Hergün Çocuk Mahkumlar Sun'i Kan * Sekiz on yaşında birkaç ço cuk top oynıyorlarmış. Derken civardaki bakkal Çocuk topün çocuklar ta- Makkümlar | çafından — dükkâ- nından aşırıldığını anlıyarak — po- ! | lisi çağırmış. Çocuklar —tutulmuş, top bakkala iade edilmiş, fakat | çocuklardan ikisi tevkif edilerek | mahkemeye götürülmüş. Mahke- bu çocukları; farik ve mümeyyiz o duklarına bakarak hapsa mah- küm etmiş. » 11 yaşında çocuk, başka mem- leketlerde çocuk mahkemesine verilir. Hakkında ona göre mua- mele yapılır. Yaptığı suçun ehem- miyetine göre kendisine tenbihat yapılır, velisine çocuğunu ıslah için yol gösterilir, nihayet çocuk cü- rüm işlemekte devam — ederse mahkemeye merbut - ıslahhaneye gönderilir. Bizde çocuklar — mahkemesi yoktur, Kanun işi hâkimin içtiha- dına bırakmıştır. Bu içtihat ço- cuğun hapsine karar verilmesi şeklinde tecelli — ettiği takdirde, çocuğu — gönderecek — ıslahhane yoktur, Bu takdirde 11 yaşında, henüz ilk —mektepte — okuyan küçük alelade bir hapishaneye gidecektir, — sabıkalılar; islâhıhal etmesi mümkün olmıyan hırsızlar arasına bırakılacaktır. Bu yazdığımız bir tahmin ve bir faraziyeden ibaret değildir, Vak'adan behsediyoruz. Bazan tevkifhane ve hapishanelere 11-12 yaşında çocukların düştüğünü gö- rüyoruz. Bu acıklı netice, bizi çocuk mahkemeleri ve çocuk ıslâhhane- leri ihdasına biran evvel sevket- mek gerektir. ocukları sabıkalılar arasına göndermek onları cemiyete mu- zır birer unsur olarak yetiştirmek demektir. Cemiyetin vazifesi çocuklarını hapishanelere atmak değil, onla- rı islâh etmektir. * Fen adamları bize hergün ye- ni bir harikadan bahsediyorlar. Amerikada Tenesse Üniversi- n tesinde sun'i kan SEN A tecrübeleri yapıl- Kan dığı haber - verili- yor. Sun'i kanı, hayvanların kan- larındaki kırmızı maddeyi teşkil eden Hemoğlobin den yapıyorlar. | Elde edilen sun'i kanı, kanı he- | men de tamamen alınmış bir kedi: ye naklediyorlar..Sun'i kanın için- | ae Resimli Makale ai ee ee RiriRd Sözün Kısası || Apartıman Banyoların Birer Natır Lâzım Şişman adam vücuduna lüzumu Bir araba lüzumundan ve kabili- Bir — cemiyetin — içinde dehler, olmıyan, belki de zararı dokunan yağların hamalıdır. Her - şişman bu yağlar eritmek ve mormal bir. hale gelmek ihtiyacındadır. Fazla yağın eritilmesi, vücude zindegi ve gençlik verir. yetinden fazla yüklü olursa, hem kâfi derecede süratle gidemez, ve hem de yolda ufak bir mania karşımada kiril- mak tehlikesine maruzdur. Matlup süratte ve emniyetle gidebilmek için saralılar, tedavisi mümkün olmıyan İrsi hastalıklara müptelâ olanlarıda, şişmanların yağına, arabanın (fazla yüküne benzerler. İçinde — yaşadıkları Wücude zarar vermekten başka fay- daları yoktur, cemiyet yürüyebilmek, atmak lâzımdır. vam aa M. Heryo arabanın fazla vb lüzumsuz yükünü SON TELGRAF HABERLERİ zindegisini — kazanabilmek — için bu yağları eritmiye mecburdur. ehrimizde Genç Olsaydım Gelir Türkiyede Çalışırdım, Yaşasın Türkiye.. Sabık Fransız Başvekili M. Heryo dün akşam Ankaradan harebet ve bu sabah şehrimize avdet etmiştir. Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey de M. Huğo ile şehrimize E::ılıdr olmuş, Hı'ıı'niıin 3.". lıildm;’ ."dN'l"'i'lwk ea candan ıuı:z.hı et:i;lerdir?" ENMVUD LA Ankara'dan Ayrılırken ra 21 (Hususi) — M. Heryoyu istasyon- da Başvekil Paşa ile Fırka Umumi Kâtibi, V:Hl- le'ı".üzb’ııılır ve pek büyük bir kalabalık teşyi € İ M. Heryo ayrılırken İsmet Paşaya: — Paris Cenevrenin yolundadır. Liyon da pek uzak değildir demiştir. Son vedalaşma pek “amimi olmuş, M. Heryo İsmet Paşaya: n ; — Bütün kalbimle teşekkür ederim demiş. tren hareket ederken de: — Yaşasin Türkiye diye bağırmıştır. M. Heryo bugün Gazi Hz. tarafından kabul buyurulacaktır. Misafirimiz. müteakiben Çanakka- leye gidecek, Truva harabelerini gezecektir. M. Heryonun Beyanatı Ankara 21 (Hususi) — M. Heryo vuku bulan beyanatında ezcümle demiştirki: — Zaten ihtilâlinizi yakından takip etııi.hüıı. iyice biliyordum. Türkiyeye nereye geldiğimi bile- rek Ğdiyorduıı. ir şef, milleti ile mutabık kalarak harikulâde bir eser meydana getirmesini bilmiştir. Ben lâyikim. Memleketimde sol cenaha men- subum. Binaenaleyh Türkiye'de bulunduğum gün- lerde hep genç bir cümhuriyetin ilkbaharını yaşa- dığımı hissettim. fından seyredilse güzeldir. EREE taral 'e Ben 1909 mda, yani Mahmut Şevket Paşa zamanında da Türkiyeye gelmiştim. O zamanki Türkiye ile bugünkü Türkiyenin farkı gece ile gündüzün farkı gibidir. Fransaya döndükten sonra bu seyahatime dair bir kitap yazacağim. İntibalarımı orada okursunuz, Samimi olarak söylediğime inanacağınızdan emin olduğum için söylüyorum, şayet genç olsaydım, gelir memleketinizde çalışırdım. —Her fırsatta davanızm istikametini her yerde göstermiye çalışa- çcağım. Nazilli Hapîsan?sindğ Mahkümlar Arasında Bir Dövüşme ©M0 Nazilli (Hususi) — Dün gece saat 22 sularında Nazilli hapishanesinde feci ve kanlı bir boğuşma | oldu. Hâdisenin tafsilâtı şudur: Mahkümlardan Kuyucaklı Hüseyin çavuş - ile EÇakır arasında bir hiç yüzünden çıkan kavga, de tıpkı kan mayünde kırmızı | hapishanedeki diğer mahkümlara da sirayet etmiş, maddeleri ihtiva eden korpuskl ler yoktur. Bu sebeple kendisine sun'i kan aşılanan kedi bir müd- det sonra ölüyor. Fakat tedayide kan naklin- den istifade edildiğini biliyoruz. Yarın tüpler içinde sun'i kan mahlülleri alarak kansızlara aşı- lamak imkânı hasıl olacağını reddede bilirmiyiz? Sıvas'ta Elektrik Sıvas, (Hususi) — Elektrik fab- rikası inşaatı ikmal edilmiştir, İskoda müessesesi fabrika tec- hizatını bu ay gönderecek, * bir iki ay sonra da tenvira başlana- caktır. ——— Mide, Karaciğer ve Barsakları hasta olanlar aç karnına ve yemek arasında Karahisar Maden suyu içmelidirler. — (0459) el şakasile başlıyan bu münasebetsiz hal nihayet kanlı bir boğuşma ile neticelenmiştir. demiş İncir Kooperatifinde Bir İhtilâf Ödemiş, (Hususi) — 305 - or- taklı Ödemiş incir kooperatifi, bir anlaşamamazlık — yüzünden Aydın incir müstahsilleri koope- ratifinden| ayrılmıştır. Bu*haber Ödemiş muhitinde teessürle kar- şılanmıştır. bir Üsküdar'da oturan bir zat gazetelere yazdığı mektupta diyor ki “ Geçenlerde saat 20 de pederim birdenbire hasta- landı ve âcilen bir doktora göstermek lâzım geldi. Üsküdarın her tarafını gezdik, vaktin henüz erken olmasına rağmen bütün doktor muayenehaneleri ka- çekmiştir. İstanbul 20 (A. A.) — Reisi- cümhur Hazretleri bugün Büyük- adayı teşrif buyurmuşlar, araba ile bir gezinti yaparak akşam saraya avdet buyurmuşlardır. — ha ae AĞN BDERİL İ ae c a İSTER İNAN İSTER İNANMA! İki kısma ayrılan mahkümlar boğazlaşmışlar; mahkümlardan Çakır eline geçirdiği bıçağı raki- binin karnina saplıyarak ağır surette yaralamıştır. Hâdiseye nöbetçiler ve jandarmalar vazıyet etmiş ve müessif bir hâdisenin önü alınmıştır. Yaralı hastaneye haldırılmıştır. Müddeiumumilik makamı hâdiseye sebebiyet verenleri sorguya İktısat Vekili Mahmut Celâl Bey eylülün ilk haftasında dönecektir. Son aylar içindeki sıkı mesnisin- xlen sonra çok yorgun düşen Celâl memlekete Bey, Fransanın bir su — şehrinde tedavi ve istirahat kürü yapmaktadır palı idi ve doktor beylerin ikametgâhları da - bilinmi- yordu. Doktor bulabilmek için Merker eczanesine müracaat etlim ve adreslerini bildikleri doktor olup olmadığını sordum. Oradan da sadra şifa verecek bir cevap alamadım. Bu şerait altında Üsküdar'da hasta olmak için sabahı mı beklemek lâzımdır. ,, | | | ı hamamları — böyle | B. Eylülde Gelecek — E. $ Model elbise olduğu belli olas- cak kadar güzel fistanının koltuk altları terden lekelenmiş, vücu- du lodos balığı gibi kokan, kir- pikleri birer birer sürmelenmiş kıyafeti şık bir hanım; ciyak ci- yak Fransızcasile tramvayda an- latıyordu: Kalorifersiz, sıcak suyu ban- yosunda daima akmıyan apartı- manlarda oturmak bir felâket. Bizim şimdiki evimizin manzarası, odaları filân çok rahat amma, sıcak susuzluktan çıkacağım... Sokağa acele fırlamak — için evindeki banyosunu ısındıramıyan elbisesi şık hanıma uzun uzun baktım. Başkalarının yaptığı ihti- mamla itinalı bir kadın kılığına giren hanımcığın giydiği ipeklere, ayağındaki — güzel — iskarpinlere acıdım. Paris terzihanelerile ayakkabı- cıları çalışmış, çabalamış, hazırla- mışlar; hanımefendi de, hazır parayı göndermiş, sırtına geçir- miş; işte oldu size çaylık zarif bir hanım... Ev sahibinin yaptırdığı ban- yoyu vaktinde ısıtdırıp yıkanamı- yan o hanımefendi, modern dö- şeli bazı apartımanların banyola- rını gözümün önüne getirdi. Maazallah © banyo odalarına bir girmeye görün... Fırçaların, tarakların, patların duracağı kristal rafların neden olduğunu anlamak için cam mu- tahassısı olmak lâzımdır. Tortop olmuş çivit bezleri pisliğin nazar kaplara boya sıvamak için kullan- mazlar. Bunlar — yetişmiyormuş — gibi, ekseriya banyonun içinde bir de tahta oturak iskemle bulunur; hanım kirlenmemek için üstüne oturup yıkansın diye... Zeytin yağlı dolmalarla, sürür- lerle, bit otlarile, misafirlerle, bohçalarla gidilen natırlı kadın banyolardan yüz kere daha rahat ve temizdir. Bazen, baloların çiroz sergisi gibi kokmasını havasızlıkta ara- mayın... O kokular natırlı hamamlara döndürülmüş apartıman banyo- larından gelir... Şimdilik Kendi Vapurla- rımızla Yapamayacağız İzmir, (Hususi) — Ankaradan akseden bir habere göre İktısat Vekili Celâl Bey Ayrupa dönü- şünde İzmire gelecek; üzüm ve incir îhmgu işile meşgul olacak- e İhracatımızın — milli — şileplerle yapılması işi şimdilik — muvalık görülmemektedir. Bu sene Almanyaya vâüsi mik- yasta üzüm sevkedileceği anlaşıl- maktadır. İzmir'de 'Mazot Yok İzmir, ( Hususi ) — Piyasada mazot bulunmaması — yüzünden bahçe sahipleri sıkıntıya uğra- mıştır. Kontenjatı lintesine mazot | ithali hakkında bir madde ilâve- si, alâkadarlar tarafından İktısat Vekâletine yazılmıştır. İhracatımız