Merzifonda Dokumacılık , .. “ San'ati ilerliyor Merziton ( Hususi ) — Öteden beri balkın meşgul bulunduğu dokumacılık bugün büyük adım- larla ilerlemekte, eski vaziyetini gölgedö bırakacak kadar terakki etmektedir. Yalnız kasaba dahi- linde üç binden fazla tezgâh bu- lunmaktadır. Bilhassa son zaman larda köylüler de bu hususa ehemmiyet vermeye başlamışlardır. Hali hazırda Japon “ Dimile- rine ,, benzeyen fakat dayanıklık itibarile daha yüksek beyaz ve siyab birçok çeşitler yapılımak- tadır. Sonra * İpekli » işler Bursa ipeklileri kadar güzel ve temiz- dir. Bilhassa, ipekli, hamam takım- ları, kadife havlular, Peştimallar, Keşan peştimalları, sofra takım- ları, zarif kafesli, kafessiz perde- likler, bilümum siyahlı, cakarlı çeşitler, oda takımları mütenevvi yatak çarşafları yapılmaktadır. Ba vaziyet hem yerli mallarımızın çoğalıp — güzelleşmesini hemde memleket halkının kadın, erkek işsiz kalmamasını temin ederek umumi bir refahm temelletini kurmşu oluyor. minin İzmitte Çocuk Bakımına Ehem- miyet. Verilecek İzmit ( Hususi ) — İstanbulun maruf çocuk doktorlarından Nâzun Bekir Bey, Himayei Etfal Cemi- yeti tarafından davet edilerek şehrimize gelmiş, gündüz birçok çocukları muayene etmiştir. Ne- xım Bekir Bey muayene ettiği çocukları hastalıklı bulmuş, ço- cuklarımıza karşı göstermekte olduğumuz £ alâkasızlığı, esefle söylemiştir. Akşam doktor Ulugazi mek- tebinde, süt emen çacuklar hak- kında dikkkate değer bir konfe- ranş vermiş, çocuğun doğduğu günden itibaren nasıl büyütüle- ceğini, nasıl yedirilip giydirile- <eğini İzah ederek tekrar tekrar çocukları ihmalin kat'iyen doğru olmadığını söylemiştir. Maalesef dinleyicileri #z olan bu şayanıdikkkat konferans, ş€- hirde. lâyık olduğu alâkayı cek bedememiştir. (İzmit | Himayei Etfal Cemiyeti faydah çahışmala- rma dikkatle devam edecektir. Gebzede Bir Koşu Kazası Oldu Gebze (Hususi) — Davulcular köyünden Rıza Beyin tayına köylü Kalburcu köyündeki düğün münasebetile orada yapılan bir koşuda feci bir kazaya kurban Halil bindiği tayla birlikte koşunun üçüncü dakikasında ra- kiplerini geçmek isterken yolun sağına kırmış ve orada bulunan bir meşe ağacına çarparak yere yevarlanmıştır. o Göğsü delinen hayvan derhal ölmüş, binici Halil kulaklarından kan akarak İzmit hastanesine nakledilmiştir. Halil de hastanede ölmüştür. 35 yaşında olup dört çocuğu vardır. Ölen tay da 500 Jirs kıymetindedir. SON POSTA Mayıs Tenkit “Hayvanlar Köylümüzde içtimai Tekâmül Âlemi, Zafranbole, (Hususi) — — İkt sadi buhran ve mahsulün para etmemesi o gibi sebeplerle, son yıllarda epeyice sıkıcı bir hayat geçiren köylümüz bütün bu fev kalâde ahval içinde gene bâ- riz bir canlılık göstermektedir , Asırlardanberi içtimai varhkla- nndan mahrum edilen Türk köy- lâsünün bilhassa bu faaliyet sa- bası maarif haya- tı Üzerinde top- lanmaktadır. Uzaktan taş ve tuğla yığını manzarasını arzeden köy evlerinin içinde beyaz sıva- sile parlayan köy mekteplerini görüp te inşirah duymamak müm- kün değildir. Bugün köylerimizde, is ve si- gars dumanından girilemiyen eski kahvehanelerin yerine köy odaları kurulmuştur. Reis ve heyeti ida- resi olan bu odalarda haftanın muâyyen günlerinde içtimalar yapılır, münakaşalar olur. Bazan köy odalarında öyle mühim ta- sarrufi ve içtimai hâdiseler mevzuu müzakere olur ki.. Bunların için- den kolay kolay çıkmak bir köy heyetini değil. Bazan bir hâkimi ve bir hukuk ölimini bile uzun uzun düşündürecek mahiyeti haiz bulunur. İşte