SON POSTA I Dünya Hüâdiseleri ı_ Casusluk Günden Güne İlerileyor Fransanın başhca şehirlerin- den Klerman'da şüpheli bir ecne- bi tevkif edilmiş- i' tir. Bu adam, bu şehirde mühim bir ticar! ve sınal müessesede çalışmaktadır. Müesse- seye intisap etmek için gösterdiği vesikalar okadar ciddi ve yüksekti ki, ecnebi olmasına rağmen Fram sız mücssesesi bu adamı hizme- tine almıştı. Az zamanda epeyi bir iş adamı ve İşgüzar bir insan olduğunu gösteren bu adam, mü- essese hesabına birkaç mühim İş yapmış ve muvaffak olmuştur. Fakat Fransız Emniyeti Umumi- yesi, bunun hal ve harekâtından şüpbelendiği için tevkif etmiştir. Meçbul hüviyetli adam, kendisinin İngiliz Entelicens servisine men- sup olduğunu vo İngiltere hesa- bına Müessesenin bir harpte oy- nayabileceği sınai rolü tesbite memur edildiğini söylemiş, son- ra inkâr etmiştir. Fransızlar “bu adamın Alman olması ihtima- lini de ileri sürmektedir. Fransız sanaylinin Mmühim — sırları elden gittiği iddiasile kıyamet kopar- maktadırlar. * ir muharebe — zuhurunda Berlinin — uğrayabileceği B.rlin Ve | bava hücumları- Hava na — karşı mi- Hücumları | dafaa edilip edi- lemiyeceği meselesi, Alman hükü- meti ve askeri erkânını şiddetle meşgul eden bir meseledir. Al- man hükümeti, bu hususta Berlin halkını tenvir için hiçbir fırsatı kaçırmadığı gibi hava hücum- ları vukubulduğu zaman balkın iltica etmesine mahsus birtakım yeraltı projeleri de tetkik edil- - mektedir. Berlin polis müdürünün riya- seti — altında — toplanarak bu- iılorlo meşgul — olan — heyet, * geniş pencere ,, sistemi denilen bir. muhafaza tedbiri Üzerinde durmaktadır. Bu sistem, yer alt- larında gazın girmesine ve at- lacak bomba parçalarının nlfu- zuna mani olacak bölmeli mahzen Anşasına dairdir. Heyeto en elve- rişli görünen şekil bu olmuştur. Ayrıca, Berlinin sivil halkı ara- snda da yardım heyetleri teşkil olunmuştur. Kadrosu muntazam, esaslı bir teşkilâta merbut olmak Gzere vücuda getirilen bu yardım heyetleri azasının adedi tam 25 bini bulmuştur. * Sovyel hükümeti, mühim para ihtiyacı bulun- Çarların duğu için eski ücevherler dn“ıd.lrd“ :';: kısmını daha Berlinde sattırmıştır. Fakat satılan bu — mücevherlerin kimlere ait olduğu tasrih edilme- miştir. Aksi takdirde Avrupada yaşayan ve mahkeme kararile bu mücevherlere haciz koydurmak tasavvurunda bulunan eski hane- dan azaları, icabeden tedbir- leri almışlardı. Satılan — mücev- herler arasında sabık Alman İmparatorunun Rus Çarına ver- diği mücevherli bir resim, yakut bir tabaka, sabık Veliahta babası tarafından verilen elmas bir dün- ya ve daha birçok mücevherler. Satış yekünu birkaç milyonu RAMAZANDA GÖRÜŞLER.. “Şehzadebaşının Nişan Atılan Barakalarının Önünde... Tüfekle Beraber Keseler De Boşalıyor — Tiringgg.. Çınğır çınğır çın- — Gravvr... Çat çat çat... Bovvv... Linğır huğır lın- ğgar.. — Matmazel, bana da bir tüfenk ver... — Hak oyu- mu üçe kadardır.. Sağdan sol- dan sesler: — At martini Debreli Hasan... — Vay ka- fam., ulan sahi- den vurdu be... P Veznecilerle | Şehzade arasında yakınlara kadar birabane olarak kullanılan bir yerde şimdi rama- zan şerefine nişan talimleri ya- pıliyor. Şehrin en İşlek caddesinde avcılık... — Fakat bu avcılıkta avlayan kim, aylanan kim? vuran kim, vurulan kim, pek anlaşılmı- yor. Tezgâhta yüzü boyalı bir kız var. Eli teabihli ihtiyarları bile: — Musyo... Musyo diye ça- ğeyor. Bu kurusıkı atışa ragbet eden- lerir çoğunu dışarlıklı kimseler zannederseniz aldanırsınız. Şehir uşakları, bu işe daha meraklı. İşte size bir delikanlı ki tepeden tırdağa her tarafı “bıçkınım benl,, diye bağırıyor. Şapkayı İmanma kadar yıkmış, bir omuz aşağıda, bir omuz yukarıda, kaşlar şöyle hafifçe çatılmış.. Tezgâha göğsünü dayıyarak, kıza bir işaret çaktı: — Ver bakalım.. Abla.. 'Teyze, hala, Hatta anne dise, daba yakışık alırdıya, neyse... Kız tüfeği doldurup uzattı: — Ah, sen çok güzel nişancı. Delikanlının koltuğu kabar- mıştı. Bir gözünü kapayıp öteki gözünü var kuvvetile açarak beş dakika kadar tüfeği aşağı yukarı oynattıktan sonra nihayet biçimine getirdi: — Çati Nişangâhtaki ayılardan - biri, bu yaman avcının önünden kaç- mak ister gibi kafasını sağa sola, öne arkaya sallıyarak dehşetli bir çığlık koparınca, arkasında duranlar gülüştüler: — Vur bel. İndir beline... Baksana debeleniyorl... Avcı, tüfeğini bir daha dok durdu. Fakat bu seferki atış he- defe İsabet etmemişti. Tezgühta duran kiz, fırsatı kaçırır mı? Üçüncü defa tüfeği doldurup uzattı. Aycıda tali değişmişti Ar- tik, ne yapsa nafile idi. Ve ramıyordu. Tüfek, belki yirmi kere doldu, boşaldı. Boşalan sa- de tüfek değildi tabil... Avcının kesesi de beraber boşalıyordu. Dikkat ettim: Birtakımları, atış filân —yapmadıkları halde dükkânın önünden ayrılmıyorlar, Bir müşteri geldiği gibi, yüksek sesle aralarında konuşmiya baş- hyorlar : v M DK ÖL LA B BÜY A — Nişancı, ona derim ben sekiz saçmanın birisi boşa git- medi. — Sadık Beyden de — Üstün demek.. — Sadık Bey, kaç para eder onun yanımda uçan sinegi vuru- yor oğlum... Dükânmn önü gittikçe kalaba- lıklaşıyordu. Annesinin Etekleri- ne yapışan bir çocuğun vazıltısız — Ben karagöze gideceğim.. Bak karagöz oynatıyorlar. Ben Karagöz isterim... Kadıncağız, yarı beline kadar kizararak onu zaptetmiye çalıştı: — Karagöz değil o.. Nişan atıyorlar. — Ben de nişan atacağım. — Büyü de inşaallah.. Öyle atarsın.. Ben içimden güldüm: Kadıncağız çocuğunu galiba gazeteci yetiştirecekti. Sık sık — kulağımın sesleri NG SON POSTANIN İLÂN FİATLERİ 4—1lânın tek gütun! satırı gazetenin metin yazısile vasati 4 kellmedir. 2—Ayni yazının 2 satırı 4 santimdir. 8—Daha kalın ve daha İnco yazılar gantim ile hesap edilir. 4-— Suyfasına göre ilânlar aşağıdaki fiatlero tübidir: tozunda Bavla Bantimi — —H * inci 400 Kr. 2 . 250 « 3 . 200 . 4-85 « 100 « Diğer sayfalarda so . Bon - sayfada 253 < dolu idi ü — Vur bel — Nab, şu trampete vişan al, — Koy arpa- cığa gözünü.. Çek tiği. Hah, ta- — Kolay ge- le Şakir.. — Eyvallah anacığım.. Gülüşmeler ! — Hep vuru- lacak değiliz ya.. Biraz da — biz € vuralım.. Bir ihtiyar : — Çekil kr zım — Önümden.. Vay boşa gitti.. Kız atıldı: — Bir daha doldururuz. ba- bacığım.. Zilzarna bir sarboş: — Ver be yahu.. Biz de atacağız, Belli ki akşamdanberi attığı yetişmemişti. Ötekilâr —onu — biribirlerine gösteriyorlar : — Bir oturuşta (!