21 Şubat 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

21 Şubat 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

NS H Sıynf- t SON POSTA Güzellik Meselesinin Müna- Son_Şafhas_ında " kaşası Feriha Hanım Son Posta Muharririne Düşüncelerini Anlatıyor Güzellik müsabakası etrafında çıkan münakaşa nihayet, daha İlk günde tahmin ettiğimiz neti- toye vardı, yani şiddetini gittikçe arttırarak bir hayli devam ettik- ten sonra sükün devresine girdi. Vo eminiz yarın öbürgün büsbü- tün sönüp gidecektir. Maamafih biz gürültünün s0- nunda Feriha Hanımı bir defa daha görerek düşüncelerini anla- mak istedik. Bu işi Üzerine alan arkadaşımızın — mnotlarını aşağıyo naklediyoruz: Cumhuriyet gazetesi beş se- nedir beş güzele taç giydirdi, tah- ta çıkardı. Fakat bunların içinde Nazire Hanımın başındaki kadar hiçbirininkl fazla görük medi; — biçbir. gözel de Fe- riha Hanım kadar dallı budaklı bir şöhrete nail olamamıştı. Feriha Han'm mı güzel, zire Hanım mı? Ben bu İşte en kolay zor ha- reketi yapacağım: Diliml tuta- cağım, Yalnız şu mubakkak ki Feriha Hanımın güzelliğinde Nazire Ha- mmn güzelliğile rekabet bilecek bir kuvvetin — varlığını inkür etmek görzlerinden mahrum Insanların düşebileceği bir yam- lışlık olur. Bu rekabet okadar kalabalık bir kütleyi içten alâkadar etti ki lâkayıt kalmak urzuma frağmen nihayet gidip bu güzelin bir acı kahvesini içip tatlı yüzünü görmek arzusundan kendimi ala- ede- madım. * Feriha Hanım evde mi efendim ? — Dışarı çıktı efendim. — No zaman döneceğini bili- yor musunuz ? —Ne nereye gittiğini ne dene geleceğini — bilmiyorum zaman efendim ! Bu Feriha kız kardeşi. Göüze'lik müsabakasında taca kuvvetli bir rakip olabilmek için bir tek kusuru var: Dünyaya birkaç sene daha erken gele- memesi. Kendisine bunu söylemekten kendimi men edomedim: Başka bir zaman geleceğimi söyliyerek veda ettim. Apartımanın kapısından çok uzaklaşmamıştım. Gözel bir te- sadüf zahmaetimi boşa çıkmaktan kurtardı. — Aparlımanın — önünde duran — bir. — taksiden Feriha Hanım — ve annesi — İndiler. Tertemiz, geniş bir yatak odası, Feriha Hanım, annesi, genç rer- tam Orban, ben. Şimdi size unuttuklarım, unut- madığım halde icap elmediği için Yazmıyacaklarım haricinde bütün lnınuqhıklııımııı an'atacağım. Hanımın — küçük Feriha Hanımın kapısını çak- | Madanakafamı sual sormak için iç yormadım. İnsan benim kadar azırlıksız ancak samimi bir do tunu ziyarete gider, Ben aklıma geleni sordum. Fakat Feriha H. aklına gelen Styabı vermedi. Galiba bazı söz- nin yanlış telâkki edilmiş ol- taç | Na- | | ması onün gözünü korkutmuştu. ax söylüyor, çok düşünüyordu. — Göüzellik müsabakası mü- nakaşasının ve dedikodularının aldığı bu vaziyet hakkında ne düşünüyorsunuz ? — Hiç, yalnız bazı çirkin dedikodulara bittabi müteessirim. — Bu müsabakada mağduri- yetinize kani misiniz ? — Vallahi ben, güzellik mü- sabakasına giren kızların en az güzellerini bile kendimden Ustün görmüşümdür! — Tatihapta haksızlık oldu diyenleri haklı bulayor musunuz? — Vallahi herkes söyliyor. — Siz ne dersiniz ? Feriha H. çok müşkil vaziyette kalmış insanlar gibi müteredditti. Haksızlık — oldu. — diyemiyor, Fakat aksini — söylemiye de gönlünün ve dilinin varmadığı anlaşılıyordu. Az sonra yine bu mevzua dönmiye karar vererek başka bir sual sordum: — Aka Gündüz Beyi nere- den tanırsınız ? Feriha Hanımın muntazam bir rinde kıvrlan güzel kaşları hafif titredi : — Meşbur bir muharrir ok masına rüağmen ben balo gece- sine kadar Aka Gündüz Beyi tanımamıştım. Onu baloda hak- kımda Teveccüh gösterdiği zaman tanıdım ve mazasına gidip teşek- kür ettim. — Bu dedikoduların Asabınıza ve sıhhatinize sui tesiri — Bilâkis — efendim, Tâkayt - ve sakinim, hatta iki kilo da artmışım. Güldüm: — Bu kiloların artmasında gazetemizin — güzellik — anketine gelen cevapların ekserisinin le- hinizde olmasının tesiri Güldü. Ortalık kararmiştı. Avizedeki ampullerin yarısı yanıyordu. Yine güldüm: — Feriha dedim. Aleyhte bir muharrir olsaydım : " Feriha H. göremememiz için bir odaya aldı , diye yazardım. Yine güldü. Fakat cevabını zarif bir hareketle tahta var miı? olmasın! Hanim, yözünü bizi bunun yalın kılınç gibi görzlerinin Üze- | gayet | ' | denlere Feriha H. iyice | ışığı az | | dan | fakat aksini gördüm. | çarpık demişler, Feriha H. müsabaka gecesi verilen baloda benziyen sandalyasından kalkar k diğer ampülleri da — yakmakla verdi. Feriha Hanımın Son Posta aleyhin- de yanlış edinilmiş haksız bir kana- ati vardı. Bu işte tamamile bitaraf olduğumuzdan — bilmem — neden şüphe ediyordu ve şüphe onu bize çok kibar insanların kızgın oldukları kimselere karşı takın- dıkları hallerle muamele ediyordu. Reddedeceği zannile gülerek sordum: — Siz, Nuzire Hanımın kaş- larımın varlığımı inkâr etmişsiniz ! — Evet dedim, — doğrudur, yoktu. — Halbuki bugün evine gi- ilk & olarak kaşlarını gösteriyor ve : — Bakın kaşları yok demiş- ler benim için! diye İddiamız n aksini ispat ediyormuş. — Olabilir, belki bırakmıştır! — Ya sizin dişleriniz? tak- mamı? Feriha H. dişlerini gösterme- den gülümsedi: — Vallahi, böyle bir iftira- sonra ben de — şüphelendim sonradan — Feriha H., ben aleyhte bir muharrir olsam sizin bu cümle- nizi yazdıktan sonra: “ Feriha H, böyle #söyledi amma, dişlerini göstermekten çekindi.,, Diye il4- ve ederdim. i ü j Fort H, güK besi.de, be | nizde bile Nazire Hanımın en tat bir kuyumcu tarafından uzun #bir emek sarfile dizilmiş ikl mun- tazam sedef dizisine benziyen dişlerini göstererek güldü. | | — Siz, Feriha H. Üç gün ay- | nada kendinize bakmışınmız? — Evet, baktım, bacaklarım bu çarpıkl ği görebilmek arzusile baktım, — Görebildiniz. mi? Feriha H. mütevanane gü- lümserken başını zarif bir hare- | lığıma halel getirmezse Çarpıklığı — ben de görememiştim. söyliyeyim: — Feriha H., bir. gazeteciyer | İ Zamanında Yetişen BirEvlenmeKanunu Genç Bir Kızı Ebedi Betbahtl;ktan VKurtardı Medent memleketlerde evle- nebilmek veya hukukf ve kanun! bir. muamele yapabilmek - için kanunen muayyen yaşa basmak lâzımdır. Fokat bazı memleket- lerda bu da kâfi değildir. Mese- 14 evlenmek hususunda, kanun! yaşa basmış olanların. ana ve babalarının iznine muhtaç olma- maları için Üç sone daha bekle- meleri lâzımdır. Fakat bu zarı- ret, birçok memleketlerde yeni kanunlarla kaldırılmıştır. Bundan birkaç gün evvel ayni kanunu kabul eden memleketlerden biri de Fransa olmuştur. Denilebilir ki Fransız meclisk- nin bu hareketi, bir biçarenin tam zamanında imdadına yetiş- miştir. Vak'a oldukça — şayanı dikkattir: Bundan bir sene evvel Parisli kızlar arasında en dürüst ve en çalışkan genç kızı bulmak İçin bir müsabaka açılmış, iki namzet kazanmıştır.. Bu — müsabakanın mükâfatı, bu genç kızlara icap eden masraf ve dırahomayı vere- rek evlendirmekti. Bunların bir tanesi, bir müd- | Gün 28 2i — Mabt lü TAKVİM —— SALI Kasım ŞUBAT 933 106 * Şavat — 1381 1 02 (6 50 ŞJAkşam | 12— 41| 1228 | Yataa |1 o31 ( 1917 Ux;sı2 Vakit | Ezanl jvasatt #resimlerim fena ç.kıyol gerdanım inek gerdanı gibi sar- kık çıkıyor,, demişsiniz? Feriha H. bize güzel dişlerini bir daha görmek saadetini veren, | yanaklarındaki gamzeleri derin- | leştiren bir kahkaha attı. — Evet, evet dedi, öyle bir | pot kırdım. Ben her şeyi birşeye teşbih etmiye alışmışım. Bu se- fer bunun cezasını çektim, bil- mem nasıl oldu birden bire ağ- zımdan o kelime çıkıverdi. Kew- disinden yazmamasını da çok rica etmiştim!.. Fakat © gazete muharriri bir tatsız teşbihi mühim bir havadis gibi yazmak arzusunu bir güzell kırmamaya tercih etinişti. — Feriha Hanım; dedim, siz de tasdik ettiniz ki resimleriniz olduğunuzdan —az güzel çıkı- yor. Fakat m gazeteye ÂAna- doludan gelen ekseri mektuplar da: “Resimlere nmazaran Feriha Hanım daha güzeldir!,, diye ya- zılıyor. — Tabil okumuşsunuzdur. Bu, o resimlerinizde çıkan hali- güzel halinden daha güzel oldu- gunuza me, yoksa gönderenlerin her banği bir hisle bitaraf olma- dıklarına ı delâlet eder? — Bilmemlli. — Musabaka girer misiniz?. — Gireriml.. — Son bir sual Feriha Hanım! tekrar yapılan söylemek İstemiyorsunuz amma, Aka Gündüz Beye teşekkür etme- baka tekrar edilirse gireceğ söylemenizden, da- ha başka sözlerinizden balleri- nizden anlaşılıyor ki siz de inti- hapta haksızlık olmuştur. diyen- lerle — henifikirsi Halbuki Cümhüriyet gazetesi — neticenin nizden, m det evvel evlendi. Diğeri rahat- sızlanmıştı. İzdivacı geri kaldı. Nihayet o da iyileşince evlenme muamelesine teşebbüs — oluudu. Hazırlıklar — yapıldı, iki nişanlı evlenme memurluğuna gittiler. Genç kız kanunl - reşitliğini kazanmıştı. Fakat baba ve ana- sının — mü: esinden — müs'tağni kalabilmek için iki sene bekleme si lâzımdı. Evlenme memuru bu vaziyeti görünce nikâbı kıymadı, Genç kız ağlamıya başladı. Biz- zat belediye reis muavini kızın babasına kadar gitti, fakat adam müsaade — vermedi. Hazırlıklar alt, Üst olmuş, herkese hüzün çökmüştü. Bu sırada, bir iki gün evvel Meb'usan Meclisinin kabul ettiği kanunu bir davetli hatır- lattı. Hemen orada resm! bir gazete tedarik olundu ve görülk dü ki meclisin bu kararile genç kız babasının müsaadesini almıya mecbur değildir,. memur derbal nikâhı kıydı, asılan yüzler gü- | İ İ | lümsedi ve bir faciaya dayanması muhtemel görünen vaziyet, bu suretle kurtarıldı. Resminizi Bize Gönderiniz * x4 | Size Tabiatinizi Söyliyelim Retu n l6 gönderiniz. yfamızdadır K Emmeei aei rafının 30 Amasyada Mazhar B(Fotoğ- dercini — istemiyor.) Ağır | başlıdır. Bedeni yorgunluklara ge- lemez, rahatını ve boğazını sever, hiddeti devamsızdır. Katı yürekli değildir. Acı şeylere tahammül edemez, menfaatlerinden başkala- rını da istifade ettirmek ister, Mi- zahi ve eğlenceyi sever, B 33 M.Handan H. — (Fotoğrah- map dercini istemiyor.) Güler yüz- Kederli tahammülü yoktur, çok söyler fa- lü ve neş'elidir. şeylere kat sözleri sıkmaz, tavra hareket- lerinde kibarlık ve tok gözlülük vardır. Muhatabını alâkadar edor. bi 34 Saltma H. (Fo cini istemiyor.) U toğrafının der- al, —babayani birev hanımıdır. Elinden iş gelir, Din bahsinde Maddi manevi — mes'uliyetten korkar. Gürültücü değildir. Müş- küllerini tatlılıkla halletmek ister ve eşyasını hbüsnü istimal eder, Para biriktirmesini bilir, laassap — gösterir. ve katiyan değişmiyeceğini ilân etti. Diğer gazeteler bâlâ uğraşıyor, hattâ biz açınış olduğumuz anke- te devam ediyoruz. Meselâ, fara- za, bizim ankete gelen cevaplar da sizin lehinize kahir bir ekse- riyet olsa, ne çıkacak, ne olacak! — Onu da bilmemi.. Sözümde durdum va Feriha Hanıma başka bir sual sormadan teşekkürle veda ettim. Hakikaten bunu ben de bik miyordum. Yaln 2 düşünüyorum ki hiç birşey olmasa rakibine bu şekilde tefevvukumu İspat etmek Feriba Hanıma Kıraliçe tacımı giymekten daha büyük bir xevk verecek. Naci Sadullah Z aüi

Bu sayıdan diğer sayfalar: