Makedonya Ko- | mitecileri Âra- sında Barışıklık Bir müddettenberi Bu'garlstanda İ doğurduğu acı tesirlerdir. Mukedon- ya isimli bir Bulgar gazetesi yane sının güpegünüüz, betta kıralın gözü Bnünde denecek bir şekilde ya: ması, bu kasi hal teşkil etti ve... Makedonya kı i bu umumi teessür önünde, ikl kısma ayrilan azası arasında bir mütareke yapmıya Komitenin iki: ıynılan bir par. Protogeroti t kanlı mücadelede Protogerof taraf tarları zayıf görünüyorlardı. Kuvvetlenmek için bazı komünist unsurlarla anlaşmak mecburiyetinde kaldılar. Bu ise Mihaylistleri büsbür tün biddetlendirdi. Vak'alar, katiller daha sıklaştı. O derece ki, nihayet Bulgar S5. bu görüşte beraber ol- ölelim bildirdi er, ielmn bökaç şim ervsl'Bu) tanın Cumayibâlâ kasabanın lanan kom.te murahhas'atı, Make Göiyalıların *Sipleru Kargı” bir tek Muaan kalanlar da ine mücadelede dövün. adesslilarinl > oşkpa söyle diler. Bundan ve alinan diğer br takım haberlerden © anlaşılıyor ki Makedonya komitesinin, Iki parçaya lan kısımarı, mücadelelerinin Silâhları Bırakma Konleran- sının Akıbeti Çenevre, Il M. Makdonald, Silâhları Bırakma Konferansı mesal- sini kısa bir zamanda ai dirmiye ve hiç olmazsa mesi bir yola çevirmiye çalışmaktadır. Bunun için muhtelf bal suret'eri bulunmaktadır. Bu hal şsuretlerinin hangisinin tatbik edileceği ponyanı rması ibtima'leri karşisi içindedir. Eğer diğer dev. letler kuvvetlerini arttıracak ve MEME) TEFRİKA No. SON POSTA Gönül İşleri >. Karilerin LosAncelos Zelzelesinde Yüz-|Sualerine lerce Ölü, Binlerce Yaralı Var m MAN Şehir Alevler Arasında, Su Baskını Al- tında Ve Bir Enkaz Yığını Hâlindedir LosAneslos 11 — Burada dakika“ larca devam eden müthiş bir relesle olmuş ve birkaç dakika sonra şehir bir harabe haline gelmiştir. Bin'ere» kişi yaralanmış ve yüzlerce kişi öl mügtür. 120 Önü İlk m-lğele dakikaleren devam etmiştir. Ve bunu diğer şi #etlar takip etmiştir. Ze diye kadar bir eş me tesadüf © ii hşettedir. 14 şiddetli sare- bir.bir ni takip etmiş- " bulunan bir yı; dedir. > Zelzeleye u'rıyan 14 şehirde gime diye kadar 120 ölü ve 4150 yaralı bulunmuş'ur. Alinan Todbirler Longbaş'da örfi idare mi'ştr. Ordu ve dovanm delere imda Ancelos dolmuştur. İnfilâk Ve Yangın Zelzele dola e birçok bentin depoiar.nda infilâk olmuş ve buyu ii angınlar takip etmiştir. Halk il ve perişan ve mere“ ye Haşere şaşırmış bir vez”- ette iir. Te.graf, teefon muhaberetı İenilmişti ir. Maddi zarar milyarları geçmiştir. Bir Tayyarenin Gördükleri Zslzsleya uğrıyan şehir üzerinden uçan bir tayyarecnn söyiedöine göre Los Ancelos mıntakan bir ha“ ra'e ha incedir. Her taraita enkaz yığınları ve yangın alevleri görül mektedir. Loogbaş plajında halk delicesine şuraya buraya koşuşmakladır. Dört <hrin benzin depo ari alev elmiştır. İon Anca: sl ör PE Ml GİYER yıkılmıştır ve şebrin bir kısmını su basınıştır. 6 Bin Yarak Los Anceloz İl — Şu bastabanel r? gelen y. 3 mit r, İki böyük angın çıkmış ar, bin ev vardı, bunların hepsi harap olmuştur.Ka.an kısım da mlevler İç ndecir. si.âh anacak o.urlaraa idaresi de ayni ted mecburiyetinde ka'acal ame — yaralılarla başvurmak İHTİYAT ZABİTİ ROMAN MENEM Mabarriri: Bürhan Cahit EEMMNEMMENEMEE — Hayır amma bu geceden tamam yedi yıl sonra müstakbel kayın pedere birgün köprü üstün de rast geldim. Ne dersin sivil olmama rağmen beni tanıdı. Dik dik baktı. Hemen kalabalığa ka- tıştım. — Senet ne olda? — Bitesi günü ilk işim bir avukata danışmak oldu. Böyle senet muteber değildir. Dedi. — Zavalı kız kim bilir ne kadar beklemiştir. — Zannederim. Fakat kaba- bat bende değil O münasebet devam etseydi belki izdivaçla neticelenirdi. Fakat o şekle dö- külünce şiri kaçtı. Bu arkadaşım bâlâ bekâr ok masaydı samimi olmadığına hük- medecektim. Talimgâhta böyle gündüz ak lâhlı gece sevda'ı gezen namzet ler pek çoktu Gözteze, Erenköy bahçelerinde her gece bazı baya letlerin dönüp dolaştıkları bazı kapıların açılıp kapandığı, hatta bu çeşit bazı baskınlar olduğu iştiliyordu. Bunların içinde komik bazı tesadüfler de oluyordu. 3akin bir tanesini anlatayım: Namzetlerden biri gözü çap- kınlıkta, aşk ve sevdada değil, rahatında ve midesinde. Güzel kız, güzel kadın ona sarmıyor. Fakat Alman çorbası bir türlü boğazından geçmiyor. Sonra yalınkat beylik battaniye- de bir türlü gözüne uyku şir miyor. Evden pufla gibi yatak getir miş. Fakat yemek meselesine çare bulamıyor ve ber akşam Kızıltopraktaki dayısnın evine kaçıyor, akşam yemeğini yiyor, ertesi günün yemeğini de * doldurup bölüğe geliyor. Güzel amma bölükten on de- kika bile ayrılmak yasak, Kuvvel M. Rözvet Raslmde omeri silâhlarla teçhiz edilen milletler gö- tülmektedir. Silâk- sır bir vaziyetiş Onda duran küçük, Avustüryayı temsil elmektedir. Avum turya, diğer silâhlı milletlere - hitaben diyor ki: — 5iz merak etmeyin ben bite raf kalıyorum! Ma lüm olduğu Üzere Avuatrya, o Sen Jermon muahedasli ve Cemiye'i Ak- yam kayıtlarils bis taraflığını İlân et. miş ve silâblan- mamış bir vaziyete tedir. o Kar'karür, tepeden oo tırnağa kadar (o silâhlanan milletlerle Avus- turşanın bu #€zt arasındaki tezadı canlandırmaktadır. Almanya Karşısında Fransız - İngiliz Dostluğu Parla, 11 — İagil'ü Başvek şi Harleye Nazırlarınn Luraya ge'işi ve burada Fransız Başvekil ve riciye Nazırla':e yaptıkları konuş» malar çok iyi bir İntibs birakmış'ır. Bu konuşmaların mevzuunu, A yada Hitlerin iktidar mevkiine gel çi ve Almanyanın # lâhlanma teşebbüsü teşkil etmiştir. Hitlerin hücum kıta- atını polis kadrosuna sokması Versay muabedesine o Ayk'r! sayı maktacır. Bu hususta diplomasi teşeblüs ya- pılacaktır. konfaransından teler memnuni- 15 iieliğkinsilki muntazra Pe GM ik muyor. Bu arkadaş St*ki çapkınlar gibi bahçeden bahçeye atlayıp köyden köye geçmenin yolunu öğrenmiş. Her akşam böyle Yapıyor. Fakat bir gece dayısnda tıka basa karnını doyurup ertesi gü- nün nevalesini de sepete doldurup talimgâba dönerken koyu karan- lkta birdenbire karşısında iki sönğü parlamış ve kalı bir ses: — Eller yukari! kumandasını vermiş! Butadan ötesini kendisinden dinliyelim: — Karanlıkta bu emri alınca kuvvel muntazıra ksrakoluna düş- tüğümü anladım. Yemek sepeti kolumda idi. Hemen ellerimi yu- karı kaldırmakla beraber biran içinde düşündüm. Aramızda se- kiz metro mesafe vardı. Gece karanlıktı Tüfenkleri omuzlarında aslı idi. Vaziyet alıp silâha dav- ranmaları için ipey vekit lâzımdı. Bunu hesap eltim ve derhal ol duğum yerde ters yüzüne dön- düm, Olanca kuvvetimle kaçmı- ya başladım. Karanlığa güveniyordum. Yo- lan sağını tuttum ve arkam laşmalarının sulh için kurvelii bir teminat teşkil edeceğini yazmakta» dırlai Cenevre, 11 — İngiliz Başvekili M. Makdonnld, Harie ye Nazırı Sir on Simon, Fransz, Hariciye Nazırı ol Bonkur buraya gelmişlerdir. Çin - Japon Harbi Pekin, 1i — Jıponların fecir vakti baş adıkları taarruz püskürtülmüştür. Japon kuvvetleri Ku pey Ko geçidini ve geçirmişlerdir. Çinllikr PO mil cenuba çekilmişlerdir. S.fensku cep- besine yaklaşan bir Japon müfrezesl tamami'e İmha edilm ştir, Ku pey Ku cephesinde mühim vahim bâdise'ere İntizar edilme! dir. Salâh yettar mahafil korkunç ve dehşetli hâdiselerin pek yakın olcuğu ev İNE EM geniee ie 1 el beraber o ilk oöliyi saptım. Ve sapar sapmaz yine sağıma gelen alçak bir bahçe düvarına tırmandım, içeri atladım, hemen duvarın dibine uzandım, Dışar:da ayak sesleri, konuş- malar duyuluyordu. Fakat kalbi- min çarpıntı onları adamakıllı işitmeme mani oluyordu. Bana öyle geliyordu ki onlar kalbimin çarpıntısını duyacaklar. D.şarıdaş — Buradan kaçtı. — Doğru gittil Diye bir zaman konuştular, Sonra sesler uzaklaştı. ;. Kabahatim büyük değildi. Nihayet evimde yemek yemiştim. Fakat yakalansaydım bir daha bölükten sıvışmak imkânı olmr yacaktı. Bunun için her şeyi göze alıp kaçmıştım. Yavaşça kalktım. Yemek sepeti hâlâ kolumda idi, İçinde etli patates, zeytinyağı enginar vardı. Kaçarken seferta- sının kapakları da açılmış fasuk ya enginara karışmıştı, yağları da üstüme dökülmüştü, Köşklere bakarak şöyle bir istikamet tayin ettim. Sağa sap- mış tekrar sağdaki bahçe duva- Cevaplarım Ankara'da K.E.R, M.S.V. Hanıma Yanlış bir erkeğe gönül vers mişsinix. Evvelâ bumeslek sahip» leri vefasız olurlar, Saniyen bah- seltiğiniz erkeği yakından tanırım Daha geçende karısından ayrıldı. Biraz serseri ve avare bir genç tir. Size iyi bir hayat arkadaşı olamaz. Sevdanıza daba lâyık birini arayınız. ze. H.H H imsalı Hanımal Kıam yerden göğe kadar bak» Un. İnsan sevmediği bir erkek» le mes'ut bir hayat yaşıyamaz. Fakat hakkın burada biter, Hayat bizim istediğimiz gibi yü. rümez. (O Birçoklarımız (hayatın çarkları içinde iradesiz ezllip gk deriz. Hayat selinin önüne dur- mak mümkün olsaydı, istediğimi xi yapa bilseydik, elbette dünya başka bir dünya olurdu. Farzede- limki bu adamdan ayrıldınız, ne olacak? Hemen kendinize iyi bir kocamı bulacağınızı zan nediyorsunuz? iş bir defa baş langıcında bu sevdaya ran olmamaktı, olduktan ve uzun müddet te beraber yaşadıktan sonra, hayatınızı mümkün olduğu kadar az ıztırap verecek şekilde tanzim elmeyi düşünecektiriz. Şimdi ben sizin (yerinizde olsam, rahatımı bozmam. Bu şe rait içinde hayatımı zenginleştire menin Ça ararım. o Bunun için de k*ndime eğlenceli ve zevkli meşgale bulurum. Meselâ çocuğa, çiçeğe, dikişe ehemmiyet veririm, o Bütün sevdamı onlara dökerim. Bu masum meşgale sizl öyle avutur ki, az zamanda ders dinizi unutur, mesut olduğunuzu hissedersiniz. » 8. 8. Hanıma: Yavrum, sevdiğin genç seninle yaptığı tecrübeden muvaffakıyete sizlikle çıkmış, Senin yüz vermi yeceğine kani olunca yavaş yavaş çekilmeğe çalışıyor. Bu sebeple sizinle (Oevlenmeğe (talip olan akrabanızı reddetmeyiniz. Meç- bul bir aşka istikbalinizi feda elmeyiniz, HANIMTEYZE ——— rını atlamıştım, Şu balde ayni isti- kamette bahçeden bahçeye gide- cektim. Caddeye çıkmak tehlike- MH idi. Geniş bir bahçe idi Bir ax sonra ikinci duvar geldi. Atladım. Öteki bahçe da» ba ağaçlıklı daha karanlıktı, Artık rahattım, Ortalıkta çıt yoktu. Fakat henüz elli adım gitme miştim ki” arkamdan bir köpek bavladı ve üstüme doğru gelmi- ye başladı. Ben de marş marş ettim. Çiçek tarhlarını, ekilmiş sab- zeleri çiğniyor, bahçenin Öte ki duvarını tutmak için koşu yordum. Köpek te yaklaşıyordu. Ben kolumda sepet olanca kuvvetimle koşarken birdenbire ne olduğumu anlamadan yüzüm gözüm parçalanarak yere yıkıldım. Meğer sebza bahçesile tavuk» ları ayıran tel kafesi karanlıkta görmemiş, Üzerine düşmüşüm. Yüzüm haşlanmış gibi yan yordu. Ellerim kanamıştı. Fakat hepsinden kötüsü kö- pek te gelmişti. Artık yüzümün ellerimin acısını unuttum, Sepeti ere fırlattım, Üstüme saldıran köpekle uğraşmıya başladım. ( Arakan vat )