3 Temmuz 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

3 Temmuz 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hayat Ansiklopedisi inci cüzü çıktı 35 Onuncu sene: No. 3288 umhurıyet İSTANBUL CAĞALOGLU Tfclgraf •• «nektup adresl: Cumhuriyet, İsfenbol Pasta inıtusu lstanbul, No « e Teleloo: Bagmuharrlr: 22386. Tahrir mfldurü: 23236, tdare müdurü: 22365, Matbaa: 20472 Pazartesi 3 Temmuz 933 Hayat Ansikİopedisi Büyük bir kütnphaneyi bir arada evinize geliren en faydalı eserdir. Her evde bir lane bulunmak lâzımdır. nuiiiiiM.uiiimMiHiHiiiMiinmiiMi.nnii Spor ve millet: Spor mu/ Spor! Celâl Bey de dün Parise hareket etti ıııııımıııiHiıııımmmıııınnıııımıııiHiııııımıiHiHHMiHimııııııııııımmmıiHiiHMiıiHiHiiMM rijinal bir üslup tarn. Bütün bir fdavayı halleden birer keliraelik, aualli cevaplı, iki kısa ciimle: Spor mu? Spor. Hatta okuduğum ycrde birinci cümlenin istifham edatı bile yoktur. Şimdiki anlayış itiyadımıza uygun olmak için bunu ben koydum. Aslı şöyledfr: Spor? Spor. tsie bu, yeni hayat telâkkilerinin cebrettigi yeni bir ifade seklidir. Ü»luplar da nesillerin hayatına ve cihan telâkkilerine miivazi bir hız, bir tempo ile sık sık değisiyor, Eskiden, her nesil ancak «bir insan önrtrü» ile tahdit edilen bir zaman zarfında yaslanarak, yerini arkadan gelen genç nesle terkederdi. Genç ve yash nesiller a rasındaki bu nöbet fasılası gittikçe ve gittikçe azahyor. Çünlcii her yeni cihan telâkkisi ve her taze fikir cereyanı yeniden genç bir nesil doğuruyor. ö y l e ki meselâ Fransa ile Almanyada, harp sonrası gençliği için bu nöbet sırası S yıla kadar indi: 19221927. Nesillerin, telâkkilerin, hayat şekillerinht sık sık değişmesi üslupları da durmadan değisthiyor. Spor? Spor. Iste bu birer kelimelik iki kua cüırde ıte muharrir yeni zamanın görüs tarzinı, bugünkii hayat cereyanınm istikametini kanaat ve kat'iyetle anlatmış oluyor. Bugîin artık sporun önünden şüpheyî tazammun eden istifham isareti kalk • mış, spor milletlerin hayatına srirmrç, ve milletler spora «evet» demislerdir. Spor olsun mu, olmasın mı? Bu sualin arhk hiç manası kalmamış, bütün dünyaca dava baHedilmiş, ve kat'î hiiküm verılmiştir: Spo**> Bu, yirminci asrm münakasa sötiîrmez bir hakikatidir. Bugün sporsuz bir millet hayatı tasavvur bile oluna • maz. Dün spor amatörlere mahsus bir ovundu. Şimdi bütün bir millet meselesi, ve bütün bir milletin varlığı meselesi oldu. Aurlarm verdiği zâf ve tereddiden milletleri kurtaracak, kuvvetli ve zinde, yeniden diriltecek spordur. Spor mefhumundan yalnız futbol denilen ayak topu oyunımu ve maçlar için şampiyon yetiştirmeği anlamamalı. En asTÎ ve teknik manada soor, esasa irca edilinre, yürümek, kosmak, atfamaktır. Bütün atletizm ve bütün beden hareketleri. Kısaca dinamik, hareketli hayat. Ve bütün milletçe. Çünkü durgunluk ve ataiet ölüm demektir. Yalnız gençlik değil, kadın, erkek, genç, ihtiyar, türlü zümreleri ve tabakalarile bütün millet, eğer yasamak, hayat ve tabiata galebe etmek isterse, spor yapmağa, ataletten