26 Agusos Siyaset Âlemi Silâhlar Bah- sinde YeniAn- laşamamazlıklar Teşrinlevvel ayında — toplanacak olan Silâhları Bırakma Konferansının getin bir imlihana girmek üzere olduğunu — söylemek, — isabetli bir kebanet yepmak olmadığı kanaatin- deyim. Bir taraftan Fransa noktal- nazarımı muhafaza ederken — öbür taraftan Almanya hukuk müsavatı esasının. derhâl kabul ve tatbikinl isterken bir komisyoncu gibi şehir şehir dolaşan — konferans reisi M Hendersonun — havayı yumuşatması beklenemezdi. Onun içindir kl kon- ferans, hakikaten müsait olmıyan garilar altında açılıyor. Bu müsâadesizliği doğuran başlıca sebeplerden biri de Fransa hüküme- tinin, bazı nüfuzla İngiliz mahafilinin Alınanyaya gizliden gizliye teveccüh- kâr olmasından korkması ve sinir- lenmesidir. Bunun bir misalini, ge- çenlerde İngiliz Hariciye Nazırının bir yemek sofrasında üb,;ık,i'&'? matbuatla ne: #iğtklle göstermiş olabiliriz. Bundan dolayıdır ki konferans açıldığı zaman, Fransu, dört sene müddetle bir silâhlar mu- vazenesi teklif edecek; yani bugünkü vaziyetin ipkasını ve bu- müddet sarfında da bu itilâfa riayet edili edilmediğinin kontrolla tesbit edil. mesini isteyecektir. Eğer bu usul mu- vafık bir metice verirse ©6 zaman silâhlarının derecesini i rza gösterecekmiş. M. Hendersana Fran- sanın son temaslarda verdiği cevap bu oluyar: Halbuki Almanya öbür tarafta hukukunun derhal tanınmasını istiyor. Bu gerait altında Fransanın berhangi bir itilâfa yanaşmıyacağını iddia edenler ax değildir ve muhakkak elan şadur ki İngilterenin tereddütlü yarziyeti bütün bu keşmekeşleri doğu- ruyor. —— Süreyya Kafeslerinden Kurtulan Arslanlar Varşova 25 — Mlana şehrin- de gezginci canbazlar tarafından verilen bir oyun bittikten sonra iki arslan kafeslerinden kurtula- rak kaçmışlar halkı büyük bir korkuya düşürmüşlerdir. Arslanlar takip edldiklerini trince parkalkaçıp saklanmışlar, cat polis ve jandarma kuvvet- ün yardırm ile tutulmuşlardır. —— Pek Mühim Siyasi Hâdiseler Arifesinde Bulunuyoruz Roma'da Neler Müzakere Ec Berlin 25 — Alman, Fransız, | ve İngiliz hariciye nazırlarının ge- | lecek birinci teşrinin ilk haftala- rında Romaya giderek M. Muso- Hni ile görüşeceklerini yazan ma- ten gazetesinin bu haberi hak- kında fikirleri sorulan Berlin res- bu yakınlarda M. Musolini'yi zi- yaret edeceğini tahmin ettiren hb:hhıı'ıımmmıka- yor “M. Benes'in alacağı karar hakkında şimdiden bir hüküm vermemekle beraber denilebilir ki böyle bir ziyaret Fransanın delâ- let ve himayesi altında yapılması gerek olan —bazı müzakereleri tamamlamış olur. Tuna meselesi hakkında M. Musolini " tarafından — hazırlanan plâna dair yürütülecek mutalca ve verilecek hükümlerde bu plâ- na müahedelerin tadilini derpiş eden her hangi bir madde kon- madığı şüphesiz olmakla beraber yine çok ihtiyatlı davranmak lâ- zımdır, ,, Haltya-Fransa Paris 25 — Journal gazetesi son aylar içinde Paris ile Roma arasında yapılan müzakerelerin, iki memleket arasımdaki münase- betlerde gerginliği ka'dırmış ol- duğunu memnuniyetle kaydederek diyor ki: *“ Bu gerginliğin kalkması t:ın- di küçük itilâfın bir taraftan İtal- ya ve diğer taraftan Avusturya ve Macaristan ile olan münase- l betlerinde kendini hissettirmiştir.,, re Edilecek? , Rusyada açık havada yaşamıya ve spor yapmıya çok ehemmiyet ve- rilir. Halkı spora teşvik için sokaklara büyük ilânlar koquhn Resmimiz Mos- kova sokaklarından birinde kovulan afişleri göstermektedir. Rusya Ve Japonya Gerginliği Sovyet Gazeteleri Ateş Püskürmiye Başladı Moskova, 25 — İzvesliya ga- zetesi, Japon matbuatında son îııh ederek diyor ki: i S ederel or kiz Ien_ııı_e_vı;.u Japon ınılııyâl Sov- yet Kamçatkası ile Sahalin adası üzerine göz dikmiş bulunuyorlar. Bu mahafil iddialarını muhik-gös- termek için şu delili ileri sürü- yorlar: “Sovyet Rusya için Şark demir- yollarının satılmasını müzakereye amade olduğunu beyan etmekle uzak şarktaki vaziyetinin tasfiyesi- ni esas itibarile kabul etmiş ol- maktadır. "“Halbuki bu mahafil unutuyor- lar ki, çin Şark demiryolları Sov- yet Rusyaya ait olmıyan bir top- rak üzerinden geçmektedir. Sov- yet Rusya vaktile Çarlık Rusyası tarafından takip olunan Mançuriyi zaptetmek programından vazgeç- miştir. *"Sovyet Rusya, askeri sergüzeşt taraftarlarınca Sovyet topraklar- na karşı yapılan bu karışık ma nevraları, uzak Şarktaki hak ve menfaatlerinin ihlâline karşı dur- mak için şiddetli karşılıklarda bulunmakla cevap verecektir.,, Dünkülerin fRomanı aat amamaer zz BU aN Ne mesuttu. Ne endişesizdi. Arzın bu köşesine kadar galip böyle nefis bir ömür süreceğini batırından, hayâlinden geçirmiş değildi Burada ne dini , ne içtimat dedikodular, ne siyasi Mmücadeleler vardı. Hükümet göze görünmez bir hayal gibi, kavga, sinir buhram, Silâh davası herkesçe meçhul bi- Ter efsanevi âfetti Herkes hayatından, istiraha- istikbalinden emindi. Her kesin kafası ilimden, musikiden « SAn'attan — ve şiirden — nasibini almıştı. İnsanlar hayatı ellerine almış- » başları omuzlarının arasında daima dik gidiyorlardı, Herkes hakkını (biliyor ve onu etmiyordu. Fakat başkası- ha ait hakların hududuna da kendi hakkındaki kudsiyet kadar du. Edebi Roman ear sa a sanca ı 5S amnan Cahit sine erişen bu millet ne mes'uttu. Ahmet Reşit, ne tarafa bak- sa, ne görse derhal gözlerine akseden bu mt:rl“ınm ıçııılde güönlerce uzakta ığı memle- ketinin hayalini de beraber gö- rüyor, bu tezat onu için için ağ- latıyordu. Genç adam bu seyahatten çok memnundu. Yalmız bu tezat- lar, bu mukayeseler düyduğu zevke biraz tcessür, biraz heye- can biraz da Ümitsizlik katıyordu. Türkiyeyi bu hayata çıkarmak için ne hamleler ne mücadeleler yapmak lâznmdı? * Üç gün sonra yılbaşı idi. ı Genç kız Noel gecesinin daha | ziyade dini manası olduğunu dü- : şünerek bütün emeklerini yılbaşı ı gecesine saklamıştı. Evde neş'eli bir aile sofrası vardı. Genç kiz bu akşam için ar- kadaşlarından — birkaçını davet Gençler geniş bolde dans et- tiler. Saat on ikiye geldiği zaman Madam — Kolmodin — üzerlerinde her davetlinin ismi yazılan birer balonu havaya salıverdi. Ve © anda srlonun elektrikleri söndü. Kararlıkta .::"'YÖ Kolmodin sek neş'eli duyuldu: 'nk— Herkes bir balon yal sın. Bakalın kendi balonunu -tu- tabilecek mi? Kahkahalar, gürültüler içeri- sinde tamam bir dakika geçti, Salon birdenbire aydınlandı. Herkes ipleri bilhassa uzun bırakılmış bir balonu yakalamıştı. Şimdi kahkabalar, — feryatlar arasında hepsi ellerine geçen ba- londaki isimleri okumıya - çalışı- yorlardı. Birdenbire Gretta'nın çılgın sesi duyuldü: —Reşit, senin balonun ben lel Ahmet Reşit te bir balon ya- kalamıştı. Bu mavi ince zaz ba- lonun üstündeki yazıyı yüksek sesle okudu: — Grettal Bu tesadüf yeni yeni kahka- halara yol açtı. Kendi ismi yazılı balonu bulanlar da vardı. Genç kız Ahmet Reşide sokul- muştu: — Değişelim mi? Dedi. Delikanlı bu tesadüfün zevkini