B Sayfa dmarmmaman 39 $ON POSTA FONLARI.. BEN ÖLDÜRDÜM! Yazan: Suat Derviş Annemin Ölümünü — İğeyordum — Gidiyor ha?.. Gidecek öy- de mi?.. Bana okadar kuvvetle gitmi- yeceğine dair teminat vermiş ol- duğu halde hain gidecekti. Ve bana: “ Seni Şeytan xaptetti ., diyorlardı. Bunu bana değil onlara söylemeli idiler. Bunu bütün kâ- Mat, taşlar, topraklar onların yü- züne tükürerek haykarmalı idi. Yabancılara — kendini — ve- ven annemin yılan gibi. kıvrlan vücudunu, onun kapısında sabah- lara kada kudurmuş, bir huyvan gibi dolaşan bir köpek zilletile sürünen babamı şeytan zapdet- mişti. İşte annem ona kapısını açmadığı, kapısını hiç açmıyaca- ğt için gidiyordu. Her şeyi terke- Gerek evini, işini, zavallı küçük kızını, Bilhassa küçük kızmı onu e- kadar seven onun kederlerile e kadar harap olan — küçük kızını bu hareketile nasıl bed- baht edebileceğini düşünmemesi ona karşı bu kadar lâkayt ve fe- na olması için şüphesiz şeytanın kendini zaptetmiş olması lâzımdı. Şeytan beni değil onları o utanmazları zaptetmişti. — Sanki ölse idi diyordum, ölse idi fena mı okurdu. Ah ölse idi. Ölmeliydi &llah neden ölmü- | yordu mâdamki hasta idi.. Fakat o yaşayacaktı. Seade- timizi parçaladığı halde, babarm evden kaçındığı bBeni bukadar haste we bedbabt ettiği halde, her şeyden sonra ailemizin enkazı üzerinde — bir baykuş yibi yaşa- . Saadetimizin viranesi üzerinde. — Ah haizi kadın. Deye düşünüyordum. * Gece babama weyahati - hak- kında hiçbir şey sonrmadım. O da bunn dair bir şey söşlemedi. Bir daha ayni şeylerden bahsetmek- te, mevzun avdet elmekte hiç- bir mânâ yoktu. Babam da na- zarlarımda — küçülmüştü ©. da annem gibi bir hotgâm hainden başka bir şey değildi. Kendisine azap veren bir şeyden mini kalbimi hayatın bütün «22- detini çiğnemekten, beni öldür- mekten, çıldırtmaktan — çekinmi- Sofrada karşı oturmuştuk. Ona karşı birinci defa olarak yabancı ve sevgisir- dim. Yemeğimle meşgul - oluyor- dum. Gözlerini ona bir kere bile çevirmemiştim. Fakat onun bakışlarının — ağarlığımı | tinde ve bir | kadar - olmadıldarı halde kendi hayatımda kendi saadetim olduğunu — göstermek, — anlal- mak istiyordum. Büyük — anm- nemeneler,ne saçmalar, ne heze- yanlar anlatıyordum — kim bilir, Kimse beni böyle neş'eli gör- miye alışık değildi. Bu halim ftıpkı bir serhoşluğa benziyordu. Gayri tabiydi. Fakat zahiri bu neş'e içimdeki çılgın endişeyi öldürmiyordu: — O giderse ©o sıhihten g- derse ben ne olacağım. Ben onsuz ne olucaktım. Bu evde başkalarını seven başkala- rının kollarına vücudunu bırakan bu hasta kadınım yamında ben ne olacaktım.J Babamın boş koltuğunu tahay- yül ediyordum. Onun hasta oldu- ğu günlerin acı hâtıraları kâbus gibi hâtıramda canlamıyordu, Evin © zamanki boşluğunu benim o zamantı- balimi yeniden yaşaya- caktım öyle mi? — Gider ve bir daha avdet etmezse ben ne olurdum bu kocaman binada kimsesiz, onsuz, tek başıma, O, benim? için dünyada her- şeydi. Ben yalnız onu seviyordum. Annneme o fena gündenberi ka- palı kalan kalbimi dolduran yak- nız babamın muhabbeti idi yalnız Ticaret Aleminderr—MüBVîr—n—“Birî’vI;s;ıl; : ( Baş tarafı hirinci sayfada ) Veli kara zade, Haçik Bat- manyan, Albayrak sahibi bey ve Efendiler aralarında bir çay limitet şirketi tesis etmişlerdir. Bu şirketin en büyük hissesi Modiyano - Beyker — müessesesi tarafından