AAA — Her hakkı mahfuzdur. — Tefrika No. 95 Nasıl doğdu?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Ölda?.. Uzun Müzakereden Sonra Sami Beyin Öldürülmesine Karar Verildi Manastırda vaziyet bu mer- kezde iken Selâniğin hali birdem bire büyük bir nezaket kesbet- mişti. Cemiyet mensuplarını tar kip etmek için İstanbuldan göne derilen Mahir paşa, Recep paşa, Yusuf paşa ile maiyetlerinde bazı zabitandan mürekkep olan heyet Selâniğe gelmiş, ( İsplândit eteli) ne yerleşmiş; ve çarçabuk bir istihbarat şebekesi tesis et- mişlerdi. Bu sırada, Kırçova mintaka- sında büyük bir faaliyet gösteren mülâzim Şerif ve yüzbaşı İbrahim (1) beylerin himmetile köylülerin bile cemiyete dahil oldukları is- tihbar olunması Üzerine, Polis Müfettişi Sami Bey Kırşovaya gönderilmiş, sıkı bir tahkikata girişilmişti. Sami Beyin maznun- lara karşı gösterdiği cebir ve işkence dolayısile tahkikat cemi- yet aleyhinde bir şekil almıya başlamıştı. Tellike, gittikçe bi- yüyor; Sami Beyin burada bir felâket husule getireceği açıkça görünüyordu. Heyeti merkeziye derhal iç- Hma etti. Bu felâkelin Önüne geçmek için alınacak tedbir mü- zakere edildi. Nihayet Sami Be- yin öldürülmesine karar verildi... Bu kararın tatbiki için düşü- nülen plân da şundan ibaretti, Kasaba haricinde ittihatçılardan mürekkep bir müfrere, bir pusu tertip edecek. Yüzbaşı İbrahim Bey, güya mahrem bir mülâkat için Sami Beyi yanına alarak bu pusunun olduğu yerden geçecek, Fakat tam pusa noktasına gelir gelmez, birdenbire onu yalnız baakarak bir tarafa çekilecek. Ortada kalan Sami Bey de, vatana karşı yaptığı fenalığın cezasını çekecek.. Düşlünülen fikir, kolay- lıkla tatbik edildi; Sami Beyin vücüdü, kurşunlarla delik deşik olarak yere serildi. Fakat, tam zamanında Sami Beyden ayrıla- mıyan İbrahim Beyin de, sağ elinin bileği Üstüne bir kurşun isabet etti. İnkılâp tarihinin fedakârları arasına karışan bu zatın elinde, ebedi bir hatırai iftihar busule getirdi. Bu hâdise, cemiyet efradını takip edenlere bir sersemlik vermekle beraber, Manastır he- yeti merkeziyesinin de manevi- yatını takviye etmişti. Bu kanlı vak'adan sonra hükümetin en çok — Manastır. ve — havalisine ebhemmiyet vereceği tabil idi. Bunun için artık her fedakârlığı göze almak, gerek hükümeti ve gerek Cemiyete ihanet edenleri giddetli haroketlerle karşılamak lcap ediyordu. (313 - Yunan hai? bi ) nde büyük kahramanlıklar göstermek suretile orduda çok şerefli bir mevki kazandığı halde sonraları her nasılsa Alay Müftüsü Mustafa Efendi tarafından iğfal olunan ve Cemiyet aleyhinde İstanbulda ifşaatta bulunan M> ralay Çerkes Hacı Nazmi Bey, (liva ) Üniformasile Manastır'a avdot elmiş.. Alay Müftüsü Mus- tafa Efendi? ise casusluğunun () Bilecik meb'usu İbrahim Bey, (| SON POSTA EERALEN AT KDA YRE L Selânikte, tahkik heyetinin ta- rassuduna ve şifrelerinin aşı rılmasına memur edilenlerden Serdar Abdülkerim Paşa haf di süvari mülâzimi Se lm Bey mükâfatı olarak aldığı nişanı göğsüne — takarak, — cübbesinin eteklerini savura savura Dırahor boyunda gezmiye başlamıştı. O sırada Kırçovadan gelen Mülâzim Mahmut Bey (1) bunlari görünce fena halde mütecssir olmuş.. Dırabor boyunda, Mu- harrem ağanın kıraathanesi önüm de Sermüstantik Kemal Bey (2) e tesadüf ettiği zaman:; — Bu adamları niçin böyle gezdiriyorsunuz? Diye şikâyette bulunmuştu.. Bu halden, diğer arkadaşları gibi Kemal Bey de müteessirdi. Fakat, icraata çeçebilecek kuv- vet, henöz İlâyıkile ihzar edil- memişti, 41) Siülrt mebusu Mahmut Bey (2) Şimdi inhisarlar iduresl zirsat şubosl gefi TAKVİM —— Gün CUMA 31 17 MART T kavı 17 - Zikade i81 | « - Vakit )Enıl 933 10 Rumt Mart - 149 İvasa't 48 18 W 48 4 30 | dSi |& Oo lakgam | e— | Öğzle (6 Oi| iziz | Yaı Ç1 S1 28 | 1545 | knsak | 10 12 | Vehin, |Bznst yaşanı ' î , ikiadi Yevmi, siyasi, Havadiz ve Halk gel s d bul 4 Eeki Zaptiyey VU ştalçeşme sokağı 'Telefont İstanbul - 20203 Posta kutusu: İstanbul - 741 'Telgrafı İstanbul SONPOSTA ABONE FİATİ TÜRKİYE ECNEBİ 1400 Kr. 1 Sene 27CCKr 750 » GAy — 1400 800 300 Gelen evrak göri verlilmez Hanlardan — mes'uliyet alınmaz cevap için mektupl ara (6) kuruşluk Gül İlâvosi lazımdır. Adres değiştirilmesi (20) kuruştur. — k Garetemlede çıkan reslim ve yazılana bülüm hakları mahfuz ve gazetamize Hükümet, — gözünün — önüne gerilen gaflet perdesini daha hâlâ yırtamamış, hazırlanan inki- lâbın hakikt membamı bir türlü anlayamamıştı ... Abdüllhamit, Mabir paşanın ryasetindeki tah- kik heyetini göndermekle bera- ber, bunlara da itimat edemiyor; Arap İzzet paşa vamıtasile Hilmi paşadan; hususi şifre kâtibi Esat Bey vasıtasile da Selânikte bulu- nan Şükrü paşadan husust sw- rette havadis almıya çalış yordu. Şükrü paşa, Esat Beye sudan bir cevap vermekle işin içinden sıyrılmışti. Hüseyin Hilmi paşa ise, daha hâlâ Bulgar çetelerin- den, Paris'teki Jön Türklerin hak kı heyecana getirmek istediğin- den, gizli kongreler aktedildi- ginden, bahsediyordu. Bu esnada vali Rauf paşadan (Kızlar ağası, Abdülgani ağa) ya bir mektup gelmişti. Bu mektuba, hünkâra takdim olunmak üzere de bir arize raptedilmişti. Rauf paşa bu tahriratında (Mason localarının faaliyetinden bahsettikten sonra, bütün Rume- l'de hükümetin şeklini — tebdil stmek ve kanmnu esasiyi ilân eylemek Üzere bazı şüpheli hare- ketlerin bissedilmeye başlandığı- ni süreti mabremanede) arzedi- yordu.. Bu arizeyi, — başkâtip Tabsin paşaya okutan Abdülha- mit, müteessir. oldu. Hatta bu teessürünü de saklamıya lüzum görmiyerek; başkâtibe: — Görüyorsunuz ya. — koca Rumelide işe yarar bir tek adam yok... Hepsi de bir şarkı teranesi gibi tutturmuşlar, bunu söyliyor- lar,.. Ben bunları bilmiyor miyim, Asıl matlüp olan, bu inkilâbı yapmak isteyenler, Kimlerdir?.. No gibi adamlardır.. Biz, bunu bilelim de, ona göre bir tedbir ittihaz edelim.. Ah., ah... günün birinde başıma bir felâket gelirse, hep adamszlık yüzünden gele- cek... Diye şikâyette bulundu. daha garibi şudur ki, Selâniğe gönderilen ve hus.sl bir şifre ile ve husust şifre kâtibi Esat Bey vasıtasile Ab- dülhamitle muhabere edön tahkik heyetide, gerek vali ve gerek Hüseyin Hilmi Paşadan fazla ma lâmat veremiyorlardı. Hükümetin — vaziyetini — gizli vasıtalarile yakından takip eden (Merkezi Umuml ), hiç telüş gös- termiyor.. bir taraftan, bütün Rumeli'de, aym gün ve aynı zaatte, umum! bir kıyamın hazır- lıklarını ikmale çalışırken, diğer taraftan da tahkik heyetini sıkı bir tarassut altında bulun e lk kahir darbeyi banlara vur; mıya hazırlanıyordu... Talât Beyin şahsi dostlarından olan — süvari Mülâzimi Selim Bey, heyeti giz- lice kontrol &” © 'a bulundurmıya memur edilmiş . Esasen servet sahibi — bir ailenin evlâdı olan Selim Bey, Selâniğe geldiği güne denberi ( İsplândit oteli ) ne yer- leşmiş, otel müstahdiminine ver- diği bol babşişlerle, hepisinin hürmetini celbetmişti. ( Arkaşı var ) L ehistanınSilezyaKısmın- da Ya_lılı_dilere Hücum ( Baştarafı 1 inei sayfada ) olunmuştur. Bunların arasında sağ cenaha mensup siyasi teşkilât- tan olan büyük Lehistan kampı azaları da vardır. Bilhassa bu teşkilâtım Padhale şehri şubesi- nin reisi olan Zajaczek bunların arasındadır. Bu nümayişlerin Al- manyada Yahudi aleyhtarı teşki- Iât ile münasebeti olduğu zanno- Tunmaktadır. Hükümetin böyle bir hareketin genişlemesine meydan vermemek için çok şiddetli tedbirler alm:ya azmetmiş * olduğu zannolunmak- tadır. Varşova, 16 — (A. A.) — Ziviş kasabasında yahudiler aley- hine yapılan — nümayişlere dair olarak gelen mütemmim haber- ler kargaşalıkların Rajca kasaba- sında başlamış olduğunu göster: mektedir. Jeneral Haller'in ordu- suna mensup eski muharipler- den mürekkep bir grup, mezu- niyet almaks zın bir toplantı yap- mağa teşebbüs etmiş olduğundan zabıita memurları bunları dağıt- mak istemiştir. — Bunun Üzerine kavgalar — çıkmış ve bu sirada yahudi mağazaları yağma edik mişlir. Polis silâh kullanmak mecbu- :geündı kalmıştır. 4 kişi ölmüş- Bunun Üzerine nümayişçiler Malovka'ya — gitmişler ve orada bütün yahudi mağazalarım yağ- ma etmişlerdir. Vak'a mahalline giden Ziviş polis müdürü Skales- ki, sokaklarda barikatlar vücude - aleybindeki getirmiş — olan halkın hücumuna maruz kalmıştır. 1 kişi ölmüştür. Bir polis müfrezesile hudut m>- hafızları — asayişin — iadesi için vak'a mahalline gönderilmiştir. Kargaşalıkların sebebi, henüz kat'i — sürette — anlaşılmamıştır. Maamafih Yukarı Si'ezya'ya gel- miş olan birçok Alman seyyahla- rının — Yahudiler aleyhinde bir hareket vukua getirmeğe çalışmış oldukları — söyleniyor. Varşova, 16 — (A A.) — Parlâmento — Musevi grupu, bir beyanname neşrederek Yahudiler tahrikâtı — protesto etmiş ve insanlık şeref ve hay- siyetinden bahsederek beşeriye- tin vicdanma — müracaat eyle- Hâdiselerin Sebebi Son Posta: — Yukarı Silezya büyük harpten evvel Almanya'ya Bitti. Fakat — Versay muahedesi mucibince burada halkın reyine müracaat edildi ve — bu suretle bu geniş arazi Lehistan'a ilhak olundu. Yukarı Silezya halkınımn yarı yarıya kısmı Alman, diğer kısmı ise Musevidir. İlhak kararından sonra burada karmakrışık hâdiseler hiçbir. zaman eksik olmamıştır. Lehistan hükümeti memleketin bu kısmında asayişi temin etmek bhususunda — çok müşkülât çek- mektedir. Bu hâdiselerde Almanyanın daima parmağı bulunduğu »ısrar ile söylenmektedir. On Üç Yıl Evvel İşlenen Facianın Yı!