harekete, statikten dinamiğe geçmeğe mecburdur. Vatanî, millî, ictimaî, siyasî, askerî ihtiyaçlar dahi bunu emrediyor. Bu bütün bir milletin kuvvet, mukavemet, seciye, irade, canlıhk, basarma kudret ve kabiliyeti silâhlarile kendini donatması de • mektir. Bugün büyük küçük bütün milletler bu cihazlanmağı genis halk tabakalanna götürmek, sporu ve beden hareketlerini bütün millet kütlesine yaymak ve benimsetmek için birbirlerüe rekabet ediyorlar. Almanyanın millî şefi Hitler de, mfllî istikbal emniyetini, Gazi Mustafa Kemalin, ve Musolininin yürüdükleri yolda buldu. O da, bunlar gibi, milletmin is tiklâlini gençliğe istmat ettirmek istiyor. Bu hedefin konmasından, gençlik hareketi ve beden terbiyesi, Almanyada da, simdi. devletî bir çehre, millî ve vatanî bir mahiyet aldı. Almanyada bütün gençliğin yüzde ellisi 9,5 milyon genç zaten teşkilâth idi, ve 12000 muhtelif gençlik cemiyeti vardı. Bunlar, Hitlerden evvelki AJmanya ve o zamanki Alman milleti gibi, haricî teşkilât cephesinden olduğu kadar, denmî ruh cihetinden, yani telâkki ve hedef bakımmdan da birbirindm ayrı Ve gayriurvî, müsterek millî idealden manrum, ve devlete karşı müstakildiler. Gençlik, rriilîet, ve devlet, ayrı ayn gemilerde gidiyorlardı. Yeni Alman hüknmeti bu sakat va • xiyete nihayet vermek istiyor. Çür.kü elbette Almanyanın istikbali teşettüt Jçinde ve hedefsiz bir gençlige istmat ettırilemez. Bu maksatla, bütün gençlik teşkilâtlannın başına, şimdiye kadar Hitler gençliği reisliğinde kabiliyeti tecrübe edilmiş, ideallst, imanlı, ateşli, bamleli, koyu milliyetçi ve Almancı, ayni zamanda hatip ve muharrir, Baldur Von Şirah isminde, rejime bağlılığma ve ruhî, siyasî olgunluğuna itimat olunan 26 yaşvda bir genci geçirdiler, HASAN CEMİL Amerika beş devletin Gazi Hz. dün Hukuk imtihanlannda teklifini reddetti hazır bulundular ve gençleri çetin «Konferansın devamında ne mana var?» »v soranlar artıyor, Isviçre Londrayı terîf e hazırlaın. bir imtihana tâbi tuttular . . •••• Büyük Reis Darülfünunda Konferansta yeni bir tehlike Londra 30 Haziran (Hususî) Konferansın umumî celselerinde mü»bet is görmeğe imkân olmadığmdan murahhaslar, aralanndaki hususî mükâleme ve müzakerelere devanv ediyorlar. Bu hafi mük&leme ve müzakerelerin neticesi olarak Avrupanm altın mikyaundan aynlmıyan beş devleti, yani Fransa, Belçikî, Hollanda, ttal • ya ve trviçre müttehit bir cephe tes kil ettiler. Bu devle*îer albn mikyT • sında • e paralann. ist'kcsr esasmın muhafazasında sonuna kadar ısrar etmeğe karar vermiş bulunuyorlar. Bu grup teşekkül ettikten sonra ilk işi tngütereyi kendi fikrine celbetmek için bu devlet nezdinde tesebbüsatta bulunmak oldu. Bu tesebbüsatı Fransa Maliye Nazın ve başmurahhas M. Bonnet idare etti. tngiltere Maliye Nazın bu teşebbü • sata dün akşam cevao verecekti. Fa • lcat beklenilen cevap gelmedi. Maa • haza tngfltere hükumetinm bu râkutundan Amerikanın enflâsyon siyasetîne 3tihak etmek mânası çıkanlmaktadır. Altın esası taraftarlarmın tngiltereden istedîkleri dolar nekadar