Dünya H Hissedarlara Verilen Faiz Avrupa ticaret âleminde ee kiye doğru bir rlgıl bıîlır gibi lüne Doğru oluyor. — Birçok anonim şirketler, dünya buhranını ileri sürerek hissedarlara hisseleri mukabilinde faiz vereceklerine bu faizi para ile değil eşya ile Bdeyorlar. Meselâ Çekoslovakya- da Klattan isimli ve bir anonim girket balinde bulunan bira şir- keti de bu sene hissedarlarına para yerine hisselerine mukabil yirmi ikişer litye bira taksim etmiye karar vermiştir. Geçenler- de, Fransada da buna benzer bir hüdise olmuştu. Bir hayır sahibi —tarafından tesis olunan bir edebiyat mükâfatmı kazanan namzet, kendisine mev'ut müküâ- fatı almak için müracaat ettiği zaman şu cevabı almıştır; *— İdare — heyeti, — mevcut buhran karşısında, karzandığımız mükâfatı nakden değil aynen ödemek — kararındadır. Şu, şu eşyalar vardır. Hangisinden İstersiniz ? * Nev-York limanından hareket ir| ederek Avrupa- ERZE KARk ya gelen BI;C- ha men Alınan va- purile beraber bir çok maruf sinema artistleri de arzularına rağmen Amerikadan Avrupa'ya seyahat yapmıya mecbur olmuş- lardır. Bu mecburi seyahati ya- panlar maruf sanatkâr Marilin Pikfor, Anita Mürray, Bankroft, Trinay, Don Page, Bettiy Drak'- tır. Sanatkârlar, Avrupaya git- mekte olan çalıştıkları müessese müdürünü geçirmek Üzere Bere- men vapuruna gelmişler. Müdü- rün kamarasına kapanarak içki içmiyo başlamışlardır. Amerika'da içki yasak olduğu için artistler fırsatı ganimet bilmekte ve bar- dak bardak şarap yuvarlamakta ediler. Bu sırada vapurun bareket çanı çalmış ise de onlar, bunun farkına varmamışlar, ancak vapur hareket ettikten sonradır ki baş- larına geleni öğrenmişlerdir. Fa- kat bunlardan Don Page ile Anita Mürray ötedenberi seviş- tikleri için, bu kazadan canları sılclacağına — bilâkis — memnun olmuşlar ve vapurda nikâhları kı- yılmıştır. Bu saretle bir aksilik- ten hayırlı mes'at — bir - hâdise doğmuştur. Mektepsiz Kalan İki Köy Germencik, (Huzusi) — Nahi- yemize tabi olan “Büyükkürtler,, ve “Reis,, —köyünde — mektep yoktur. Bu — köylerin — yakını mektebi olan başka köyler olm dığından bu iki köyün çocukları mektepsiz kalmışlardır. Bir iki köy halkı - vilâyetten ve Ma- arif Vekâletinden birer mek- tep tesisini temenni ve rica et- mektedirler. Zeytin Mahsulü Bu Sens Az Yetişti Aydın, ( Husüst ) — Zeytin mahsulü kuraklık yüözünden biraz zayıf yetişmiştir. Zeytinyağı mah- sulüö bu yüzden sekizde bir de- recesinde — alınmaktadır. — Buna rağmen fiyatlar 22-24 kuruş gibi tahminden aşağı derecededir. -— 58 SENELİK DAMACI.. Damacıların Piri Şahap Beyi Dinleyelim... BON POSTA —rerem—ee — Açmaz, Nedir? Hurde, Cz;mâ, Hamle Neye Derler? Meşhur Damacılardan Haçik, Kambur Nazif, Bugünkü Damacılar... Damacı İbrahim Ve Damacıların piri sayılan Şahap Beyi, Sultanahmette, Umuml ha- pısbane sırasında Ruşeni Efendi- nin kahvesinde buldum. Bu kah- venin hemen de bütün müşterileri damuctdır. Değil, sada memleke- tin, dünyanın dört bir tarafından gelen damacılar, bu kahvede bu- luşurlar. Ne zaman kapısından başımı uzatsam mutlaka içerde dama tahtalarının Üstüne eğilmiş birkaç baş görürüm. Şahap Beyin Damacıliğı. Şahap Bey, bu başların en başında gelir. Kendisi, iyi bir ailenin evlâdıdır. Vaktile gün görmüş, devran geçirmiş, sonra- dan feleğin sillesine uğramiş bir ihtiyar... Bu yaşta bile iş buk- dukça, Ayasofya Avlusunda isti- Sultanahmette damacılar kahvesi da yazarak gündelik nafakasını çıkarır. Şahap Beyin damacılık