TE gi Hariciyesinde .. . : Son Değişiklik Beynelmilel | siyaset O dünyasinın müzmin hastalık noktalarından biri de uzak şarktır. Bu hastalığın ne kadar tehlikeli olduğunu, Sovyet Rusya tarafından şarki Çin demiryolu mü- hasebetile Japon himayekerdesi Man- şuko hükümetine yapılan tebliğ gös- teriyor. Bu demiryolu, malümdur ki, Mançuko hükümeti teşekkül ettikten ve Japonyanın (o bimayesini o kabul eyledikten sonra bir münazaa mevzuu olmuştur. Zira Mançuko hükümeti, demiryolunu yok bahasına almak istemekte, Sovyet Rusya da hakiki bedelini koparmadan vermeye yanaş- mamaktadır. Tahrikât Japon bükü- metinin tertibi olduğu ve hâdiseler de hergün biribirini takip eylediği içindir ki vaziyet karışmaktadır. Bundan böyle daha ziyade karışacağını, son -—ında, Japon Hariciyesine Japon Erkâmharbiyesinin o vaziyet (o etmesi gösteriyor. Zira Japon Hariciyesi, bütün siyasi işlerde Milli Müdafaa ve Denir İşleri Nezaretlerile sıkı bir temas (yaparak hareket etmekle beraber kendine mahsus bir hareket istiklâli güderdi. Bundan dört ay evvel istifaya mecbur edilen daimi Müsteşar M. Arita'nın çekilmesi, bu serbestiye nihayet verdi. Hariciye Nazırı M. Üşida dahi bütün bu mü- dahalelerâ göz yummasına rağmen Nezaret makamında kalamadı, çekildi, Yerini, müfrit milliyetperverliği ile tanınmış Japonyanın Moskova Sefiri M. Hirota aldı. Şimdi Japon Harici- yesinin başında bu zat bulunuyor. Ordu ve donanmayı da iye şubesi Müdürü M. Tani, ve Umumi İstihbarat Müdürü M. Şiratori temsil ediyorlar. Bu üç zatin vazifesi Japon Erkânı- harbiyesinin emirlerini harfiyön yerine getirmektir. Şarki Çin demiryolunun satın alınmak istenmesi münasebetile çıkan son hâdise, Japon Hariciyesin- de ifrata doğru gitmenin bir teza- hürüdür, — Süreyya Almanyadan Çıkan Museviler Beyrut 28 — Almanyadan çe kan yahudileri İngilterenin Filis- tine yerleştirmesi için hazırlıklar yaptığı söyleniyor. Yeni Bir Transatlantik Triyeste 29 — Motörlü Üra- niya transatlantiği cenubi Ameri- kaya ilk seferini yapmak üzere Triyesteden bareket etmiştir. Italya - Arjantin Roma 29 — İtalya ile Arjan- tin arasında bir gümrük muahe- ini İAERİAMRAEEiZ, Almanya İntikam Almak Sevdasında Değilmiş! “Harp Peşinde Koşmıyacağız 5 Cenevre 29 — Alman propa- ganda nazırı M, Göbels beynel milel O matbuat O mümessillerinin önünde söylediği bir nutukta mil- liyetperver sosyalist devletin ek- seriyetle (o dünyanın anlaşılama- mazlığa ve ilimatsızlığa uğra- masına teessüf etmiş ve milli- yetperver sosyalistliğin. bir mem- leket o mukadderatın o şimdiye kadar kullanılan usullerden bam- başka £ vasıtalarla idare etmek teşebbüsünden ibaret olduğunu anlatmıştır. M. Göbels Almanyanın bey- ! nelmilel siyasetine de temas ede- | rek demiştir ki; “— Almanya katiyen bir ge- nişleme siyaseti (o takibetmiyor. Kaybedilmiş bir harpten ve uzun karışıklık senelerinden sonra ken- di ocağını düzeltmek için hiç bir fedakârlıktan çekinmiyen bir mil- let dünyanın istihkarına uğra mamalıdır. “Genç Almanya bütün dünya ile ancak kendi milli varlığı me- selesini halletmek istiyor, Bunun intikam ve harp ile hiç bir alâ- kası yoktur. Bu iki kelime bey- nelmilel lügattan çıkarılmalıdır. 1914 felâketinin tekerrürü bir delilik olur ve ciddi hiç bir kimse bunu düşünemez. “Ne Başvekilin, ne de hüküme- tinin hiç bir hareketi harpçuyane fikirler beslenildiği hakkında en ufak bir şüpeyi muhik gösterecek mahiyette değildir. Almanyanın artık ikinci sınıf bir millet mua- melesine tabi tutulmaması ve milli emniyetini kefalet altında bulunduracak müdafaa vasıtala- rndan mahrum bırakılmaması bütün milletlerin menfaaleri ikti- zasındandır. ,, Belçika Vekili Roma 29 — Bir iki günden- beri Romada bulunmakta olan Belçika Başvekili kont Brokvil Brüksele gitmiştir. Fransaya &vdet ederken Rizadan geçmiştir. Brinnd,, eaddesi esi küşat eder ederken gösteriyor. Son Rusyaya. yaptığı seyahat esnasında Sabık Fransız Başvekili M. Heryo Resmimiz M. Heryoyu Rigada bir Düzelmiye Başladı Mı? Berlin 29 — Maliye Nezareti- nin bir mümessili nezdine kabul ettiği gazetecilere yaptığı beya- natta bilhassa demiştir ki: — 1933 Mali senesinin geçen beş ayında varidat ile masarif arasınde hemen hemen tevazün husule gelmiştir. Almanya'nın muhtelif Alman hükümetlerinin ve belediye ida- relerinin umumi masarif yekünu 1929 yılına kadar 209 milyar mark'ı bulmuş iken 1932 senesi- Silâhlar Meselesi Cenevre, 23 — Fransız hari- ciye nazır M. Pol Bonkur Al- man hariciye nazırı Fon Nöyrat ile dün görüşmüştür. M. Pol Bonkur, Paris'te yapı- lan son müzakerelerden doğan anlaşmalara Fransanın ne gibi sebeplerden dolayı bağlanmıya ve daha ziyade ehemmiyet ver- meğe mecbur olduğunu Fon Nöy- rat'a anlatmıştır. Alman nazırı bu bususta ta- BiR MACERA Diye ağızdan ağıza söylene- cek. Yenimahalledeki köşkün bal- konlu odasında yarlıyan bu ateş ” Kavaklara, Yediküleye, Erenköy- lere kadar ışık verecekti. O gün sersem gibi dolaştım. Bu ne işti başıma gelen! Dünyada en sinirlendiğim şey kendime ait bilhassa böyle gönül davalarının dillenmesi, - ağızlarda sakız gibi çiğnenmesidir. Bunu düşündükçe ( hırslanıyor, hattâ Nahideye kızıyordum. Mümkün olsa alıp başımı gidecektim. Dünya tesadüf dolu. Her; akla gelmedik hâdi- seler çıkıyor, Yazanı Romancı “Büyük Hikâye ,, Ben bu endişeler içinde iken büyük harbin gürültüleri, sonra da bizim. seferberlik başlamasın m? O zamana kadar yüksek mektep mezunları devlet hizme- tinde olurlarsa asker olmuyorlar- dı. Fakat yeni bir kanun bunu i da kaldırdı. Biz haydi palaspandıras Har- biyeye! | Harbiyeden ilk döndüğüm akşam benden hâlâ haber bek- | leyen ihtiyarı koşup buldum. — Efendi Hazretleri, dedim, hakkımda gösterdiğiniz alâka ve teveccühe teşekkür ederim. Tek- No. 7 «m limat almak üzere halta içinde Berline gidecektir. i N 1 lifinizi düşündüm, tari da verdim. Fakat hâdiseler bu ka- rarımı bir müddet tehir etmemi emrediyor. Bugün asker oldum. Harbin o neticesi ve cereyan ne Olatak kestirilemez. Onun için bu hayırlı işi askerlikten sonraya bırakmayı tercih ediyo- rum. Vaziyeti böylece anlatırsanız onlar da itiraz etmezler sanırım. İ Benim sözlerimdeki | kat'iliği gören ihtiyar adamcağız boynunu büktü: — Hay bay evladım. Elçiye zeval yok. Fikrini olduğu gibi anlatırım. İçime bir ferahlık gek mişti. Artık bu münasebetin böylece bitmesi de eyi olacaktı. Şu insanlar çok garip mal lüklar sevişmeyi muhakkak ima- mın duasile bağlamak istiyorlar. Maamafih artık bunu düşünecek i | ne doğru 14,5 milyara kadar inmiştir. Almanya'nın borcu 1933 mar- tının otuz birinde 11,7 milyar mark idi. Bütçe açığı da 1,88 milyardan ibaret bulunuyordu. 1933 Mali senesine masarif ilk tahminlere nazsran umumiyet- le daha az olmuştur. Hazinenin vaziyeti, o bugüne kadar, fevkalâde tedbire baş vu- rulmasına lüzum göstermemiştir. — Beraber Çalışacaklar Cenevre, 29 — Küçük itilâf devletleri mümessillerile Lehistan mümessili, Milletler Cemiyetine arzedilmiş olan meseleleri tetkik ve müşterek bir hattı hareket ittihaz etmek üzere dün © akşam görüşmüşlerdir. Irlandada Siyasi Bir Gürültü Dublin 29 — Meb'usan mec lisi Dö Valera hükümeti aleyhinde verilen muaheze ve takbih takri- rini, uzun ve hararetli bir müza- kereden sonra, 65 muhalif reye karşı 80 reyle reddetmiştir. Şişli tepelerinde talim ediyor ak- şam da yorgun dönüyoruz. Bir hafta Nahideyi hiç gör- kıyordum. Baktım iskeleden Gök- su deresine doğru küçük karde- şile gidiyor. Sokak ortasında ko- nuşmıya imkân yoktu. Arkadan başkaları da geliyordu. O beni gördü., Ağırlaştı. Ben hızla geçip gitmek iste dim. Yanından biraz sokularak geçiyordum. Yavaşça: — Bu gece beklerim gel! Dedi, Arkadan gelenlere bir Şey hissettirmemek için (hızlı yürüdüm. O gece gidip gitmemek için çok düşündüm. Mademki bekli- yordu. Gitmelidim. Bütün Çalışan Kızlar Böyle Midir? Almanyada Mali Vaziyet vaziyette değilim. Çünkü her gün medim. Bir akşam vapurdan çi- | hızlı | gibi ziyaretler başladı... “ Hayat arkadaşımın VİN kafes arkasından değ” 4?“ dan görmüş ol. pılarak ni EYKOZ lenmek ister, tecrübelerden * May “Ma 4 da çalışmıştık. Barada “ alâkayı mes'ut bir şekle — istedim. ; “Bu esnada arkadaşlarımızla bir düğününe ikimiz de davetli bulunuyorduk. Bahsettiğim hanım, aile tarafından geceleri yalnız dışarıya çıkarılmadığı hissini ver- dirmek için, yanında bir küçük çocukla gelmişti. Düğün eğlence- leri esnasında bulunduğumuz bü- roların en büyük memuru 55 lik | bir zat ile alâkası olduğunu pek aşikâr olarak benimle beraber hazirun da hissetmiş ve gülmüştü. Hatta bu babası kadar zatin bazı kıskançlık bareketieri de görülmüş misafirler ara, iki-,, boşmutsuzluk başlamıştı. Bu vaziyet we” xWi'kça endişeye düşürmüştü. 4 “Bir gön takip ettim, ve bun- ların Bebekte bir eve giderek orada 12 ye , hatta sabaha ka- dar kaldıklarını gördüm. Buna acaba ne cevap verirsiniz ve yahut bu şerait altında çalışan hanımları nasıl tavsiye edersiniz. “ Böyle hanımlar ne dereceye © | kadar yuva kurabilirler ve ların annelikleri ne kadar de edebilir? , z Se Suadiye: R. Sevinç Bu gencin tecrübesi Fena ne- tice vermiş. Hatta bana öyle ge- liyor ki, bu mektupta bahsedilen | vak'a biraz da mübalağalıdır. j Bu kabil kızlar, çalişanlar ara- © sında da, çalışmıyanlar arasında f da bulunabilir. Kendisile evlene © cek bir arkadaş bulan akılı vir kız, bu çılgınlığı yapmaz. Bu iti bar ile babsettiğiniz kız, çalışan kızlar hakkında bir büküm, ver- iğ miye kâfi gelemez. Çalışan kızın da idesli iyi bir ev kurmak, kalbini ancak sevebi- leceği bir erkeğe vermektir. On- lar arasından hayat arkadaşlarım | seçenler şimdiye kadar aldandık- larını görmemişlerdir. HANIMTEYZE El ak çekildik en sonra gittim, v yağ Nahide i Bu olup biten şeylerden hiç bahsetmedi. Eskiden nasıl yalnız 4 kendi kendimizden bahsediyorec! — hep öyle oldu. Sabaha Ti ayrılırken Nahide : — Beni ihmal etme. Üzülü- | yorum. Eskisi gibi beklerim / Dedi. Eve yorgun, kırık, berbat Bir halde geldim. Bu gece âlemi gündüzki sıkı talimden daha yorucu idi. Çünkü maneviystım harap oluyordu. O geceden sonra artık eskisi