© binliğin boynunu büker.. Sarhoş tüfeği eline aldı, bir, bir daha, bir daha.. Atmasına atıyordu amma, tutturamıyordu. , Tozgâhtaki kız, habire doldu- rüyor : — Yok acele.. Biraz yavaş... Elbette kim vurazaksınız! Sokakta o gecelik eğlence programı etrafında hararetli mü- zakereler: — Naşida gidelim bel — Ne var Naşitte ?, — Komikler müsabaka ye pacak |. — Ben cambazlara gidelim, derim... — Yarın gece de oraya gi- deriz... " Saat (9) a doğru, cadde ten- halaşmıya başladı. Nargile, sigara dumanile içerisi buğulanan kah- vehanelerin — müşterileri, — yavaş yavaş dağilıyor ve buna mukabil, sinema kapılarında, millet tiyat- rosunun — merdivenlerinde “Fe- rah , ın kapısında grup İ"ll’ bphıtılıı' Hamalların salaştan davul xurna sesleri ge- liyordu. Pencereden şöyle bir ba- kayım, dedim. Oocoh.. vur pat- lasın, çal oynasin... Sekiz on de- likanlı, davulun — gümbürtüsüne ayak uydurmuşlar, ellerde alacalı mendiller, bora tepip duruyorlar, Arada bir aşka gelerek : — Hecey.. vara hara.. hara hara hara... Diye bağırışanlar yar. Bu karışık tempodan aldık- ları neş'eyi, ben eminim ki, bu saf adamlar, hiçbir eğlence ye- rinde bulamazlar. Şehzadeden dönerken, senenin on bir ayında erkenden gece uykusuna dalan karanlık şehrin sokakları hâlâ insan uılırl ile 4 * toplandığı u. Karl Mektupları Evlerın Karları Sokağa Atılmazsa Belediye burada bütün evle- rin — kapılarını çaldırarak — bir tamim yaptırdı: Evlerin damları üzerinde toplanan karlar sokak- lara atılmıyacak, — bu emir bizi hayrete düşürdü. Ekseri evlerin damları topraktır. Eğer bu kar- lar sokağa atılmazsa evler çöker ve yıkılır, damlar Üzerinde birk ken karları ne yapalım? Alyona M P. Maraş'ta İtfaiye Teşkilâtı Noksandır Burada itfaiye teşkilâtı nok- sandır. Dün gece Pazarcık kaza merkezinde bir yangın çıkmış, vilâyet merkezinden imdat .İsten- miş, fakat teşkilâtsızlık yüzün- den imdat yapılamamıştır. Mem- leketimizde — binalar sık ve şaptır. — Bir yangın zuhuru büyük tahribat olacaktır. Bunun için itfaiyenin bir an evvel tane zim ve ikmali xzaruridir. Maraşi Refik Alp Tekis Acaba Bagaj Ne Oldu? Balıkesirden buraya ailesile birlikte gelen — mütekaitlerden Şakir B. Balıkesirden 36 kiloluk bir dengi 404 numaralı makbuz mukabilinde —bagaja — vermiştir. Tren Adanaya geldiği zaman denk bagajdan çıkmamış, bir gün beklenilmiş, yine çıkmayınca Adana istasyonundaki memura Adanadan — Malatyaya — kadar , nakliye Ücreti de verilerek gön derilmesi rica edilmişti. A.radan bir buçuk ay zaman geçmiştir, Fakat henüz denk gelmemiştir, Elâziz : Mustaf Kemal Çanakkale'de Yolculardan Alınan Ücret Çoktur Çanakkale'de iskeleden vapura ve vapurdan iskeleye götürülecek yolculardan gündüz 25, gece elli kuruş — alınmaktadır. Bu para çoktur. Ücretin yüzde elli nisbe- tinde inddirilmesi ve yeni bi tarife tatbik edilmesi lâzımdır. Çanakkalei Bikmet Maraş'ta Relik Alp Tekin Boye: — Belediyenin icraatı kanun icabıdır. Diğer dilekleriniz gaze- temize yanılacaktır. * Izmitte Evkaf memaru Suphi B.yet — Alâkanıza teşekkür ederiz. Yazılarınızdan istilade edeceğiz efendim. Ş Bütlücede 122 numarada A. Mup tala Elendiye: — Tekrar bir istida İle mü- racaat ediniz. Elinizdeki makbuze lar, konturatler vesaiki tasarrü- fiyedendir. Tapuda da kaydını buldurabilirsiniz. * Askeri mütekaitlerden Ali Boyo; — Gördüğünüz vaziyeti derhal Belediye memuruna haber ver» meliydiniz. Tavuğu kesmeden ve tamamen Öölmeden canlı canlı tüylerini yolmak hem yasaktır. hem de insanlığa & ğmaz. * Lisosinden — Fikri — Salih Tiçuret Beye : Mektubunuz — sıranı — gelince neşredilecektir. efendim. e “ıWWMM