7 Temmuz |. l Siyaset Âlemi ı Ahmet Zogo Ağır Hasta İmiş! Doğruluğunun derecesini kat'i bir emniyetle iddia etmek mümkün de- igildiri Fakat Avrupadan #son gelen haberlere bakılırsa Arnavut — kıralı Ahmet Zogo'nun sıhhi vaziyeti, son günlerde bir haylı fenalaşmıştır. O derecede ki kötü bir ihtimalin tahak- kuku bile nazarı dikkate ahnarak yerini alacak halefi dahi şimdiden araşlırılmıya başlanmıştır. Hâdise, bir rivayete göre İtalya hükümetini de barekete - getirmiştir. -Arnavutlukla İtalya arasında sıkı bir dostluk mü- Hasebeti tesisi taraftarlığında İsrarla yürüyen Ahmet Zoğgonüun Ölümü, belki bu münasebeti şu veya bu şekilde gev- şetebilir ihtimalile sıkı bir Arnavut - İtalyan dostluğuna muarız bulunan Arnavutluk — ricalinin birer suretle bertaraf — edilmeleri dahi düşünül- mekte imiş. İşin fanteziye kaçan bu nevi hal- levi kısımları bertaraf; Ahmet Zoyo- sun sıhhi vaziyeti son zamanda kik sik mevzubahs' olmiya — başlamıştır. lddia edildiği gibi bu vaziyet kötü bir nöticeye dayanacak olursa, garp Balkanlarında birtakım harek&tlerin zuhura yelmesi hiç te uzak görülemez. Bazı İtalyan hareketlerinin mevzubahs olması, işte bu nevi zuhurâtı gimdi-” den- önlemiye matuf ilk tedbirler olsa gerektir. Çünkü, Arnavutluk haricinde, bugünkü Arnavutluk veğji- minin bir hayli muarını siyasi adam' mevcut bulunuyor. — Süreyya Yeni Bir Konferans Toplanıyor Paris, 6 — Gelecek cumartesi günü Pariste Fransız bankası umum müdü- rü M, More'ın reisliği altında “ altın esasından ayrılımıyan memleketler , adlı bir konferans açılacaktır. Bu konferansa Belçika, Felemenk, İsviçre, İtalya ve Lehistan devlet ban- kalarının müdürleri İştirak edecek- lerdir. Bu konferansta istikrar meselesi karşısında alınan vaziyetlerden doğan vaziyet hakkında tetkikler yapılacaktır. Konferans karşılıklı malümat al- mak maksadile yapılmış bir toplan- tıdan ibaret olacaktır. Çönkü murah- haslar hükümetlerini her hangi bir taahhüt altına sokacak bir karar ala- cak değildir. " SON PosTA Konferans Tehir Ediliyor Teşrinievvelde Konferansın Cenevre- de Yeniden Londra 6 — Konferana bürosu toplanır toplanmaz, küçük büronun verdiği tehir teklifi ile karşılaşmış- tır. Bu teklif yalnız başına bir mem- leket tarafından yapılmadığı için te- hirden kimse mes'ul tutulmıyacaktır. Bu sabah konferansın akibeti bü- yük bir tehlikeye maruz iken İran mümessilleri bir teklif yapmışlardır. Teklif “ bütün dünya kanşıklıkları- nın halli hakkında teminat ,, hakkın- dadır. n Söylendiğine göre, büro yarın bir heyeti umumiye halinde toplana- rak muayyen bir şekil dahilinde kon- feransın tehirine karar verecektir. Birkaç ay sonra, belki teşrinievvelde konferansın Cenevrede yeniden top- lanması ihtimali vardır. Milletler Cemiyetinin iktısat kan- feransındaki kitabet heyeti 8 tem- muzda Cenevreye harektte hazırlan- maktadır. Bu haber konferansın he- men hemen bittiğini göstermektedir. M. Rüzvelt, M. Hul ile telefonla Top lanması Mu htemeldir garaa Kırat Faysal Londra'da Irak Kırah Faysal Hazrederi Londrayı ziyaret etmişti. Resmimiz lrak görüşürken konferansın devamı hu« | — Kıralının Londra şimendiler istasyontüda İngiltere Veliahti tarafından kabul susunda ısrar etmiş, fakat istikrar | edilişini göztermektedir. “Almanyanın Silâhlanma- aleyhindeki vaziyetini değiştirmemiştir. Amarikanın Tatebi Nevyork 6 — Gazetelerin aldığı bir habere göre Londradaki Ameri- ka heyeti hususi bir celsede konfe- ransın üç ay müddetle tehirini iste- miştir. Amerika