ve manasını değiştirmek istemi- yordu. — Adımı elinizde taşımak size zahmet veriyorsa! didi. Genç kızın rüyalı gözleri de- rinleşti. Yumuldu. Yalnız dudak- larının kıntıldadığı görüldü: — O benim için şereftir. Ve dansa devam ettiler. * Yeni yılm sabahı pek geç oldu. Uyandıkları vakit hâlâ kar yağıyordu. Ve kar yağdığı için herkes neşelidi, hemen bütün şebir dağlara çıkıyordu. Başka memleketlerde herkesi evine ve oc. sobasının başı- na kaçıran kış burada beş yaşında- ki çocuktan M'dl*iv"'m kadar line çekiyordu. Çeyit çeşit “kar' aporları her yaştaki sıhhatli insanları meşgül Ahmet Reşit Paristeki çizdik- leri proğrama göre ( İstokholm ) “de on beş gün kalacaktı. Genç kız İskıııdiıı;ıvyıı şehir- leri, san'ati, medeniyeti hakkında bu birkaç gün içinde onu olduk- ça m.ılümıt Bahibi edeceğine söz Şimdi buradaki gezme ve gör- me proğramını da o çizmiştir. Sayfa $ Gönül İşleri Evlendikten Sonra Nasıl Mes'ut Olmalı? İngilizler ve Amerikalılar, aile bayatındaa memnun o'anlara “evli olmasına rağmen mes'ut adam., derler. Yani aile ile saadeti biribirile yan ve birleşemiyen iki madde sayarlar. Netekim bu memleketlerde talak pek çoktur. Evlenenlerin yüzde ellisi bir müd- det sonra mutlaka şu veya bu sebeple boşanır. 20 sene aile kavgaları içinde hayatını îcçireu bir avukat bir kadın ve bir erkeğin evlendikten sonra —mes'ut olup — olmadığını anlamak için bir sual listesi tertip etmiştir. Bu listenin biri erkeklere, biri kadınlara mahsustur, Erkeklere soruyor : Karıtıza halâ büyük bir muhsbbet ve gefakatle mi bakarsınız. yoksa zamanına göre mi? Karınızı - başkaları önünde tenkit etmekten çekinir misiniz ? Kıskaânmudan kazımın yabancı bir erkekle dans etmesine müsasde eder isiniz ? Karınızı methetmek için fırsat arar mısınız ? Kadınlara soruyor: Kocanıza iş hayatında tam serbesti veriyor musunuz? Evinizi cazip bir hale koymak için elinizden geleni yapıyor mu- sunuz? Yemeklerde tenevvü — yapıyor musunuz? azaldığı zaman- larda bunu memnuniyetle ve ce- saretle kabel edip kocanızı daha çok kazanan erkeklerle mukaye- seden çekinir misiniz? Kocanızın sevdiği — oyunları Yı d il n rnnı veriniz. Evet cevabı verdiği- niz sualin karşısına 20 numar: hayır cevahi. verdiğiniz sualin karşısına sıfır. koyunuz. Sonra rakamları toplayınız. Eğer yekün 100 ise mükemmel bir koca veya karı olduğunuz anlaşılır. 80 ise vasatın inde, 60 ise vasat derecedesiniz. Fakat karı 'koca bu evallere kavga etmeksizin ce- vap verel iz birbirinize 100 mumara verebilirsiniz. kadar spor ve istira- hat.. Öğleden sonra şehre iniyor ve yahut şehir civarındaki mücs- seseleri geziyorlardı. Delikanlı genç kızın gösterdi- ği bu derin dostluğa nasıl muka- bele edeceğini bilemiyordu. An- nesi: ve babası da onunla çok hakkında cidd? ve hakkti hiç bir fikir sahibi değillerdi. Kızlarının Paristen yazdığı mektuplarda bu Türk gencinden bahsederken kul- landığı lisan onları hayrete dü- Pek eski menbalardan kalma yanlış ve eksik malümata göre onlar Türkleri bodur, kalın, sakalı göbeğinde ve dişinden tırnağına kadar silâhh, daima kan dökmiye teşne yarı vahşi bir “insan san- yorlardı. Hattâ bunun için kızla- rına yerdikleri cevapta Pariste tanıdığı bu Türke karşı tedbirli davranmasını bile tavsiye etmiş- lerdi. Fakat Gretta'nın verdiği iza- hat yavaş yavaş bu fikirlerini deyiştirde. Ve nihayet Ahmet Reşidi gördükleri vakit evvelâ onun — Türk — olmadığını — iddia ettiler. z ( Arkası var )