21 Temmuz 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

GÜL HANIM Haçlılar, Mücahitler, Fedailer Arasında SON FOSTA —am Ömer Ruza Yazan: Ancak İki Sene Sonra İçinizden Birini Seçerek Onunla Evleneceğim! — Evet ikimiz de.. Duman B. güldü: — Nasıl iki erkeğin karısı olabilir mi? — Öyle değil amcal — O halde nasıl? Doğan kardeşile nasıl anlaş- | tıklarını nakletti ve nasıl yemin ettiklerini söyliyerek sözünü bi- tirdi; Duman Bey: — Aferin! dedi, acaba - içiniz- den biri, bu yemini tutmakta güç- lüğe uğrayacakmı? zannetmiyorum, çünkü ikiniz de mert, asil çocuk- larsınız. Herne ise gelelim asıl meseleye, Gülü sizden — evvel, Zaloğlu istemiş, onu reddetmiş- tim. Ondan sonra Mışırın en bü- ,yük, en şerefli ulularından - iki kişi daha onu istediler. Kendisi- we sordum. Razı olmadığını — an- lattı. Ben de kızım kimi isterse ona vermek istiyorum. O halde şimdi sizin talebinizi tetkik ede- yim. Benden kızımı istiyorsunuz, âlâ, ayağa kalkın da sizi bir kere daha göreyim. İki genç ayağa kalkarak yan yana durdular. Duman Bey devam etti; — İkinizede maşallah, aslan gibi birer yiğitsiniz! ikiniz de boy” lu boslu, yakışıklı gençlersiniz Fakat Kurt, biraz daha geniş göğüslü, biraz daha güçlü kuvvet- lit Doğan, biraz daha sev'mli, daha yumuşak — huylu! — içiniz- den hanğisi kızımı daha fazla memnun edecek? söyleyin baka- hm! Doğan, cevap - verdi: — Bunu kıza sormalı. Ve Kurt ilâve etti: — Yirmi dört saat sonra Gül Hanımın — cevabinı. bekli- yoruz. Duman Bey düşündü: — Fakat kızımın vaziyeti çok güç olacak. İkinizden birini seç- | mek çok müş'cül bir iş! çocuklar! Ben ikinizi de seviyorum. İkinizi evlat tanıyorum, — Bakalım - tali hanginize yar olacak! ÜŞÜ Ertesi gün iki kardeşi ayni saata, — amcalarının kendilerini çağırmasını bekliyorlardı. Uşağın biri geldi ve iki kardeşe: — Bey, ikinizi çağrıyor! de- di, iki kardeş de şüpheye düş- tüler. Acaba içlerinden birisine- de mi karar verilememişti. İkisi yukarıya çıktılar ve amcalarının huzuruna girdiler. Gül Hamnım, en kıymetli, en muhteşem elbise- lerini giymiş, güzelliği kat kat artmıştı. İkisi de — amcalarının elini öptüler ve Gül Hanımı se- lamladılar. Duman Bey kızına bakarak: — Kızım! dedi, 'cevabını ver, Bu iki mert, asil genç ıstırap içindedirler! Gül Hanım, sakin bir sesle cevap verdi: — Doğan Bey ve Kurt Bey! Babamla konuştuk. Sonra ken- di kendime düşündüm! Çocuklu- gumdanberi birer kardeş gibi sevdiğim sizin gibi iki kahra: n — gencin bana bahşetmek istedik- z SAA leri şeref, pek büyük! fakat çok teessüf ederim ki birinize de di- olur bu! bir kadın ! lediği cevabı veremiyeceğim. Doğanla Kurt donakaldılar ve bir şey söyliyemediler. İhtiyar Duman Bey, iki genci de derin gözlerle gözetliyordu. Ni- hayet Doğan kendine gelmiş ve: — Teşekkür ederiz, efendim, haydi Kurt gidelim! ve amcamızı rahatsız etmiyelim! Fakat Gül H. müsaade et- medi: — Sözüm daha bitmedi ! İkisi de durdular, ve yeniden birer nefes aldılar: — Dinleyiniz. Babamın mu- vafakatini de istihsal ettikten sonra size şu sözü vermiye karar verdim. Bana iki sene mühlet veriniz. İki sene sonra teklifinize cevap vereceğim ve içinizden bi- rini seçerek onunla evleneceğim! Doğan sordu: — Şayet iki seneye kadar birimiz ölmüş olursa!... Gül H. cevap verdi: — O zaman sağ kalanla ev- lenirim ! Kurt, Gül Hanımın sözünü | tekmillemesine müsaade etmeden: — Affedersiniz!.. Dedi. Fakat Gül H. elini kaldıra- rak onu durdurdu ve devam etti: — Verdiğim cevabı belki tu- haf buluyorsunuz. Öyledir. Fakat karşılaştığım vaziyet te axz tu- haf değil! Sizin gibi iki genci biribirinden —ayırt etmek çok müşküldür. Çok şükür ki vakti- miz müsaittir. Önümüzdeki iki sene içinde sizi daha fazla dene- mek için çalışacağım! Kurt atıldı: — Ohalde içimizden birine karşı bir hissiniz yokmu? Gül Hanım kızardı, göğsü kabardı ve: — Affedersiniz. bu suale ce- vap veremem! dedi. Doğan da: — Kurt, böyle bir sual sor- mamaliydi! Diyerek — kardeşine sitem ettikten sonra devam etti: ' D;fülfünhh— -Y'eni Binâlannda ı — Kardeşim Kurt! Gül Ha- mım bize diyorki: Sizi biribiriniz- den ayırmıyorum! Sir, şu önümüz- deki iki sene içinde liyakatleri- nizi, meziyetlerinizi — gösteriniz. Hanginizin ötekine faik olduğunu göreceğim ve ona göre karar vereceğim! Gül Hanımın bu söz- lerini kabul ediyorum. Duman Bey Doğanın sözlerini beğendi ve: — Aferin! l Dedi, sen ne di- yorsun Kurt! — Ben de memnunum! Onun için sizden müsaade istiyorum ve Sultan Salâhaddinin hazırladığı muharebeye iştirak için hareke- time izin vermenizi rica ediyorum. Doğan derhal atıldı: — Ben de... Fakat Duman B. itiraz etti ve: vakit var! dedi. ( Arkam var ) — Daha Ticaret Odasına Yeni Müracaatlar ( Baştarafı 1 inci sayfada ) konserva yapacaklar, diri diri satacaklardır. Yine anlıyanların iddia ettik- lerine nazaran kaplumbağanın eti manda, sığır, koyun, hatta kuzu şöyle dursun, piliçten dahi daha yahut ta parçalar halinde çorbanın içine katılmaktadır. Ve ilâve ediyorlar: — Ne hacet, Londra konfe- ransına giden murahhaslara veri- len ziyafette de kaplumbağa ikram edilmiştir, elbette gazete- lerde okumuşsunuzdur. Evet, burası doğru, gazeteler- de görüldü, fakat anlaşılmıyan bir nokta var : Acaba bizim murahhaslarımız yedikleri çorbanın içinde kaplum- bağa eti bulunduğunu biliyorlar mıydı, mi? Bunu geldikleri zaman öğre- neceğiz ! * Darülfünunun muhtelif fakülteleri, önümüzdeki ders senesinden itibaren yeni binalarında tedrisata başlamış olacaklardır. Bu meyanda Beyazıttaki eski muhassasatı zatiye binası da Darülfünuna ilhak edilmiş ve içerisindeki sulh mahkemesi, malmü- dürlüğü ve maliye tahsil şubesi birkaç gündenberi taşınmıya başlamışlardır. Resmimiz, dün devam edilen taşınına faaliyetini göstermektedir. Ydi e ada liği lezzetlidir. Ve ekseriyetle küçük | ve bu takdirde yediler | | İ ( Baştarafı 1 inci sayfada ) bir fevkalâdelik yoktur. Fakat tütün dalaverelerinin iç yüzüne vâkıf olanlar — anlatıyorlar ki rekoltenin yüksek — gösterilmesi bazı — kumpanyalar — tarafından müstahsile ve tütüne karşı kul- lanılmış ilk silâhtır. Çünkü re- | kolteyi yüksek göstererek malı | daha ucuza almak gayesi güdül- mektedir. Bununla beraber tütün işinin geçen seneki gibi feci akibetlere yol Şaçmaması — için, — İktısat Vekâletinin şimdiden hazırlıklı bulunduğu, Ankaradan akseden haberlerden anlaşılıyor. Vekâletin Tetkikleri Diğer taraftan tütün — meselesi hakkında Ankara muhabirimiz şu | malümatı vermektedir: Ankara, 21 (Hususi) — İktısat | Vekâletinin alâkadar bazı ma- | kamları tütün ihracatı hakkında esaslı tetkikler yapmaktadırlar. Türk tütünlerini en ziyada Almanya ve Amerika çekmekte idi. Almanya üzerine yapılan tet- kikata göre vaziyet şudur: 5-6 sene evvel |Almanyada en ziyade Türk tütünü sürüldüğü halde son senelerde vaziyet tamamen değiş- miştir. Meselâ: Yunanistan ve Bul- i nazaran Türkiye Al- manyada birinciliği alıyordu. Hal- buki şimdi Almanyaya satılan tü- | tünlerin yüzde 44 ünü Yunanistan, ( Baştarafı | inci