reisicümhuru M. Ruzvelt demiştir ki : Altın ölçüsüne dönmek ülkümüz ol- makla beraber, bu iş için uygun va- | ziyet temin edilir edilmez vakit hu- susundâ olsun ölçü nizbeti hususunda olsun tam bir serbesti muhafaza et- meliyiz. Londra, 6 — Konferana tehir edi- Hince Japon murahhas heyeti reisi M. İski memleketine Amerika yolile dö. mecek ve M. Ruzveltle görüşecektir. İmparatarlur Konteransı İngiltere sanayi federasyonu İmpa- raltorluk kemitesi dünya iktasat konfc- ransı — muvaffakiyetsizliğe — uğradığı takdirde Londrada bir İmparatorluk iktısadi konferansı toplamak üzere yapılan bir teklifi ittifakla kabul etmiştir. Dünkülerin Romanı ————ououoceemamms — Burhan — Bu Siyonist meselesi hâlâ kapanmadı. (Temps)da bir fıkra var, Alayım mı? Tahrir müdürü kısaca cevap verdi: — Hayır. Bizce kapanmıştır. yazılarına devam r. Ahmet Reşit ertesi çık- acak “ Hafta sohbeti , '::ııı-ıı— ken Mehmet Emin Almancadan *."'dlnıı ettiği bir hikâyeyi tab- Tir müdürüne uzatıyordu: — Yazı isterseniz biraz da $ ;e:!_'-ıu Arnavutluk —meselesi işliyor, dedi. Bir tahki heyeti daha gidecekmiş. vi Tıııg. müdürü güldü : — Gazete namu isters elim senil Si XZ An.““" iş çıkarsa ey- Cahit 2 —— vallah. Arnavutluğa, Arabistana beni geçin! Mehmet Emin: — Fena değil, dedi. Avrupa- ya seyahat olursa beni de unut- maym! Tahrir müdürü — gençlerdeki bü alâkasızlığa kızar gibi oldu: — Siz Arnavutlukla Arabis- tanın memaliki mahrusa hudut- ları dahilinde olduğunu inkâr mı edi £ “Ahmet Reşit kızdı: — Biz. değil, onlar inkâr ediyorlar. Şu Arnavutlar devlete asker vermezler, vergi vermezler. Yolları yapılır, mektepleri yapılır. Yine rahat durmazlar.. Araplara gelince.. ş — Haydi delikanlı, yine ocak- çılığın kabarmasın. Yazın bitt mi ? — Bitti. Yarın benim taribi siyasi imtihınım var. Geç ge- ğim. — Allah zihin açıklığı versin, Kaç imtihaa kaldı. sı Sulh için Tehlikedir,, Almanyanın İngiltereye 60 Harp Tay- yaresi Sipariş Ettiği Şöyleniyor Londra, 6 — Avam kamarasında muhalefet relsi M. Lansburi, harici siyaset hakkında bir münakaşa açmış Almanyanın vaziyetine temas ederek demiştir kiz — Almanyada silâhlar — meselesi için tetkikat yapılması icap eder. İşçi muhalefeti Almanyanın tekrar silâhlanmasını endişe ile — görüyor. Bugün Almanyada iktidar mevkiinde olanların kontrolu altında olan bu silâhlanma sade Avrupanın — değil bütün dünya sulhu için bir tehlikedir. Âyan Hariciye Encümeni Reisi bugünkü siyasetini şiddetle tenkit etti" Almanya ingiltereyo Tayyare Siparişi Vermiş! Paris, 6 — Nevyork Taymis ga- zetesinin bir haberine göre Almanya, İngiliz tayyare şirketile bir mukavele yapmıştır. Bu mukavele mucibince Almanya hesabına altmış muharebe tayyaresi yapılacak ve bu tayyareler geçen sene Belçikaya teslim edilen tayyarelerin ayni olacaktır. - İngiliz hava İşleri nezaretinin, bu mukave- lenin tatbikine mani olmak istediği ve nezaretin şirket üzerinde yaptığı ! Karilerin Suallerine Cevaplarım Galatasaray F. Ş. F. Hanıma: Kızım dürüst hareket etmiş- sin, fakat biraz ileri gitmişsin. Anlattıkların doğru ise, yani müşahedende isabet varsa, bu genç hislerinde samimi imiş. Seni sevmiş, belki de bu samimiyeti arkadaşlığa kadar götürecekmiş. Fakat her açılışında sen biraz geri çekilmiş ve onu da gerile- miye metbur etmişsin. Nihayet bu şekli münasebetin bir netice vermiyeceğini görünce yavaş ya- vaş bu maceradan kendisini kur- tarmıya çalışmış, senden uzak- laşmıya başlamış. — Şimdi artık kurtulmak ve uzaklaşmak istiyor. Bunu da gayet tabit görmelidir. Bir insan bir kızdan mukabele görmek için senelerce arkasın dan koşmaz. Yalnız konuşmala- rınızda biraz daha açılabilsey- mişin daha iyi olurdu. Ne ise ümitsizliğe düşme, Hali tabiiyi bozma, Eğer hakikaten seviyorsa döner gelir, değilse o takdirde üzülmiye değmez. » ÜÖdemişte Hulki Beye: Siz bulunduğunuz muhitin hu- susi şartlarını nazarı dikkate alk- mıyorsunuz. Ödemiş gibi küçük bir kasşabada bir kız bir erkeğe kolay kolay mektup gönderebilir mi? Mektuplaşmanın kendisi için ne kadar tehlikeli olduğunu bil- mez mi? Şimdi sizinle alâkadar olduğunuzun sezilmesinden kor- karak çekingen davranmak mec- buriyetini duymuştur. Onun için görünmez olmuştur. * Ödemişte Kâ A. Y. Beye: 15 yaşında bir çocuğun hayat ve namusu ile oynamayın. Bu kız çocuktur, he yaptığını bilmez. Fakat babası mektupları elde ederse, hiçbir. günahı olmadığı halde, müthiş cezaya çarpılır. Onun ıstırap çekmemesini isti- ve sabık. . nazırlardan ML OÖsten | tazyikin müsbet netice verdiği söy- | kızı rahat bırakınız. Çemberlayn söz aldı ve Almanyanın | lenmektedir. HANIMTEYZE sariaremla Ti — Bir de hukuku esasiyel Karnik Ef. elindeki gazeteyi kardeş olduk dedik daha — Ondan / korkma., — Bizim | bıraktı: ile >gününde Azipler İsmail Hakkı Bey hocanız değil mi. Söyleriz. Diplomayı alınca ne yapacaksın bakalım, İngilizce — mütercimi — Karnik Efendi Taymis'ten başım kaldırdı. — Kaymakam olacak. — Niyetim yok. — Niçin. Devlet sizden istifade edecek. Alaylı kaymakamlar meş- rutiyet idaresini kavrayamadılar, Mektepte hatta muhtelif lisanlar öğretiyorlar, değil mi. Ona göre yerlere gönderecekler. Sen ne öğrendin ? — Bulgarca | — Öyle ise Rumeliye tayin edilirsin. Tahrir Müdürü güldü : — Fena değil rumca öğre- nenler de Adalara değil mi ? — Öyle. Ermenice de var mı? Karnik Efendi kıs kıs güldir — Onlar da Vana, Adanaya ! Ahmet Reşit sinirlendi: — Ters bir idare politikası, dedi. Memleketteki Türk başka milletlere türkçe öğdetecek, on- ları) Türk! cemiyetine alıştıracak yerde memurlara onların dilini öğretmiye kalkıyorlar, — Öyle amma, dedi. Osman- h devleti sade Türklerden ibaret değil ki. Rumu, Bulgarı, Arna- vut'u, Ermenisi Arabı Türkten fazlal Ahmet Reşit kızdı: — Ben devletten bahsediyo rum efendi, dedi, Bütün bu say- dıkların Türk devletinin top- raklarında — yaşıyan İşanlardir Devletin — vazifesi toprağında yaşıyan — karışık — milletleri bir Gşl. bir hars, 'bir vüküsim d6 bir terbiye içinde pişirmektir. Cemaat mekteplerini kapatmalı, toplu unsurları dağıtmalı ve Türk- çeyi, Türk âdetlerini yaymalı. Bak 0 zaman memlekette bir Arnavut meselesi, bir Arap da- vaşı bir Ermeni komitesi olur mu? Tahrir müdürü lâkırdıya karıştı: — Delikanlının dediği doğru dedi, Hürriyet oldu, meşrutiyet oldu dedik, imamla papası öpüş- türdük, bu sefer Araplar azdı, Arnavutlar isyan etti. Bunlar hep vaktile, — kuvvetli — zamanlarda ıı:ıırlı:n:ıımıçl.l'ı.y;tçdık politikası l W ır. güdll(]ımikııEfendi süsmüştu. Ahmet Reşit cevap' vardi: — Şimdi hürriyet var, hep ne asıp içeride kumpas kurmiya başladılar. Kürtler bile şurada, burnumuzun dibinde “ Kürt taali cemiyeti , diye kulüp merkezi açtılar. Ermenilere gelince çaklar, taşnaklar — gizli, hemen her mahallede Si zz avi amlar, — Hınçaklı Taşnaklardan, Dersimleçrdenulıâl.': ve Ermeni meb'uslar getirip dok- :ı;rıuyof Vıbtındq diye el uzat- larımız ğa hâlâ bu ittihadı anasır politikar sına devam etmekte ne mana var bilmem ! ( Arkam var )