Politika Âleminde Kadının Rolü Cemiyeti Akvam Meclisi, Çin- * Japon İhtilâfını geçen hafta müza- kere otti. Kuüvvetli bir. reklâmın fikirler üzerinde basıl edebileceği tesiri iyi hesap etmesini bilen Japon- lar, baklı olmadıklarımı bildikleri bu davada, hiç olmazsa birkaç kişi kaza- Babilmek ümicile, parlak bir müzame- fe terilp etmişler.Cen meşhur urmalı kiralanmış, sanat onda, Kur« *al salonları üniformalı ataşemiliter. lerden, siyah elbiseli diplomatlardan Beçilemez bir hale gelmiş ve müsa- Mere, Mançuriye dair bir propağan- da filminin gösterilmesile başlamış. 'rçok beton köprüler, mükemmel Şoseler, lüks trenler, muarzzam bina- lar, Mançüri istiklâlininin ilâmt Üze- tladen geçen zamandan beri orslar« vücut verilen umran hareketlerine İşaret ediyordu. Fakat, doğrusunu eöylemek lâzım- SA, apaçık propaganda kokusu taşım Yan bu nümayiş, beklenen tesirl bösl etmemiş. Derken efendim, filim bitmiş, asıl müsamere salonla- finin kapıları açılmış. Halls Japon #an'atkârları — tarafından * süslenmiş n bu salonlarda, her biri biribi- rinden güzel Japon kadınları peyda #luvermişler. Bunlar, mahir manev- ralarla dave!lilere sokulmuşlar ve döndürücü bir hava içinde Ja« 'on « ;. ti Avrupa dostluğu tesit edilmi- murahhas heyeti, hâdiseyi er alır almaz, derhal mukabil "l!nın geçmek ınıer bir. müs. Fakat Ibtiyaca kâfi gelebilecek kas '& propagandacı Çin dilberi getirt- Mek mümkün olamadığı İçin ziyafet :! Müsamere, Çin usuü * yakılı ikılan höğir” b maneara l Vüziyetlerinin gösterilmesine İnhisar ıııııı,_ Ve bu eksikliktir kl Japonların Tsras'mi yarında Çinlilerin teşeb- Üsünü süyt düşürmüş, Beynelmilel politikada — kadının Fol alması yeni değila» de, bu dere- S& açığı ilk defa görülmüş bir hâ- '43 oluyor. — Süreyya Bir Haftada 1934 Ölüm Londra, 3 — İngilterenin ve tonubi Gal memleketinin büyük :'h'l'lmıııdı geçen hafta gripten 1934 kişi ölmüştür. Bu ölüm ak'alarından 641 i Londradadır. v Daha evvelki hafta içinde lenler 1590 şıdcıı ibarettir. ;BON POSTA Bu Sefer Ne Yapacakl Silâh Tahdidi Konferansında Münaka- şa Ve Müzakereler Yeniden Başladı Cenevre, 3 — Silâhları azalt- ma konforansı, reis M. Hender- son tarafından dün açılmıştır. M. Henderson, silâhları azalt- ma hakkındaki umum! mukave- leyi konferansın iki aya kadar kabul etmesi temennisinde bulun- muştur. Fransız mümessili M. Massigli alâkadar bükümetlerin iki aydan beri uzun uzadıya tetkike vakit buldukları Fransız planı hakkında delillere müstenit mutalealar, ya- hut isabetli ve açık tenkitler yürütülmesini rica etmiş ve de- miştir ki: “Müzakera esnasında ortaya çıkabilecek eksiklikleri tamamla- mıya ve onlaşamamazlıkları da- ğıtmıya M, pol Bonkur pek yakında imkân bulacaktır. Bu işi bir neti- ceye bağlamak zamanı gelmiştir. Fransız planı ise bu meseleyi neticelendirmek maksadını güt mektedir.,, Amerika'nın Harici Ticareti Vaşm; ton 3 — Amerika'nm da Avrupaya ihracatı ı'*:) nııı)uı dolardan ibarettir. 1931 de ihracat 1.187 milyomu bulmuştu. Amerika'nın 1932 senesindeki ithalâtı 389 milyon dolar tahmin edilmiştir. 1931 yılında thalât 640 mik- yon dolara çıkmıştı. Amerika'nın İngiltereye — ve Kanada'ya yaptıği ihracat dün yanın diğer kısımlarındaki mem- İeketlere yapılan ihracatı geç miştir. Çelik Kartoli Brüksel, 3 — Çelik kartelinin dün yapması evvelce kararlaştırıl- miş olan içtimar 22 şubata kal- mış'ır BNN TEFRİKA NUMARASI: zi m CEPHE “MİLLİ o Muharriri: Tüurünü, se isini bu mü- .'.'btş::ı geçici oluv:vnı inanarak :.—'“mlyı çalışıyordu. Bu ina- okadar alışmıştı ki o âdeta .:'""mn bir hastalık geçirdiğine Yi olması için beraber çalış- T.h.uzıııgeldığınl de inanmıştı. İn mmülü, mukavemeti hep bu Timi — kanaatten İkuvvet alı- Genç kız arkadaşının buhran :îç"d'hhl yüzünden anladı. Tas- &tinek istedi «& — Maamafih, Faruk Beyin h_d*mlr yürekli bir adam oldu- M hepimiz biliriz, 'Ayatında her adımını metod- 3',""“910. kafasile atan Faruk in ıuİırle bir. maceraya atbıla- H hiç te ihtimal verilmez. Öyle zannediyorum ki Yin bu kadına yi X verişi inirlerini teskin etmek bozuk bir erkeği aman tatmin ede- ekler sıkılıaca başka hava, Ve ”a Faruk B_ Boıulııı &i ir. kar. ..L.E?:.“bır Ki d Burhan Cahit ROMAN, BK başka koku, başka renk isterler. Bunun için (Dilröba) Hanım ideal bir kadındır. doğrusu. Narin nefret eder gibi yüzünü buruşturarak — mırıldandı : — Mülevvos kadiü. Kaç kişi- nin art gı | — Orası doğru.. Fakat er- keklerin buyunu bilmez misin. Onlara gözlerinde yabancı erkek gözlerinin izi dolaşan, etlerinde başka erkeklerin temas izleri görünen kadınlar daha lezzetli gelir, Böyle maceralı kadınların ne- dense bu meziyetleri var, Erkekler biribirlerinin" koku- sunu alarak ayni çıkmazda bulu- şuyorlar. Narin gülüyordu: — Pislerl dedi. — Na yapalım. Aile kadını, ev kadinı olmak iyi, Fakat böyle genç ve hele güzel kocası olmak pek kolay değil. Onu bir hayat B İDun ya Buhranını Hallet- İmek Mumk Olacak Mı? Japonyada, İmperatorun yevmi velâdeti millt bayram sayılır. O günü en ufak köylere kadar her yerde halk, imperatorun ve ailesinin hayatı ve sih- hati için mabotlerde dum eder. Belediyelor fakir fukarapa para dağıtır, tiyat- rolar, sinemalar bodava temsil verirler. Sarayda İmperstor hükümet erkâaını, Ayâı ve meb' usanı, ümerayı askeriyeyi ve ocnebl sefirleri kabul eder. Londra, ö — Danyı iktısat konferans', * börçlar — meselesi hakkında İngiltere ile Amerika arasında yapılacak müzakereler- den evvel toplanmıyacak, davet- namelerin gönderilmesile konfe- ransın toplanması arasında en ax 3 aylık bir müddet geçecektir. Davetnamelerin gönderilmesi bakkında henüz hiçbir tertibat alınmamıştır. Çünkü daha evvel İngiliz - Amerikan müzakereleri hakkında daha açık bir fikir ve hüküm hâsıl etmek arzusu gör terilmektedir. İktasat koanferansına —memur mütehassısların hazırladıktarı ruzname Londrada mülsait — bir surette karşılanm ştir. arkadaşı gibi dLıl'lı Mmeklep ar- kadaşı gibi kullanmak, — bazan sevmek, bazan k—“îl etmek ve böyle aykırı sapışlarını görme- mezlikten gelmek — lâziım. İpin ucunu arasıra gevşetmeli. Hızını alsın. Fakat İcap edince hemen çekmeli. Fakat berhalde kopar- mamalı. İki arkadaş geç vakte kadar dertleştiler. Meral, ona Erenköy havadis- lerini bütün teferrüatile anlattı. Yarın meseleyi annesine açaca- ğgım ve babasına da mektup yazacaklarını söyledi. * Kaymakam Faruk Bükreş'te | ve Yaş'tağ epi Mmüşkile tesadlf etti. Müttefik orduların hissesine düşen ganalim mühim bir yekün tutuyordu. Bulgarlar hisselerine — düşen kısını kendi topraklarına naklet- | mişlerdi. Almanlar o sırada - şid- | detli bir zahire (Ukranya ) hılara yüksek — fiatle satmışlardı. Kayımakam Faruk daha Köz- tenceye ayak attığı zaman hafta- lardanberi bu işin peşinde koşan dişli, iltimaslı bir takım Musevi, Sikinlisi çeken | Rosmlnlz Sar. n-ılı resmi kıhuldnn sonra çıkan erkânt göştermektedir. Londrı 3 — M. Makdonald, dünya iktısat konferansına riya- set etmesi hakkında kendisine yapılan daveti - bu konferansın Londrada toplanmasi — şartile « kabul etmiştir. Belçika Weclisinde Brüksel 3 — Meb'usan Mec» lisi Pöpl gazetesinin asker! daire- lerde ve kışlalarda — dağıtılıp okunmasının men'i hakkında s08- yalistler tarafından yapılan istizah neticesinde 69 muhalif ve iki müstenkif reyea karşı 84 reyle büküme'e itimat beyan etmiştir. A Dört Kere ar ? Nişanlandım Fakat... “*38 yaşındayım. Mesleğim şerefli ve kazancım iyidir. Bir ailenin bütün ihtiyaçlarını bol bol temin edecek derecede para kazanıyorum. Bugüne kadar dört defa nişanlandım. Fakat dördünde de nişanlılarım birer bahane ile benden ayrıldı. Başka erkeklerle evlendiler. Artık yaşım İlerliyor. Bir müddet sonra evlenmek de- ğgil, tekrar nişanlanmak imkânı bile kalmıyacak. Cesaretim kı- rıldığı için yeniden bir kıza talip olmaktan da çekiniyorum. Ne yapayım? , Sizin hastalığınız basit. Nişan- hlarınızı ihmal ettiğiniz, evlen- mek hususunda mütereddit dav- randığın:z anlaşılıyor. Bu vaziyet genç kızları şüpheye düşürdüğü için nişanlılarınız sizden ayrılmış- lardir. Bir daha nişanlanırsanız aradan vakit geçirmeden derhal evleniniz. ve nişanlınızla alâkadar olunuz. * Ortaköyde Halil Maşük Beyet Çocuğunuz erkek olursa bu isimlerden birinl koyabilirsiniz: Tunç, Yalçın, Erol, Yıldırım, Coşkun, Timuçin, Timurtaş. Kız olursar Güner, Günay, Sevinç, Ece, vesaire... Gebelikte ve doğumda İstifa- de edilecek malümatı havi esere ler Türkçede de mevcuttur. Dok- tor Besim Ömer Paşanın geçen sene çıkmış eserini tavsiye ede- riz. Babıâli kitapçılarında bula- bilirsiniz. * Ankara'da F. Na Bugün fireüâgiyi bir , daha nüksetmemek Üzere tedavi edi- yorlar, Bir defa doktorunuzun fikrini alınız. Eğer nişanlanma- nızda mahzur görmezse mesole kalmaz. Aksi takdirde sirayet devresi geçmeden nişanlanmanız tehlikell olabilir. HANIM TEYZE ——— ——— — ve Rum iş adamlarile karşılaştı. Levazımdan vaat alan, nazırlardan, ı meb'uslardan tavsiyeler alan bu adamlar hep bu kârlı işin peşin- ! den koşuyorlardı. Kaymakam Faruk işgal ordu- . su kumandaâanndan yanıma aldığı | iki genç ihtiyat mülâzimi iİle işe başladı. Daha ilk hesaplarda bu işin bakikat pek — karışık olduğunu anladı Çönkü zahire ve keres- teler muhtelif merkezlerde bulu- nuyordu. Bunlar şimdiki halde manzil reisinin muhafazasına br [ rakılmıştı.. Fakat bu — muhtelit | mamtakalardaki — malların - ecnebi | bir memlekette muhafazası güçtü. Bazı yerlerce menzil memurlarının yerli tüccarla uyuşarak zahire ve kereste sattıkları söyleniyordu. Miktar sureti kat'iyede ma- lüm değildi. Teslim ve tesellüm muamelesi toptan hesap yapıl- mışlı. Bn tehlikeli vaziyeti anlayan | kaymakam Faruk genç arkadaş- | larını mühtelif noktalara koştu- rarak evvela mazbut bir defler hazırlattı. Bükreşte ordu merke- zinde kendine tahsis ettiği Büro- da işe buşladı. Levazım ve menzil memurları şaşırmışlardı. Deftere geçen mal yine onla- rın mes'uliyeti altında bulunduk- darı yerlerde mühürleniyordu. Artık çalmak ve satmak teh- likesi kalmamıştı. Kaymakam Faruk bir hafta içinde aradığı yekünu boldu. Za- bire ve keresteler mühim mik- tara varıyordu. O zaman bu İşin İstanbulda meden bu kadar dedikodu yaptr ğim anladı. İşi takip edenler hâlâ onun peşini birakmıyorlardı. - Levazımla Ordu kumandanlığı bu yeni vaziyetten memnun ol- mam şlardı. Fakat kaymakam Faruk elin- deki yüksek salahiyetle muame- leye varıyet edince ses çıkara- madılar. Şimdi bötün tazyık kânı harbe yl!kleıııîıyışu_..uc ğ Onlar yalnız bir şey anlamak istiyorlardı. Kaymakam bunları satacak mıydı. Yoksa ordu emrine veri- mek Üzere İstanbula mı yollıya- caktı. Genç erkânı harbin yanında aleş gibi çalışan iki mülâzim çok namuslu fedakâr gençlerdi. ÇArkamı var )