alınmıştır. Şirket mukavelenamesine göre hariçten getirtilecek çay yalnız şirket tarafından getirtilecek ve temin edilen kâr hisseleri nisbe- şerikler arasında taksim edilecektir. Şirket, getirdiği çayları yüzde 25 - 30 takas primi mukabilinde | yapmaktadır. Şirketin yüzde 44 kaçmak için benim bütün mini | hissesi Modiyano —grupüna ve yüzde 32 si on altı tacire ait ol- duğundan yüzde 30 takas primin- den en ziyade Modiyano grupu | istifade etmiş ve bu hal hisseleri karşıya | az şerikleri fazla hisseli şeriklerle | ihtilâfa düşürmüştür. Bu bir. başımda | omuzlarımda hissediyordum. Mu- | hakkak beni bu kadar değişik gördüğü üçin şaşımıyordu. O akşam her zaman olduğu gibi bürmelli ve sevgili bir dilsizlik ile sükütü —değildin. — Bilâkis meş'ek, şakrak we lâkayittim gü- İbtilâfm diğer bir sebebi de, büyük bissedarlardan bazılarının şirket haricinde kendi namlarına çay getirmiş oldukları hakkındaki iddiadır. Bu iki. İşte bu sebeplerden — dolayı şeriklerden on yedisi büyük his- sedarları kâtibi adil vasıtasile protesto etmişler ve şirketin tas- fiyesini istemişlerdir. Verilen ma- lümata göre şirketin tasfiyesi ta- | karrür etmiştir. « lüyordum. Saçma sapan şeylerden | bahsetiyordum. Onlara kendile- | rinden başka zevklerim ve meş- | güliyctlerim — olduğu böyle bıraktıkları, benimle alâ- at Cezmiyeti türattallkar tortip edilen 1933 MATBUAT ALMANAĞI Har kütapçeda d o ar Fizte V düredır. ve beni | « Çay piyasasına gelince: aşağı | maliar 250-270, eyiler 400 kuru- şa satılmaktadır. Yeni idhal mü- saade verilmediği ve takas yürde- si biraz indirildiği takdirde çay fiatleri ocazlıyacaktır. Kahve Limitet Sirketi Teecssüs eden kahve Limitet | şirketi getirdiği kahvelerder yüz- de beş komisyon almaktadır. Şir- I ket haricinde kalan baz kahve babamın. Anneme kâarşı duydu- ğum sevgiyi de ona bağlamıştım. Annemle aralarında paylaştığım kalbimi, hislerimi ve merbutiye- timi ona vermiştim. Gülüyor şakalaşıyor, şakalaşı- yor gülüyordam ve kimse kede- rimi, çaresizliğimi — anlamıyordu. Ne zamandanberi alışık olma- dıkları bu neş'eyi görerek bile bu kahkahaların arkasında gizli bir şey olduğunu seçecek kadar benimle meşgul olan yoktu. -- Ellerini yüzüne kapayor ve lleri yüzünde kapalı dururken git- gide alçalan ve ürpertici bir ahengi olan bir sesle devam edi- yor: — Yatağımda — yatıyordum, fakat —uyuyamıyordum. — Çünkü mütemadiyen babamın gideceğini düşünüyordum ve bu düşünce bana müthiş bir azap, tehammül edilmez bir eza veriyordu. — Hasta niçin ölmiyor diyor- dum. Farkına varmadan isteme- den büyük bir memmnuniyetsizlik ve sabursuzluk içinde hep bunu düşünüyordum. — Hasta, işte hasta, ölmiyor. neden ( Arkası var tacirleri yüzde beş komisyonu fazla bulmakta ve komisyonun yüzde 1-2 € indirilmesini iste- mektedirler. Bundan dolayı kahve Hmitet şirketini protesto etmeyi dabi düşünmektedirler. Kahve fiatlerine gelince: Bey- | | nelmilel piyasa hayli düşmüştür. Kahvenin kilosu İstanbul transi- tine 31 kuruşa mal olmaktadır. Hâlen çiy kahveler 120, çe- kilmişler 160 kuruşa satılmakta- dır. Ancak bazı müesseseler yol- da olan çiy kahvelerini 100 ku- ruş üzerinden teklif ettiklerinden kahve fiatinin önümüzdeki bir- kaç hafta içinde bir miktar daha düşmesi muhtemeldir. Kadıköy Kız Ortamektebi Temmüz 3 Yusuf Ziya B. Diyor Ki: Bir Boyunbağı Bir Yulara Benzedi maktan ne çıkar? Dostları müte- essir, düşmanları — memnün et- mekten başkal — Eğer muharrir olmasaydı- hiz ne yapardımı? — Makale, fıkra, Şiir yazma- yılher halde reçete yazmaya ter- cih ederdim! Ve bu bana — hiç değilse — şöhretimle — mütenasip bir servet karandırırdı | — Ençok hangi eserlerinizi seversiniz! — En çok, henüz içimdeki — Ah şunları çabuk çıkarsa- nız! Halk en çok hangi eserleri- nİZi sevmiştir? — Galiba günlük gazetelerde ve “ Akbaba ,, da yazdığım fik- raları... — Muharrirliğe nasıl başladı nız! — Halit Fahri Beyin çıkardı- ğı (Kehkeşan ) isimli bir mec- muada edebiyat müsabakası açıl- mıştı. Vefa idadisinde talebe idim. Bir şiir gönderdim, birinci oldum. Bir boyun bağı hediye ettiler. İşte yirmi bir sene evvel boynu- ma takılan bu boyunbağı, çözül- mez bir yular gibi o günden be- ri beni Babıâğli caddesinde sü- rtükliyor ? — Estağfurullah... Yirmi sene kopmadan dayandığına bakılırsa pek sert başlıliık göstermediniz galiba! Eserlerinizi nasıl yazar- sımız! — Mevzuu görür, kafamda münasebetler bulur, sessiz bir odada yazarım, Kalabalıkta çalı- şamam.. Yazmak için gündüzü geceye, kışı yaza tercih ederim! — Bizde halk niçin oktmuyor? — Bınun birçok sebepleri var! Evvelâ bugünkü insanın oku- miya vakti yok... Ekmek parasını kazanmak için katlandığı yorgun- luk onda okumak takati bırak- miyor! Sonra dünya zevkleri ço- ğgaldı... Bizim çocukluk we ilk gençliğimizde yegâne eğlence Sa- rafim kütüphanesinde Serveti Fü- nun kolleksiyonlarını karıştırmak- tıl Eski divanları, mevcudu kah- mamış eserleri gözden geçirmekti. talebeleri tedrisat somu münasebetile var, Sipahi ocağı var, dantk var, sinema var... Ve nihayet yeni nesle gelince ©, henör mektepte — dersleriii — Bizde muharrirler niçiâ kazanamiyorlar? — Patronlarına yüz bin liralık makine, bir milyon Hiralık matbaâ yaptıkları için! Babiâli yoku- şundan yükârı doğrü - çıkınız. Karşınıza dikilen hangi binanıt temelleri beş on muharririn alı$ terile yuğrulmamıştır ki? Hangi binanın duvarları baba mürasile aile servetile örülmüştür ki?,.. hepsi sayfiyededir! Onların saa> detlerini hazırlıyan bizim larımızden başka nedir ki? — Muharrirlik hayatının en acı bulduğunuz tarafları nelerdir? — Saymakla bitiremem! — En tatlı tarafları? — Hatırlamıyorum! Naci Sadullah Mühim Bir Tayyare Rekoru Kırıldı Los Ancelos 2 — Miralay Roskol Turner atlas denizi ile bahrimuhit arasındaki bava yarışım kazanımıştır. Tayyareci Növyork'tan Los Ance- los arasındaki yolu 11,30 saatte yap mış, kendi eski sökorunu &8 dakika ile kırmıştır. Sammi Vedel ikinci olmuş mis Amelya Eshart yan yelda vazgeç- miştir. aü İ Resim — Tahlili Tabiatinisi üğrenmek — latlyorsanız Kuaponu resminizi S adet kupon Ü bir- Hikto gönderinia Resmlulz wraya dübidir. ve lade edilmaz. Bulunduğu memlekel Rosim — tatişar edecek mi ? Resimin kllşesi BO — turaşluk Pul mukabilinde gönderlletilir. bir veda — müsameresi vermişler ve temsil ettikleri birer perdelik piyeslerde çok muvaffak olmuşlar ve çok alkiş- lanmışlardır. Müsamere fevkalâde bir intizam içinde geçmiştir. Mektebin bu sene talebe adedi 300 dür. Son sınıftan 50 talebe mezun olacaktır. 11 talebe de hariç mekteplerden gelmiştir. Bunlarla beraber G1 talebe bakalorya imtihanına girmiştir. Hanım kızlarımızı ve çalışkan heyeti talimiyesini tebrik ederiz.