3 Şubat 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

3 Şubat 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Şubati — n aet e Tohum Meselesi Bire ziraat hasusundaki müşküllerinizi sorunuz. Son Posta'nın «Çiftçir si sizi güçlükten kurtaracaktır. Toprak işlerinde esas olan bir tohum ve tohumluk mesölesi var- dır. Karilerimizden buna dair «ık tık şikâyetler vaki oluyor. İyl ve taze tohbum bulunamadığından, Şuradan buradan aldıkları tohum- ların çimlenmediğinden bahsedi- yorlar. Bu şikâyetler pek yerin- dedir. Hakikaten iyi ve taze tor hum temin ve todarik etmek bir tmesele olmuştur. Tobum satanla- tü ekserisi bir seno — satılmıyan tohumlarını ertesi sene veya bir- kaç sene mütemadiyen satmaktan başka bir gey düşünmezler. Gerçi tohumların — çimlenme ve kabiliyeti cinslerine ve yetiy tikleri iklimlere göre değişirse de tobum satanlar bu husuüsiyetleri bilmediklerinden — herhangi bir €ins tohum olursa olsun satılın- cıya kadar dükkânlarında kalır ve senelerce durunca bayatlana- rak İşe yaramaz bir hale gelir, Buna çare aramak lâzımdır. Taze tohumluk — tedariki memleketin her tarafında bir mesele halini ulmıştır. Bu ihtiyaç daha ziyade sebze, meyva, ağaç ve çiçek tohumları lçin tesirini göstermektedir. To- humcuların ekserisi tuhumlarını Avrupadan — celbetmektedirler. Halbuki Avrupa tobumeularının hepsini de itimada şayan mües- seseler olduğunu kabul - etmek doğru değildir. Bu gibi mücsse- selerin de ekserisi tohumları kendi yetiştirdikleri mahsulâttan toplamıyorlar. Onlarda şuradan buradan tedarik ediyorlar. En emin tohum mülesseseleri, cins Ve nevileri kendi bahçelerinden ve kendi kontorol ve - itinaları Altında yetiştirilen mabhsulâttan toplarlar ve satarlar. Bu gibi Mücaseselerden tuhum celbetme- dikçe — Avrupadan — getirtilecek tobumların tazelik ve halisiyetine ç İimat etmek caiz olmaz; Avrupa tohum — mücsseseleri tiraat idareleri tarafından kon- — Üole tâbi tutulmakta ise de bu daha ziyada haslalık Soktasından yapılır. Tohumların 1-2 geneden riyade çimlenme kuvyetini — muhafara edemiyen tindlerini ekenler tabildir ki hiç netice alamazlar. Bu tohum- işlerini bizde de kontrol Stmek kabil değildir. Bunun için ; uvar, vessit ve teşkilât İster. “En iyisi emin, bilgili, tok Közlü va aözlü yerlerden veya :Tı:lıı tobumu o cinsia mah- M yetiştiren bahçe ve miles- Sesalerden — tedarik — eylemektir. t bilinmesi da müşkül de- 'dir. Ziraat Odaları bu bususa 'Air Jözumu kadar yardımları, kolaylıkları yıpııılmlı. Oğalark Yapılacak — müracaatlar üzerine Ş tavsiye odi ler- den, tohum - fidan v:::ıg ’e.:lbo- lir. Bu suretla emniyet ve itimat ile Si iş görebilmek mümkün Lutti Arit kudreti ESKİ BİR TU SON POSTA #t ©2? LUMBACI ANLATIYO Eski Devrin Amatör Tulumbacıları Nasıl Yaşarlar, Neler Yaparlardı ? Sandık Tutmak, Takım Koğmak Nasıl Olurdu? Öncü Artçı, Sağcı Solcu Yarihi bir resim; Eski tulumbacı — ağalarından Osman reisle görüşerek resml tulumbacılık — teşkilâtından — bu sütunlarda uzun uzadıya bahset- miştik, Fakat asıl ı:.ıılnmhıulık bu değildi. Bir de, İstanbulun meş h:?ııeıııuerlndı ve birkaç bele- diye dairesinda müaballa gençle- rinin aralarında toplanarak &! &por İhtiyacının tatmini için yap- tıkları amatör tulumbacılık vardı. Bu amatör tulambacılarının kodamanlarından bir zat, Osman reisin verdiği izahatı gazetede okuyunca bütün hâtıratı canlan- muş. sınini tasrih etmemek kay- dile bize şunları anlattı: — Benim senelerce teşkilâtına dabil olduğum mahalle tulamba- cılığının mabiyetini, gayesini doğ- ma büyüme İstanbulluların yüzde sekseni bilmezlerdi. Tulumbacılık, Bir Gaye İdi! Evvelâ, şunu söylemek İsle- rimki, eski devrin tulumbacıları gaye adamları idi. Bu gaye, sadece spordan ibaretti. Spor namına en ufak bir bareketin, akla gelmiyen şüpheler uyandır- dığı bir devirde, geüçler, spor ihtiyaçlarını tulumbacılıktan baş- ka sahada tatmin edemiyorlardı. Tulumbacılık, işte bu ihtiyaçtan doğdu. Yavaş yavaş bir meslek baline —girerek uzun — sencler yaşadı. Sonraları, birtakım sefillerin araya karışması yüzünden tulum- bacılık. herkes tarafından bakir görülen bir iş oldu. Eğer böyle telekki edilmeyip te, bir #porcu gözile nasil başladığı, bauyi mer halelerden geçtiği tetkik edilmiş olsaydı, tulumbacılık bizda sporun tarihini yazacaklara çok esaslı bir me'har vazifesini görürdü. Tu- humbacılk, beden - terbiyesinde başlıca Aâmildi. — Tulumbacıların vücudu, devamlı bir idmuna tabl olduğu için çelik gihi sağlamlar dı. D T İdmanmı azaltan vücudunun te- naslibünti kaybeden tulumbacının srkadaşları y:nuıdı mevkii derbal alçalırdı. Yangında şişip kalmak, onla- rın en korktukları şeydi. Geçit Yeclerinde Halk... Geçit yerlerinde balkın grup grop seyrine koştukları tulumba- eların en küçük barekâtı ; özden kaçmazdı. içlerinden birisi vücu- duna endamının tenasübünü bo- zacak bir şekil verecek olsa, hemen muahezeye maruz kalırdı. Tulumbacı, sade bedenini de- ğgil, ruhunu da terbiye etmek mecburiyetinde İdiz cinsl müna- sebetlere bile had tayin edilmişti. Tulumbaci İşret edemez, fazla algara içemez, midesini abur cu- Gi ee burla dolduramazdı. Hernevi sui- lı::ıldın kaçınmak zaruretl vardı. İçinde yaşamış olanlar bilirler. Tulumbacılığın amatörleri, mes- lekten maddi hiç bir menfaat beklemezlerdi, Gece yarıları, sıcak yatakları« mı terk ederek karda, yağmurda saatlerce koşmak, az Zahmetli bir iş değildi. Tulumbacı yangına yangın söndürmek, yahut yangın yerinde yağmacılık etmek için gitmezdi. Gaye, idman, daha umuümi tabirile spordu. Kimler Tulumbacılık Ederdi ? Benim #semiim : olan- Çırçır'da yirmi beş kadar ç, bir araya toplamıp bir sandık teşkil etmiş- tik, İçimizde zabitten, kavaf, yorgancı, matbaa makinisti gibi esnaftan adamlar vardı. Diye- ceğim şu ki, biçbirimiz tulumba« cılığı maişet vasıtas; yapmamıştık. Fakat tulumbacılığın adı. fe- naya çıktığı İçir yalnız gece yangınlarına gider, gündür İzi- mizi - belli Cı:_"'lı _!uluıı:lbıcılık yaptı; msenin — bilresini s..î“_î'.'â.'-î Söleyman Efendi is- minde çok Bamuslu hir reisimiz vardı. dik başında iken arar mızda çıt olmazdı. Herkes, kenm- dinden büyüğüne hürmet eder, haysiyet kıracak hâdiselere se- bebiyet vermezdi. Yangınlardan dönüşte hep bir araya ı'"“_""' çaylar - içilir, oyunlar tertip edilir, nezih bir- takım sürprizlerle tatlı tatlı vakit eçizilirdi. Tulumbacılar, hariçte- ıil"h ıbtasını celbedecek ka- dar zevkli bir hayat yaşarlardı. Aramıza karışan bazı gürubun hareketlerine bakarak bütün tu- Tumbaçılar hakkında hüküm ver- maz. Osman Ağa- nm dediği gibi yangına giderken yolda bir talumbanın öteki tur İumbanım önüne geçmesi, mutlaka kavga çıkarmak için değild.. Bu İddilh_“ suüret müabakası idi, Kaçmaca, Kovalamaca... Bir sandık, önden çiden san- diği tütmak, 'ırlııdın gelen san dıktan kaçmak için bütün kuv- vetini sarfederdi. Bu kaçıp ko- valama çok heyecanlı - olurdü. Geçit yerlerinde toplanıp tulum- bacıları uğurluyan halk, en öne geçeni takdirlere, alkışlara bo- garlardı. Takım Kovmak Nedir? Takım kovmak, — Tulumbayı bütün süratile koıhıımık demekti. . Bu da ekseriya balkın toplandığı geçit yerlerinde gösteriş için ya- pilirdi. Tulumbanın takim kovarken #ürati, yüz metrelik bir sürat Ne Yaparlardı? Koç Boynuzu Ne Demekti ? geki tulumbacılar koşusunda en yüksek rekoru ke- zanan bir koşucunun hızından fazla Idi Boşta koşan kaçarı fazla tulumbacılar bile, böyle takım kovan bir sandığa mümkün değil yetişemezlerdi. Bu iş uzun ve devamlı talim- lerle mümkün olurdu. En aşağı fç sene koşmayan tulumbacının sandık kovmasına İmkân yoktu. Seyirciler geçit yerlerinde kouvlan takımın güratini dikkat ve zevkle tıliP ve derecelerini tayin eder- lerdi. Ertesi günü şehrin bütün me- raklı muhitlerinde bu dereceler, mevzuubabha olur, takımları ara- sında mukayeseler, yürütülerek münakaşalar yapılırdı. İstanbulun geçit yer- leri şunlardı: Taksim, Tophane, Galata, Aksaray, Beyazıt Un- kapamı, — Muralpaşa, — Samatya, Edirnekapı. Sandık Erkâmı Sandığın beş kişiden mürek- kep erkâmı vard. Bu erkân, vaumt içtimalarda (soba) inti- hap edilirdi, Erkânın başında reis bulu- nur, bundan sonra ikincl reis, fenerci, borucu, kökenci gelirdi. Reis, yangınlarda — takımları kullanır, yangın yerinde sandığı idare eder, ikinci reisi de kendi- sine yardımda bulunurdu. Fenerci, koğuşta — takımları (düzer), borucu, yangın yerinde boruyu kullanır, bkgnd de bo- rucuya yardım ederdir. Öncüler, Artçılar Takım düzmek için kısa boy- lulardan seçilen ( öncüler ) i öne, uzun lınılılırdıı seçilen (artçe lar) 1 arkaya koyarlardı. Bazan sağ ve solcuların her ikisi de kısa boylulardan intihap edilirdi. Ki bu tertibe balık sırtı derlerdi. Takımlara çok kere ( Muşlu ) ismi — verilirdi. kürtlerden kalma idi. * Talkımlar, sür'at ve mukave- metlerine göre sıraya konulurdu. Dört neferi birden sırıklara ya; gırlar ve yolda hiç sallama takım — değiştirirlerdi. İçlerinden bir tanesi yürüyüşe ayak uydu- ramıyacak olaa sarsıntıdan bir adım ileri gitmek kabil olamazdı, Koç Boynuzu... İki sokağın birleştiği köşeden ikl sandığın ayni zamanda çıkı« şna ( Koçboynuzu ) derlerdi. Bu vaziyet, tehlikeli olduğu için, mühim yol ağızlarında gözcüler bulunurdu. Sandıklar arasındaki mesafe, ta- kım denilen bir mikyasla ölçü- lürdü. Bu mesafe, 1504200 met> reden ibaretti. Amatör tulumbacıların nara- ei SD b el ei e ö L AF Geçen Bilmece- mizi Doğru Halledenler ( Dünkü nüshadan mabat) Birar Dalma Kurşun Kalem Alacaklar. İstanbul kız Ortamektebi talobesin" den 184 Muazzoz Mustafa, Hasköy Oks maydanı caddesi