. Böylece hiçbir şeye karar vermeden direk- törlük — villâsmın — önüne kadar geldi ve kapıyı çaldı. Lübyançef derhal omu kabul etti. Mesai odasında oturdu. Emmiyi de ora- ya aldı. Nezaketle yer gösterirken sordu : — Bu ümit etmediğim ziya- Yetinizden son derce memnunum. — Zabıta Romanı — İktıbas Hakkı Mahfuzdur Son Postanın Tefrikası — No.36 Ticari yahut husust bir İş için mi teşrif ottiniz? Emmi bu saniyede cesaretini kaybetmişti. Birdenbire dehşetle sarsıldı, sonra hıçlıkırarak ağla- maya başladı. Bu hiç anlamadı- | ğı vaziyetten şaşkına dönmüş olan Lubyançef telşla soruyordu. — Allah aşkına matmazel, ne olur? teessürünüzün sebebi ne? müsterih olarak, derdinizi anla- fınız, ümit ederim ki beni Iyi bir arkadaş tellâkkı ediyorsusunuz? Emmi göz yaşlarını sildi. Böyle bir rezalete meydan verdiği için kendi kendisinede bir az kızdı. — Evet M sizl hakkımda hüsnünazar bil- diğim cihetle doğruca ziyaretinize geldim. Bu sabah aldığım bir mektubu size göstermek İstiyor- dum, Fakat evvelâ samimi bir itirafta bulunmama müsaade edi- niz. Size her şeyi anlatayım ki vaziyeti daha vüzubla re siniz? e — İtiraf? Bu papazların kar-« şanda yapılan birşey, Henüz ben kendimi soğuk ruhlu bir baba mevkünde hissetmiyordum. Yal- nız samimi bir arkadaşınız gibi ve her derdinizi dinlerim. Lubyançef — oturduğu zaman Emmi anlatmaya başladı. Ba- gn Önüne eğmiş, gittikçe hara- retlenen bir tarzda konuşuyordu. Hayatının büyük müdafaasını ya- piyormuş gibi kelimeler ağzından tane tane dökülüyordu. Vâkıayı süslemedi; yalnız hödisatın İnsaf- sızlığını — işaret ederek — geçti. Bütün arzu ve temayülâtının kulâde macerayı olduğu — gibi anlattı. Lubyançef hiç sözünü kesme- den dinledi. Yüzündan bu vükıa- ya son derece e&hemmiyet verdiği belli idi, Fakat bu simadan kararının ne oldağunu anlamak müşküldü. İhtimal yaptığı fazlalık, | purosunu mutadı bilâfina daha sık içmiş olmasıydı. (Arkası var) l - Borsada . Hafta İçinde Neler Duyduk ? Bgüuküd—dldıif-î—ıh;;—nnunbo—uhm bir hafta zarfındeki satış fiat ve vaziyetlerinin icmallerini bu satırlarda bulacaksınız: Afyon — Uyuşturucu mad- deler inhisar idaresi geçen hafta bildirdiğimiz veçhile yeniden yap- tığı ince «Soft» afyon satışını tamamlamak üzere — mübayaata başlamıştır. Geçen hafta inhisar idaresi tarafından satın alınan ince afyonların miktarını alâka- darlar 120 ile 140 sandık arasın- da tahmin ediyorlar. Fint morfin hesabile azami 636 kuruştur. Serbest piyasada kaba mallar üzerine hiç iş yoktur. İnce mallar üzerine bu hafta içinde bazı çok küçük satışlara tesadüf edilmiştir. Ayrı ayrı partiler halinde olan bu küçük satışların ceman on sandığı geçmediği — anlaşılmıştır. En.ziyade muamele Hacıköy ve Malatya cinsleri üzerine vukubul- muştur. Tiftik — Tiftiğin piyasası bu hafta tam manasile ölü bir halde idi. Yeni bir #satış İşitilmediği gibi her hafta görülen “mal bak- ma ,, faaliyetinden de eser yoktu. İngiltere ve Amerika için müba- yaatta bulunan firmalar hafta içinde hiç bir hareket gösterme- diler. Sovyet Rusya mümessilleri de vaziyete seyirci olarak kal- maktadırlar, Yapağı — Piyasası gevşek- tir. Bu hafta bir mükerrerci ta- rafından kilosu 32,75 kuruştan satın alınan Yozgat mali 65 bak- yelik bir partiden başka hiç bir iş olmamıştır. Bu fiat bugün yoks Mayıs 20 İmtiyazlı Şı_r-I;efleîd_en Şikâyetler Elmalı, Adana Elektrik, Tünel Ve Vapurculuk.. Şîrketlerindı;ı; Gibi Tememnisi Halkın Ne Şikâyeti, Ne Ve İsteği Var ? İmtiyazlı şirketler anketimizin asaslarını teşkil etmek üzere neşrettiğimiz hulâsalara bugün de devam ediyoruz. suyun — para- ler. Fakat eski saatler için de senede (360) kuruş gibi bir para veriliyor. Bunu on on beş sene- denberi verenler var. Bunun ma- liyet fiati ınnk!-l(;hhhn yüz - yüz elli lira gibi bir parayı ne hakla alıyor. Bundan başka her sene dört taksitte verilmek üzere beş lira alırlar, tamirat pa- rası alırlar bunlar ne İçindir kimse bilmez. 2 — Caddeden geçen bir bo- ruyu bizim sokağa almak için şirket bizden umumi tarife hilâ- fına 450 lira istedi umumi yolu temine müşterinin mecbur kılın- ması bizce bir haksızlık olarak 3 — Su şirketi on lira depo- zito parası alır. —Bu paramn faizi kabarık bir yekün tutar, Bu para bir bankaya yatırılmalı faizi verem cemiyetine verilmelidir. 4 — Kadiköy su şirketi 5 lira tur. Perşembe günü gerek Sovyet Rusya ticaret mümessilliği müba- yaa memurluğuna, gereksa piya- samızda külliyetli yün satın alan müesseselere ::;: 33 l:ını:_ıı gelesi; edilmiştir. Fa- kat l: ’:-"dır ahcı - olma- mışlardır. Dünya pazarlarında da yün satışları ağır ve gevşek bir tarzda etmektedir. Av derisi — Av derisi pi- yasası artık ölü mevsime girmiş- tir. Bu sene- piyasaların müsait gitmemesi ve Avrupa İÜkbahar müzayedelerinde istenilen fiat el- de edilemediği için tüccarın elin- de geçen senelere kıyasen fazla stok kalmıştır. Yalnız İstanbulda 20 binden fazla tilki postu bulun- duğunu — söylüyorlar. Mevsimin İlerlemiş bülunması hasebile bu derileri muhafaza için lâzımgelen tertibat alınarak yaz müzayedelerinin neticelerine inti- zar olunmaya başlanmıştır. Mu- ayyen bir piyasası kalmamış olan bu maddeden bundan böyle, yeni mevsime kadar, mühim bir vak'a olmadıkça bahsetmiyeceğiz. Hububat — Gerek kuraklık tehlikesinin bertaraf olması ge- rekse hafta içinde vasati olarak yirmi vagonu mütecaviz mal ge- mesi hafta içinde Buğday piya- sasının gevşek bir manzara gös- termesine sebep olmuştur. Fiatler tedricen düşmüş ve perşembe günü on pura daha kırarak eka- tra beyazların kilosu dört kuruş saat kirası ve 30 kuruş ta ayrı bir para alıyor. Bu nedir?, 5 — Abonelere b verilen sular temiz değildir. 6 — Elmalı suyu müthiş pa” halı. Banun sebebi de şirketin vaktile aktetdiği istikrazın faizini altın olarak tediyeye mecbur o Ması İmi, T— &ıdılı&y u şirketi, metra mikâbmu 1€ kuru. 30 para ale- cağına saat ve sair paralarile bir likte 36 küsür kuruş alıyor de- mektir. Adana Elektrik Şirketi 1 — Şirket elktrik tellerini çok kusurlu ve yanlış olarak ku- ruyor. Buyüzden birçok kazalar olmuştur. Teller, haksırz olarak bahçelerden, arsalardan geçiriliyor Vepurculuk Şirketi Vapurculuk şirketinin biletleri çok - pahalıdır. Tünel Şirketi 1 — İzdihama mani olmak için tornikeler kaldımlmalı.. Galata <ihetindeki dört gişe de işletilmeli. yirmi beş paradan Ttırik çavdarlı mahlütların ise dört kuruştan «a- tılmıştır. Alıcılar, hafta sonu bu #fiatlara bile nazlı olarak mübayaz etmişlerdir. Zirant Bankası piya- sada satış yapmamaktadır. Ban- —— kanın bu suretle hareketi buğday Arpaya gelince: Bu piyasa çok durgundur. Hafta içinde he- men bemen hiç iş olmamıştır. Son günlere kadar arada sırada gö- rülen yemlik arpa muameleleri de çok seyrekleşmiştir. Fındık — Fındık piyasası bu hafta son haftalara kıyasla daha iyi idi denilebilir. Kilosu 33,50-34 kuruş arasında olmak üzere Üç dört vagon mal satılmıştır. Bu mübayaat bilhassa Almanya ve çekooslvakyaya —ihraç — edilmek Üzere ktadır. Allyludulu tabil şeraite naza- ran önümüzdeki Fındık rekoltesinin geçen seneden noksan - olacağıni ve elimizde mevcut eski sene mahsulünün de beheri seksen kilo- Yuk(15) ile (20) bin çuval arasında bi uğunu tahmin ediyorlar. Bu vaziyete nazaran elde mev- cut malların yeni rekolte zamanı olan ağustus ortalarına kadar, bu fiatta satılabileceği neticesine va- rılmaktadır. Dr. KEMAL NURİ Cilt ve Zühreyi hastalıklar mütehassısı Bayoğlu: Rumeli han 16 Tel: 40153