İ Çiftçilere Cevaplarımız Diz” zirsut bususundaki müşkü lerinizi - sorunuz. Son Fosin'nın Si #izi güçlükten Pendikte Cafor Tayyar Reye: Ağaçlarınızdaki hastalık eski bir çürüclük hastalığ.dır. Eğer kökler yeni siyahlaşmıya başla- mış veya yeni beyazlaşmıya baş- lamış ise o ağaçlardan ümidi kes- meyip ilâçla tedavisine bakınız. Şayet çok beyazlaşmış veya siyah- laşınış ve kolaylıkla parçalana: cak kadar kuvvetsiz kalmiş ise ağaçları söküp yakmaktan başka çare yoktur. Yakmak süretile baştalığın diğerlerine geçmesine mani olursunuz. Eğer közlerde be- yaz küf veya siyahlık yoksa köklere , hağarat zarar veriyor demektir, Köklere zarar veren başaratın muhtelif cinsleri vardır. Hastalık tevlit eden böceği sörmedikçe hastalığın nevi karşıdan teşhis edilemez. Böceklerden birkaçını toplayıp bize veya kartal Ziraat Memuruna gönderirseniz size ilâ- cını tavsiye edebiliriz. Çürüklük hastalığı için yapılacak tedavi şudur: Ağacın hasta meydana — çıkartarak — üzerine (Bordo bulamacı ) serpiniz. Bu lâç yüz litre su içinde eridilmiş bir kilo göz taşı ve bir kila yağlı kireç mahlü ünden ibarettir. Böbekte İlhami Safa Beyet En son bahçe tarzı kübik de, nilen şekilleri bir araya toplıya- râak tanzim olunan yeni bir sis- temdir. Bahçıvanlarınızın bu yeni ftarzın nas.| tatbik edilmesi lâzım- geldiğine dair belki malümatları yoktur. Eahçenizin genişlik ve uzunluğunu bize bildirirseniz mü- tehassısına vererek arzunuzu ye- rine getirmiş oluruz. İzmirde — bahçıvan Demir Ali Etendiye $ Danaburnu böceğini öldürmek için kullandan ilâçların hapsi ayni tesiri gösterir. -Avrupanın bir iki ilâcı dahi Ziraat İdaresinin tavsiye — eylediği değildir. Bu böceğin öldürülmesi ve yaln:z sizin bahçenizin tama- mile temizlenmesi için kâfi de- Ahmet — oğlu Komşu bahçelerden yine | gelir. Eğer bahçu sahipleri ( >p birlik olarak bir iki sene bLunlar n öldürülmesi için çalışırsanız ancak © zaman zararın Öönüne geçebi- Kirsiniz.. Danaburnu en ziyade imek gübresi kullanmaktan bhusule gelir. Bu gübrede böceğin yu- murtaları daha kolay çatlar ve küçük kurtlar daha kolaylıkla büyürler. Siz bu tabit halden istifade edebilirsiniz. Bahçenizin mühtelif — yerlerine — taze gübresinden yığnlar yapın z ve üzerini hasır, çuval, saksı, çanak gibi bir şeyle Örtünüz. Ertesi sabah erkenden bunları kald.rıp gübre yığmı içinde saklanmış olan böcekleri öldürünüz. Bu tedbire sık gık riayet ederzeniz ve bilhassa komşu bahçıvanlar da bunu tatbik ederlerse yavaş yavaş zararın önüne geçmiş ola- bilirsiniz. Antalyada Mustafa Etendiye: Karpuz ve kavun yetiştirmek hakkında neşredilmiş kitap ma- alesef yoktur. Bu — meyvaların ziraat usulü. hakkında Vilâyet Zirsat İdaresine müracaatla ma- Tâmat alabilirsiniz, Soma'da Ahmet Cevdet Beyet Üzümlerinizi geç - erdirmek inek köklerini | ilâçtan — farklı | | | |e SON POSTA .Düpyadq_g)l_up Bitenler — a— Li İ emimağel Parisin Sosyete Âleminde Kanlı _Bir Facia Oldu Terbiyede Oyunun Ehemmiyeti Bir Kadın Marsilya Valisini Öldürdü Parisin yük- sek denen kok- muş sosyete &le- minde bir vak'a oldu ve bir a- dam öldü. Bu adam,Fran- sız idari teşki- lâtında mühim bir mevki sahibidir. Marsilya şehri merkez olmak Gzere cenup mın- takasının valisis dir. Bu adamı | öldüren bir ka- dindır. Bu kadın bir parça yüke selip kendisine şöyle böyle bir hayat kurduktan sonra isim de- Biştirerek — Jer- men d'Aglemon ismini — almıştır. Hakiki adı Jermen Huö dur ve bir amele — kadnın kızdır. Babaşın- dan ise bahseden yok. Bu kadın genç kızken,bir gün #nasının evinden kaçmış,bir müd- det beyaz et ticareti yapan müecsseselerin — elinde dolaşmış, sonra bilkin bir halde sokağa düşmüş, içlerinde,bugün bir kırak lık tahtı işgal eden bir zatın da bulunduğu bir takım Fransız ya- zıcı gençleri bu kıza bir bahçede raşt gelmişler. İçlerinden — biri, buna ac mış!| M Hayır, acımamış kızın güzek- liği gözüne çarpmış, yanına gidip sormuş: — Sen kimsin, kızım? Kız, macerasını anlatmış, bah- çeye çirmek için şemsiyesini ka- için, kullandığınız usul fennldir. Ancak kemale gelmiş üzüm sak kımlarını laşa kadar kütük üze- rinde muhafaza edebilmek sizin mıntakan n iklimine nazaran ka- bil olamaz. Bunun için ber sak kımı on beş yirmi santim uzun- luğunda bir dal parçasile beraber | geserek ve bu dal parçasını salkım Üzerinde olduğu halde gerin ve az rütubet'i mahzende içi temiz su dolu şişeler içine koyarak muhafaza etmek müm- kündür. Fakat bu usul ile muha- faza olunan üzümler çabuk dö- küldüğünden ancak mahallinde sarfedilebilir. 'Bundan başka Üzüm muhafaza etmek için hususl buz- haneli mahzenler lâzımdır. Bu ise büyük — sermayeli — işlerde yapılabilir. Üzümleri arlardan muhafaza etmek için bezden torbaya ihti- yaç yaoktur. Tül veya tülbent keseler bu işi görebilir. Hatta beyaz renkli kâğıt keseler dahi ku'lanılır. Bu usul yalnız arılar için değil bütün böcekler ve tırtıllar için de Faydalıdır. Yalnız koruklar kemale gelmiye yani üzümler şekerlenmiye başladğı bir za- manda bu keseleri kullanmalıdır. PZ Katil kadın Jermen Huö ve çoluk çocuk sahibi olmasına rağmen kıskanr yordu. Marsilya Valisi, vak'a gü- nü, Parise gele- rek Dahiliye Na- zırına bazı izahat vermişti. Kadın- la — buluştukları zaman aralarında kısa bir müna- kaşa oldu. Jer- me: Hüo, nazıri görmiye gitme- diğini iddia edi- yor, öteki bunun aksini söyliyor- du. Bu — sırada bir silâh pat- ladı ve Marsi- ya Valisi yere yuvarlandı. Ka- dın, hiddet e- nasında eline ta- bancayı alınış ve lddiasına — göre Marsilya — valisk Din Gilâhı alma için yaptığı bir pıcıya rehin bıraktığını söylemiş. | hareket bu vak'aya sebep olmuş O zaman, bu zat cebinden 500 frank çıkarın'ış, kıza vermiş; ha- mama gitmesini, geyinmesini ve ertesi çgün gelip kendisini gör- mesinl tavsiye etmiş. Bu kz, Jermen Huö idi ve tavsiye edi- diği gibi ertesi gün, yeni hami- sini görmiye gitti. Ondan sonra * eğer tabir yerinde ise - muvaf- fakiyetten muvaffakiyete koştu, atlar, arabalar, evler sahibi oldu. Sonra, bu koşturucu hayattan yoruldu. Sakin bir hayat yaşa- mıya başladı. Bu arada, Marsilya valisi ile tanışmıştı. Adamı, evli ve vali ölmüştür. Jermen Huö mevkuftur ve ilk tahkikata göre, adamın vurulması ile doktorlara haber verilmesi arasında uzun bir zaman geçtiği için vaziyet şüphe- lidir. Bütün bu tafsilât gösterk yorki, eğer vaktile ©o Fransız muharriri, bu sokağa düşmüş kızı adam etmiye çalışacak yerde merhamet kisvesi altında sosye- telerin satılık et matat haline getirmemiş olsaydı, kadının ser- vetini temin için nice evler yıkık maz ve son facia vukua gelmezdi. Amerika Zelzelesinin Tesirleri Malta Adasının Etrafında Sular Birdenbire Çc_:kildi Malta limanından bir manzara Amerikada muazzam bir. zel- zele oldu, 14 den fazla şehir büyük zararlara uğradı, iki yüze yakın adam öldü, beş bine yakın insan yaralandı, maddi zarar ve ziyan ise milyonları buldu. Ame- rikan'ın Kaliforniya — vilâyetinde bu felâket vukua gelirken, bunun aksi tesiri Akdenizde görülmüş ve Malta adasının etrafındaki deniz suları birdenbire ve yüzlerce metre genişliğinde geri çekilerek denizin dibini meydana çıkarımış- tır. O süretle ki Malta - halkı, suların çekilmesile kaçmıya vakli bulamıyarak toprak Üzerinde ka- lan tonlarca balık, istakoz, yen geç ve birçok deniz hayvanat avlamışlardır. Denilebilir ki Ame- rikadaki felâket, Malta halkı için bir nevi nimet olmuş, ada ahalisi bol bol ve doya doya balık ye- mişlerdir. 1908 senesinde de, meşbur. Mesina zelzelesi vukua geldiği zaman, ayni suretle Malta adasının etrafında deniz suları çekilmiş, koca ada, adeta denize tecavüz etmiş bir hale gelmişti. Terbiye usullerinde tahakkuk ettirilen terakkilere rağmen, ço- cuk mektepte bütün alâkadar olduğu sahalarda henüz kendini tatımin edebilecek vaziyette de- ğgildir. Bütün mekteplerde tale- benin, derse mütellik — mesal haricinde, muallimlerinden — ilina ile sakladıkları — meşguliyetleri ve ihtirasları vardır. Belçikalı büyük terbiye mütehassısı Dek- roli bu vaziyetin nekadar gayr- tabil olduğunu görmüş ve bunun için çocukta alâka uyandıran şeylerin tedrisatı! erkezi sikle- tini teşkil etmesini ve talebenin hayatı ile münasebeti olmuyan herşeyin de ilgasını ileri sür- im temini için çe- cukların şimdikinden daba fazla itimadını kazanmak ve bilhbassa alâkadar oldukları İşleri bilmek lâzımdır: Mektep sergilerini bir misal olarak alalım: Bu sergiler ekseriyet — itibarile hususi bir maksat gözetilerek tertip edilmiş, yahut diğer mekteplere karşı muzır bir rekabet hissinden doağ- muş ve bu sergilerde — teşhir olunan talebeye ait eserlerde muallimlerin, — çocuk — velilerinin veya dostlarının yardımile mey- dana çıkarılmıştır. Çocuk müsait bir hava içinde çalıştırılmalı ve eski mektep usulile bazı muzır prensiplerin tatbikine nihayet — verilmelidir. Her ana, babanın ve her müreb- binin — vazifesi, talebenin zevk aldığı — meşguliyetleri keşif ve teşci etmektir. İlk zamanlar ço- cukta memnu şeylere karşı tee mayül görülecektir. Fakat bu vaziyet karşısında — fazla telâş gösterilmemelidir. Bazı memnu oyunların #ınıfta oynanmasına müsamaha edilmez; ancak bilâkaydü şart memnuiyet bir hatadır; bilâkis çocukları hem el maharetini, hem de hesap gibi diğer kabiliyetlerini inkişaf ettirecek oyunlar oyna- mıya sevketmelidir. Çocuğun —oyun — sevkıtabilel bizim köhne — mekteplerimizde tatmin edilemediği için talebe gizli yerlerde oynam'ya ve eline geçen kâğıt, mukavva, — tahta, çivi gibi herşeyle — oyuncaklar yapmıya mütemayildir. Bu tema- yüllerin mekteplerde sarl bir şekil alıp bir sınıftan diğerine geçtiği görülüyor. Birçok mektepler — talebenin pul koleksiyonu toplamak - arzur sunun Önüne geçerler. Çünkü bunu hakikt bir ticaret vesilesi telâkki ederler. Bazan büyük mahrumiyetler — bahasına — elde edilmiş bulunan bu pullara vazıyet eden muallim çocukların nefretine maruz kalır. Halbuki muallimin bu koleksiyon mera- kının coğrafya veya tarib tedri- satında çok müfit olacağını bik mesi Çâzımdır. Mekteplerde sa- tıştan ziyade mübadeleyi teşci etmeli ve hariçteki mekteplerle muhabereyi İnkişaf ettirmelidir. Bir musllimin çekmesi haczo- lunan maddelerden — mürekkep karmakarışık — bir. — koleksiyon meşheridir. Bu maddeler kısmen satın alınmış, kismen bizzat tale- be tarafından imal edilmiş olup büyük bir maharete delâlet ederler. Tüfek, hançer, mancınık gibi silâhlar el ile yapılır. Daimi memnuiyetler talebeyi herşeyi gizlemiye ve yalan söy- lemiye sevkeder. Bütün bu memmu oyunlar keşfedilip semerelendirilmesi lâ- zimgelen — yaratıcı kabiliyetlerin en bariz tezahürleridir.