SONSPOSTA ——— İTTİHAT ve TERAKKİ — Her hakkı mahfuzdur. — Nasıl doğda?.. Nasil Yaşadı ?.. Nasıl Ölda?.. Cemiyet içinde ilk Nifak Tohumları Ekilmek Üzer i Merkezi umuminin geçirdiği bu istihale, İstanbul merkezinde de ban değişiklikler yapılmasını icap ettirmişti. İstanbul zabıtası- min teftişine memur olan ve bu iş için de yevmiye bir mecidiye alan Rıza Tevfik Beye yol veril- mişti. Selim Sırrı Beyde artık komiteciliğe nihayet vermek iste- miş; millete daha nafi olabil- mek için gürbüz bir nesil yetiş- tirmiye karar vermiş, bir jimnas- tik mektebi açarak cemiyetin işlerinden çekilmişti. Merkezi umumi, İstanbul mer- kezinde halkın pek çok - tanıdığı ve alıştığı simaları da - tebdil etmek — istiyordu. — İstanbulun sarıklı ve esnaf — zümresine tamamen — hulül etmiye — mu- vaffak olduğu için Kara Kemal Beyile onun teşkilâtına kuvvet veriliyor.. Fakat İstanbul merke- zinde de Selânik ruh ve zihniye- tinin hâkim olması düşünüliyordu. Talât Bey İstanbula geldiği esnada, avukat Baha Beyi bir tarafa çekmiş: — İstanbulda seni çok tanir yorlar. Arlık, yeter. Sen çekil de, biraz da bizim arkadaşlari tan- sınlar. Demişti... Ayni zamanda da, Kadıköyde yapılan bir içtimada, (Şurayı Ümmet) gazetesinin im- tiyazı da zorla avukat Baha Bey- den alınmış; cemiyet namma Bahaettin Şakir Beye vetilmişti. Merkezi umumi, her nedense Gi- ritli İsmail Paşa isminde bir zatı elde tutmak ve buna bir mevki kazandırmak istiyordu. Bu zat, üsülen İstanbul merkezine bir is- tida ile müracaat etmiş ve ce- miyete kabulünü rica eylemişti. Fakat İstanbul heyeti merkeziye- si, bir takım esbap dolayısiyle bu müracaati kabul etmemişti. Aradan birkaç gün geçtikten sonra, Rahmi Bey. İstanbula ge- miş, intihap hakkında bazı emir- ler getirmişti. Bir gün, heyeti idare içtima halinde iken kapı birdenbire açıldı. Kapıda Rahmi Bey göründü. Yanında da İsmail Paşa duruyordu. O günkü heyeti idare içtimama riyaset eden avu- kat Baha Beye : — Efendim; İstanbul merkezi il - Paşayı cemiyete kabul etmiyormuş.. Halbuki biz, kendi- sini cemiyete aldık. Ve heyeti idareye de aza yaptık. Beraber çalışacaksınız. Dedi... Baha Bey, cemiyetin * nizamnamesine tamame — muhalif olan bu emri, protesto etti. Ve hatta bununla da kalmıyarak derhal — cüzdanından bir kâğıt çıkardı : (Nizamati mevzuasına — riayet edilmiyen bir — cemiyetin beka ve devamından emin olmadığım- dan, buügünden — itibaren idare heyetinden istifa ediyorum. Ce- Miyet, bazulmuştur.) Kelimelerini yazdı. Masanın “l:ttünc bıraktı. O da, bu suretle anbul — merkezinden uzaklaştı. Avnkat Baha Beyin İstanbul Merkezinden ozaklaşması, sadece bir ayrılıktan ibaret kalmadı. Sporculuğa, komiteciliğe tercik eden Selim Sırrı Bey İstikbalde — cemiyeti bir hayli uğraştıran muhalefet şebekesinin kuvvetli bir tel ile daha örülme- sine kapı açtı. Bu mesele üzeri- ne, artık Ömer Âbit hanındaki yazıhanesine çekilen — ve hafta- da bir defa (inkılâp) ismindeki gazetesini — çıkarmakla — işligal eden avukat Beha Bey; yeni bir fırka teşkilini düşünmiye başladı. Bu mesele etrafında, Baha bey gibi düşünenler de vardı. Bunların en başında bulunan da (Doktor İb- rahim Temo Bey ) ismindeki zattı. Doktör Temo Bey.. İstikbalde mühim bir rol alacak olan bu zat üzerinde biraz durmak icap eder... Bu zat, aslen Arnavuttu. Tahsil için İstanbula gelmiş ve Tıbbiye Mektebine girmişti. Ora- da 305 tarihinde ilk defa olarak ( Osmanlı İttihat ve Terakkki Cemiyeti ) nin esasını kuran beş talebeden biri idi. Temo Bey, cemiyetin İstanbulda . intişarına pek çok hizmet ettiği gibi bilâ- bara Cemiyette büyük bir nüfuz ve kuvvet kesbedenlerden bir hay- lisini de bizzat tahlif etmişti. 