düserse döş Londra konferannndaki Amerîkan heyeti reisi Mr. Hul sfin Ingiliz lirasmı simdiki laymetinde tutacağina dair söz vermesidir. tngil • Mabadi € tnct aahifede Ulvî bir manzara: Büyuk ve Dâhi Reis Darfflfünunlu gençler arasırida... tstanbul DariilrunuiMi dün tarıbî bir gün yaşadı. Gazi Hz. dün akşam saat 16 da refakatlerinde Mecli» Reisi Kâzım P*ş* Hx., Afet Ham* mefendi ve diğer zevat olduğu halde Darülfünunu teşrif etmişlerdSr. Büyük Reis caddelerde ve Beyazıt meydanında halk tarafından alkıslanmıs ve Darülfünun meydanında yüksek tahsil gençlerinin siddetli alkıslarile karsılanmulardir. Darülfünun Emm vekli Tevfik Recep Beyle Fakülteler reisleri, müderrisler Darülfünun methalinde Gazi Hz. ni istikbal etmişlerdir. Darülfünun Emaneti salonunda kısa bir müdclet istirahat eden Reisicumhur Hz. Hukuk Fakültesi reisi Tahir Beye hangi derslerden itntihan yapılmakta olduğunu sormus • lar, ve (hukuku düvel) imtih&nı olduğunu öğrenerek derhal imtıhan salonuna geçmişlerdir. Bu sırada koca Darülfünun binasının koridorlan Gazimizi candan alkışlıyen ve son suz bir sevinçle: «Çok yasa Gazi, var ol!> diye bağıran Darülfünun lularla dolmuştu. Gazi Hz., imtihan salonunda müderris Ahmet Reşit Beyden ted • risat hakkında bazı malumat aldıktan sonra bes talebeyî bizzat imti han etmişlerdir. Gazi Hz. evvelâ birinci sınıftan l Celâl B. de Parise gitti Fransız gazetelerinin TürkFransız dostluğu hakkındaki hararetli nearivatı devam cdiyor Paris 2 (A.A.) Türkiye tktı sat Vekili Celâl Bey dün saat 14,25 te tayyare ile Londradan Parise g*lmiştir. Paris 2 (A.A.) M. Jorj Ko men Pari Suvar gazetesinde «Türk Fransız dostluğunun ihyası» baslı ğ»ile nesrettiği bir makalede Tevfîk Rüştü Beyin ziyaretinin merasrm kabilinden birşey değil, fakat an'anev Türk Fransız dostluğunun rrakikaten ihyası remzi olduğunu yazmakta. ve bunun ehemmiyetini tçbartiz ettirmektedHr. Mumaileyh bu dostluğun bir tarihçesmi yap tıktan sonra diyor ki: Cazi Hazretleri, etraflcarmı saran talebelerle bir arada. 1423 numarah Fazlı Efendiye: «îzmirde, Yunan işgali esnasmda nasıl plebisit (reyiâm) yapılmak îsten misti?» sualint tevcih buyurmuş lardır. Genç talebe, elim ve kara' mütareke zamanında^ geçen bu hâdbeyi izah ve bunun hiçbir hukukî kıymeti olmadığını ilive etmistir. Gazi Hz. nin gene mütarekede fzmir kalesine çekilen Türk bayrağımn Yunan isgali altında nasıl bir mana ifade ettiğini, kuvvei teyidi yesi olup olmadığını sormuslar, Fazlı Efendi böyle vaziyette hayrağın kuvvei teyidiyesi olmadığı fik rind'e bulunmustur. Bundan sonra imtihana giren 1426 numarah Alâettin Efendiye de Sevr muahedesinin m»lî ve iktısadî ahkâmı, Mondros mütarekenamesi, Mabadi 6 ınct aahifede «Bugün bu münasebatı iskâl eden birşey ortadan kalkmış ve Türk • Fransız dostluğu tam bir itimatla inkişaf etmekte bulunmustur. Bu, Fransanın takip ettiği »iyas«tin ana hatlarına dahildir. Fransa bü tün Avrupaya tesmil edilmiş olduııllıııııııııııiMiııtıııiHiııtııııııiMHiııııriiuııııınınıııtiMiııuııııiıııııııııııno .iiıiiiı Mabadi 6 ınct aahifede ' Ikftsat Vekilimiz Celâl Bey ıııııııımıınıımıı. ııııımımnmımıııımııımıuiiııt İzmir de feryat ediyor! Mısır seferleri Ege mıntakasının bilhassa hayvan ve meyva ihracatını 2 3 misli arttırmışh nrtııııiMiııınıııiM.iMHiımiMiııııiMiıı.M.H..ııııın.ıııııııııııwınıııııiMiHiiHmıt.iMiıtııınmm ıııiTirrnıımrıııııiMiıııiıiıııırmıtitıııiHiıııtıniHinMiıııııiıııifinııııııifitıııııııııııiııııııııııııiiiıifiıınnııııııııııınnt.ıııııııtıııı Selânik intihabat ı Hükumet çok şiddetli tedabir aldı, intihabın neticesi geç vakte kadar ankşılamadı Brezilya mallarımıza hiç bir kayit koymıyacak Brezilya ile ticaret ltilâ.fı yaptık Setânikten uç manzara ve intihap münasebetile şiddetle çarpısan eski Bafvekü M. Venîzelotla yeni Başvekil M. Çaldaris ve Harbiye Nazın Jeneral Kondilis Selânik intihabahnın neticesine dair dün gece geç vakte kadar bir haber alınamamıştır. Telefonla Selâ • niğe vaki olan müracaatlar üzerine tstanbül telefon santralı, aksam saat yedid'e Selânikte büyük bir yangın çıktığı için Selânik santralının cevap vermediğini »öyleraistir. Sofya üzerfnden vaki müracaatımıza da Sofya santralı şu cevabı ver mistir: Selânik santralı saat yedidenberi cevap vermiyor.. Selânik santrahnın sükut etmesi, o • rada bazı mühim hâdiselerin çıktığına Mabadi 6 ınct aahifede r Ankara 2 (A.A.) Tüıkiye Cumhuriyetile Brezilya hükumeti ar a sında gümrük tarifeleri ve seyrisefain hususatmd'a en ziyade mazhari müsaade millet rnuamelesinden ve mukavelesinm Brezilya hükumeti mütekabilen isrifade etmek, kab ve mukavelesinin Brezilya hükumeti tarafından tasdikını mutazammın olmak ve memleketimizden Brezilyaya ihraç olunan eşyaya karşı d« m«zkur hükumetçe hiçbir kay't ^azedilmemek esasları dahilinde 2 temmuz 1933 tari'hli bir Modos v >vendi akit ve teati olunmuştur. v Her hafta dolgun hamule ile Mısır seferi yapan Seyrisefain vapur. lartndan tzmir; tzmir limamndan Iskendenyeye hareket edefken...tzmir 1 (Hususî) Türkiye ile Mısır arasındaki ticarî münasebeti ar tırmak maksadile 12 temmuz 1930 dan itibaren Seyrisefain idaresi tarafından tesis edilen tstanbül • tzmir Iskenderiye hattı iki memleket arasmdaki geniş rabrtayı bir kat daha artırmıştır. Türk vapurlan bu hatta işe başlamadan evvel HHiviye, Mesajeri Maritim, San Marko Adriyatika kumpanyalannm vapurlan çalışıyorlardı. Yüksek nav lunlardan müteessir olan ticaret mehafilimiz, Türkiye limanlarile lskenderiy» arasında seferler yapılması için vaktile birçok defalar tesebbüsatta bulunmuslar, Tica>v. ve Sanayi Odalan kon • grelerinde bu mevzuu hararetle müna kasa edilmiş ve nihayet maksat hâsıl olmuştu. îskenderiye hattının tesisin den evvel Mısıra sevkedilen sığırlardan 5 7 lira, koyurvlardan 125 kuruş navlun ahyorlardı. Seyrisefain vapurlan sayesinde sığırlann naylunu uç buçuk liraya ve koyunlarm navlunu da 70 kuruşa düşmüştür. Bu hat dolayısile PiLutfen sahiteyi çeviriniz FatihRıfkı Beyin çı~ bir yazısı 3 üncü salllfede Londradan birhakış Mabadi 6 ıncı aahifede v

Bu sayıdan diğer sayfalar: