3 Temmuz 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

3 Temmuz 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ae EE e — a İTTİHAT ve TERAKKİ — Her hakkı mahfuzdur. — Ikinci Kısım No. 72 Nasıl doğda?.. SON POSTA Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Ölda?.. Bu Sakin Kılıç Bir Gün Müstebit Bir Meşrutiyetin ilânından sanra, maziye karışan askeri kıyafetlerden .| 1 — Hamidiye (aşirei) aüvari alayı mülâzimi, 2 — Süvari orküni harp yüzbaşısı, 3 — Piyade yüzveşisi, 4 — Hamidiyo hafif süvari alayı yüzbaşısı, $ — Topçu yüzbaşısı 6 — Hatif süvari alayı mülürümi. Ri i Beyle arkadaşları - bir müzakere daha yaptılar. (Üçüncü ordudan, ikinci orduya selâm ) g&ıkınek bahanesile Edirneye gitmiye, oradada — meşrutiyet lehinde bir heyecan tevlit etmeyi kararlaştırdılar. Bu karan Edir- neye bildirdiler. Edirneden heye- tin rükübuna hususi bir tren gönderdiler. Bu esnada Edirne'deki vaziyet, şundan ibaretti: Her nekadar meşrutiyet ilân edilmiş ise de, büyük nümayişler yapılmamıştı. Cemiyetin manen kuvvetli fakat maddeten zaif bir mevlkdi vardı. Heyeti idareyi teşkil edenler, ağır başlı ve ince düşü- nen zevattı. Bu zevat, İstanbulun pek yakın olması hasebile, her ihtimale karşı velveleli nümayiş- lerden çekiniyorlardı. O sırada Edirne'de külliyetli miktarda is- tibdal efradı bulunuyordu. Bunlar, ikide birde terhis tezkerelerini istiyorlardı. Fakat hükümette pa- ra olmadığı için terhis edilemi- yorlardı. O devirde istibdal efradı daima birçok şımarıklıklar husule getirir; hükümet âciz bir mevkide olduğu için, bunları bir uslübu hakimane ile idare etmiye gayret gösterirdi. Meşrutiyet ve hürriyetin manasını lâyıkile idrakten âciz olan bu şımarık unsurun küçük bir işa- retle büyük bir gaile ihdas etmesi pek çok muühtemel olduğu için cemiyetin heyeti idaresi gayet ihtiyatlı hareket ediyor.. Meşru- tiyetin ruh ve gayesini halka hazmettirmek için sakin tetbirle- ri, faidesiz heyecan ve numayiş- lere tercih eyliyordu. Hatta, as- keri — kıtaalarda, — bu. inkılâbın manasını efrada tefsir eden - itti- hatçı zabitan bile gayet teenni ile idarei lisan ediyorlar: - Padi- lede kabahatı yoktür. Fakat et- rafını alan bir takım kimseler, padişahımızı iğfal ediyorlar. Mil- letten ayrı yaşatıyorlar. Maksat, bunları ıskat etmek ve padişa- Diyorlar.. Bu suretle askerin Zihniyetine uygun bir — şekilde ti muvafık görüyorlardı. Edirnede vaziyet bu merkezde ikinci orduya) selâm getiren be- yete büyük bir merasim yapılma- sına karar verilmişti. Karaağç istasyonuna, Meriç — köprüsüne, şehrin methaline, kışla meyda- nına büyük taklar yapılmış; bay- raklarla donatılmış; (yaşasın meş- rutiyet) levhalarının arasına (pa- dişahım çok yaşa) leyhaları da asılmıştı.. -Önlerinde, bandolar olduğu hâlde askeri kıtaala- n Karaağaç istasyonuna ini- yor; halk da, akın akın bu . kıt'aları takip — ediyordu. Edirnede, birdenbire bir heyecan uyanmıştı. İstanbuldan gelen ve coşkun nümayişleri tasvir eden gazetelerin de bunda bir tesiri vardı.. Nihayet, hususi tren geldi. Ruşeni Beyle, refakatinde bulunan Drama eşrafından Rıza, Müddei- umumi Muavini Azmi, Drama Jandarma — Kumandanı Nedim Beylerle diğer zabitler trenden indi. Edirne heyeti merkeziyesi tarafından pek hararetli bir sa- mimiyet gösterildi. İki taraf biri- birine sarıldı. Öpüşüldü. Nutuklar irat edildi. Halkın heyecanı ha- rekete getirildi. Zafer taklarının altlarından — geçilerek — muazzam bir alayla hükümete gidildi. Orada da nutuklar verildi. Halk, artık coşkunluğun azami haddine gelmişti. Rüşeni Beyle arkadaşları, ara- balara binmiş, şehrin mühim müessesatmı dolaşmıya başlamış- lardı. Evvelâ Kışlaya; — Askeri mektebine, Belediyeye.. Sonra da Rum Metrepolithanesine .gidildi. Ruşeni Beyin, fasih bir rumca ile söylediği nutuk: — Zito... Sedalarile alkışlandı... Sonra, Bulgar, Ermeni, Musevi müesse- satı ziyaret edild. Gittikçe artan ını D a Keser coşkunlukla, — halkın — heyecani ateşlendikçe ateşlendi. Halkın galeyanı, Ruşeni Beyin tahassü- satına büsbütün hararet verdi. Nutuk söylerken belindeki kılıcı göstererek : — Bu, sadece bir demir par- çası değildir. Vatanın müdafaa- sını temsil eden bir semboldür. Bugün belimizde sakin duran bu kılıç, vatamı uçuruma götürmek istiyen müstebit bir padişahın kafasını da keser. Dedi. Bu sözler, Meşrutiyetperverler ve, çarçabuk bunlara uyuveren gösterişçiler tarafından şiddetle alkışlanırken; meşrutiyeti hazme- demiyenlerin elinde de bir silâh olmuştu. Derhal, gizliden gizliye bir fesat kazanı, kaynamıya baş- ladı. Askerin ve bilhassa is- tibdal askerlerinin arasına soku- lan bu müfsitler: — İşittiniz ya, o erkânıharbın söylediklerini?.. Demek ki günün birinde padişahımızı öldürecekler.. Yerine de, kim bilir kimi geçi- recekler.. Diye askerin hissiyat ve ma- neviyatını sarsarlarken, erkâm- harplere esasen garez olan bazı alaylı zabitler de: — Mektepli zabitler, bizi al- datıyorlar.. Hürriyet, meşrutiyet diye bizi gâvurlarla müsavi tutu- yorlar. Halbuki asıl maksatları, bizi Avrupalılara satmak.. Kendi- leri de birer külâh kapmak... Diye ordunun cahil unsurunu, münevverler aleyhine tahrik edi- yorlardı... Bugünden itibaren as- kerin dimağına, bir şüphe ateşi düşmüştü. Bu ateş, için için yanı- yor, parlamıya bir vesile arıyordu. Ruşeni Beyle arkadaşları, meş- rutiyetin neşvesile sermesti surur oldukları için, bütün bu zehirli ifa- dattan bihaber bir halde daha halâ dimağlarda inkılâbın nur- larını saçmıya çalışıyorlar.. Mütemadiyen — nutuklar, konfe- ranslar veriyorlar .. Meşrutiyetin ilâmna rağmen kanunu esasiye riayet etmeyen sadrazam Sait Paşa ile, saray erkânını başından dağıtmıyan Abdülhamide itimat eaiz olmadığını iddia ediyorlardı. Halbuki Ruşeni Beyin, ayrıca bir fikri mahsusu vardı. O, otuz üç senclik zulüm ve seyylatın görüyor, ve günün birinde Ab- dülhamidin kendilerinden intikam alacağını — zannediyordu. ( Arkası var ) Açık Muhabere: Ankarada Şemsipaşa zade Şefik Boye: Muvazzah adresinizi bildirmeni!zi rica edoriz. Bir Deli Bir Çocuğu Kor- kusundan Öldürttü Adapazarı, (Hususi) — Mecidiye mahallesinde oturan 30 yaşında çerkes Lütfi birdenbire delirmiş, belinde kocamanir bıçak olduğu halde mahalledeki bütün evlere tecavüz etmiye ve çocuklara vur- mıya başlamıştır. Deli, iki kadını yaraladıktan ve bir çocuğu da karkusundan öldürttükten sonra bin müşkülâtla yakalanmış, sımsıkı bağlanarak todavi edilmek üzere İstanbula zarında Hasan Efendi de delirmiş, ayni şekilde imiştir. Adapa- gönderilmiştir.) Sayta 9 —a Halk Belediyeden Nöbetçi İstiyor - İkbaliye Çeşmesi Önünde Bir Kavga Oldu Herkes biribirinden Şikâyet Ediyor Bu ses Kadıköyünden gel- mekte ve Kayışdağı suyundan şikâyet etmektedir. Fakat sakım Kayışdağı suyunu birdenbire - kesilmiş zannetmeyi- niz. Kadıköy, Kozyatağı, Sarayı- cedit, Göztepe, Kuyubaşı, Talim- hane ve Çarçık mahalle çeşmele- ri gürül gürül akmaktadır. Buna mukabil — İkbaliye — mahallesinin çeşmesi bir ilâç damlalığı haline gelmiştir ve işin fenası en fazla kullanılan ve en fazla su verme- si icap eden çeşme de bu çeş- medir. Filhakika İkbaliye ma- hallesi ile civan — halkından başka mektepler, hastaneler, kış- lalar ve sakalar da hep ihtiyaç- larını buradan temin etmektedir. Binaenaleyh çeşme önü sabahtan akşama kadar mahşer halindedir ve mütemadi kavgalara sahne olmaktadır. * Dinledik ve şikâyetleri üçe ayrılımış bulduk: 1 3 Temmuz Pazartesi İstanbul — (1200 m.) 18 gramolon, 18,80 Fr. ders (müptedilere mahsus), 10 alaturka —saz (Hikmot Riza Ho, 10.45 alaturka — sazx (Zekl B.), 20,30 alaturka saz (Safiyo H. Alako Yorgl et dor), 21.30 gramofon, 22 ajans, borsa haberleri, eaat aşarı. Ankara — (1538 m.) 12,90 gramo: fon, 18 salon örkestrası: Mozart Ou- verture — Figuro. — Gounod Fantaisle Fanst- Rücker Serenade Andalux Re: sey Valse Espanita. — 19 alaturka saz £O.15 ajana habherleri. Varşova — 20.40 musahabe, 21 Valdmelster — İsmindeki operet, 28 danb bavalari. Peşte — 20 mükâleme, 20.50 rad- yo koneeri, — solist — ve şarkı, 21,20 sttidyoda komedi, 2810 akşam habor> leri ve çigân. Palermo — 21 haber ve gramolon. 21,80 salon orkestrafı. 'Mü_m"_. 21 Broslavdan — naklen, balk şarkıları. 21.30 şen musiki, 22.25 Din bakkında bir konferans. Viyana — 12.0$ Viyana opereti, 21,05 — piyano konseri, 23.10 dans ."=4.— 21.23 piyano konseri, 21 İki şen hikâye, 23 almanca ve çekçe günün haberlori, 23,05 çifte plyana, Bükreş — 20 Radyo Dartlfünunu 21 konsor, 21.03 Kuvartet. Mahalleli: Böyük müesseseler büyük arabaları ile gelip dayan- dılar mı çeşmeye — yanaşmanın imkânı yoktur. Çesmeyi bizim için kurumuş farzedebilirsiniz! « Saka Abdullah Ağa: Elimiz kolumuz bağlandı, yaz mevsimi de su ahlıp satamazsak kışın nasıl geçiniriz, hükümetin vergisini nasıl veririz. Müesseseler: Mahalleliden ve sakalardan bize sıra gelmiyor, mektepte veya hastanede bir damla su kalmadı. * Çeşmenin önünde nöbet usulü yoktur. Kolunun ve vücudünün kuvvetine emin olan hâkimdir. Umumi dilek te belediyenin bura- ya bir memur ikame etmesi ve suyu ziyadeleştirmesidir. Suyun eksikliğinin sebebi ise — çeşme irtifamın diğerlerinden fazla oluşu ve su müsavi taksimf edildiği için buraya çıkamamasıdır. * Dün bu çeşme önünde herke- sin iştirâkile umumi bir kavga olmuş, fakat bereket versin fena netice almadan ve büyümeden bitmiştir. ea sasassesssa ae se AA ş aa ea G e : ı x ! RADYO :( w 3 t ":""’““'i" ı 4 Temmuz Salı Viyana — 18.23 konser santı, 19.15 iki kouferana, 20,05 orkestra musikişi, 20:35 havadisler, 20.40 orkostraya de- vam, 2140 konlferana, 22,03 akpam konser!, 22.50 havndisler, 29.05 kone sor devam ediyor. Bükreş — 1808 mubtelif konser, 2005 konferans, plâklar, 21.05 koüs mer, SLAS garkılar, — 905 konsere devam. Peşte — 1835 — plâk neşriyatı, 19.35 — konferana, 20.05 slgan musb kisi, 21.06 orkastra — konseri, 22.20 havadisler ve cazlhant. Varşova — 18.2) keman ve piya: no konseri, 1940 — kadın sesile şarki- lar, 20.10 plâk neşriyatı ve mubtelif ptogram, 2303 dana musikisi. Roma — 21,90 muhtelif k £235 — bir komedi, 2808 konsa vam ödiyor, müteskıbon dana musl kisi, 21 havadisler. -— TAKVİM Gün — PAZARTESİ Hrzır 34 3 TEMMUZ 933 59 Arabi | Rumi 9 Reblülevyel 1302 | 20 - Haziran » Güneş | 948 | 4 S3| Akpaa İ12 — Öğüe Dasa| z iz| valm . 203 İkindi 8 34 | 16 18j tuimale | 6 28 B -

Bu sayıdan diğer sayfalar: