a —aHara — Gördün mü anne?.. Adamcağız bir at yemiş amma, kuyru- ğgunu — halâ yutamamış!.. o — | [ DA ” l Göçen sayıların hulâsası: Şeytan birgün oğlunu çağırdı. dün- yaya İnmeslal, oradak! küçük çocuk- tarı fena yollara sevketmesini süyledi. Küçük şeytan Ffenalığın — kunatlarına binerek, yöla — çıktı, dünyaya İndi. mektebe giden dört çocuğun teker teker kalplerine girdi.. Onları mek- tepten kaçmıya mecbur bıraktı. Çoçuk- lar kora gitiler. Oynarlarken — içlerin- Afacana sordular: — Söyle bakayım Afacan; güneş geceleri niçin görünmez?, Afacan cevap verdi: — O karanlıkta güneş gö- rünür mü? den biri dereye düştü boğuldu. Şeytamı — *Bu biri dedi., Yine küçük bi kalbine girdk Şuna bak ÖG ,L:::ı:.ıı mam a esi Bak D gl BO ı::-ıç.cııı bir temizce döğdü. Kü- aĞ çülk geytamn: lenci geldi.. sadaka istedi. Afacan — 'Bu, Ikil, dedi. ona bir dilim ekmek verdi. Tn DA Gece olmuştu... Dilenci birkaç adım yürüyün- ce, arsadaki tavukları çağırdı: — Geh bli bli bli bli! Ve elindeki bir dilim ekmeği tavuklara dağıtmıya başladı. Afacan pencereden dilencinin tavuklara ekmek dağıttığım gö- rünce kızdı.. annesine söyledi. Şeytan yorulmuştu.. yatacak bir yer arayordu.. kör ışıklı, tahta bir evin penceresinden harap bir odaya girdi. Etrafına ba- kındı.. Mini mini bir çocuk, küçük bir beşikte — oyuyordu.. annesi mahzun yüzile ona bakıyor, zayıf bir erkeğe: î Eğ:uğmn şü hastalıktan Hanım hemen seslendi: —— bb'lıııhlıı,dîllıhı ne dua ede- _B_ıkıını buraya, — benim Şeytan kıs kıs güldü.. Kııy_ı!ı- verdiğim ekmeği komşunun ta- ğxıd'.l arak, yımçı beqıgl: ğ at '& mini mini, hastalıklı plleme Tet *i çocuğun, daracık kalbine girdi.. Dilenci saf saf: — Ben sizin tavuklarınız zan- netmiştim hanıml.. dedi. Çoçuk düşünmez ve daima ğün | Iııl_bi etrafında b". SON POST Bayrama bir kaç gün kalmıştı. Afacan mahzundu.. Babası, bu sene, parasızlıktan ona elbise almamıya karar ver- mişti.. Ne yapacaktı?. Düşündü, ta- şındı.. Sonra birdenbire babasının odasına koştu: — Benim iyi babacığım.. Sana çok çok teşekkürler ederim. Hasan Bey şaştı: — Ne Jolmuş ki oğlum?. Niye Üşekkür ediyorsun?. Afacan kıs kis güldü: — Alacağın bayramlık elbise- ye babal.. dedi. İsim Cingöz dedi ki: — Müjde, afacan.. bir karde- şim dünyaya geliyor.. adını Gün- doğdu koyacağız!. — Ya geceleyin doğarsa? AFACANIN HİKÂYELERİ ŞEYTAN çok — yollar vardı.. Bu yollarda kırmızı — elbiseli cüceler kavga ediyorlardı.. Kambur cüceler yenilmek üze- reydi.. Fâkat arkalarında şeytanın oğlunu görünce sevindiler.. İçle- rinden biri küçük şeytana koşarak bağırdı: — Koş ağabey, koş ta- bizi kurtar!.. dedi.. Şeytan cadı tırnaklarını kalbin etrafındaki her yola doğru uza- tınca, kırmızı cüceler, darmadağın oldu. Kimi kaçımya, kimi kur- tulmıya çalıştı. ıçlerinden birçoğu küçük şeytanın sivri parmakları arasında ezilip mahvoldu. Ve sabaha karşı da mini mini altın saçlı çocuk öldü. Şeytan bu fakir evden uzak- laşırken: — Bu üç! diye keskin bir kahkaha attı. * Yaramaz bir çocuk, evde kal- mıştı. Annesi, büyük annesi bahçenin ilerisindeki — mutfakta çamaşır yıkıyorlardı. Şeytan pen.ıc:ıeye konup ta, ocuğu yapa ıZ görünce se- :mdı Deîh:lyyunnıgyıkhıh. Bir sıçrayışta çocuğun kalbine girdi. Ve emretti: — Git şu sandalyenin üstün- deki gaz şişesini al! dedi. Çocuk koşup aldı.. — Kibriti de al! kibriti de aldı.. şişesinin - hepsini yere Maçımız Var! Cumaya maçımız var, Yüzlerde akımız var, Müthiş takımımız - var, Cumaya maçımız varl, * Ai çe Golleri tıka ğ Çocuğun en mükemmel ahlak “AR'N :'k seğiz, kitabı, küçücük :'"”d" Cumıyî ::ıî':ı var! » Çacuklara iyi olmayı öğretir- Atıp yemiyeceğiz, sek hayatlarını mes'ut geçirirler, “İşte göl!,, diyeceğiz, — Söyle bakayım - oğlum. * Başları eğeceğiz, h?u "'?ı;ıı.':îl Pişirelim?, Çocuğa sefahat fikri verecek Cumaya maçımız varl; — Bak küçüğüm, bak.. Şimdi buradam bir kuş çıkacakl — Haydi, haydil. İşine bakı., Dikkat «t. Camlar yakarsan ziyan edersin.. ç ta resmini net çıkarmağa bak.. Ben olduğum yerde - durüyorum.. ayırmam!. Görüsü Objektiften — gözümlü dök 1.. Kibriti çak ve tutuştur ! Çocuk gaz şişesini yere döktü, konuşayor — kibriti yaktı ve gazı tutuşturdu. | lardı: a “plof! ,, diye bir alev fışkırdı. — Arap hastalanmış.. Dört tarafı ateş sardı.. Perdeler, — Neden?, minderler, kanapeler tutuştu.. Ço- — Soğ “ cuğun da üstüne gaz döküldüğü Afacan güldü: için, o da tutuştu.. — Tabü, parasız başka y Ev, çacukla beraber cayır | alabilirki!. üKiT * cayır yanmıya başladı.. Şeytan sarmısak pencereden - kurtulup kaçarken : Afacan — oldukca ı — Bu dört ! diye bağırıyordu. | bu yüzden birçok kimselere “ * he ir. Küçük şeytan daha neler yap- Birgün Afacan merakla anne- madı! Bir çok çocuğun kalbine girip | sine sordu: derslerine — çalıştırmadı, — onlara — Anneciğim ben neye ben- sınıf geçii kimini anneleri- | zerim? 4 ne itaat ettirmedi, kimini pis şey- Hanımteyze derhal ceva verd lerle oynattı, bazılarını haylâz — Sarmısağa — A, amma ;ıııuıı anne? kabahat yaptırdı, dayak yedirdi. Ve nihayet birgün dünyadan | sever amma, yiyeni de, yiyene uçup gitti. da usandırır!.. * Günah Çocuklar!. Şeytanın kalbinize sordu: girmesini - istemiyorsanız, daima — Anmnc, günah nedir? eyi, akıllı, uslu ve temiz olunuz.. çünkü şeytan eyi, akıllı, uslu ve temiz çocukların kalbine — hiç bir zaman giremez!. Çocuğu ne kadar iyi besler- seniz ruhu o kadar diri olur.. * 'Çocuğunuu iyiliği sevdirir- seniz, ona dünyanın en iyi hu- yunu aşılarsınız. * Çocuk, yaptığı iyiliğe karşı dünyada en çok ğııevk dşıyıı bir mahlük olur. * Yalnız çocuklar; bugün ya- pacakları iyilikleri yarma mazlar. * Şefkat, bilhassa çocukların en büyük gıdasıdır. * Bilâistisna her çocuk, fakir- leri daima hatırlar. * Gevezelik çocuklarda bir has- talıktır.. Fakat bu usanç getiren değil; tath bir gevezeliktir. çi l e ir e « K