— Kocamın doğduğu gün şimdiye kadar eline geçmiyen bir şey verdim. Kavga etmiştik, sonunda onu haklı çıkardım. — İ ae | Afaki Bey bir tramvay kaza- gına uğramış hastaneye kaldırıl- mıştı. Bir ay bastanede yattı. Çıktığı gün ağır ağır yürüyerek evine gidiyordu. Köprüdeki insan kantarinın önüne geldiği zaman biraz durdu.. sanki 'kantar ona: — Gel seni tartayım, bir ayda ne kadar fark ettin?.. Demek istiyor gibi idi. Âfaki Bey; kantarın tablasına çıktı. Açık ağzından içeri bir kuruş attı. İbre döndü çat diye altmış dört rakamının üzerinde durdu. Âfaki B. müteessir oldu. Eskiden | tam seksen kilo geliyordu. On altı kilo eksilmişti. B — Belki bu yanlış tartıyordur. Düşüncesile İstanbul içindeki bütün kantarlarda birer kere tartıldı. Hepsi sanki söz birliği >olmuşlar, ona ayni cevabi veri- yorlardı: -— Âfai B., fazla farzla yemek yiyor, vitamininden istifade ede- ceğim diye karpuz kabuklarını bile kemiriyor, besiye konmuş kaz gibi kendisini besliyordu. Bir ay böyle geçti, tekrar tartıl- dığı zaman büsbütün hayret etti, kantarlar, ilk sözlerinde inat edi- yorlardı: — A Çaresiz bir doktora müracaat etti, doktor kaza geçirdiği zaman onu tedavi etmişti. Âfaki B. der- dini anlatınca, güldü: — On altı kilo eksikliğiniz, kazadan sonra kesilen bacağını- zın ağırlığıdır.. onun için ehem- miyeti yok. Âfaki Bey hak verdi: — Doğru, fakat siz doktorlar çok anlayışlısınız, ben bunu dü- şünememiştim!. — Büyük baba, pantalonacu niçin yatağın altına. koyuyorsun ?.. — Buruşukları düzelsin diye. İ — BRüyük — anvemin — yüzünü de oraya koysana £. Mendil Tahir Bey cebinden bir mendil çıkardı. Men- dilden — başka herşeye benziyordu. Kirden sim- siyah olmuş, berbat bir halde —idi. — Köşesinde bir de düğüm vardı. | Yanındaki arkadaşı sordu: — Mendilin ucunu ni- çin düğümledin ? — Bir iş görecektim. Unutmiyayım diye, — Nasıl bir iş göre- cektin ? — Mendili yıkıyacak- tıml. : İssız adanın çamları altında sarardık, »Ey kız bütün ömrüme- unutmam seni artık. Her gün gezinir kol kola bilmem »e arardık Ey kız bütün önrümce unutmam seni artık, Ben kitâbı aşkı hatmettim sanırdım Camdan Cama Kolaylıkla anlaştık, Onunla camdan camu.. Bu işe biz de şaştık ; Onunla camdan cama.. Bakıştık hayran hayran. Gülüştük şöyle biran, Böylece geçti zaman ; Onunla camdan cama., Kalbimde kaldı izi, Seyretti herkes bizi.. Çekerken içimizi ; Onunla camdan cama., * Bu hal de nedir derdik, Çabuk murada erdik ; Sevdim sevişiverdik Nişancılar Bir tahtaya nişan at- yorlardı. Biri üç kur- şunla Üüç yerinden deldi. Öteki üç kurşun attı. Yal- nız bir delik delebildi: — Bak ben üç kur- şunu da isabet ettirdim. Nasıl nişancı -olduğumu anladın ya!.. — Her halde benim kadar değil, ben ilk kur- şunu atıp bir delik de- dim. Sonradan — attığım iki kurşunu da ayni delikten geçirdim. Plâjda kadınlarla erkekler ayni şeyi yapmazlar, kadınlar yüzerler, erkekler yüzülürler.. Ş_ARKI Aşkım yine akşam gibi soldukça yüzünle, Dardum seni andım da o yollarda huzünle; Çehren silinir sanma geçen bir iki günle, Ey kız bütün ömrümce unutmam seni artık. Muzaffer Kemal x Kirpiklerinin — oyamıı her gece a S * — Ürdek gibi camm sudan çıkmak istemiyor.. . 2 — Bir kaz yakalamıya m niyet ettin |.. ma bi | Hâtıra, Başından geçeni hâtıra defte- 3 rine yazardı. * Bir sokakta birinden iki tokat ezgî hati B Tokat. yediğini olduğu gibi ü hâtıra defterine yazmak izzeti nef-s | sine dokundu. Düşünüp bir yas — zış tarzı buldu: 4 “Bugün sokakta tesadüf etti- — ğim terbiyesiz. bir adamın elles — rine suratımla iki defa 4 haddini bildirdim.., e Niye derler | ey perif Onunla camdan cama.. periler işlermiş, Kameti” mevzunun — görüp - tekrar Mizahçı Dudaklarının boyasını baharda kızıl eliften başladım. güller vermiş, Canı Aşk Yanmış Mektubu Hirsizlar ge- Sevgilime bir ce Suphi Beyin mektup yazdım, evine — girdiler. dedi, bir defa Yükte hafif, pa- da sen oku!.. lade.. SöK ge Mektubu oku- varsa hepsini çu- dum.. — Birçok vallara doldu.r- yer%h T dular, — gidiyor- İkellşezi Hteker- ei yür eçiyordu. Ve Bu sırada Sup- bölimk K sat bi Beyin . küçük şeklinde — yazıl- oğtuyın::.ü:lır- mıştı? sızları " görünce, a - elinde bir şişe, Bd bir peşlerinden koşa- A ile — yazılır. rak bağırdı : Sen iki A ile | — Alın, alın, yazmışsın! benim balıkyağı — (Sebebini şişemi de vereyim; anlamadın mi, onu da beraber ifadeye — kuvvet götürün!. — Düşündükçe Havvaya çok acıyorum, dünyada başka insan yokta ki — vermek için! Âdemi kıskandırabilsin ! B TT AÇA ÇOT YA TT AU GON SÜĞ SA Ce — SRRM, : *T T0 Muallim mektepte sordu: * —- Vatan niye derler? Küçük Doğan cevap verdi: S ee içinde yaşadığım yere vatan aati ş im ba: bir. talı ğ d şka bir talebeye M;ı&n söyle — vatan niye — Doğanın doğduğu, büyü- düğü içinde yaşadığı yere my.n; a derler, » " Resim Sergisinde Resim sergisinde ka; ğ Biri girerken öteki ulııyr:ı.d:lıcrı-' j kan girene: — Üstat, dedi. Sergiye gek dim, yalnız sizin yaptığınız resim- j lere baktım, çıkıyorum.. ğ — Yal,. Demek en fazla he- nim resimlerimi iyorsunuz?, — Öteki resimlerin önlerinde — halk kalabalık bir halde toplan — mıştı. Sizinkilere başını çevirip — bakan yoktu. Ben de rahat rahat onlara bakltım ! ğ İttira 5 Hizmetçi vazoyu düşürü A Hanım hidçdetlenâi: D 4 — Vazoyu bin parça ettin!.. — Rica ederim Hanımefendi, — iftira etmeyin. Vazo kırıldı amma bin parça olmadı, yalnız altı j çaya ayrıldı. A — Bü tayyare tehlikeli midir $.. — — Zerre — kadar — tehlikesi yoks tur.. T — Öyleyse karım binmesin 12 — İ Vö