îlopümünde... (Baştarahı 1 inci — sayfada) fından haztlanan program mu- cibince yapıldı. Bu büyük ihtifa- le İiştirak eden heyetler, mek- tepliler ve askerlerimiz öğle üzeri köprüden vapurla Eyübe gittiler, şebit mehmetçiklerimizin Eyüp mezarlığ ndaki abidesi önlünde ihtiramla toplandılar. İhtifal kafilesi arası 'a Vali muavini Ali Rıza, Cevdel » -rim, Emniyet müdürü Fehmi Beyler, Darülfünün müderrisleri, 300 ka- dar Darülfünun talebesi hazır bur lunuyorlardı. Merasime saat ikide Türkçe tekbir ile başlandı, sonra aziz şebitlerimizin ruhlarına fatiha- lar okundu. Bundan sonra Ticaret mektebi müdürü Hüsnü Bey ateşli ve heyecanlı bir nutuk söyledi, daha sonra Dartilfünun talebele- rinden iki genç birer bitabe irat ettiler, Bu ateşli hitabelerden #onra genç bir Darölfünunlu şehitleri- miz için büyük bir abide yapıl- masmnı teklif etti, bu teklif unu- mi bir alâka İle karşılandı. Bun- dan sonra Darülfünun gençleri aziz şehitlerin siyah tüllere sar rılmış resimlerini ellerinde yük- selterek ağır ağır geçtiler, askeri bando da huzünlü bir matem ha- vası çaldı. Eyüpteki merasimi müteakip Darülfünun gençleri kafile halin- de facianın işlendiği yere gide- rek hitabeler irat ettiler. 'Uzak Şarkta Ufuk Karanlıktır Londra, 16 — Japonyanın eski Mületler Cemiyeti — Murahbası M. Matsuoka Amerikaya gitmek üzere yapura binerkem beyanatta buluna- rak demiştir. kb — Jeponya, İngiltera ve Amerl- kanın yapacağı teklifleri memnuni- yetle tetkik edecektir. Sovyetlerle olan münasebatın deha riyade kuv- vetlendirileceğ'ni Ümit — ediyorum. Uzak Şarkta ufuk karan'ıktır. Mil- Jetler Cemliyetinin ufku daha x'yade harartac sannediyorum. Millet- ler Cemiyetinin hattı hareketi, doğ- rudan doğruya müzakere ile mese- leniv halledilmesi imkânım ortadan kaldırmıştır. Japonya hiçbir. yar- dım bile olmaksızın, Uzak Şarkia İntizam ve sulhu temin için müca- dele etmiye ber zamandan siyade azı;etmiştir. Yenl — Mançurideki İcraatımızın |Moskovada tevkif Edilen İngilizler - Mokova, 16 — Moskovada tevkif edilen — İngilizler mesclesi ürerine resmi bir tebliğ neşredilmişk'r. Teb- lüğde deniyor ki: Birçok elektrik san- trallarında — biribiri ardınca vukua gelev tahribatın devlet ve mücsse- seleri memurları tarafından yapı dığı anlaşılmış'ır. Bunların arasıada Met- repoliten Vickera ismindeki ingiliz firmasının İa memurları vardır. Bu memurlar İsticvap edildikten sonra kefaletle tahliye edilmişlerdir. eee e — ee ea suya düşmezi Asyada İşla suya düşmesi de evvelâ Çini, sonra A hetmek — tasavvurundi İupumucu söylüyorlar. Hakikat halde meebur kalmadıkça büyük seddi - geğia, Jeponye, Üç sena Nançuriyi müretteh bir. bale getlre- cektir. 4 . İ