313 senesinde Cemiyetin İstanbulda uğradığı felâket üzerine Köstence- ye firar ederek oraya yerleşmiş.. Cemiyetin Köstence şubesini tesis eylemişti. O tarihten, meşrutiye- tin ilânı tarihine kadar geçen on bir sene zarfında doktor Temo Bey cemiyet hesabına çok mühim işler görmüştü. Onun idaresi al- tında çalışan Köstence merkezi de cemiyetin bir çok merkezine bir tavassut noktası olmuştu. İstan- bul,. Paris, Ceneve, — Londra, e Brüksel, Misir merkezleri; hep Köstence merkezi - vasıtasile mu- havere ediyor, . İstanbuldan firar edenler, bep bu merkeze iltica eyliyordu. Avrupadan bu merkeze ş_eleıı bütün evrak ve gazeteler; 'una sahilinde bulunan ve cemi- yet tarihinde unutulmıyacak de- recede işler görmeye muvaffak olan Vidin, Rusçuk şubelerine sevkolunuyor; aradan da fedakâr cemiyetçiler tarafından binlerce tehlike altında, huduttan geçiri- liyor: bütün Rumeliye gönderili- yordu. K Meşrütiyetin ilânını müteakip, gerek Romanya ve gerek Bulga- ristanda bulunan cemiyet erkân ve efradı;. hem İstanbuldaki cemiyet cerkânile temas etmek ve hem de ana vatanda hüküm süren meserreti görerek seneler- ce çalıştıkları meşakkatlı - işin manevi mükâfatını istihsal eyle- mek istemişler; ayrı ayrı kafile- lerle İstanbula gelmişlerdi. l A Şehrimizde İki İtalyaıı Gazeîeci Oceania vapurile — şehrimize gelen 1300 seyyah İstanbulun bir çok yerlerini gezmişler bu arada içlerinde bulunan bir mühendis ile iki gazeteci matbaamızı da ziyaret etmişlerdir. İsimleri İtalya- da münteşir Elpopule gazetesi muharrirlerinden Salvator Mavo de Niclo ile Matmazel Attilis Guerci ve mühendis Mortaldidir. Sâyledıil(:::“n('ı ııdllrâ — imizi bir ehrin- de hissetmedik ! a Gazeteciler kılyıyı avdetle- rinde kendi lerine İstanbul hakkındaki lilinelemni” yazatılık lardır, Amerikalı Hîvıyeüıu Bürünen İstibbarat SN Memuru Esrarengiz Müşteri Nasıl Çalıştı ? Eroincileri Yakalayan Suat B. Hâdise- nin Mahiyetini Anlatıyor Dimitri Dimitriyadis, Yorgi, Mircan, İstelyo, Bernar, Blümental Efendilerle Matmazel Eleni ve mühendis Kadri Beylerden müte- şekkil birinci eroin kaçakçılığı şebekesinin muhakemesine ağır ceza mahkemesinde devam edildi. Emniyet müdürlüğüne 5 celse- denberi müzekkere yazıldığı halde, Amerikalı Mister Singler rolünü takınarak eroincilerle anlaşan ve şebekenin meydana çıkmasında âmil olan istihbarat memuru Suat Beyin mahkemeye celbi, kabil olamıyordu. Ağır ceza hey- eti hâkimesi dünkü celsede Suat Beyin celbinden sarfınazar olan- masına ve evrak arasında bulunan ifadesinin okunmasına karar verdi. Mahkemede okunan bu ifade- de Suat Bey diyordu ki: Mister Singler *— Birkaç lisan bildiğim için | amirlerim beni bu işe memur ettiler.. Vasi şekilde uyuşturucu maddeler kaçakçılığı yapan Bak- | lacıoğlu Yorgi ile avenesini mey- dana çıkarmak vazifesini üzerime aldım. Mister Singler adlı zengin bir Amerikalı roline girerek işe başladım. Baştan sonuna kadar bütün görüşmelerde Aleko isminde bi- risi de yanımda hazır bulundu. İlk temasımız bir yazıhanede ol- du. Burada Yorgi Camadanisle görüştüm. Amerikadan sırf bu iş için geldiğimi, mühim miktarda | eroin alacağımı anlattım. Aleko da yanımda bulunuyordu. Evvelâ biraz çekinir gibi göründüler. Bundan sonra birkaç defa daha temasta bulundum. Dw Anlaşma.. Nihayet, beher kilosu 400 Hiradan 100 kilo eroin alımı için 40 bin İiraya mutabık kaldık, Şartlar arasında bana eroin fab- rikalarını gezdirmeyi de taahhüt etmişlerdi. Kaparo olmak üzere bu mikdarın * 10 u olan 4 bin lira istediler muvafakat ettim. Parayı Yorgi Camadanise, Aleko benim yanımda saydı. Fakat işi sağlam tutmak için bu parayı .— — 'Yüksek Deniz Müdürlüğünden: aldığına dair bir de senet istedim” Yorgi: * -— Bu-şekilde bir senet vere mek tehlikeli olabilir. Ve vaziy: - timizi müşkülleştirebilir..., Dedi onun " yerina ticari m>- hiyette olmak üzere 6 bin liral.« başka bir senet hazırladı. Maçkada Mülâkal Aradan bir kaç gün geçmiş'i. Bir gece Maçkada 1460 numar: u otomobilin içerisinde buluşmak üzere — sözleştik.. Saat 9,30da Maçka kışlası önüne gittim. Otoya bindim Yorgi Camadanis beni bekliyordu. Burada urun uzadıya görüştük, Tam mükâlememizin yarısında otomobilin içine, da-- dan düşer gibi, orta boylu, 25 yaşlarında genç birisi girdi. Ca- madanisin arkadaşı olduğu anla- şılan bu adam da lâfımıza kar- şarak ismimi sordu: “ — Size ne diye hitap ede- | aaz: Dedi Bnmü “ — Sadece Mister Singler deyiniz. , dedim. Bunun üzerine siparişleri henüz hazırlıyamadık- larından dolayı özür diledi. Fab- rikanın gezdirilmesi şartile anlaş- tığımız halde, ilk defa olarak burada mahzurlu olacağını söyli- yerek caydılar. Hatta: * — Sizi tatmin için fabrika- mizin — fotoğraflarını çekip geti- relim.,, Dediler, kabul etmedim. Başka bir teklifte bulundular: " — O balde şapkanızı veya herhangi bir eşyanızı - verimniz.. Onu fabrikanın içine koyalım ve © vaziyette resim çekelim. Sizi götürmek bizi ele verebilir. ,, dediler. ? Kabul etmedim. “ Olmarz ,, dedim. Bundan dalayı anlaşına- mız da bozuldu. ,, Suat Bey, dün mahkemede okunan ifadesinde, esas itibarile bunları söylemişti. Mahkeme hey- eti tahkikatı kâfi gördü. Müd- delumumi — Ahmet muhlis Bey evrakı mütaleaya istedi. Duruşma, iddia serdi için başka güne bıra: kıldı. Ticaret Mektebi Mektebe kayit ve kabul edilecekler için bilinmesi lâzım gelen hususat berveçbi ati 1 — Mektep, İ i tâli, ikisi yüksek olmak üzere dört senedir. vv £ aelmedl Dü KÜĞ düen x el ee capaea PS Te aa SÜ Bdi S A ada A d G b dd —— eee -— — - İstanbul Evkaf Müdüriyeti ilânları Guraba hastanesine alınacak on üç kalem lâboratuvar alâh münakasasında verilen fiat haddi lâyıkında görülmediğinden mü- nakasa bir hafta temdit edilmiştir. Talip olanlar şeraiti anlamak üzere hergün Levazım idaresine ve ihale günü olan Eylülün on üÜçüncü çarşamba günü —saat on beşte İdare Encümenine müracaatları. “4739,, Tayyare Piyango Müdürlüğünden: Şartnameleri veçhile 934 yılbaşı piyangosu için 170,000 el, 5,000 duvar plânı ile 5,000 adet afiş tab ettirileceğinden taliplerin 14-9-933 perşembe : Keza ; Yılbaşı piyangosuna ait biletler ile 17, 18, 19 ve 20 inci tertip piyango biletlerinin aleni pazarlık suretile münakasaları icra edileceğinden taliplerin 16-9-933 Cumartesi günü saat 15 te komis- yona müracaatları, - 44767 Leyli ve meccanidir, gayesi tüccar gemilerine kaptan ve makinist yetiştirmektir. 2 — Mektebin yalnız tâli birinci sınıfına talebe kabul edilir. Bunların on beş yaşından küçük ve on sekiz yaşından büyük olma- maları ve lise dokuzuncu sınıfı ikmal veya be derece tahsil gördük- lerini alelüsul ispat ve tasdik ettinmiş bulunmaları chı%ıu' beş sınıflı san'at mekteplerini bitirmiş olmaları meşruttur. 3 — Taliplerin mektep müdüriyetine hitaben yazacakları istida- larına hüviyet cüzdanlarını, aşı kâğıtlarını, mektep şehadetname veya tasdiknamelerini ve polisçe musaddak hüsnühal ilmühaberlerini ve velilerinin muvazzah adres ve tatbik imzalarını ve dört adet vesikalık fotoğraflarım raptetmeleri lâzımdır. 4 — Taşradan gelipte mektebe kabul edilen fakir talebelerin yol masrafları, “bulundukları vüâyet ve kazaların meclisi idarelerin- den musaddak fakrihal — mazbatalarını ve mektebe gelmek için hangi vasıta ile seyahat ettiklerini gösterir ve memurini aidesince musaddak ilmühaberlerini ibraz etmeleri şartile, mektep idaresince tesviye edilir. 5 — Kayit muamelesi 1/T. evvel/933 tarhine kadardır. Ta- liplerin muayenci iptidaiye için yevmi merzküra müsadif pazar günü saât 13 te bizzat mektepte bulunmaları lârımdır. “3922,,