Bır Sarkının Tesırı.. “Komşunun Bahçesınden Gelen Hazin Bir Kadın Sesi Beni Ağlatmıştı... ,, ———t — Şimdi şu satırları, gidinceye — kadar emanet bıraktıkları imam Hacı Recep Efendinin evinde yazıyorum. Ve beni yazarken de, içın için ağlıyorum. | Yanımızdaki komşunun bahçesin- de hazin ve yorgun sesle bir kadın şarkı söylüyor. Bakır kapla- rın birbirine çarpmasından anlı- yorum ki, çeşme başında bulaşık yakayan bu zavallı kadının da kalbinde birikmiş acı hicran ve elemleri var. Bu ses, bazan yük- seliyor, bazan alçalıyor; ara sıra da fasılalı bir hıçkırık gibi birden- bire lrlce uğruyor: re, ah cicum ocicum Ellere, — vay... Sardırmam seni cicum Ellere, vay. Xınm kusmue gidiyor, oldum gözlere, nsanlığın ezeli şikâyeti.. yorgun ve hazin ses kalp okadar saf bir lisanla, manalı bir figanla ifade ediyor.. Hele oldum Te Mısranı tekrar ederken, bu seste okadar derin bir teessür titriyor ki., Onu dinledikçe, sanki kalbim, ince bir neşterle şerha şerha ayrılıyor. Zavallı kadın.. Zavalb, Havvanın kızı.. Daima, aldatıcılıkla ittiham edildiği halde, daima ve daima aldanan aldatılan mahlük... Acaba benim gibi sen de mi aldatıldın?. (Vefasız âşık) rolü oynuya oyniya kalbi vicdanı, hassasiyeti — nasırlaşmış olan başka türlü bir Macitle mi karşılaştın?.. Bu acısının stıraplarını okadar hken ve * Bu son cümleyi yazarken ar- tık dayanamadım; hıçkıra hiçkira ağlamıya başladım... Ey benim neslimin saf kızları!. Günün birinde ölürsem ve şu satırları size bırakıp gidersem, bunl:ııı dikkatle okuyun ve ıbmt Pski Zabtiye, Çatalçeşme İSTANBUL Gazetemizde — çıkan — yazı ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FiATLARI PD0 10t Sene| Ay | Ay Kr. | Rr. | Ki TÜRKİYE 1400 | 750| 400 | 150 YUNANİSTAN | 2340 İ1220| 710 | 270 ECNEBİ İ2700 ( 1400| 800 | 300 Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. Hânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilüvesi lüzumdır. Posta kutusu: Tül İstanbul Telgraf : Sorposta Tılı'on 120203 İstanbula | sımsıkı Day l Önünüze çıkan, her saçı taralı; dikkatle bağlanmış kravatlı, iskarpinleri cilâlı mal- lüklara — aldanmayın.. O cilâh iskarpinlerin — içinde ne - kirli parmaklar.. O itinalı kiyafetlerin altında ne iğrenç, ne varlıklar olduğunu unutmayın. * alın... vefasız 26 Bylül Çok şükür, yarabbi.. O acı macera, artık arkamda kaldı. Tirenimiz, dümdüz. ve sıcak ovada kudurmuş bir deve gibi koşuyor.. Beni, © korkunç hayat ve hatırattan uzaklaştırıyor. Bunu kaydetmek için şu def- teri açtığım zaman, gözlerim dün erkekler için yazdığım satırlara ilişti. O kadar müfrit düşünmüş ve yazmışım ki, doğrusu bu satır- lardan kendim utandım. Varlığımda tamiri mümkün olmıyan bir rahne husule getir- dikten sonra, beni - © facıalı dayak faslında - müdafaa etme- yen.. Ve hattâ, korkusundan bir tarafa çekiliveren Macit denilen © İğrenç mahlüka karşi hisset- tiğim gayız ve nefreti bütün erkeklere teşmil etmekle ne büyük bir hata ve haksızlık ihtiyar eyle- mişlk.. “Naal olmuş ta örkekler arasında Sait Efendi- gibi adam- lar da bulunabileceğini düşüne- memişim... İşte şimdi, bu saf ve cömert kalpli adam, benim için bir hayli masraf ihtiyar ediyor; beni adeta bir çirkefin içinden çekip çıkararak eski temiz haya- bma kavuşturmaya — götürüyor. Sık sık oturduğum kadınlar kom- partımanının kapısına kadar geli- yor: bir şey isteyip İstemediğimi soruyor. Ne babacan, ne temiz yürekli adam,. Onda, - herhalde yaşadığı muhit ahalisine mahsus olacak - garip bir hususiyet var. teklifsiz. ve merasimden uzak. Bana, bir kadın gibi değil adeta bir arkadaşı gibi muamele ediyor. Onunla hemen ilk defa olarak bugün başbaşa kaldığımız halde, bana müfret sıgasile.. ( sen | diye söz söylüyor. Maamafih, bundan memnunum, Karşımda kırılıp dökülerek beni sahte bir nezaketle avlamak iste- yen bir adam olacağına, varsın böyle kaba, saba cahil; fakat saf bir adam bulunsun. Hiç olmazsa karşımdaki adamı biliyo- ram; ve onun arkadaşlığından kendim için bir tehlike hissetmi- yorum. Eeskişehir - 98 Eylül Sait Efendinin, buradaki deri tüccarlarile bazı hesapları olduğu için bugün burada kalmamız icap ediyordu. Sait Efendi beni otele bıraktıktan sonra işlerini görmiye gitti. Ancak, akşama doğru avdet etti. Herhalde hesaplarını muvaf- fakiyetle bitirmiş olmalı ki, pek neş'eli idi. Odaya girer girmez garsonu çağırdı. Rakı ısmarladı... -Allah biliyor ya?. Rakı, kelimesini işitir işitmez zihnim bulandı. ( Arkası var ) Gayet | 7SN POSTA |İTam Adamını İA Kadın (otomobili kazaya uğ- rıyan yolcuya) — Efendi ileride bir tehlik Kısa Zamanda Bir Muvazenet Mucizesi Lonradan - bildiriliyor : İçinde bulunduğumuz buhran yılları her memleketin — mali vaziyet de sarsmaktan geri kalmamaktadır. Hemen — bütün büyük ve küçük devletlerin büt- çeleri ehemmiyetli açıklarla ka- panmaktadır. Birleşik Amerika hükümetlerinde, Japonyada büt- çelerin açığı akıl almaz rakam- larla ifade olunuyor. Fransa bü- yük açık veren bütçesini varida» tına masrafını uydurmak kaygu- sile karar Üstüne karar alarak herkese yeni yeni vergiler tahmil ediyor, İtalyanın vaziyeti daha eyi değildir. Hatta o kadar ki İtalyan parası düşmek arifesinde bulunuyor. Bu vaziyeti bütün dünya üzerine tatbik edebiliriz : Ya büyük açık vererek veya masrafların — kıslatılmasile tevzin olunan bütçeler. Bütün bu —mali kargaşalık arasında mucize kabilinden bir açık vermek şöyle dursun bilâkiz varidat — fazlalığile — kapanıyor; işte bugün bütün dünya maliye- tilerini alâka ile etrafına topla- yan bu bütçe İngiltereye aittir. İngilterenin yeni bütçesi 800 bin İngiliz Hirası bir fazlalık güsteri- yor, Bu vaziyetin sebebini doğ- rudan doğruya İngilttere Maliye nazırının ağzından dinleyelim : — İngilterenin iktesadi vaziyeti 1933 senesi içinde çok düzelmiştir. İstatistiklere nezaran hemen bütün İngütere sanayiinin istihsalâtı art- mıştır. ve inkişaf bulmakta de- vam ediyor, Bu mes'ut netice bir yandan dahili istihlâkâtın art- ması ve diğer taraftan ihracat işlerinde İngilterenin yine dün- yada birinci mevkii kazanmasında ileri gelmektedir. M. Neville Chamberlain sözü- ne devam ederek: — İagilterenin iktisadi vazi- yetindeki bu düzeni görmek ve böylelikle bütçemizi denk tutabilmeki çin çok çalıştık. 1931 senesindenberi büyük mahrumi- yetlere katlananların bu iyi ne- ticeyi görmek haklarıdır. Biten mali sene zarfında va- ridatın —arttığını — memnuniyetle gördük. 1933-1934 bütçesi 31 milyon İngiliz lirası bir varidat fazlası ile — kapanmıştır. Bunu nazarı dikkate alan İngiliz hü- kümeti işte yeni bir inkişaf ve ahaliye yeni bir refah vermek ümidile 1934-1935 senesi yeni bütçesinde — birçok — kolaylıklar yapmaktadır, bilhassa: t — 1931 senesindenberi me- M'ayıı | Arap Saçı Gibi Karışık Bir Cinayet | Ölenin De, Öldürenin De İşin İçinde Hiç Alâkası Yoktur | | caddesindeki | I Yoralı Abdullahk Evvelki gece Nişantaşında bi cinayet olmuş, bir kunduracı, bir genci bıçakla öldürmüş, diğer bir genci de ağır surette yaralamıştır. Dün hulâsa olarak yazdığımız bu cinayeti etrafile tahkik ettik ve şunları öğrendik: Nişantaşında oturan elektrikçi Kâmil isminde bir genç, bu ci- verda oturan Cemile iaminde bir kızı sevmektedir. Ayni semtte oturan Ahmet Fethi isminde bir talebe de ayni kızla alâkadardır, Ahmet Fethi geçen cuma günü Cemile ile buluşmuş, beraberce bir kır gezintisi yapmışlar, bu gezinti esnasında da beraberce bir resim aldırmışlardır. Akşam kah- vede Küâmile rasgelen Ahmet Fethi Cemile ile beraber aldırdığı resmi göstermiş, Kâmil de bu resmi Fethinin elinden kapmış- tır. Bu resim yüzünden iki genç arasında bir kavga — çıkmış, fakat araya girenler kavga- nın — büyümesine meydan ver- miyerek — ayırmışlardır. Bundan haberdar olan Ahmet Fethinin dayısı Arnavut Abdullah Efendi Ahmet Fethi ile beraber, o sırada evine gitmekte olan Kümilin ar- kasından koşmuşlar, fakat bu defa da araya girenler kavgaya meydan vermemişlerdir. Nihayet evvelki gece Arnavut Abdullah saat on bir buçuğa doğru otomobille — Vali konaği Cemal Efendinin kahvesine gitmiş ve içeri girer kirmez orada — bulunan yeğeni Ahmet Fethiye: “Vur ulanl,,diye- rek Kümili göstermiş, bundan sonra kahvede oturmakta olan müşterilere: « Yerinden kımılda- yanın vay halinel..» diye bağır- mıştır. Bu sırada kahvede otaran bir arkadaşile tavla oynamakta olan kunduracı Kemal ayağa kal- karak Arnavut Abdullahın Üzeri- ne yürümüş ve: “—Ulan kime küfür edi- yorsun? Madamki bu kadar ka- badayısın çık bakalım dişarıl,, Diyerek Arnavut Abdullahı dışarı sürüklemiştir.. Kunduracı Kemal dışarı çıkar çıkmaz bıça- ğını çekerek Abdullahın üzerine hücum etmiştir. Abdullah kaçmı- ya başlamış, Kemal enu kovalar. ken o srada Lahveden — çıldin Abdullahın arkadaşı ve Taksimde tütün İnhisar idareside aşçı çırağı Ölen Necip d Necip isminde bir genç ile kar- gılaşmış, elindeki bıçağını Necibe saplamıya başlamıştır. Necip kan- lar içinde yere düşmüş, Kemal bundan sonra Abdullahın da ar- kasından yetişerek onu da arka- sından ağır surette yaralamıştır. Derhal yaralılar Beyoğlu hasta- hanesine kaldırılmışlarsa da Necip biraz sonra ölmüştür. Hâdiseden sonra kaçmak isti- yen Kemal kanlı bıçağile yaka- lanmış ve dün Adliyeye teslim edilmiştir. Yeni Vapur Geldi Vapurculuk şirketinin yeni aldığı Tadla vapuru dün limanımıza gelmiştir. yapılacak, pazar günü de vapuru gösteriyor. Yeni vapura hafta içerisinde bayrak çekme merasimi ilk seferine çıkacaktır. Resmimiz yeni ylan aa gaa e z — —— mur maaşlarından kesilen yüzde on yerine maaşlara bu sene ha- zirandan itibaren yüzde beş ilâve edilecektir. 2 — İşsizlere verilmekte olan yardım — hissesi 1 Temmuzdan itibaren yine eski nisbetleri lÜze- rinden verilecektir. 3 — Otomobil sanayü ve ih- racatını teşvik —maksadile bu sanayiin beher beygir kııvvodn- den alınmakta olan - bir z lirası miktarındaki vergi 10 şiline indirilmiştir. a ai * e eee — ——