4 sayla Memleket Manzarası Adapazarı Mer- kez Ve Köylerinde Maarif Faaliyeti Adapazarı, (Hususi) — Kae- sabamızda ve civar. kazalarda yeni mektep İnşası için göze çarpan bir faaliyet vardır. İlk Tedrisat Müfettişi Nurettin Bey muntakası dahilinde mektep binalarının inşasına nezaret et- mektedir. Halen birçok yerlerde yeni mektep binalarına başlan- miş ve birçok yerlerde de inşaat | bitmek üzere bulunmuştur. Bir buçuk sene zarfında aşağıdaki köylerde birer ilim yuvası inşa- sına başlanmıştır. Dernekkırı 5 sınıflı, Kabaku- lak 3 sınıflıı Hasan B. köyü 3 mınıflı, İrşadiye 2 sınıflı, Kalayık 3 sınıklı, Karadere köyü & sınıllı, yalı, Dikmen 3 sınıflı, Kayalar 3 sınıflı birer mektep yaptırmak- tadırlar. Melenköy mektebi 2 gı- | nıflı, Polazlar 2 sınıflı. Lahna 2 #nflı, İhsaniye 3 sınıflı, Yeniköy 1 sımıflı, Karapınar 2 sınıflı, Ku- zoluk 4 sınıflı, Memnuniye 2 &- Dıfli, Çaybaşı 3 sınıflı mekteple- rinin İnşasnı ikmale muvaffak olmuşlardır. Sinanoğla — mektebi 8 sınıflı, — Ferizli? 2 «mnıfh, Beyli kışla 3 sınıflı, Dağdibi 2 — smnifli, Puna 6 sınıflı, Küçük söğütlü 2 sınılı mekteplerini İkmal etmek üzeredirler. Sabanca, Kurt köy Adliye, Yanık, Hacımercan, Mer« kez Söğültü, Taşlık, Su kenarı, Orman köy, Çaykışla, Mecidiye, Küçüçek, Kemaliye, Tavuklar ““SON POSTA Kozlu Yakında Büyük Bir ıya Na Kozlu ( Huşu- si ) Kozlu, Zoguldak kömür havzasının istihe sal mantakaları- nn en başında gelen bir iş ye- ridir. Birkaç se- nedenberi —kuv- vücude getirilen asri is- tihsal tesisatı bu maden mevkiinin ihraç kabiliyetini çok arttırmıştır. Kazlu, Zom guldak — havzasında ilk maden kuyusunun açıldığı bir yer olması itibarile de havza tarihinde hususi bir ehemmiyeti haizdir. Maden kömürü — istihsalâtı “ Tersanei Gmire ,, nin idaresinde iken Kozlu uzun müddet kömür faaliyet sahasının merkezi olarak kalmıştır. Kozlunun, — şehircilik bakımından teessüsü vilâyet mer- kezine nazaran çok eskidir. Fakat kömür ocaklarının biribiri akabin- de Zonguldak kasabası civarında açılması, istihsal mikyasını geniş- Tettiğinden Zonguldak şehri tees- süs etmiş ve kısa bir zamanda köyleri de mekteplerini tamir ve ıslah ettirmişlerdir. Şehir dahilindeki mekteplerin küâffesinde bimaye heyetleri teş- kil olunmuştur. Akhisar'da Bir Gencin Burnunu Köpek Kopardı Akhisar ( Hususi ) — Birkaç evvel şehrin yakınlarında kurt tipinde sahipli olduğu söye lenen bir köpek zavallı birkaç çocuk Üzerine saldırmış ve mü- teaddit yerlerini ısırdıktan sonra 14 - 15 yaşlarında bir gencin burnunu kâmilen koparmıştır. Bu esnada oradan geçen bir yolcu bu köpekle bir hayli mücadeleden sonra köpeği boğmuya muvaffak ı olmuştur. Köpeğin kuduz olması | kuvvetle muhtemeldir. | Lsırılanlar hemen İzmir “Daül- kelp , hastanesine gönderilmiş- lerdir. Soma'da Hayvan — Hırsızlığının Önüne Geçildi Soma, (Hususi) — Soma jan- darma kumandam Necati Bey bayvan hırsızlığının tamamen önü- me geçmeye muvaffak olmuştur. Necati Bey ötedenberi bayvan hısızlığını kendilerine meslek - it- tihaz eden 85 kişinin cürümlerini ayrı ayrı tesbit ederek hepsini mahkemeye vermiş, mahkemece cürmü sabit olan bu adamlardan yirmi beş kişinin altışar ay müd- detle vilâyet hududu baricine sürgün edilmelerine karar veril- miştir. D ğer 60 kişi hakkındaki takibat devam etmektedir. Bu Mücadelede hayvan hırsız- hğımn men'i hakkındaki kanun ahkâmından çok istifade edil- mektedir. Kozlunun birkaç misli büyümüş- tür. Bugün Kozluda iş hayatı mer- keze nazaran daha seri bir inki- şaf seyri takip etliğine göre beş on sene sonra Kozlunun Zongu- daktan — daha büyük bir şehir olacağını — tahmin — etmek güç değildir. Kozluda iş hayatına atılmış ——— Bartın'da Ortamektep Konferansları Devam Ediyor Yukarıda: Sağda Perihan H., solda Kkimyager Sabahat Ziya M., altta: Sağdan itibaren operatör Muammer Ferit, orman komiseri Cevat, eski belediye reisi Samancı oğlu Kemal Beyler Bartın (Hususi) — Ortamektep tarafından tertip edilen konferans serilerine devam edilmektedir. Şimdiye —kadar — muallimlerden Kimyaker Sabahat Ziya Hamnım zebirli garler, Perihan Edip'*H. üç devlet, eski Belediye Reisi Samancıoğlu Kemal Bey Bartının kazanç yolları, Operatör Muammer Ferit Bey frengi, Orman Komi- seri Cevat Bey ağacın kıymeti, muallim Emin Tarık Bey okumak ve okutmak san'atı mevzuu etra- fında konferanslar vermişlerdir. Konferanslara — seri halinde devam edilmektedir. Şehir Olm Kotlunun manzarası ve ellerinde dilek Tevhast taşıyan çocuklar gençlik fazliyeti, vilâyet merke- zine —nazaran daha verimli ve daha canlıdır. Burada, Zonguldak Halkevinin kıymetli — unsurlanndan — doktor Reşat, mühendis Saim ve doktor Haydar — Beyler gibi gençlerin candan bir gayret ve alâkalarile çalışan Kozlu gençliği bir spor kulübü tesis etmişler ve eski ve harap bir binayı sırf kendi me- sailerile bugün mükemmel bir sinema ve konferans salonu haline koymuşlardır. Kozlu gençleri kendi ellerile hazırladıkları sahnede ilk temsil- lerini vermişler ve çok muvaffak olmuşlardır. Spor ilk #semerelerini vermiş, birkaç gün evvel yapılan futbol maçında Kozlu gençleri Zonguldak — genç- lerini mağlüp etmişlerdir. Kozlunun şimdilik en büyük derdi belediyesizliktir. Mülki teşkilâtta Zonguldağın A Bursa'da İlkbahar Yarışları Bursa (Hususi)'— İlkbahar at yarışları Atıcılarda iki bini mü- tecaviz seyirci huzurunda yapildı. Üç yaşında ve hiç koşu kazan- mamış yerli yarım kan İngiliz erkek ve dişi taylara mahsus birinci koşuda Karacabeyli Mus- tafa Efendinin Kaderi rakipsiz kalmış, ( 180 ) lira ikramiyeyi almıştır. Dört ve daha yuîı yaşta ve iki yüz İliradan fazla mükâfat kazanmamış yerli yarım | kan Arap ve halis kan Arap at ve kısraklara mahsus ikinci ko- şada İstanbulla Kocamustapaşalı | Mehmet Ali Efendinin Sedası birinci, on ikinci Fırka Kumandanı İlyas Paşanın Burhan Mes'ut'u ikinci ve Bozöyüklü Husmen Ne- ©p EFf, nin Dervişi üçüncü gek mişlerdir. Üçüncü, dört ve daba yukarı yaştaki yerli yarım kan Arap ve haüs kan Arap at ve kısraklara mahsus koşuda Karacabeyli Ke- mal Beyin Aldervişi birinci, Çor- lulu Ziya Beyin ığ'eîlmcü ikinci ve Bandırmalı Mehmet Beyin Güzel Bandırması üçüncü geldiler. Dördüncü ve son koşu dört ve daha yukarı yaştaki yerli yarım kan Cgiliı at ve kısraklara mahsus idi. Bu koşuda Çorlulu Ziya Beyin Yavuzu birinci, Ka- racabeyli Rüstem Beyin Sühası ikinci ve yine Rüstem Beyin kulübünün çalışması da | mzettir ee — bir nahiyesi olan Ş Kozlu belediye teşkilâtında Zon- guldağın bir ma- ballesi sayılmak- tadır. Bu itibarla Kozluda Zongul- dak - Belediyesi namına yalnız bir memur — vazile görmektedir. İş ve istihsal vaziyeti dolay- sile büyüyen ve nüfusu gittikçe artan Kozlunun bütün belediye vezsifi işte bu biricik emektar memurun — sirtima — yüklenmiştir. Bittabi bir kişi ile bes iliği bütün — vazifelerinin görülmesine imkân olmadığından Kozlu halkı mütemadiyen belediyeden şikâ- yetçidir. Meselâ: Kozluda bir adet olsun umumi helâ yoktur. İnanılmayacak hkadar garip bir şey değil mi?.. Fakat doğrudur, şimdiye — kadar yapılan bütün temenniler, şikâyetler, müracaat- lar hiçbir netice vermemiştir. Bunun neticesi Kozlunun biri- cik ilkmektebinin helâları çarşı esnafınında uğrağı olmuştur. Küçük mektepliler bunu pro- testo için çocuk haftasında yap- lan tezahürat esnasında ellerinde dileklerini ihtiva eden levhaların birinde: “ Çarşı halkının helâları mıza gelmemesini isteriz! , diye feryat etmişlerdir. Resimde küçüklerin taşıdığı levhada bu yazı vuzuhla görün- mektedir. Bursa'da Şoförlerin Kıyafetleri Tesbit Edildi arı (W | Bursa ( Hususi ) — Belediye, Bursa - Çekirge ve Muradiye hattında işleyen otobüs şoförleri- nin bir ınıî elbise giymelerini karar altına almış tatbike başlamıştır. Ba hatta işleyen otobüs şo- förleri yakaları, cepleri ve bilekleri kırmızı kumaştan gri pardesü giymekte, başlarında da şeritleri kırmızı kumaştan kaşket bulun- maktadır. Tekirdağında Baytarlık İşleri Tekirdağ (Hususi) — Vilâye- timiz mıntakasındaki hayvanlarda zuhur eden (Mangafa-Ream) has- talığının alınan tedbirler sayesin> de önüne geçilmiş ve sirayetine ve - korarı Mayis b Tenkit İki Kitaba Dair Ağızdan ağıra dolaşan küçük fıkraları toplamak ilk bakışta ko« lay gibi gözükür. Onları topla- mak, yani birkaç yüz tanesini öğrenmek zordur demiyeceğim, fakat yazmak... Bir mecliste konuşurken hikâ- ye anlatmasını sevenler çoktur; fakat bunu hakkile yapanlar ne kadar azdır. Ekserisi haş bir fik- ra ile meclisi şenlendireyim der- ken herkesi sıkmaktan başka bir şeye muvaffak olmazlar. La Bru- yöre: « Belagat lâzim olan her şeyi ve ancak lâzım olan şeyi söylemekten ibarettir , diyor. Söz arasında anlatılan fıkraların da bu süretle belig olması şarttır No bir kelime eksik, ne bir ke- lme fFazla. Yoksa ya anlaşı- maz, ve yahut ki bütün tadı kaçar. Söz arasında hikâyeler anlat- mak, ocları yazmak kadar zor değildir. Çünkü mevzu Te alâka- dar olunca dinliyenler “da vonun, kısa ise eksiklerini itmam edebi- lirler, uzun ise bu kusuru yerinde olmak meziyetine bağışlıya bilir» ler. Halbuki o hikâyeler bir soh- bet arasında yeri gelip de söyle- neceğine sırf güldöürmek, eğlen dirmek için analatılınca ancak ta- mamile kusursuz olursa alâkayı celbedebilirler. Hakim Şevket Beyin « Kahka- ha - Gülelim, eğlenelim,, (1) ismi ile topladığı hikâyeler bu tarzın her tehlikesinden kaçamıyor. Mu- harririn bazan anlattığının bir fıkra olduğunu unutup sanki bir küçük hikâye yazıyormuş gibi sayfalarca uzattığı da oluyor. Edebiyattan, tasvirden de daima çekinmiyor. Doğrusu ötedenberi bilinen fik- raların — bazılarınıı — değiştirmiş, bazan da kendi yeni hikâyeler icat etmiş, kitabına manzumeler de karıştırmış. « Kahkaha », söylediğim gibi, mükemmel olmamakla beraber, eğlenerek okunuluyor; zaten Ha kim Şevket Beyin de istediği bu. Bu sıcaklarda değilse bile kış geceleri aile sohbetlerini şenlen- dirir. Şimdiden okuyup fıkraları öğrenin, eşe dosta anlatırsınız; kim bilir? belki bu sayede hoş- sohbet adam diye de tanılırsınız. Bu kitabın üstündeki resim niçin okadar fena yapılmış? Ka- dında da, erkekte de elemli bir hal var; onlar gülmüyor, bilâkis ağlıyor. Haydar Rıfat Bey Alphonse Daudet'nin « Sapho » sunu (2) da tercüme etmiş; bu kitabı « Dün ve yarın» isimli yeni bir tercüme külliyatının birinci sayısını teşkil ediyor. Bu külliyat yalnız Haydar Rıfat Beyin tercümelerinden ibaret kalmıyacak, daha başka muhar« rirlerimiz de çalışacak, şimdiden dokuz kitap ilân ediliyor (bunlar- dan ikisinin çıkmıyacağını pek yakından biliyorum); senede otuz cilt kadar çıkarlacağı da vade- diliyor. Zannederim ki böyle tercüme — koöleksiyonları — dilimiz için de, kültürümüz -için de çok faydah olacakt.r. Muvaffak olma« sinı temenni ederim, —Ji) Ohan kütüphanesi, 80 kuruş. 12) Vakıt, 100 kuruş. F meydan bırakılmamıştır. Mevsim münasebetile şehrimiz Baytar mü« düriyetince ihza işlerine başlane