umumiyetle bu kabil hâ- diseler köy muallimlerinin de iştirakile yapılan toplanmalarda müzakere ve münakaşa olunur ve karara bağlanır. Kabul olunan şekil üzerinden de o iş köy na mma ileri götürülmiye çalışılır... Köy Kanununa göre, köy ih- tiyar heyetlerinin © salâhiyetleri pek geniştir. Bu salâhiyetin vüs'a- ti içinde, heyet lüzumlu gördüğü ve köy menahiinin icap ettirdiği İnegö lde İnegöl (Hususi) — Jandarma Kumandanı yüzbaşı Fazıl Reşit B. Bele- diye önünde öldürücü gaz- ler hakkında bir konferans vermiştir. Fa- zl Reşit Bey halkın anlıya- bileceği (o bir * lisanla konfe- kamandanı Faz (vansta evvelâ Reşit Beğ jandarma teş- kilâtından ve jandarmanın halk arasındaki vezaif ve memlekete olan hizmetlerinden bahsettikten sonra öldürücü gezlerin düşman tarafından ne suretle kullanılaca- ğı ve bu gibi tehlikeler vukuu da halkın korunma şekillerini uzun boylu izah etmiş ve en ufak te- ferruatına varıncıya kadar anlat- mıştır. Cümhuriyet devrinin köy mekteplerinden iki nümune ahvalde resen İstimlâkler yapar. Köyler arasındaki on biraya ka- dar olan davaları hal, elli liraya kadar ihtilâfları sulhetmek salâ- hiyeti vardır. Köy Kanununa mu- halif hareket edenleri bir liraya kadar hafif para cezasına mah- küm eder. Köye su getirilmesi ve köy yollarının yapılması gibi hususiyetlerde köylüyü müşterak çalişimıya davet eder. Acaba bunca salâhiyeti haiz olan köy ibtiyar heyeti, köy na mma, köyün orta malım rehin edip para istikraz edebilir mi? Şayet böyle bir muamele ya- pıhrsa nazan kanunda muteber midir? İşte köy odalarında, köy ihti- yar heyetlerini ve köy münevver- lerini düşündüren hâdiseler ara- sında böyle mühim tasarrefi bö diseler de biç eksik değildir. Bir kısım köylüler: Köy Kanununun (42-47) mad delerine dayanarak yapılacak bu gibi muamelelerin mutebeş addo- lunacağını ileri sürmektedirler.. bir kısım köylüler ise diyorlar ki: “ — Zöröret halinde köyün bir gayrimenkulü rehin edilerek köy namma para istikraz edile bilir ancak bu muamelenin yapi Şerefli Kaçhisarda İmar Ve Ziraat Faaliyeti Şerefli Koçhisar (ilusnsi) — Kozada imar ve ziraat faaliyeti devam etmektedir. Belediye ve hükümet önünde bulnan meydan- hkta mükemmel bir park mey- dana getirilmiş, ağaçtan mahrum olan muhtelif yerlere binlerce ağaç dikilmiştir. Ağaçlar kâmilen tutmuş ve yeşillikten mahrum olan kasaba cidden güzelleşmiştir. Ayni zamanda fidanlığa da 5kile akasya ve muhtelif eğaç tohum- ları ekilmiştir. £ Ağustos ayna kadar sebze bulunmıyan muhiti- mizde ayrıca muhtelif sebze to- bumları getirilerek ekilmiş ve iyi neticeler alınmıştır. Bu hususta kaymakam ve ziraat memurü beylerin büyük yardımları olmuş- tar, Köy Odalarında Çetin Hukuki Mese- leler Bile Kolayca Karara Bağlanabilir ması için kaza meclisi idaresin- den köy ihti- yar heyetininin mezuniyet alma s kzım gelir. Yoksa köy he- yetinin Oo kendi kendine yapaca- ğı bu kabil mua mele katiyet ha- line gelse bile köylü hiç bir za- man bu muame- lenden (o dolayı kii Eu muhatap olamaz ve borçlu sayıla- maz. Köylüyü tered- düde (düşüren ikinci bir hâdise deşudur: Köy kanunu, muhtarın köy namına müddei ve müddeialeyh sıfatile husumet kabul edebilece- ğini tasrih ediyor. Bu sıfatla muhtar namina mahkemeye vekil göndermek isterse . köy ahalisin- den intihap edeceği herhangi bir kimseyi vekil edebilir mi? yoksa avukathk sıfatını haiz bir vekil mi bulmak mecburiyetindedir. Buna da köylüler ili şekilde cevap veriyorlar. Bir kısım: “— Muhtar bir şahsiyeti ma- neviyedir. Binaenaleyh dilediğini tevkile mezundur.,, Diyor. Bir kısmı da: “.