— SON POSTA “Sayfa 9 İTTİHAT ve TERAKKİ | « — Her hakkı mahfuzdur. — ısım No. 86 Nasıl doğdu?. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldü?.. # Adliye Tarihimize Altın Kalemle Yazılacak Bir Şaheser Bu gazetenin 21 Temmuz ta- rihli nüshasında (Meclisi vükelâ bakkında sual) başlıklı makale, Sait Paşanın şahsına ve şöhre- tine büyük bir darbe indiriyordu. Sait Paşa, bu makaleyi okur okumaz büyük bir asabiyet gös- termiş; Sadaret konağından Ad- liye wezaretine derhal bir telgraf çakmişti. Üç cit batıratını -kendi lehine- bir çok vesikalarla dol- duran Sait Paşanm, bu telgraf- namesi de mühim bir vesikadır. Sait Paşanın tarihine karışan ve halbuki bir köşede unutulan bu vesikayı biz neşrediyoruz.: Aynen — Gazete — namile — neşrolunan gazetenin bu sabah çıkan nüs- hasında “meclisi vekelâ hakkında Bual ,, unvanlı makalenin, eğer hattı humayun, ibaresile bed'eden kısmı evvelâ matbuat kanununa mugayir — mevaddı. havi — olup bunda —asayişe muzr — olacak fikaratı tahrikiye ile ağır isnadat dahi bulunduğundan gazete mü- diri mes'ulünün ve makalci mez- küre Hakkı Behiç imzasile ol- | duğundan bu adam her kim ise anın hakkında derhal ikamci dava olunması için müddeiumu- miliğe emir verilmesi ve emir verildiğinin — bildirilmesi — ihtar olunur. 21 temmuz 324 Sadrazam Salt Sait Paşanın, Sadrazam sıfa- tile Adliye Nezaretine çektiği şu telgrafta, evvelâ bir matbuat ka- hunundan bahsedilmektedir. Pa- Şahın, tatbik etmek istediği bu Matbuat kanunu da, mutlakıyet devrine aittir. O matbuat kanunu ki, otuz üç sene Osmanlı matbu- atını ve Osmanlı kalem erbabını €zmiş, mahvetmiş, inim inim in- lıtı._i'ü,_ İşte Sait Paşa, —meşrutiyet devrinde, tufeyli esaslara istinat ederek kendisini tenkit eden bir Kazeteyi, yine mutlakiyetin zulüm ve istibdat silâbile susturmak istemiş.. fakat karşısında, Abdül- hamit devrinin bile tesir ve nüfu- zundan azade kalan, bir (Adliye) kuvveti görmüştür. Adliye Nazırı Hasan Fehmi Paşanın usülen istinaf müddei- umumiliğine havale ettiği bu telgrafnameye verilen cevap, ad- Hye tarihimize altın kalemle ya- zılacak bir şaheserdir. Biz, bu cevabı da aynen tarihe takdim etmeyi bir vazife addederiz. Lstinaf Müddeiumumiliğinin Cevabı — Aynen — l Kanunu Esasinin iade- ten neşir ve ilânile Meşrutiyeti ida- renin teessüsünden ve matbuatı Osmaniye dahi bittabi nail olduğu hakkı serbestiden dolayı efkâr ve hissiyatı umumiyeye — tercüman olarak heyeti vükelâyı sabıka ve lâhika aleyhinde ©on gündenberi birçok neşriyat ve beyanatı mü- himmede bulunmuş ve bâhusus vükelâyı devletten — bazı zevat aleyhinde ebvabı mahakime mü- racaat kaydile ve tayini madde suretile ittihamatı aleniye vukua gelmiş iken, matbuatı osmaniye- den yalnız — (gazete) “ecridesinin dünkü —neşriyatına — 'binân “ve' | | beyanına müsaraat “kılınır, | bapta...) Necmettin Molla B. mezkür cerideye hasren takibatı | kanuniye icrası caiz olamaz. Tel- grafnamei samide bahs ve beyan olunan makale nazarı mutalâadan geçirildikte, bunda, öyle asayişe mızir olacak fıkaratı. tahrikiyeye tesadüf edilemediğinden, bunun mevzuubabs — edilebilmesine - ise asla imkânı kanuni yoktur. Mat- buatı osmaniye, Sadayı Milliye rehber — olarak — menafii — ha- kikiyes — memleket namma bir takım — neşriyat ve beyanatı mühimmede bulunup dururken, bu | neşriyatta ihlâli asayişi tazammun eder fıkratıtı vücudundan ve ağır isnadattan bahisle takibatı ceza- iye icrası; ebvabı. mahakime da- vet ve müracaat kaydile aleyhinde ittihamat vuku bulan vükelâyı dev- letten bazı zevat hakkında da cevabi. mütezammın demek ola- cağından, doğrudan doğruya buna, ,memuriyeti — âcizanemce delâlet edilemez. Şu mütalâat ve maruzata bina- en işbu telgrafnamei samide beyan olman husustan dolayı, takibatı kanuniye icrası zımnında ita buy- rulan emre mütavaatta mazur bulunduğumun — cevaben arz ve ok İstinaf Müddeiumumisi Necmettin Üç ciltlik batıratında, kanun- | dan kıl kadar ayrılmadığını iddia eden.. Ve otuz üç senelik idari ve siyasi hataları, şunun bunun omuzuna yükletmek - istiyen Sait Paşanın meşrutiyetten aldığı en | son ders; istinaf müddeiumumili- ğinin bu parlak cevabı olmuştu. * İttihat ve Terakki cemiyetinin tarihinde, mühim bir hayat ve memat — devresi olan şu kısa müddet zarfında, İstanbul büsbü- tün başka bir hale gelmişti. İnkılâbı, tam bir şuur ile telâkki ve hazmetmek istiyen münevver -fakat çok mahdut bir zümrenin yanında - her istediğini yapmak için meşrutiyet ve hürriyeti adi bir silâh gibi kullanan büyük bir ekseriyet vardı, İlk bakışta, maibuat göze çar- pıyordu. Eskidenberi mevcut olan Sabah, Ikdam;! Tercümanı Haki- kat gazeteleri, sayfa ve sutunla- mna inkişaf vermişlerdi. Gazete- cilik, günün en kârlı bir işi ok muştu. Aym zamanda, bu - işle halkın efkârına birmecra vermek dolayısile, vatani bir hizmet ifa edileceği de zannediliyordu. İstan- bulda meşrutiyetin ilânımdan İki gün sonra, (Se"eüii'mun) mecmu- ası sahibi Ahmet İhsan Bey ta- rafından — gündelik olarak bir (Servetifünun) gazetesi çıkarınaya başlam Bu gazçteyi, (Kütüp- hanei ve Askeri) sahibi Hilmi Beyin çıkardığı (Millet) gazetesi takibetti. Hüseyin Cahit md: Tevfik Fikret Beyle bir- ÇArakamı var ) -— TAKVİM —— | Gün PAZARTESİ H 321 47 TEMMÜZ 93313 abi ) 21 Rebilevvel İSS2| £ - Temmüz « 1918 Vakit | EzanijVasat | Güncş |9 03 | « Öğle | 040 | 12 19| Yal iktadi | 9 39 | 16 19) İnsak l:VIaa;rif:Vek—ili Dün barâlğîi—nfınd ( Baştarafı 1 inci sayfada ) tavzif edilmekte olan bir. kısım müderrislerle, tekaüt yaşını dol- duürmuş olan diğer bir kısım mü- derrisler vardır. Yeni kadroda bu vaziyette olanların isimlerine te- sadüf edilemiyeceği söylenmekte- dir. Yevi kadroya kimlerin gire- ceğine gelince: Bu nokta üzerinde şimdilik kat'i birşey söylemek imkânı yoktur. Ancak Avrupada doktora yapmış bir kısım kuvvetli gençlerin yeni kadroya gireceğine muhakkak nazarile bakılmaktadır. Hukuk imtihanları Nasıl Oldu? Gazetelerden biri dün yanlış bir havadis vermiş ve Hukuk fa- kültesi talebelerini mütleessir etmiş tir. Bu gazete hukuk imtihanla- a Çalıştı | rının bittiğini ve (55) gencin me- zun olduğunu yazmıştır. Halbuki son sınıfta mukayyet 176 talebe- i 'affak olmuş ve geriye Ralan TIT kişiden bir kıs> mı hiç imtihana girmemiş, giren- ler de ikmale hhlışhr Ayni gazete ikmale kalanları geçti, muvaffak olanlardan bir kısmını da ıkllk kaldı şeklinde =ıenıııhl İmtihan ise ancak M. -'_ "ı 38 inci Mektebin Balosu Erenköy 38 inci ilk mektep himaye beyeti tarafından önü- müzdeki perşembe günü fakir ta- lebeler mmfıı_ünc Suadiye plâ- jında parlak bir kır balosu veri- lecektir. Baloya Maarif Vekili Reşit Galip Bey de davet edil- miştir. 55 KURUŞA KiLOSU KUŞTÜYÜ İstanbulda Çaekmakçılarda kuştüyü fabrikasında kuştüyü yastık 75 kuruştür. — Şilte 1O lira, yorzan 12 liradır.” Salan yastıkları, kuştüyü kumaşı ucuzdur. —Ba Mesele Tetkik Edilmeli! ömür Amelesinin Yev- miyeleriEksikMiVeriliyor Ereğli Şirkeühid Ocaklarında Çalışaîı — İşçilerin Vaziyetleri Nasıldır ? Kömür işçileri paydos zamanında yanyane Zonguldak (Hususi) — Ereğli Fransız şirketi bir müddettenberi masraf bütçesinde azami bir itina ile tasarruf yapmakta ve işçi kadrosunu tensik etmektedir. Fakat, bu tensikat işi yapılır- ken hernedense elenen — kısım | daima Türk işçi ve memurlarına inhisar etmekte ve ecnebi memur ve işçiler kalbur üstünde kal- maktadır. Ereğli havzasında “mutahas- , sıfatile istihdam olunan ecne- bilerin hangi şartlar dahilinde ihtisas çerçevesine - sıkıştırılarak Türk memur ve işçilerine terci- han nasıl kayırıldıkları başlı ba- şına bir mevzudur. * Büyük Millet Meclisinin 10 eylöl 337 tarihinde çıkardığı, amele kanununun İl inci madde- | ginde “Maden ocaklarında çalışan amelenin haddı asgari ücreti ocak amil veya mültezimlerile Amelebirliği ve tarafından müntehip üç zat ma- rifetile tayin olunur» denilmek- tedir. Amele kanununun tarif ettiği şekilde yevmiye tesbiti bundan on sene evvel bir defaya mahsus | olarak yapılmış, bittabi bu vazi- yetten en ziyade, havzada bü- | yük mikyasta amele çalıştıran Ereyli şirketi istifade etmiştir. Bu gün maden ocaklarında istihdam olunan ameleye verilen vasati yevmiye 6Ü kuruştur. Bu- na, ocak randmanındaki alçalış, | 12 saatlik mesai saatlık iş görmek — gibi — se- beplerle kesilen yevmiyeleri ve fuzuli ceza paralarını da - ilâve edersek maden amelesinin vasati gündeliğinin 50 kuruşa “düştüğü neticesine varırız. a Ereyli şirketi bütün ücretli veya maaşlı işci - ve . ııemuıl_aı:ın aylık kazançları üzerinde miı!'nm bir yeküna balığ olan - tenzilât yapmıya başlamıştır. Ereyli — şirketinin — Paristeki meclisi idaresinin kararile tatbik edildiği söylenen bu istihkak ke- | siminden bittabi, mütehassıs (!) ecnebi memurları müstesna tu- tulduğundan keyfi,et; büyük bir İktısat Vekâleti | | hissi verir. Bir kömür işçisi çalışan Türk işçi ve memurlarına münhasır kalmaktadır. Meselenin — alâkadar makam tarafından esash bir şekilde tet- kik edilmesi her halde lâzım | Ve zaruridir. — Ahmet Sözün Kısası İngilizce Bir Ceza ( Baştarafı 3 üncü sayfada ) Almanlar kovdukları Yahudi- | Jere Alman dilini yasak etmekle esnasında 16 Yahudilerin — gidecekleri hem de, Alman iyilik - etmiş hem memleketlere, dilinin — kendisine oluyorlar. Alman diline iyilik neden? diyeceksiniz. Bu da basit mesele. Her hangi bir dili kendi menm- leketinden ayrılınca, kökünden ayrılmış ağaç gibi, kurur, çirkin- leşir, onu işitenlere dil kadavrası stanbulda kulakları- mizi trmalıyan eski İspanyolca gibi. Bundan i İspanyollar bile kadavra — görmüş - gibi kas çarlar. Londradaki ev kadınları kon- gresi reisi hanım sözlerimie inan- mazsa İstanbula buyuzsun, kendi kısmı. ançak boğazı — tokluğuna l kulaklarile işitsin, de eX ada O — GÜDK L B Ü l