hatı- raları toplansa birkaç yüz sayfa- hk kitap olur. Ben burada onun anlattıklarının ancak - ki- çük bir hülâsasını yapabilece- ğgim. Şahap Bey, söze şöyle başladı: Mektepte Damacılığa Başlıyor.. — Tamam 58 senedir dama oynuyorüm, bu oyuna ilkin mek- tepte merak sardırdım. Ö zaman- lar, Soğukçeşme Askri Rüştüye- sine devam ediyordum. Çocuklar bahçede “birdirbir,, , uzun eşek, kaydırak, dokuztaş oynarken ben kendi yaptığım dama tahtasının başından bir yere ayrılmazdım, Gitgide bu marak, bende hasta- lık haline geldi. Damanın nerede lâfi geçse, hemen kulak kesilir- dim. Galatasaray'dan çıktıktan Ssonra, zamanın tanınmış damacı- larile tanıştım. Benim gençliğim- de en meşhur damacı “Haçik,,ti. Haçik Kimdi? Burada, gayet tatlı bir şey çiğner gibi damağını şaklattı: — Ab, Haçik... Ah... Dama- | çılık onda başladı, onda bitti.. Vakıa, Haçikten - sonra — çok Damacı yetişti. Fakat biçbiri Haçikle boy ölçüşemediler, onun taşları bile kendine mahsus, iri iri idi. Cebine düz şişesini ko- yup, tahtanın başına geçti mi idi artık, al — Allabım — emanetini.. Damacı Şahap Bey, takdirkârlari arasinda Meydanda kimseler — kalmazdı. Mısırın, Suryenin, Bağdadın tanım- mış damacıları her #ne Haçikla dama oynamıya gelirlerdi. Haçik bunların hepsini bir çırpıda ye- nerdi. Sınıf Sınıf Damacılar Haçikten sonra damacı İbra- him Bey gelir. O da iyi damacı idi. Kanbur Nazif, tabur kâtibi sağır Ahmet Ef., Giritli Süley. man Ef., mabeyinci Ziya Bey, Berat —gümrük — müdürlüğünde bulunan Ömer Bey de hatırı sayılır. damacılardandı. Damacılar sınıf - sınıftir. - Bu saydıklarım — vaktile birinci ve ikinci sınıf damacılardı. Üçüncü sınıf damacılar arasında Kadı Aziz Ef., boyacı Corci, pastır. macı Agop, hamleci Tahir en seçilmişleri idi. Hamleci Tahirin Fazla olarak — kabadayılığı da vardı. Aksarayın — on — ikike- rinden meşhur hamlacı Tahir, ta kendisidir. Bu damacı'arın şimdi hiçbiri — hayatta — değil. Dünyada pala çalan ben kaldım. Seri oynamak lâzım... Bazıları damada düşünmeği makbul sayarlar! hiçte öyle değil, oyunu seri uynamalı. Karşnda- kini ancek böylelikle sersemletv- bilirsin. Sen düşün, o düşünsün.. neye varır bu işin sonu? Açmaz, hurde, çarpma... Damada en güç oyun * aç- maz,, dır. Ondan sonra burde, çarpma ve hamle gelir. Büyük oyunların bepsinde açmaz var- bir dır. Açmazın ufak çapta — olani- na huürde denilir, Hurde, göze çarpmaz, onu erbabı bilir. Meselâ karşındakl açmaz yap- tı, sen de tutup kestin.. Oyuncu bunu görünce arkasından — işi hurdeye döker. Hurdeyıda de- fettikten sonra dikkat — etmek lâzımdır; çünkü —iİnsanı çarp- maya getirirler. — Yeneceğim derken bir de — bakarsın ki yenilmişsin. Hamle, damada kale arkasına — saklananlara karşı yapılan ant baskına benzer. İyi hamleciye oyun kâr etmez. Ham- lecinin karşısına yarım taşla çık- mak kimin haddi?.. Bu sırada tekrar meşhur oyun- culardan bâhs açildı.Ben sordum : — İstanbulda bugünkü dama maraklıları, acaba kaç kişi olur? Şahap B. izahat verdi: Kaç Damacı Var ? —Her halde 500 kişiden az de- ğildir!.. Amma bunlar kıyıda bu- cakta oldukları için pek göze çarpmazlar. Dama oynanan kahve- lerden hatırıma gelenler şunlar: Çarşıdaki Yolgeçen hanı içindeki kahve.. Fatihte tramvay cadde- sinde Tevfik Efendinin kahvesi.. Veznecilerde Mustafa Refet kıra- athanesi.. Aksarayda, Yedikule tramvayları durak yerinde Sırrı Bey kıraathanesi, Beşiktaşta ha- mam karşısındaki kahve,.. En Zevkli Oyunu.. Şabap Beye damacılik haya- tında en zevkli oyunu kiminle oynadığını sordum. Dedi ki: —VAallahi nebileyim.. pek hatı- rımda kalmadı. Amma, doğrusunu arırsan, benim bütün oyunlarım * zevklidir. Hele rahmetli Haçikle karşı karşıya geçtiğim zamanlar... Vallahi, dünyayı gözüm görmezdi.. O bir açmaz yapar, ben bir aç- mar yaparım.. Dokunma keyfine.. İsmet Mulla.. Son zamanlara kadar İsmet Molla Bey ile de tatlı oyunları- mz vardı. Merhum Molla öyle dama meraklısı idi ki bu uğurda teklif ettikleri Merdiven köyü bektaşi şeyhliğini bile kabul et- medi: — Bana milyon verseler, da- mayı bırakmam derdi. — Bana milyon verseler, da- mayı bırakmam derdi. Çok defa gece yarısından sonra, bizim eve gelirdi. Bera- berce sabahlara kadar — dama oynardık. Merhum, biddetli bir adamdı. — Bazan — canı — sikılir, l Kari İ!-İ.eî_fup!nn Bu Sene Ödemede Kolay- lık Yapılmalı Tavşanlı'da Uşak şeker fab- rikası hesabına külliyetli mike tarda pancar zeriyatı yapılmakta ve bunün senelik bedeli (50) bin lira tutmaktadır. Çiftçi pancar zeriyatından çok memnundur. Fas kat Ziraat Bankası ve vorgl borcu bu pancar verilirken ke silmekte, bu yüzden de köylünün eline umduğu para geçmemeke tedir. Acaba bu şekil değiştirile- mez ve köylüye daha uygun bir borç ödeme usulü bulunamaz mı? Bu takdirde köylü çok sevinde rilmiş olacaktır. Tayyanlıt Zeytin sada Arlf Celâl dama tahtasının başından firlae yıp giderdi. Fakat biraz sonra tekrar gelir, bırktığı — yerden oyuna başlardı. Tövbeler Tövbesi,.. Kapımın önünde: — Tövbeler tövbesi Şahap Bey.. Aç kapıyı.. Vallahi istee diğin taşı oyniyacağım.. diyerek yalvardığı çok olurdu. Eh... Şaka değil. Fi tarihinde biz bu oyunu, 20-30 altın liraya oynardık. Bağ- datl, Mekkeli, Şamlı Arapların az m. sacı sarı İliracıklarını ak mıştık ? İbrahim Efendi, Sultan Azizin damacıbaşısı olduğu için, kendi her oyuna girmez, Haçiği ileri sürerdi. Haçik te Haçik.. Herifte saçı bitmedik ne açmaz- lar vardı. 17 Bin Açmazlı Defter Damada tamam (17) bin 500 açmaz bulmuşta. Damacı Ziya B. de defteri yakın senelerea kadar dururdu. Sonra ne oldu bilmem... Kahvedeki dama meraklıla- rından biri atıldı: — Ah © defter bir elime geçse... Bunu söyliyenin damacı Muğ- lalı Mustafa Bey olduğunu öğs rendim. Bu zat diyor ki: — Ne yapalım.. Dama oyna- mak için böyle zaman zaman işi mizi gücümüzü bırakıp İstanbula geliriz | Şabap Bey, kendi hayatını bana uzun uzun anlattı : Nereleri Dolaşmış ? — Mektepten çıktıktan sonra orman ve maadin nezaretine inti- sap ettim. Nezaret muhasebe kaleminde defterikebir mukayyidi idim. Sonraları hasbelkader ayrık dım. Dolaşmadığım yer kalmadı. Mısırı, Şamı, Erzurumu, gördüm. Ve ilâve etti: — Bazen paralı parasız.. Şahap Bey, fransızca ve Rum- cayı gayet güzel konuşuyor. Daha birkaç- lisanı da şöyle böyle bili- yor. Bir aralık zabıta memurlu- ınıulı da bulunduğunu — anlatır- en: — Meşrutiyetin —ilâm sıralar rında polis meelisinde aza idim, İılııhu!:ı altı ay idare ettim, sonraları araya husumet girdi çekildim, diyor. Ve devam ediyor: Venizelos Sınıf Arkadaşı.. — Venizelos, Galatasaray sul- tanisinde sınıf arkadaşımdı. Tev- fik Fikretle yakın ahbaplığım vard.. Bana hezarfen — Şehap derler. Şimdi devamlı bir vazife ile meşgul olmadığıma bakmayın, Elimden her iş gelir. Evvelâ birinci sınıf aşçıyım. Mükemmel yemek pişiririm. Otelciliğin, han- cılığın alâsını yaparım.,, Buğün 69 yaşma varan da- macı Şabap Bey inşallah, daha pek çok seneler bu hezarfenliği muhafaza e: Yek ve bazen