Zohra, Eyüp Ortameki tobi talebesinden 29 Adnan, İstanbul kız Ortamektebl — talebesinden 540 Süzan, Davutpaşa Ortemektebl tale- bestinden 112 Ali, Gelenbevi Ortamek- tebl talebesindea Celâl Şefk, Kabas lap lisosi talebesinden — &35 Nibat, İtanbul kiz Ortamektabi 15 Fethiye, Gözlüpe Binel mektep — ta'obesinden' £7 Mübeceel, İstanbul Yeninesil meke tobi talebesinden Sabih Mehmet Bey ve Hanımlar. Biror Albüm Alacaklar. İzmit —Crtamoktep — talebesinden 155 Sabahattla, Cağaloğla — birinci mektep talebesinden 396 Behzat, İa- tanbul 2Sinci mektep ialebesinden 16i Fikret, Ankara kız eeei talebesinden Bi Zeynep, Adana örkök lisedi tales besinden 433 Hüsamottin, Gaziosman: paşa imoktebi talebesindon 180 Salih, Aydın ÖOrtamektep talebesinden 163 Dildan, Eytp Örtemektap talobanindan 184 Halit, İstanbul kız — Ortamektebi talebesinden 149 Mukadder, Afyonkâa- rabisar İlisosl! talobesinden, 333 Rüştü Boy ve Hanımlar. Birer Kitap Alacaklar, İzmir Eşrefpaşa Halitbey moktebi talebesinden 9309 Faruk Halil, Nışan- taşı kız Örtamektebi talebesinden 870 Türkâün, İstanbul 49 inel mektep ta- lebesinden 140 Foriha Teyfik, Adana Başkumaudan mektebi talebesinden 48 Mediha, İstunbul Ginci mektep tale bestaden 113 Bedla, Salihli altınordu mektebi talebesinden 94T Günar, Sa- Tikli altımordu ilkmektep talebesinden 160 Işık, Ankara İsmetpaşa — mektobi talebesinden 09 'T«hsin Arif, Gazloss manpaja — Ortamoktebi — talebasinden 72 Asım, Kayseri Baçımansur ilkimek- tebi talebesinden £75 Moliha, Galatar saray İiseal 1026 — Mahmut, Samsun 19 Mayıs İlkmektebi talebesinden 108 Necmiye, İstanbul gö lüci Ükmüktep talebesinden 82 Fabrettin, Bıvas Hafıze racep mektebi talebesinden 212 Hadiye, Bga Dumlupmar mektobi talebosin- den 149 Cevat, Diyarbekir muhabir Sabrl Bey mahdumu Abdullab, İstan- bul kız Ortamoktebi talebesinden 139 Jule, İstanbul 44 üneüf mektep 5 incl ginif talebosindea Ulya Ziya, Eskişe- bir boşrudiye İlkmektebi taleboeslar den 289 Orlban, Aukara örkek İlsesi talebasinden — 114 Mustafa — Bay ve Hanımılar. Birer. Multira Detteri Ala- caklar. İstanbul kız. Örtameklebi 72 Fike ret, İzmit Yenituran mektebi taleber #laden 120 Fikret, İstanbul erkek mu- allim! moktebi talebesinden 198 Nasih, Salibli altınordu müktebi talebasindon T7 Turgüt, Çapâ 31 inel — ilkmektep talebosinden 388 Erol, Kumkapı otir kemal sokak — 19 numarada Cahide, ( Devamı 9Duncu Hayfada ) PB-—.............................. ları “yaman gelir yaman gider, kabilinden değildi. Gayet kısa ve sertti. Mezelâ Altıncıdairell: lerin narası “askeri şanlı Beyoğlu dairell... , Çırçırın * Şimendifer Çırçırl. , gibi şeylerdi. Meşhur Sandıklar... İstanbulun en düzğün ve kuvs vetli sandıkları, Beyoğlu dairesi Ne Galatasaray — sandıkları Idi Eü bızli öncüler arasında Tatar Abdullah, Kel Ziba, Sarı Azım, Karakaş Mahmut vardı, En kuvvetli artçılar şunlardı: Beygirci Pehlivan, Büyük Sivri, inğene Nazif, Mabeyinli Al- ullah. Galatasaray'lıların Topkapı'da bir yangından dönüşte Beyoğlu dairelilere — tutulmaları, — benlin hatırladığım en meşhur . tulumba tutulmasıdır. Bu hâdisenin aylarca dedikodusu devam etmişti. x * Sektı Deeaa

Bu sayıdan diğer sayfalar: