45 Sulh Kültürü Falih Rıfkı Ankaraya Atinadan muhterem misafirlerimiz geliyor. Birkaç se- nedenberi, şehrimizin, komşu ve dost devletlerin hükümet adam- larımı Inrtlıyıp kucaklamadığı dır: Komşu ve dost devletlerin mes'ul şahsiyetleri, bizim mes'ul şahsiyetlerimizle — birlikte dühya #ulbunun bir köşesini bina et- mekle meşguldürler. Bu köşede #ulh senelerdenberi realite olarak vardır: Biz onu ruhlara geçen bir terbiye, bir kültür olarak gönlümüzde ebedi- isteriz. Dünyanın bu köşesinde barı- şan ve elele veren milletler, son asırlar tarihinde, en şiddetli ihti- lâfların ve en uzlaşmaz menfaat tezatlarının ümsalleri gibi tanın- mışlardı. Yeni sistemlerini kurdukları gündenberi rasanetini gün geç- tikçe daha kuvvetle â:llemn Sovyet Rusya - Türkiye dostluğu ve aramızda dostluk muahedesi yapılalıdanberi geçen üç yıl için- de hergün fili semeresi artan Türk - Yunan dostluğu şunu is- pat etmiştir ki, eğer insanlar Samimiyetle sulhçü iseler, sulhun ikat olmasına engel olabile- cek hiçbir. esaslı —mukavemet yoktur. Yalnız menfaarler uzlaş- tırlmakla kalmaz: Tarih ve ede- biyat dahi düzeltilir. Bunun de- Tin manası üzerinde ısrar etmek eriz: Son asırlarda meselâ Türklerle Yunanlılar, gene Türk- lerle Ruslar ve Bulgarlar ara- sanda, kızıl düşmanlık milliyet terbiyesinin başlıca unsuru idi, Öyle zannediliyordu ki — Fürk düşmanı olmıyan bir Yunanlı ve- ya Rus düşmanı olmıyan bir Türk Mmilliyetperver — olamaz. —Hiçbir tazyik olmaksınn, kendiliklerin- den bu milletler en yakın dostlar olimuşlardır. Biz bu kadarla kal- Mak istemiyoruz: Aramızda eski düşmanlık an'anesinden ve kül- türünden daha kuvvetli bir dost- an'anesi ve kültürü yaratır L:ruı. Tâ ki hiç ağarmamış olan ufuklar bir daha kararmasın ve kızarmasın! Türkler ve Yunanlılar, bugün- kü 'arp medeniyetine vücut veren akıl'ın ve ııEı'tın.fyöz vıtaâımdı Oturuyoruz. Coğrafyamız, a tBamına, büyük iddialar ıgaıi Olmamıza elverişli olmasa da, bu Oprakların ve milletlerimizin ta- ü en doğru, en güzel ve eniyi .ll_l şeyi arayıp bulmamıza müsa- İttir. Sulh ve dostluktan doğru, Sulh ve dostluktan güzel, sulh ve n iyi ne olabilir? Harbin bir âlemin mimarı olduğu- Avrupa harabesinde görüyo- Tuz. “o&niyetlerin büyük bâni- sinin ancak sulh olduğunu ispat İ&ı;e:'_ geniş, bulutsuz bir emni- Yet havası içinde, milletlerimizin ındaki kanı, hayat ve Saadet haklarını emniyet içine ah- Tüz. Herkese soralım: Bugünkü Midir? Galebe etmiş milletler büyük harbin kendi tarafla- ki mesullerini aradıkları za- 'T:"Ğ_ı. daimi bir sulhun inşası, t_“ll'ıun milletlerimiz. hakika- k tarihi bir hizmet üstünde- Gazi Hz. Bugün eliyorlar isicömhır Gazi Hz. gece saat 2110 da bususi trenle Ankara - mbula hareket — buyur- v J Gluh i .İ'tlı:r:ılınnl hamil tren Bün saat bir buçukta Haydar- * muvasalat ıdıesktiz. ; Birkaç kadın bir araya ge- dimi konuştukları mevzu mutlaka birisini çekiştirmektir. ederler, Bazan bu gibi şayler kadıa ar arasın- da bir ihtiyaç balni almışlır. Birlainla aleyhine lakırdı. söylemekle belk fane bir maksatta bulunmazlar, fakat çene çalmış olmak yvaklt geçirmek Şunun — bünün hakâımda Sözler lster fena — bir makasatla leter gena çalmak için söylünmiş elsun nell- cesi her vakit fenadır. Ehemmiyetsiz vöy- söyencn için bumu vesile lenmiz bir lakardı bazan bir aile yuvasına yıkabilir. SON. TELGRAF HABERLERİ Misafirlerimiz Gazi Hz.Tara- fından l_(_ağgıl__l_îgruldular Büyüklerimiz ihtisaslarını Anlatıyorlar Ankara, 12 (Hususi) — Yunan Nazırları dün saat Il buçukta Hariciye Vekili Tevfik Rüştü B_eyi /ve müteakiben Başvekil İsmet Pş. Hazretle- rini ziyaret etmişlerdir. İî:n hariciye Vekili tarafından înkırıpılalîl misafirler şerefine bir öğle ziyafe! met Paşa ve Refikaları - tarafından ğığl yinıiy A:.kırıpılıl:ı— bir akşam ziyafeti verilmiştir. Yemekten sonra bir resmi kabul yapılmıştır. Gazi Hz. Misafirlerimizi Kabul Ettiler Ankara, 12 ( Hususi ) — Reisicümhur Hz. dün saat 16 da Yunan Başvekili M. Çaldaris ile Hari- ciye Nazırı M. Maksimos ve | İktısat Nazırı M. Basmazoğlu'nu kabul buyurmuşlardır. Kabul iki saatten fazla sürmüştür. Kabul resminden sonra Reisicümhur Hz, tara- fından Yunanlı misafirlere 60 kişilik bir çay ziya- feti verilmiştir. Gazi Hz. nin Beyanatları Reisicümhur Hz. çay ziyafetinde ken dilerine dim olunan Yunan gazetecilerine şu beyanatta bulunmuşlardır: “ Karşılarında — dost milletin sıcak havasını teneffüs ediyorum. Avdetlerinde bizim, Yunan mil- leti hakkındaki dostluk hissiyatımızı lâyıkile ifade edeceklerine eminim. ,, Gazi Hazretleri Türk gazetecilerine de şu söz- leri söylemiştir: “Gelen devlet ricaliyle samimi mülâkatlarda bulundum. Çok memnun ve mütehassis oldum. Mü- Tâkatımızın iki millet için çok hayırlı neticeler — ve- receğine şüphe yoktur.., M. Çaldarisin İntıbaları Yunan Başvekili M. Çaldaris intıbalarıni şöy'e anlatmıştır : * — Türkiyeye ayak bastığımız andan bu da- kikaya kadar yalnız hükümetinizden değil, halktan da gördüğümüz samimiyet ve hüsnükabulden çok memnunuz. Bundan anlaşılıyor ki Türk - Yunan dostluğu çok sağlam ve ' Ve daima da mü- terakki bir inkişaf gösterecektir. İki milletin dostluğu yalmız Balkanların değil, bütün dünya sulhünün temeli olacaktır. En büyük dostluklar samimiyet ve emniyete müstenit olan- lardır. Bizim dostluğumuz ise en ciddi samimiyet ve emniyete müstenit fevkalâde bir dostluktur. Bunun - içindir ki daima terakki ve inkişaf ede- ktir.,, ç loînot Paşanın Beyanatı — Başvekil İsmet Pş. Yunan gazetecilerine şu be- Erkek muallim mektebi orta kısım - talebelerinden yirmi, yirmi beş efendi gönderdikleri bir mektupta diyorlar ki: * Erkek muallim mektebi orta kısım üçüncü sınıf talebelerindeniz. Bakalorya imtihanında Türkçe gru- pundan İkmale kalmıştık. Biz biliyorduk ki, ikmal imtihanları kendi mektebimizde olacak. Nitekim tabiiye, fizikt İlimler ve lizan grapları keadi mektebimizde İSTER İNAN İSTER İSTER İNAN İSTER İNANMA! yanatta bulunmuştur: “Türk milleti ve Türk cümhuriyet hükümeti Yunan Başvekilini ve nazırlarını hakiki meserretle karşılamıştır. M. Çaldaris ve yüksek arkadaşlarının nufuzu nazarları — samimi hislerimizi ve dürüst fikirlerimizi ihata edecektir. i memleket arasında ciddi, devamlı ve geniş dostluk münasebatına komşularımızın atfettikleri kıymeti görmek bizim hislerimizin karşılığı olmak itibarile bahtiyarlıktır. Yunanistan ve Türkiye ara- sındaki — dostluk — münasebatı iki memleket için huzur ve kuüvvet temin etmektedi.r Bu münasebat insaniyet için güzel bir nümune ve Şarki Avrupa için sulhun sağlam temelidir. Misafirlerimizin seyahatı beynelmilel sulh için de yeni bir inkişaf ve teminat merhalesi olacaktır. M. Maksimosun Beyanatı Yunan Hariciye Nazırı M. Maksimos ta " şu be- yanatta bulunmuştur: * “— Bize karşı gösterilen hüsnü kabulden dolayı çok memnun ve mütehassisiz. Gösterilen samimiyet hem halk ve hem de hükümet tarafından izhar edilmiş olmak itibarile bizim için müstesna bir kıy- meti haizdir. Türk-Yunan dostluğu bir nümunedir. Her devlet buna intisap etmelidir. Bilhassa Balkan devletleri arasındaki münasebetlerde esasen böyle bir dostluk olmasını temenni ediyoruz. Mil- letler arasında bu nevi dostlukların teessüsü saye- sindedir ki dünya harplerin ve nizaların tahripkâr tesirlerinden kurtularak. rahat edecektir. ,, Gazi Hz. nin İitifatları Ankara 12 (Hususi) — Akşam yemeğinden sonra verilen balo çok enteresan olmuşur. Bütün kur - diplomatliğin bulunduğu baloda — saatlerce danslar yapılmıştır. İstanhula hareket etmiş olan "Gazi Hazretlerinin gece yarısı İsmet Paşaya gelen şu telgrafları şiddetle alkışlandı: — “Muhterem misafirlerimizin huzurları ile geçir- mekte olduğunuz dostluk ve kardeşlik anlarınıza gıpta ederim, Sizi samimi mesainizle yalnız bıra- kırken bugünkü mülâkatın intıbalarını teyit ederim. Beşeriyetin huzur ve saadeti için bütün milletlerin bizim gibi hakiki dost olmasını temenni ederim. Kıymetli ;ıw% ıvudA;ukxıdı Türk doıtl:ı— ğunun ci ve rını ermekte olduklarına emin oldıığnı:y bütün 'ıîk“ıdıılm selâm. ğ Gazi M. Kemal İNANMA! olmuştu. Sonradan öğrendik ki Türkçe grupu İstanbul lisesinde olacakmış. Halbuki bu haber talebeye bir kaç gün evvel haber verilmesi lâzım gelirken bu yapılmadı. Biz yödi eylül günü saat sekiz buçuğa beş kala mek- hpt: İlp:h’ı vişı'ııt ettik ve bize im! ın lisede yapıla- cağı söylenince doğru oraya koştuk. Fakat liseye git- tiğimiz zaman saat sekiz buçuğu beş dakika geçiyordu. Bizi için imtihana sokmadılar. Böylece 25 talebe açıkta kılgıl » z Avusturya Türklerden Kurtuluş Gününü Tes'it Ediyor A E Dün akşam radyoyu açtığım zaman ma — Viyana * istasyo- nunun şpikeri — çıktı. Dinledim. Kalın bir erkek sesi: — Bugün Avusturyanın bay- ramı Bı:"ı dedi. vi ir saniye için zannettim büyük muharebe neticesinde bir avuç toprakla bir avuç insandan ibaret kalan Avusturya bilinmez hangi mucize eseri olarak eski halini bulmuştur, açlıktan kur- tulmuştur, yaşamak için yardım dilenmekten kurtulmuştur. ve .... bayram yapmaktadır. Fakat yanılmışım. Şpiker de- vam ediyordu: — Şimdi Kara Mustafa Pa- şanın idaresinde Viyanaya kadar gelen Türk ordusunun muhasara- sından — kurtulduğumuz mnl: 250 inci yıldönümü münasel stadyomda" yapılan — merasimi, sonra Katedralde baş kardinalın vereceği nutku, müteakıben de ruhani ayini işiteceksiniz ! Kendi kendime sordum : — Avusturya iki yüz elli sene evvelki bir hâdiseyi tes'ide acaba neden lüzgm gördü ? * Hatırıma geldi, epeyce za- man oluyor: Jurnal gazetesinin Avusturyada yaptırttığı bir an- kette okumuştum : Reisicümhur yeni kabinenin teşkilini Mösyö ( Dolfüs ) e tevdi etmek istemiş ve sormuş: — Kabul ediyor musunuz ? — Lâütfen bana iki saat mü- saade edir ; Kiliseye gideyim, 'nin resi. önünde istihareye yatayım, fikir sorayım | Ve hakikaten dediği gibi yap- mış; kiliseye giderek ısa'nın res- mi önünde iki saat diz çökmüş ve anlaşılan Mesihten müsaade almış olacak ki, istiharenin hita- mında Reisicümhura muvafakat cevabı vermiş. * Radyo açık kalmıştı ve için- den mütemadi çan sesleri arasın- da ilâhiler yükseliyordu. Düğ- meyi çevirdim, ses kesildi. * İstanbul radyosu müsamereleri ve nümayişleri nakletmek - itiya- dında değildir. Fakat Anadolu ajansının telgraf haberlerini her akşam muntazaman verir. gece de söyliyordu: Ve - — Yunanlı misafirlerimiz ge- diler. Candan bir samimiyetle ka- bul edildiler. Sonra ankaraya gitti ler, orada iki devleti yekâğerihı büsbütün yaklaştıracak o'an yeni misakı imza edeceklerdir, diyordu. * anıl(:iıyîn:ı;ık Avusturya yekdi- ğerile iki asır » sonra barışmışlardır. Son münase- betleri elele yanyana müşterek düşman karşısında ak ol- muştur. Buna rağmen bu müşterek savaş bitince Avusturya aoauğ_ılıı ğil, çok geride kalan düşmanlığı a papas efendilerin idaresi altındadır. Türkiye ile Yumnanistan ise iki buçuk değil 6 asır uğraşmış- lardır. Son münasebetleri ise yine yabancılara alet olarak didişmek olmuştur. Halbuki bugün yekdi- ğerinin hudutlarını mütekabilen tekeffül edecek derecede dost- turlar. Çünkü papasların ve s0f- taların ellerinde deâi.lluür. Ha- kiki menfaatlerini daha iyi gör- meye başlamışlardır. ve bundan sonra başkaları için değil yalnız kendileri için çalışa: e * Sözün kısası: — Avusturyanın yaptığı bayram bir papas manev- rasıdır ve bu böyle olunca yanıl- madan hüküm verebiliriz.: dün- yanın papas ve softa elinde ka- İan kısmında 20 nci asrı bırakınız 30 uncu asırda dahi değişiklik olması mümkün değildir.