Merak! geziyordu. Delilerden birisdini, bir el ara- basmı tersine çevirmiş eürükler- ken gördü. Meraki Efendi merak «ttir — Deli Efendi ne diye ara- bayı tersine çevirip sürüklüyoraun? — Bir kera dağru- - dürüst götüreyim — demiştlin, içine taş doldurdular, O günden beri hap tersina çevirip sürüklüyorum. Meyhanede Kaırk yılik ayyaş meybanede anlalıyordu: — Bir kadeh rakı İçince ben #erboş olaveririm , Meybane arkadaşlarından biri #ordur — Elli birinci kadehten bah- sediyorsun değil mi kapı yoldaş? Saatlar Banimefendi çocuğunu bere bıraktı: — Çocuğun saçları kesilecek #caba çok sürer mi?.. — Hayır Hanımefendi on da- kikada biter.. — Pekâlâ, ben beş dakikada karşıkl terziye gidip geleceğim, Yarım saat sonra terziden döcen Hanmefendi — çocuğunu berberin — sandalyesinde — saçları kesilirken buldu.. — Hani bana biter demiştiniz |.. Üerber soğuk kanlılıkla cevap verdi : — Sizin beş dakikanız, yarım sast olursa benim on dakikam neye bir saat olmi Efendi Timarhaneyi ber en dakikada «« Bekâr olduğunuz larda geziyorsunuz değli mi?.. — Hayir övli olduğum telek Teessür — Dün seni Ali Beyin cena- zgeslade gördüm. Halinden çok müteecssir olduğun belli (di., — Tabil mütesessir — olurum arizim, Censze yüzünden Ayşe Han mefendinin çayına gideme- miştim, — Gözü kör bir erkeklen haşlanmazsanız — şamşiyenizi kapayım zi için her ekşam bura- İlkbahar Bizi çok bekletmeden, Yine geldi ilkbahar.. Kış gider gitmez hemen, Yine getdi. ilkbahar.. Bukın etraf ne de hoş, Vaktlidir.. Gül, ayna ko, Haydi durma, çıldır coş, Yine geldi ilkbahar.. Mantoga atsın güzel, Çimende yatsın güzel, Zevkini tatsın güzel ; Yine geldi ilkbahar.. Hazırlan haydi danım, Dolaştı şimdi kanım, Duaydan mu küçük hunum Yine geldi ilkbakhar.. — Müdür EFey sizirte görüşmek İÇİn randevu vermiş midir?.. — Ben do Onu #aoracaktimi düÜn akşam tak- simde buwuşacaktık. İkt anat bekledim, gelmaedi. Numara Müşteri mağa- zaya girip eldi- ven istedi: — Buna bir çift göderi eldiven ves riniz.. - Nuümaramız kaç ? — Dört bin ve- kiz güz altmış beş! Tezgühtar bir- denbira hayret etti. Fakat oka- dar — hayrete de- ğer yey — yoktü. Müşteri bir yo- X l rursunuz Edebiyatı cedi: denin ince ruhlu üstadı Cenap Şa- habettin Beyin iki gün evvel çıkan bir pazısından bir iki mecmuadaki salır alzyorum: Manda bu- dar; halis manda Cet becet manda, manda oğlu man- da — budur. L —-. Pembe giyer yaraşır, Mahallede dolaşır; Akşam eve su taşır. Gönüller yaka yaka,. Kıskançlıktan Konliser sordu: — Demek, kıskanç karımız size “sokakta rast geldiğin ka- gdınları kacakla,, diyor., — Hayır komiser Bey, ben anlatayım.. — Sokakta yürürken yanıta — bakımıyacaksın — karşıma bakımyacaks o! diye tenbih et- mişti. Ben de bakmadan yürür- ken birdenbire çarpıvermiş sonra da düşmiyeyim diye sarılmıştım. Mahalle Kızı Her gün sokakta gezer, Etrafa baka baka., Beyaz beyaz bir şeylar, Buraundan aka aka.. Saçları sarı sanı, Ne de çapkın haşarı; Süslenir boncukları, Boynuna “taka taka, — Açık saçık size görünen komgşularınız ne iaralta?.. Dinleşin beni biras, | Bakın hunimefendi.. Darılıp gitmek olmar, Sakın kanımefendi. Ben geldim evinize, Oturalım diz dize; Bir parça daha size, Yakım hanımefendi.. Çekiniyorsannı peki, Hakkınız vardır. belki; Adım çıkmış bilmem ki Çapkın hanımefendi.. Çapkınım, çapkın, çapkı. Durulur mu hiç bakın, Gelse güzeller ekın, Akın hanımefendi.. L R. Bir musikişinas dostum anlattı : — Ömrümde bir kere könser — ver- dim, halk aslık çalarak beni ayıp- ladı, Bir kere de ıssır bBir ormanda keman çalıyordum. — Orada ıslık çalan yokin ya P. Vardı — azi- Orada da kaşlar ıslık çalıp zim ayıpladılar. | Tevekkeli Değil Kögünden yeni | gelmiş — hizmetçi | davardaki — baro- metreye — baktı, hanım — şordü : — Niye bakı- yorsun ?, — Saatin olduğunu kaç öğren- mek istiyorum.. — Ondan öğre- nemezsin, o baro- metredir, Tevekkeli değil ben de ken- di kendime vakit bu kadar geç ol- mıyacakfı diyor- dum. —Şilişı, işetecekalniz'.. Mahalle Kızı Kızım sakın darılma, Sonra ağlarım ama ; Haydi yaklaş yanıma, Sözlerim şaka şaka,, Misafirlere Küçük Hamım piyanoda bir. saker! marş çalıyordu. Annesi: dedi, İnsan Aâdeta sakerlerin geçip gittiğini bisseadi> — Nasıl, yor. Misafirlerden biri cevap verdi: — Keşki geçip giderken pi- yapoyu da alip götürselerdi,, Bbeş tane halısını Rica ederim susunuz, Balık Tutarken Denir kenarııda oturmuş balık | tutuyordu, Oltayı denizden çeker ken dikkat etlim, Ucunda bir bronz çeyrek takılı idi, — Alfet amma hazret, dedim, merak etilm de soruyorum. Yem yerine oltaya çeyrek mi takıyar #an 7.. — Fena mı, dedi, beli rınları aç değildir. Fakat çe | istedikleri — szaman alırlar. Reklâm Oluyor Bu fıkra fransızcadan terci- | medir: Becerikli bir bırsz M. Pepinin çalmıştı.. Bu hırsızlık - vak'asından bir hafta sonra M. Pepin konşusuna am hattı 1 — Azirim, hırs'ızın geldiğinin ertesi günü gazelelere ilâa ver dim. Halılarımı - kim bulup bana getirirse büyük bir nükâfat ve receğimi vadettim Bir iki gün sonra bir adam geldi. Koltuğunun altındaki çkını önüme atarak “ işte halılarınızi bulup getirdim, dedi. — Bu iyi hareketinizden de- layı teşekkür ederim dedim, be yurun size eekiz yüz frank verk yorum.. — Ne yaptınız M. Pepin hü- hları getiren ber halde çalan hırsızdan başkası dezildi Ne diye sekiz yüz frank verdiniz? — Olabilir, fakat benim balı- larım adi - bhalılar, halbuki bu getirilenler halis İzmi çucuğu kucağtma Karşılık — Kızımı size vereceğim. Fa- kat kızımın on bin liraik çeyizi var, Siz buna karşılık ne yapa- caksınız ?.. — Emrediniz Eferşdim, ön bin Hralık çeyiz içinfbir pullu makbur imzalayıp vereyim.. Yağlı yağlı, poynirli kuru