Tefrika No. 9 t | Kadı bir teveccühe nail olabilmek için İle ye yapamadım kil. Eğer bir parçacık olsun a abildise ge mutlul.. : vr Aslancığımın lütfen hoş bul- mak tenezzülünde ( bulundukları rakkaseyi, bu mes'ut gecenin bir hatırası olmak üzere efendimize yadigâr etmek isterdim!.. Bilmem kulunuz buna cesaret edebilir mi?, Zati şahane mültefit bir Mağa” cevap verdi: “Hediyenizin bence pek bü- © yük bir kıymeti vardır! diye söze başladı. Onu büyük bir mem- e nuniyet ile kabul ederdim amma, © sizin bü çok kaymetli ve hünerli raks beyetinizi bozmak istemem!,, Ki Kadınefendi şakrak ve cazip © — bir kahkaha ile güldü: “ Aman aslancığım! dedi. Bu da nasıl söz! Raks heyeti birinci Ni rakkaseye aittir. Birinci rakkase © — raks heyetine değil! Bunun için «— Ç kulunuz, efendimizin hakipayihü- -—“ “Marına bütün raks heyetini takdim etmiye cesaret ediyor!,, Bu defa da zatışahane güldü: “Fakat siz, dedi. Siz Kadın- © efendilerin en cömerdi, en cazibi- siniz! ,, .. * — meı Kadınefendi, o tatlı ve sihirli sesile söyleyordu: “ Efendimiz hepimizin sahibi- dir! dedi. Hepimiz onun malı, “onun esiriyiz! Burada cömertliğin sözü mü olur aslanım!,, Hatırlıyor musunuz ? Nazen- de H. da sizin bir hediyenizdil,, “Ben efendimizin sadık bir cariyesinden başka bir şey de- b gilim!,, i Zati şahane biraz heyecanlı Siber sesle sordu: © “Nazende bu akşam harikulâ- b ğ © “de güzel, öyle değil mi?,, » “Evet, inanılmyacak kadar güzel!,, Bir müddet süküttan sonra © Zati şahane biraz asabi bir sesle sordu: de #Zanmediyor musunuz ki rak- lunduğ» Nazende kadar güzel, varabilme, kibar ve cazibelidir?,, ye parlak ve ince sesi birdenbire ürkek bir ahenk almıştı; “Efendimiz cariyelerinin ne kadar akılsız ve sübutsuz - sa- raylı lisanında boşboğaz ve sözü- © mü idare" etmesini bilmiyenlere — verilen sıfattır - bir kadıncağız Pe bilirler. Ben entrikalar- ve kıskançlıklardan bir şey- : e arililmam o Âslancığımın © mukaddes başına yemin ederim e e —— > Resim Tahlil Küponu Tabiatinizi öğtünmek istiyorsanız resminizi 9 adet kupon ilebirğikte gönderiniz. — Reyginiz sıraya tâbidir ve inde edilmez. i Hosta, klişesi 3O kuruşluk pul ikide gönderilebilir. KENDİ LİSANINDAN İC Bir Harem Ağasının Hâtıraları Yı İsi o küçük, manasız zavallı rakkaseyi mukayese etmek küs- tahlığında bulunmadım ! ir müddet süküt Sonra zatişahane sordu ettiler, davet ettiniz ? O zavallıyı kederlerinden bir az uzaklaştırmak, biraz meşgul etmek ve böylece efendimizin de hoşuna gitmek istediğim için! Hünkâr cevap vermedi. Kadın-” efendi müteheyyiç bir sesle ken- dini müdafaa etmekte devam ediyordu : — Efendimiz artık hiçbir şey hatırlamıyorlar, diye sözünde de- vam etti, Fakat ben padişahımın her bir iltifatının sevgili hatırasını kalbimde kıymetli ve mukaddes bir yadigâr gibi saklarım! bir kere hiç unutmam cariyelerine: “Sen emniyet ettiğim yegâne insansın! demişlerdi! Sen sade ve duğru bir kadınsın. Sadakat ve mubabbetine bir an bile şüphe eimeğilek Senin kalbinin çok te- A Şikâyetin Üaştere Time sayfada) Orhan Efendinin arkadaşların- dan birisi birkaç gün evvel kem disini ziyaret etmiş ve demiştir ki: — Bizim sana getirdiğimiz hediyeleri kayınpederinin evinde gördüm. Yoksa sattın mı? Bu cümle karşısında Orhan Efendi sadece hayret ettiğini söy- lemiş ve: — Ne münasebet, hediye sa- tılır m, demiştir. İşin garip tarafı şudur ki Or- han Efendi kendisine düğün günü hediye geldiğinden haberdar de- ğildir. Çünkü, kendi iddiasına göre, hediyeleri kayinpederi giz- lice almış ve kendi evine götür- müşlür. Buraya kadar bir fevkalâdelik aslancığım yoktur diyeceksiniz. Fakat zabr- | tanm şu dakikada tahkikatile meşgul olduğu şikâyetin mühim tarafını da şu şekilde anlatabiliriz: Mürettip Orhan Efendi ken- | disine getirilen hediyelerin kayın- pederi tarafından alınmış ve gö- türülmüş olduğunu öğrenince iki gün evvel kayınpederi Kadri Beye gitmiş ve kendisine ait olan bediyelerin verilmesini istemiştir. | Kadri Bey hediyeleri vermemiş, bilâkis böyle bir hediyeden ha- berdar Oolmadığını o söylemiştir. Orhan Efendi de bu cevap ü- erine başka şekilde teşebbüslerde bu- lunmak üzere evine dönmüştür. | Fakat evvelki gün saat üç sula- | rında Orhan Efendinin kapısı ça- lınmış, içeriye kaynanası Kâzime Hanım girmiş, biraz sonra arka- sından iki kadın daha gelmiştir. Bu üç kadın Orhan Efendinin annesi Nadide Hanım ile kızkar- deşi Melek Hanımın üzerine hü- cum etmişler ve dayak atmıya | başlamışlardır. Bu sırada kayın pederi Kadri Bey de yanında dört adam olduğu halde evin önüne | tabancasını çekmiş, bir | eline de iri bir sopa almış ve | gelmiş, kapıyı kırarak içeriye girmiştir. Şikâyetçi Orhan Efendi polise | e ifadede Ky alt | — Niçin” “bü- akşam Meleği | in a azan: Suat Derviş nefendi Bu Genç Rekkase ile Dört Beş Senedenberi Uğraşıyor Külunuz böyle büyük ve kıymetli | ki bir dakika bile Nazende Ha- ballar " kadınefendiye ver- diği cevabı duyamamıştım. Zira candan titriyen sesile: “Ah efendimiz! dediğini işit- tim. oHakipayınıza yalvarırım... ae bu sözlere ne lüzum var » Eskisi gibi yürekten gelme- — öyle aşikâr kil. Ve uzun bir müddet daha ya- vaş bir sesle MK Herkes m idi! Hünkâr gidiyordu. Muzika heyeti Zatişa- hanenin marşını terennüme baş- lamıştı. Nazende Hanım, Hünkârın hemen arkasından yürümekte idi. Böylece Melek Hanımın önüne geldikleri zaman genç kadın dehşetli bir heyecan içinde olduğu halde, Hünkârı büyük bir hür- metle selâmladı. ( Ark: in e : sı var ) v kısmını şu cümlelerle tamamla- mıştır: “Kadri Bey evime en sonra karımın cihazlarını ve bana ait olan 300 lira kıymetindeki bir yıgın eşyayı aldı, karım Lütfiye Hanımı da arabaya koyarak kendi evine götürdü. ,, Bu arada Orhan Efendinin validesi Nadide Hanım da polise kendi hesabma şu şikâyette bu- lunmuştur: “Bu gürültü esnasında benim de tamam 3000 liram çalındı.,, Bu arada tabanca ve sopa ile hücum ederek kapı kırdığı iddia olunan Kadri Bey ise mukabil iddiasını şöyle anlatmaktadır: “— Kızım Lütfiye kocasile geçinemiyeceğini (söylediği için gidip aldım ve kendi evime getirdim.,, Polis bir taraftap şikâyetçileri, diğer taraftan da şikâyet edilen- leri dinlemekle meşguldür. İddia- ların hakiki mahiyetleri polisin tahkikatından sonra (o tebellür edecektir. SON POSTA Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi #tnubul < Eski İdare: “atel şme sok ja No 25-1 Telefon — 2003 Posta kutüsü: İstanbul — 741 Teleraf : İstanbul SONPOSTA ABONE FİATI TÜR KİYE ECNEBİ 1400 Kr. 2700 Kr. 79 . 140 , w . 19 , Zaptive 1 Sen “Ay Gelen evrak i verilmez. bânlardan mes'uliysi alınmaz. Cevap için mektaplara 46) kuruşluk pul ilâvesi lüzumdir. Adres değiştirilmesi (20) kuruştar. Grzetemizde çıkan resim ve yazıların bütün hakları mahfuz ve güzetemize aittir. T rakyayı F eda F Edoinsii 3 kk Sulh Havasını “Buland. | mak İsteyenler ——e ( Baştarafı 1 inci sayfada ) Türk - Yunan dostluk misakından da bahsederek; Bujgarlar ile Sırp- ların ayni soy ve ayni kandan gelen iki kardeş millet olmaları hasebile anlaşmamalarına hiç bir sebep ol- madığını ileri sürüyor ve Türk - Yunan misakına temas ederkenşu gayet alçak bir sesle konuşmuştu. | suali soruyor: Yalnız kadınefendinin, heye- | —Trakyayı feda edecek miyiz? (Trakya) Gazetesine Gelice de bir de gazetesi vardır. Bu ga- zete Başvekil Paşa ile refakatin deki zevata Sofyada. ve diğer Bulgar şehirlerinde gösterilen te- zahüratı tarizkâr bir ifade ile sinde ölen 200 bin Bulgar gencini hatırlatmakta ve şunları söyle“ Cürmümeşhut | İstanbuldaki Bulgar tebaalı işçileri kovulmak üzere bulunduklarından çekinmiyorlar. Hava Hücumları Beş Kafadar Esrar Kabağı! Cemiyet Faaliyete Geçmel Çekerken Yakalandı Polis ve diğer alâkadar daire- lerin memurları esrar ve eroin kaçakçılarile mücadelelerine de- etmektedirler. mücadele- Bu Seki bir neticesi olarak dün mizde beş esrarkeş daha yl Bunlar (o Yakup, Mustafa, İzzet, Yani ve Nuri is- minde beş kafadardır. Beşi de gizli bir odada kabak çekiştirmeye başlamışlar, apeme kendilerinin polis memurları tarafından takip edildiklerini lerdir. Bunları elin memur edilen polis memurları tam zamanında bir araştırma yaparak beş kafa- darı cürmümeşhut halinde kıskıv- rak yakalamışlar ve ilk müteakip hepsini Adliyeye ver- mişlerdir. Randevü Evleri Ahlâki zabıta memurları İs- tanbul ve Be i taraflarında şüpheli © gördi semtlerde randevü evlerini leş çıkar- mak hususunda faaliyet göster“ mektedir. Netekim bu faaliyet son iki zarfında netice- ler ed ves Bu e ola- rak Beyoğlunda yeniden bir kaç randevü evi meydana çika- rılmış, buralardaki sermaye ka- dınlar tamamen yakalanarak mu- ayeneye gönderilmiştir. Bu evleri işleten kadınlar da mahkemeye verilmişlerdir. İçin Çalışmıya Başladı Hava hücumlarından koruma Cemiyeti idare Reisi Mahmut Beliğ Bey ile umumi kâtibi Alh- met Naci Bey Dolmabahçe sara- yına giderek Gazi Hz. ne bilva- sıta Cemiyet namına tazimat ar- zetmişlerdir.. Büyük Erkânmharbiyemiz ce- miyetin kanunen teşekkülünden haberdar olmuş ve reis Mahmut Beliğ Bey Ankaraya çağırılmıştır. Cemiyet bütün vatandaşları ten- vir etmek maksadile cümburiyet bayramı günü can kurtaran is- minde bir mecmua çıkaracaktır. Mecmunda (Ohava (o bücümlarına karşı korunmak hususundaki tet- birler neşredilecektir. 1 ci Teşrin pazar akşamı saat 9 da gri PER GÜNT |) 5 perde 11 Yaran: Henrik İbsen ll İlmi 1 li Besteleyen: E. Orie İ İN 11! Türkçeye yeviren: | Seniha Bedri TR ilere tam sunt 9da acak, perde açıldıktan sonra kapılar kapanacaktır. Biletler şimdiden gişede satılmaktadır.