Bulutlar ... Mançuriyi istila eden Japonlar, İngilterenin Hindistan etrafında yap- tığı gibi, bu zöngin mıntakayı sağlam Mmanialarla tecrit etmek istiyorlar. Bu vadide ilk atılan adım, Sovyet Rusya ile Çin arasında müştereken idare edilen Şarki Çin demiryoluna el atmak olmuştar. Mançurinin Ja- Ponya tarafından İişgal edilmesi - ve orada Mançukuo isimli yöya müsta- kil bir hükümetin kurulması üzerine Çin hükümetinin bu demiryolu ile alâkası kalmamıştır. Onun bukukuna filen Mançukuo — tevarüs — etmiştir. Bu şimendifere de el atan odur. İsti- Yot ki, Japonya ile herhangi bir ih- tilâf çıkaracağına bu hattı satmayı tercih eden Sovyet Ruayadan, Şarki Çin demiryolunu yok pahasına alsın. Türlü bahaneler ileri sürüyor, hattın kiymeti - kalmadığını iddia — ediyor, Velhasıl bin deredem su getiriyor ve nihayet işi tehdide vardırıyor: Mançukuo diyorki: “Rusya'ya bu hat için $0 milyon Yen teklif ettik dudak büktü. Sanki şimendifer hattım zorla alhırsak ne yapabilir?,, Mançukuo hükümetinin sorduğu bu sualin cevabır basittir. Ne yapa- cak? Harp yapar? Amma Mançukuo- sun dayandığı bir Japonya olduğu için, şimdilik onunla çarpışmak işine gelir mi, gelmez mi? o başka. Fakat muhakkak olan şey, bu ağız devam edecek olursa, uzak Şarkın sükünetli görünen — vaziyeti, yakın bir etide değişecektir. — Süreyya Hitlerciler Avusturyayı Zaptedeceklermiş Prag 16 — İhtiyâtla telâkki e- | dilmesi ima edilen haberlere göre Alıman va Avusturya milli sosyalist- leri Münihte toplanarak Avusturyaya kazşı ani bir darbe indirmeğe ve bu suretle Viyana müstesna, bütün Avusturya şehirlerini ayaklandırmağa çalışmağa karar vermişlerdir. Bu hareket bir cumartesi günü yapılacakmış. Maksat ertesi günkü tatile hazırlanan Avusturya hükümet memurlarının — gafletinden — istifade imiş. Alman hava sporcuları, tayyare- lerile beyannameler atmak — süretile yardımlarını vadetmişlerimiş. SON POSTA — —zeana — n emramemaear eee n Sulhe Kavuşulacak Mı? İtalya Yüğoslavy; Arazisinde Gözü Olmadığını Temin Eiti Berlin 16 — Başvekil M. Hitler, dörtler misakının İmzası dolayısile M. Musoliniye bir tebrik telgrafı çekmiştir. Misakın imzası dolayısile gazete- | ler diyor ki: Paris ile Roma arasındaki anlaş- ma, Musolini'ye Almanya ile Fransa | arasında tavassutta bulunmak — imkâ- nni verecektir. Pariz 16 — Bütün gazeteler dört- ler misakının imzasını mevzuu bah- setmekte ve umumiyetle yeni açılan evir hakkında ve bilhassa Fransız- talyan mukareneti hususunda büyük ümitler göztermektedir. Pötü Parizyen diyor kit Roma ve Paris itilâfı dahaşimdiden çok faal bir safhaya girmiştir. Dörtler misakı- mn imzasından sonra bu itilâf daha ziyade faal olacaktır. Bu misak, ev- velce dokunulmaktan korkulan mese- | leleri görüşmek imkânını vermiştir. Bu suretle Hariciye Nazırı Yugoslav- yaya karşı arazi emelleri beslemedi- gine dair İtalyanlardan teminat alaı- ya muvaffak olmuştur. Bu Adğiryatik sahillerinde uzun bir sulh devrini teminat altına koya- cak mahiyettedir. Merkez Avrupası muvazenesi hususunda da bu böyle olmuştur. Bu muvazene bir müddet biribirine karşı gelen iki blokun te- şekkülü ihtimali ile tehlikeye gir- miştir. Bu kışım Avrupanın en zayıf noktası bulunuyordu. Bundan sonra İtalya ile Fransa biribiri aleyhine değil, fakat beraberce çalışarak Avusturya - Macaristan İmparatorlu- ğuna vâris olan devletler arasındaki münasebatı ağırlaştıran müşkül si- yaset ve iktısat meselelerini hallet. miye gayret edebileceklerdir. Lokar- nadan beri Garp Devletlerini biribi- rine yaklaştırmak ve beraber çalış- malarına yol açmak hususunda bu derece faydalı hiçbir şeyin yapılmamış | olduğunu söylemekle hâdise izam edilmiş olmaz. İspanya Suikastçileri Madrit, 16 — Suikast maznunları- nn mühakemesi bitmiştir. Jeneral San Jürjo ve arkadaşları hakkındaki . karar bugün verilecektir. Frazsa — Büyük küçü Bu arada bizim verd | gölüne saat 19 da kondu. Filoya 42 Amerikan — tayyaresi refakat edi- | yorduü. | 24 İtalyan tayyaresi üç tayyarelik üç başlı grup halinde muntazam bir şekilde ilerliyorlardı. Bir milyona yakın halk göl kena- | fına ve cıvar evlerin üzerlerine çıkıp toplanmışlardı ve alkışlıyorlardı. | konferansı Reisi M. Henderson — Pa- | risteki tomaslarından sonra burada Baş vekil M. Musolini ile görüşmüş- tü. M. Hendersan bugün ikimci defa olarak M. Müsolini tarafından kabul M. Henderson dün akşam Berlin ve Praga gitmek Üüzere Romadan — Ttalyan Tayyareleri Şikago'da — Balbo Filosu Amerika'da Çok Alkışlandı Şikago, 16 — Balbo filosu Mişigan | Hendersonun Temasları Roma 16 — Silâhları burakma | hareket edörken Roma müzakerele- n ,ŞN;ALMAN'A P AŞİ ( âğ—s—)? İlk olarak göle inen tayyare Jene- ral Balbo'nun tayyaresi oldu, bu tayyarede Amerikanın İtalya sefiri M. Rosso da vardı. Bu tayyare tam [ saat 18 de İndi ötekiler arkasından birer birer kondular. Şikago, 16 — Balbo'nun kuman- dasındaki İtalyan tayyare filesu dün akşam saat 16 da buraya gelmişlerdir. dlanz aa İasam n mek a ji di M. Muso- B rü Bödleş ada askeri kuvvetler mevcudu — ile silâh meseleleri — hakkında — görüştüğünü lemiştir. SÖRR M l dersen, ” bühüt “mücüvüf meselesine temas etmemiştir. Fakat Berline hakiki bir ümit ile gittiğini söylüyor. Gönül İşleri Karilerin Suallerine Cevaplarım “Ankarada bulunan bir kızla nişanlıyım. Benden hergün mufas- sal mektuplar istiyor. Bu mek- tuplarda bütün hayatımı yazma- mı, hergün kiminle nerelere git- tiğimi yazmamı söylüyor. Oka- dar titizlik gösteriyor ki akşam nereye gittiğimi yazmasam arkasından protestoyu — yağdırı- yor. Bunu alâkasına veriyorum. Bu kadar alâkayı da yarın sıkı- cı bulacağımdan korkuyorum. Ne dersiniz? Latanbul: Fuat Alâkanın bu şiddeti devam etmez. Onu kıskandıracak hare- ketler yapmaz, ona zaman ile emniyet ve itimat telkin ederse- niz bu titizliklerden eser kalmaz. * “ Bir kız seviyorum. Bu kız ve eğlenceli bir spordur. Kın bundan mencdemezsiniz. * Edremitte Rica imzalı karie: Hareketiniz doğrudur. Bu va- ziyette evlenmeniz doğru değil- dir. Kıza ümit vermemekte ısrar ediniz. Köy kızı saf olur. Ma- dem ki nişanlanmıştır da, ergeç evlenir ve unutur. Yalnız sizi aradığı zaman görünmemekte devam ediniz. * Eakişebirde Aptullah efendiye: Birbirinizi uzaktan uzağa bu kadar anladıktan sonra konuş- makta mahzur kalmamıştır. Gö- rüşüp konuşabilirsiniz, reddedil- meniz korkusu azdır, x* Bandırmada Şırıltı Beye: Size akıl vermekten âcizim. HANIMTEYZE — T ei e Dünkülerin Romanı Burhan Ve ne zamandanberi ortadan kaybolan İttihat ve terakki kah- ramanları babıâli yokuşunda bir meydan müharebesi yaparak ih- tiyar düşmanı tepelediler. Büyük bine devrildi. Komite yine ik- %. daha doğrusu ikbal mev- küne geçti. Maamafih bu hare- ket halka hoş göründü. Çünkü en tehlikeli zamanlarda halk haraket ve faaliyet ister, Büyük kabinenin mağlübiyetler karşısında devlet- lere iltica etmesi, camilerde mev- lüt okunması doğuşunda silâhşor ve kahraman olan milletin sinirine dokunuyordu.Babiâli çatısı altımda patlıyan tabancalar sinirleri ya- tıştırdı. Herkese biraz ümit geldi. — Enver olsaydı şöyle yapardı Diye dolaşan şayialar nihayet onun iş başında görünmesile kuv- vet buldu. raktıkları söyleniyordu. Buna ben Fı""'lluklııııııııı&hlıı-ıbı bu hezimet karşısında 31 martta çet — ĞMİ D G lkami ü Edebi -Roman Cahit 12 sercizu İstanbulu zapteden kahramanları aradım doğrusu! Artık Komita iş başında. Bu onların üçüncü — gelişleri. inşallâh artık baskınlarda, hü- kümet — devirmelerde, — sokakta adam zımbalatmakta olduğu ka- dar siyasette de pişmiş, tecrübe sahibi olmuşlardır. Yeter ki elle- rindeki kuvvet ve salahiyetle esaslı, uyandırıcı, kurtarıcı inkılâp hareketleri yapsınlar. Selânikte kark bin kişilik or- dumuüzün bir silâh patlamadan P esir oluşu İstanbulda hayret ve dehşetle karşılandı.. anlaşılıyorki muharebe için erkânıharbiyenin şuurlu ve hesaplı bir plâm yok- muş. Salâhiyettar ecnebi mahafi- Hnin dediği çıktı. Dağmk kuvvet- lerimiz birer birer avlandı. Ne ise şimdi yapacak ciddi bir hareket yok. Çatalca'da tutunuyor ve bir taraflan sulh çarelerine bakıyo- ruz. Bu memleket oldum olası hakikati gören ve ileriyi keşfeden bir hükümet görmedi. Vaktile Venedik donanması geliyor, yeni istihkâmlar görsünde korksun diye Yedikule duvarlarını badana etti- ren cahil vezirler Bulgar ordusu Çatalca'yı geçmesin diye tekke- lerde dua okutan — bugünün | devletlileri arasında fark yok. İkincilerin bir kabahati daha yarsa yirminci asırda yetişmiş lerile konuşuyorum. Sulhtea başka çare olmadığımı söyliyor ve mes'u- pek tabü olarak sakalli başlıyacakmış, bu müzakereler neticesinin çok elim olacağını tahmin etmek yanlış olmaz. Bul- garlar 93 de Rus ordularının A- yastafanos önünde kazandıklarını kendilerine mal etmek istiyorlar, Galip bir ordunun herşeyi is- temiye hakkı vardır. Bütün bu hezimetlerin sebebi- ni harp meydanlarında aramak bence en büyük gaflet. Harbi kazanan ve kaybeden hidx d:m= w muvazene İi si veyahut kuvveti olduğunu en akıllı geçi, ve G ieMeĞİa ae Di eln 2 AD E AA MA £ Nlğw şu kabineye veyahut bu kumandana yükletmek mem- leket seviyesindeki geriliği gör- memekten ileri geliyor. Hâlâ zan- ediyoruz ki barp yalnız kılıcın vazifesidir. ; Safyada resmigeçit yapmıya bazırlanan başkumandanın hatası harp meydanında yaptığı taktik ve sevkülceyş hatası değildir. Hatamn büyüğü onun kafasına yerleşen kuvvet mefhummnun sa- katlığıdır. — Arkasında yekpare, uyanık, bir his bir ve gaye etrafın- da toplanmış bir millete - tutun- mıyar” ordunun galebe — etmesi bile mağlüp olmasından farklı değildir. Bulgarların milli vahdetlerini kazanmak için nasıl çalıştıklarımı, yüzlerini Garp — memleketlerine çevirip nasıl örnekler aldıklarını elbet görenlerimiz vardı. Alll_ıl' madık ki kıbleyi o tarafa çevir- medikçe bizim için de kurtuluş yall;::.hn_-d inşallah ders olur ve komite artık tanzimat polita- kasını bırakır da l:zıü"“" bek- ği inkılâp hareketlerine giri- K e edera. meliklleri iğini tarihler yazar. aç ;mgnbui A m»m— ümit etmek lâzım, Çatalcaya kadar gelen düşman politikacılarımıza zafer tılısımının cepheden ziya- de cephe gerisinde saklı oldur ğunu anlatmışsa ne mutlu. Netice şu azizim Reşit. Bu muharebe —ile — Rumeli — git- mitir. Bu Tunadanberi zaman zaman — devam eden ric'atın son hamlesidir. ı.ı-bi bir ı:l defa istilâ tehlikesi atlattı, tuldu. Fakat o zamanlar düşmanın hareket merkezi Baltık kıyılarında idi. Son düşman hamlesi Mericin arkasından geldi. Onun için teh- like uzaklaşmış Ş Anlaşılıyor ki biz garba kafa- mızla yürümedikçe garp bize topu t 05 velücek MA Ve üpsiye —îrh bir siyasetimiz var. Meselâ Avrupa- nın yeni icat edilmiş topunu, tü- feğini, ipeklisini, elektrikini alıyo- ruz da bu medeniyetin bütün öte- ki parçalarına kafamızı çeviriyo- ruz. Kafamızın alış, kavrayış ka- biliyeti bir noktaya kadar, en inkılâpçı geçinenlerimizin beyni daha ilerisine gidemiyor. Bizim Avrupalı geçinmemiz medteseli hocaların felsefe münakaşa etme- leri gibi. Onlar nasıl bahsin 80- nunu kitabı mukaddese dayar, ondan ilerisine gitmiye cesart edemezlerse bizim inkılâpçılar da ( Arkamı var )