sayfada ) Şimdi —memnuniyetle öğreni- yoruz ki Maarif Vekili Reşit Ga- lip Bey, en mühim maarif mese- leleri arasında bu derdi de kö- künden halletmek için kat'i karar vermiştir. Reşit Galip Bey, irfan ordumuzun zabitliğini yapan mu- allimlerin her ay tam vaktinde aylık almalarını temin için lâzım gelen bütün tetbirleri çok yakım bir vakitte alacaktır. Maarif Vekili, altı aydır aylık | alamadığı için kendisine müra- | caat eden bir ilkmektep mualli- | mine bu kararını izhar ve tebşir etmiştir. | Vekil Beye müracaat yapan | zat Orta Anadolu mıntakasındaki -| vilâyetlerden birinde bir ilkmek- tep muallimidir. Bu genç muallim Vekil Beye yaptığı müracaat esnasında altı aydanberi aylık alamadığını, bu yüzden çok müş- olan aylıklarının verdirilmesi için Maarif Vekâletinin tavassutta bu- | lunmasını söylemiştir. Vekil Bey bu müracaati büyük e Harikulâde ! TAKSİM BAHÇESİ 26 Temmuz Çarşamba akşımı tamamen yeni numerg ve atraksiyonlarla TROPİCAL EXPRESS BÜYÜK BREZİLYA REVÜSÜ icrayı lübiyata başlıyor 40 artist-2 orkestra BÜYÜK BALE IIELEII p x Gi kül bir vaziyette kaldığını, birikmiş | Ege Mıntaka: Vaziyeti Çok Güzel.. i g İ | | | ... Maarif Vekili Diyor Ki: Temmur 21 sında Zîre;;î yüzde 30 nu Bulgaristan, yüzde 26 ısın da Türkiye vermektedir. Türkiyeden Almanyaya — son zamanlarda takas hesabile gön- derilen bazı tütünler henüz istih- lâk sahasıma dökülmemiştir. Amerikalılara gelince; kum- panyalar çeklerini bankalara sat- tıktan sonra Türk parası alacak- lardır. Ancak dolar düşük oldu- ğundan ve bu sebeple Amerika tacirlerinin ellerine pek az Türk parası geçeceğinden piyasayı düş- kün bir fiatle açmaları ihtimali düşünülmektedir. Fakat tütünlerimizin müsait şartlar dahilinde satılması için münasip tedbirler alımması muh- temeldir. Buğday Vaziyeti Aydın 21 ( Hususi ) — Ziraat Bankasının köylüden borca mu- kabil buğday kabul etmesi köy- lüde sevinç uyandırmıştır. Ancak bu — husustaki — talimatnamenin çiftçide bazı müşküller bıraktığı göze çarpmaktadır. Kaza ve Nahiyelerde Ziraat Ban kasının depo teşkilâtı olmadığın- dan, çiftçinin huğdayım — şehre getirerek teslim etmesi lâzımgel- mektedir. Halbuki köylüde buğ- daylarını nakletmek - için para yoktur. Bu hususta Bankanın özlü ve çiftçinin halile uygun bir karar vermesine intizar ediliyor, bir / hassasiyetle telâkki etmiş, müsteşar beyi yanına çağırarak Maarif Vekâleti namına bu vilâ- yete derhal bir telgraf çekilme- sini emretmiştir. Tabii telgraf derhal çekilerek muallimlere bi- rikmiş olan aylıklarının verilmesi bildirilmiştir. — Reşit Galip Bey ayrıca tetkikat yaparak, Maarif Vekâleti tarafından bu vilâyete muallimlere aylık — verilmesi maksadile — (15) bin lira gönderildiğini de görmüştür. Ve- kil Bey müteakiben, genç mua- lime dönerek şunları söylemiştir : * Müallimlerin vaziyetlerini da- ima göz önünde bulunduruyorum. Aylık almamak yüzünden sefalet çekmenize katiyen tahammül ede- mem. Mensup olduğunuz - vilâyet nezdinde — teşebbüs yapılmıştır. Aylıklarınızı vaktinde alacaksınız.,, Diğer tarıftan Ankarada Ma- arif Vekâleti makamına da bir telgraf çekilerek makam tarafın- dan da bu hususta teşebbüs ya- pılması - bildirilmiştir. —— iSTANBU Havagazı Şirketi 22 Temmuz Cumartesi günü saat 14,30 da Beyazıt'ta Elek- trik Evinde verilecek olan ameli yemek ve pasta pişirme dersi- ne bütün Hanımefendileri da- vet eder, Go blatbual Cemiyeti tarafındaa tertip edilen 1933 MATBUAT ALMANAĞI çıktı. Her kitapçıda bulunur. Fiatı 1 liradır.