KOK AT TT AT SON POSTA * İki Kara Cehennem Her Hakkı Mahfuzdur Tefrika No, 3 Sulîîn_Bir Odada... - gn Esma ile Hüsnümelek Doğanın bulunduğu odada başbaşa vermiş konuşuyorlardı Esma Sultanla Hüsnümelek, hiç kimseye görünmeden bod- — yum katına indikleki zaman, Be- şir daha hâlâ orada duruyor.. Duvara dayanmış, uyukluyordu. Esma Sultan, bir köşeye gizlendi. Hüsnümelek de, Beşirin omuzuna dokunarak: — Hadi Beşir.. Artık, işin bitti. Git uyu.. Fakat biliyor- sun ya.. Ne bir şey gördün, ne birşey işittin. Dedi' Beşir, uyku sersemliği ile tekrar etti: — Ne bir şey gördüm.. Ne birşey işittim. Beşir, hem gidiyor, hem uyuk- hyor.. Dehlizin nihayetinde bir köşeye saklanan gen> bir ha- remağasını bile görmüyordu. Beşir gittikten - sonra Esma Sultan meydana çıktı. Önünde giden Hüsnümeleği takip etti. Yaralının yattığı oda kapısına geldiler. Hüsnümelek yanındaki anahtarla kapıyı açtı. Beraber getirdiği mumu yaktı. Esma Sul- tanı da içeri alarak kapıyı tekrar kapadı, Yarah delikanlı yatıyor, derin derin nefes alıyordu. İki kadın, ayaklarının uçlarına basarak ona yaklaştılar. Mumu tutarak eğildi- ler, yüzüne baktılar... Birkaç saat devam eden istirahat, yaralı deli- kanlı üzerinde iyi bir tesir husule getirmiş, yanaklarına dudaklarına hafif bir penbelik vermişti... Hüss nümelek, elini onun yüzüne te- mas ettirdi. Sonra Esma Sultana dönerek: — Humması bir hayli hafif- lemiş, Kadınım. Dedi. Esma Sultan, ot minderin ke- narına oturdu. Dirseklerini dizle- rine, çenesini Aavuçlarının içine dayıyarak, yaralı delikanlının yü- züne bakıyor: Ve baktıkça da, kendi ken- e: — Çok tuhaf.. Ben, bu deli- kanlıyı nerede gördüm?.. Acaba, gördüm mü?.. Yoksa, birine mi benzetiyorum. Diye düşünüyordu... Hüsnü- SON POSTA Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi İakgübol' : “lali Zaptiye ldare : e sokağı No2SA Telefon — 20203 Posta kutusu: İstanbul — — 741 Telgraf : İstanbul SONPOSTA ABONE FİATI TÜRKİYE :ONEBİ “Z700 Kr. 1400 ı4000 Kr. 1 Sene 6 Ay 3 » ı , vereetükenseseneeee Gelen — evruk “geri verilmez. 250 » 400 . 150 4 İ hanlardan mes'uliyat alınmaz. Cevap için mektuplara (6) kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. Ad;eı değiştirilmesi (20) kuruştur. grcemmöseece Üazetemizde çıkan resim ve yazıların bütün hekları mahfuz ve gazetemize nittir. | kalkmasına bekliyen melek, usulcacık miırileandı: — Acaba, yüzünü soğuk su ile bir daha silsem.. nasıl olur?. Esma Sultan, birdenbire dal- gınlıktan uyanır gibi oldu. Şimdi onun kalbine, esbabını tahlil ede- mediği bir his doğmuştu. Başında kanlı sargılarla yatan bu solgun benizli delikanlının kapalı gözleri, biribirine karışan sık ve kıvırcık kirpikleri, mütenasip ve şahane burnu, mat sırma — renginde ince bıyıklarının altır* — irtisam eden zarif dudakları.. ve nihayet çehresinin çok manalı ana hatları ona yabancı gelmiyor.. Seçilemi- yen — bir rüya — gibi, onu uzak mazinin karışık hatıralarına doğru sürüklüyordu. Esma Sultan: — Hele, sen dur. Dedikten sonra ayağa kalktı. Belindeki elmas işlemeli kemere sokulmuş mendilini çıkardı. Ora- daki testiden su dökerek ıslattı. Delikanlının üzerine eğilerek ıslak mendili yüzünde gezdirmiye baş- ladı. Esma Sultan bunları - ya- parken — Hüsnümelek — hayretle ona bakıyor. Bu mağrur ve her şeyden tiksinen şımarık sul- tanın bu hareketine — şaşıyordu. Demek ki Esma sultan, bu sarışın delikanlıyı bu kadar beğenmiş.. ve ona gösterdiği şu müstesna muamele ile bütün muhabbetini göstermek istemişti. Biranda kalbini istilâ eden kıskançlıkla içine Esma sultana karşı büyük bir kin duyan hüs- nümelek, gittikçe artan bir hid- detle dudaklarını isirirken, - deli- kanlı yavaş yavaş kımıldanmaya başlamış.. biraz sonra da gözlerini açmıştı. Birdenbire mum ışığından kamaşan bu gözler, sık sık açı- hp kapamıyor her defasında, koyu lacivert bir elmas gibi parlıyordu. Esma Sultan, tatlı bir sesle ona sordu: — Nasılsın, yiğitim ?.. Yaralı delikanlı buna birden- bire cevap vermedi. O da bir sualle mukabele etti: — Ben neredeyim ?.. Esma sultan, ayni sükünetle cevap verdi: — Korkma.. Yabancı bir yer- de değiisin... Delikanlının dudaklarında ha- fif bir tebessüm peyda oldu. — Korkmak mı ?.. Bunu, bü- tün — hayatımda hissetmedim.... Yabancı bir yerde olduğumu görüyorum.. Onün için soruyo- rum. Bunları az daha aklı söylerken, onun bir şına — gelmiş ve artık herşeyi hatırlamıya — başla- mıştı... Birdenbire kaşları çatıldı. Dirseklerine dayanarak yarı kalk- | tı. Etrafına bakındı. Esma sultan, onun büsbütün meydan vermemek için omuzlarına dayandı. — Yat Delikanlı.. bir. kaç gün istirahat et.. sana hekim ge- tirelim.. iyi olduktan sonra iste- diğin yere gidersin. Delikanlı acı acı güldü: — Burada mı?, Onun karde- şinin sarayında mı?. Burada beni şey, afiyet — değil.. (Arkası var) KÖSEAR ölümdür. KE e Resminizi Bize Gönderinz * * Size Tabliatinizi Söyliyelim Resminizl kupon ile gönderiniz. Kupon diğer sayfamızdadır 18 M, Enver B. (Adana): Kafa- sile çalışmak- | ta muvaffak olur. Birden- bire açılmaz, pek — serbest favırlı — değik dir. Mücade- leden — gürü- tü ve kavga- dan uzak kal- mak ister. Fiil ve hareketlerinde intizam vardır. İyi şeyleri taklide lemeyül eder. Soğuk kanlı değildir. Çabuk he- yecana kapılabilir. 20 ÜÖdemiş'te Hşsnu Tekin B,: Ağır başlı ve mahçup tavir- hdır. Sureta her şeye ka- rışmaz ve alâ- kadar olmaz gibi davranır, fakat etrafına lâkayt kalmaz. Gözü — açık, kulağı — delik insanlar kadar muhitiyle meşgul olabilir. Modaya tabi olmak iste- mez gürür ve azamet taslamaz. Konuşması sıkıcı değildir. 21 Ramiz B.: sri gençlerin hu- susiyetleri ne tâbi olur. Şık ve zarif giyin- mek, modayı takip —etmek ister. Birazda kend isin den bahsedilmesini ve kendisine ehemmiyet ve- b rilmesini arzu eder. Kin tutınıyan geçici bir hid- deti vardır. Hüsnü muameleden hoşlanır. İntizamı sever. Boğazını ve rahatını ihmal etmek istemez. Bahçe-Birahane NOVOTNİ Beyoğlunun en güzel yeri Bira 20 Kuruş En iyi yemekler Her nevi rakı mezelerle Her akşam Muzik İSTANBUL Havagazi Şirket 30 Eylül Cumartesi günü saat 14,30 da Beyazıt'ta Elektrik Evinde verilecek olan ameli yemek ve pasta pişirme daire- sine bütün — Hanımefendileri davet eder. (1802) HİKÂYE Bu Sütunda Hergün Yazan: Suat Derviş Haklı M.ı_İği_ler ? Siyah örgüleri çok — uzundu. | de bunu öğrenmekte çok geç Cemil onu sevdiğini — söylediği | kalmadı. gün, kocaman SlüR e ipek Ürgülme yeçinli Onları kuvvetli do- ladı ve genç kızın kendine doğru çekti. Ogün idiler ve kuvvetli bir güneş — kırları tutuşturuyordu. Genç kızın b nı kendine okadar çekııi.ü.= genç kız artık onun yüzünü gö- remiyor, Üniformasının sırmalarile gözleri kamaşıyordu. Amcasına biribirlerini sevdik- lerini söylemediler, Çünkü Cemil evliydi ve Munise'yi bir başkasile evlendirmek istiyorlardı. Halbuki onlar, birbirlerini öyle şiddetle is- tiyorlardı ki ailelerinin bütün mü- manaatına ve bütün rezalete rağ- men korkmadılar. O amcasının evini bıraktı, öteki karısını, ve beraber yaşamıya başladılar. Bu rezalet bütün aileyi müthiş mütcessir etmişti Munise babasının ölümünden sonra amcasile yaşıyor du ve amcasının evinde parlak zengin, ve bolluk içinda bir hayatı vardı. Halbuki o hepsini istihkar etmişti. Ve onu hatta nikâhsız olarak mütevazı bi hayat ta takip etmişti. Amcası ve bütün evdeki- ler bu çılgınlığı affetmiyorlardı. Boşanmak bir günde halledi- lir bir iş değildi. Karısı buna razı olmuyordu ve kocasının eve dönmesini bekliyordu. Kadın ka- bahatsız bir kadındı. Kanım kar- şısında — bütün — kabahatlardan muaftı, ve talâk uzuyordu. Onlar nikâhsız yaşıyorlardı. Fakat Cemil bütün arzusu ve bütün samimiyeti ile Munise ile evlenmek istiyordu. Ve evlene- cekti de.. Halbuki Şarkta çıkan bir is- yana gitmesi — lâzım ldi. O gitti. Ülake küçük tahta evin cumbasında her akşam postacıyı beklerdi. Ve hemen her akşam muntazaman postacı kapının ara- lığından — taşlığa bir mektup atardı. Ve Munise tek başına odasına kapamıp heyecanla o mektubu okudu. Ve nihayet bir çti mektup gelmedi. mBîîdıdi, haber alamadı. Tabii onun şehit olduğunu nikâhlı ka- rısına bildirdiler. Fakat Munise Bu haber zavallı küçücük ka- dıncağızı perişan etmişti. O halde şimdi ne yapacaktı. Onlara av- det etmiye imkâr varmıydı. Ha- yır. Halbuki yaşamak için bir desteğe, bir - iltic ihtiyacı vardı, ona kim yı edecekti. kimse yardım etmedi. Ve ©o perişanlığı içinde bir sevkitabil ile iş aradı. İş buldu. Artık ha- Lı:ı ııbıhtın_ akşama kadar di- Gözyaşı içinde onun ölümile perişan bir halde çalışıyordu. Günden güne kuvvetinin ek- sildiğini hissediyor, akşamları bir kırıklık, sabaha karşı nöbet ve terlemek ve sabahları birtürlü amma birtürlü yatakta.. kalkmak için bir zaman bulamamak. Ma- kinesinin kolu günden güne ağır- laşıyordu. Bir gün irkaç ay evvel süratle döndürdüğü bu kol bir demir külçe gibi oldu; yerde kaldı ve ertesi gün vücudü aynı ağırlıkla yatağa gömüldü. * Onlara, yazmıyacaktı. Komşu- ların merhametile ç Be- lediye doktoru kendisine akra- bası olup olmadığını sorduğu za- man bir amcası olduğunu söyle- di. Hem de çok zengin olduğunu da ilâve etti. Doktor ihtiyar bir adamdı. Ona fazla acıyordu. Bu edindi onlara mektup yolladı. Onlara hastanın halini anlattı. Muavenet etmezse hastanın öle- i ceğini de yazdı. * Evli bir adamla kaçmış ve bir sene nikâhsız yaşamış olan bu hafifmeşrep () kızı ailesi affet- medi. Ona para ile bile muavenet Hati Püdmln bldeşn merhame' ğ hastanede bir gün sabaha karşı öldü. Öldüğü gün yirmi üç ya- şında idi. * Ona bu kadar sert davranan akrabası sizce haklı mı idiler.. Munisenin günahı bu kadar bü- yük miydi? Siz ne dersiniz? X * RADYO : * İAALLRARYS 29 Eylül Cuma İstanbul — 1230 Alaturka gra- möofon: Plâk neşriyatı, 18 gramofon: Plâk neşriyatı, 19 Neziha H., 20 tan- buracı Osman Pehlivan, 20.30 hanim-« lar heyeti, 21.30 gramofon: Plük neş- riyatı, 22 Anadolu ajansı, saat ayari. Moskova — Hergünkü proğram, Varşova — 19,85 Hafif muziki, 20,25, Muhtelif, 21 Seufonik konser, 28 Dana, 23,80 Spor haberleri, 23,45 Dans musikisi. a Peşte — 2020 Stüdyodan: Bir perdelik - temsil, 21 Barbierde Seville operasından parçalar. (Plâk ile), 2145 Haberler, 22 Cazbant, 23.20 Oda musikisi, 24 Sigan musikisi. Viyana — 20 Piyano - Keman ke- man aletlerile sonatlar, 20560 Musiki parçaları, 21.10 Haberler, 21.36 Mizahi peşriyat, 23,10 Haberler, 23,80 Bar musikisi. Milâno - Torino - Floransa 20 Haberler, Plâk. 20.20 Ecnebi lisanile haberler. 21 Haberler. Konser, 21,86 Orkestra, 23 Plüklar. Prag — 20.30 Haydenin rokko mu- sikisi, 21 Muhtelil, 22.85 Haendelin eserlerinden sonatlar. Zürih — 2025 Şen şarkılar, 91 Radyo orkestrası, 21,35 Skeç, 23 Son haberler, 22,15 Şarkılar, 22,80 Stüdyo« dan naklen: Neş eli musiki, ; Roma — 21.85 Bellinin “Gece gezi- aA zi 30 JEylül Cumartesi Moskova — Hergünkü proğram. Varşova — 18.20 Oda — munikisi, 1940 plâk. 20.25 muhtelif, 31.05 ta- gannili orkesira konseri, 22.85 Cho- pinin konsari, 28 dane musikisi, 2345 dansa devam. Peşte — 20 Radyo — orkestrası, S1 skeç, 23 haberler, plâk, 24.85 sigan musikisı, Viyana — 2,40 Sevilen — opera haberleri, 22.40 haberler, 22.56 senfo- nik radyo orkestrası, Milâna - Torino - Floransa 20.25 Ecnebi lisanile haberlar, 2145 karışık neşriyat, 23.05 orkostra. 'rag — 20.35 Nedbalin “Vinderb- raut,.. oporeti, 23.20 hafif muaiki. Zürih — 20 Zürihin kilise çanlarınt nakil, 20.25 neşeli neşriyat, 21.20 e- viçre berteleri, 22.10 haberler, 22.25 klâsik romantik besteler, 23,25 Mak- sim bandosu taralından dans muaikisi, Roma — 2220 Askeri bando, Bükreş — 20.25 'Tuganni, 21 Ro- amen halk şarkıları, 21.25 cazbant. Laypzig — 91 Karışık neşriyat, 28.10 haberler, dana. cisi kadın,, isimli operası. ükreş — 2040 Puceini'nin “LA — BOHRME, ası. Ü Ereslau — 94 Wilhin Busch'un erindenemder; 48115 Halk konseri. ve dans parçaları. —— di 4 ö