- Kanunda köy ahalisinden dilediğini vekil eder diye bir sa- rahat yoktur. Ancak muhtar tayin edeceği vekili avukatlar arasından seçebilir.,, Dün sinek pisliği, is ve sigera dumanından “çine girilemiyen köy kahvelerinde iskambil oynı- yan ve daima ihmal edilen köylü bugün cümhuriyetin feyizlerinden istifade etmekte ve köy odaların- da ber babayiğit hukukçunun bile kolay kolay hüküm veremi- yeceği böyle. ilmi ve hukuki mü- nakaşa ve müsahabeler yap maktadır. — M. Enver Gayretli Bir Bayi Antalya (Hususi) — Bu mele tubumla resmini gönderdiğim Ak Efendi Antak yamızm onbir PE senedenberi teşebbis — ve çalışkandır. Şehrimizde di- ğer gazeteler- le birlikte Son Postamızın da okunmasını ve © Anfa/ya gazeteler tevacını temin Bayii Ali Ef. etmeyi kendisine en esaslı bir vazife bilmiştir. Halkın gazete tedarik etmek ihtiyacım tatmin etmek suretile gördüğü hizmet, kendisinin takdir edilmesi için alime vesile teşkil etmektedir. gerek kendisi, gerekse e Nail Bey, kendilerini herkese sevdirmişlereir, Çocuklar için a kitapli sevmediğimi kaç defa söyledi! Büyüklere anlatılacak hikâyeleri bepsi elbette küçüklere de tek! edilemez; fakat sırf onlara ” sus olarak düşünülmüş, yazı kitaplar da fena olmağa n kümdur. Çünkü: onları Yücuğ getiren müharrir aşağıdan yuk değil, yukarıdan aşağı doğru b gayret sarfeder, yani kendi fi seviyesinden daha aşağı bir sev yeye inmeğe mecbur olur. Hak buki insanların asıl iyi işl kendi kendilerini geçmek içi yaptıklarıdır. Fransızca bir şey vardır « Çoğu yapabilen razı da yapsf bilir, yani elinden güç işler lebilen elbette Okolaylarda d muvaffak olur. Bu hükmün doğr olmadığım hergünkü hâdiseler ispat ettiği halde onu alklıs?! uygun sayarız. Bu yüzden'birçi hatalara da düşeriz. Kolay dene yani büyük bir kabiliyete hüzu göstermiyen işlerde zekâca ort halli birçok adamlar pekâlâ mut vaffak oldukları halde onlardi çok değerli kimselerin hiçbir yapamadıklarını görürüz. Ç o değerli kimseler « eğilmiştir eğilmek ise daima fenaya, yanlı çirkine götürür. Bunun içindir çocuk zihniyeti ile kitap yazı için de belki aucak çocul muvaffak olur; amma Onlar kitap yazmaz. Çocuklarımıza okutacağımı8i kitapları kendi (o okud arasından (seçmemiz İâzımdıfi Bunlann içinde de çocuklar içi” en faydah ve eğlencelileri nederim ki seyahat, tarih ve hay” yanat kitaplarıdır; bilhassa lr vanat kitapları. Masallardan hayvanların teşrihine, | tasnifi9f ait olan eserlerden değil, onla hayatlarını, âdetlerini şasvir eder lerden bahsetmek istiyorum. B: lar itina ile yazıldığı takdird hem hikâye gibi tatlı tatlı ok” nur, hem de gerek büyükler gerek küçüklere o etrafları hak” kında birçok bilgiler verir. Faik Sabri Beyin «Hayva âlemi» (1) ismile yeni çikardığ kitabı bu cins eserlerdendir. Bo resimleri de var. Bu kitap evde bulunmalıdır; yalniz çocu lar değil, büyükleri de alâkad lerle iktifa etseydi daha iyi o du. Mevzuunun genişliği de belki bir kusur diye sayılabilir; çüki yarıdan fazlası resimlere tah edilen 247 sayfahk bir itaf toprak, deniz, hava hayv: 3 ve haşeratı ihtiva etmiye kalkı ca fibrist gibi bir şey olu Zaten bana bir album dem belki daha münasip olur. « vanlar âlemi» nin bir kusuru fiyatında: Bugün 150 kuruş bir kitabı herkese, bilhassa geni lere tavsiye etmek hayli zor if | «Hayvanlar âlemi» bütün bi” lara rağmen alâkaya, b | e (1) Akşam kitaphanesi, 247 #9. 510 kuruş. “yeğ