5 TC GAN D 15 Kinümuevvel Amerika'ya Verilecek Avrupa Parası Bugün İnglitere, Fransa, hükümetlerile d devletleri Am vadenin yı Avrupanın ikusadi bünyesinin sarm 'acağını ileri sürerek bu devletler vadenin daha geriye atılmasını İstediler. Bir. kısmı - ise Almanyanın tamirat borcundan affe- dilmesi ile vaziyetlerinin müşkülleş- hıını söylediler ve borçlarını vere- miyecek halde olduklarını bildirdi- ler. Amerika, bunu, bir pronsip me- selesi yaptı ve ret cevabı verdi: Ya verirsiniz veya — Vflâs edersin'z. Amerika devletleri için para L bulamıyorlar mı? Onu, borçlu- ar hakkında amansızlığa sevkeden sebep budur. Simdi gelelim miktarına: Borçlu - Resütmal dolar 30,002,000 düşünüyor bi silâhlanıyorlar. buluyorlar da Avrupa Silâhlar verilecek —para Yekân dolar 96,001,000 Faix t..,, itere 000 2, Iî 3, 000 1,245'000 ıff",».l 1,357,000 1 SON,OĞ0 213,000 124,000 TO3 Od0 20,000 33081000 —— 91,950,000 - 123,984,000 ua — haricinde — Yunanistan ci 130 bin dolar tutan iki tak- ikl buçük #ene müddetle tehir #tmiştir. Lehistan, Estonya bükümetleri 1932 resülmal için me v tir. Maamafih vadesi gelen yeni borç için yine kıamen moratoryom Mâmına bakları vardır. Çekoslovakya 1943 den — evvel berhangi - bir moratoryom ilân ede- miyecektir. Çünkü mukavelesi o vekildedir. Beiçika hendz — karar- sızdır. 15 kânunmevvel borç vadesi, İşte bu paraların. Ame l(ıyıı verilmesini fenp ettiriyor. ve Letonya İtalyada Yugoslavya Aleyhinde Bir Nümayiş Roma, 14 — Yugorlarların İtalya | aleyhindeki etmek İstiyen —genç mühim bir. nümayiş Talebe üç gündenberi poli: kuvveti tarafından muhafı Yugoslavya Sefarethanesi yaklaşamamışlardır. T meydanında Muso) Musolini hııuıhumı pro'esto y bareketin söylemiştir. - ıllınd.ıdır. TENMEASAN TEFRİKA NUMARASI: CEPEHE borç - için | Fransa Kabinesi Düş Paris 14— Fransanın Amerika- ya olan harp borçlarının tediyesi lehinde olan M. Heriyo hükümeti, rarlemento da ekaliyette kalarak düşmüştür: Parlementoda borçlar masele- si müzakere edilirken büyük bir sükün — vardı. Evvelâ hükümet noktainazarını anlattı. Sarih - su- rette borç verilmesi lehinde İdi. M. Oriyol bu tezin aleyhinde bulandu ve müzakerat hararetlen- di. M. Heriyo cevap — vererek, | kendisini devirmiye azmedenlerin Fransayı yalnız bırakmak ve onu ngiliz tesanidünden mabrum et- | mek istediklerini söylemiş, İngi- liz. tesanüdünün ehezmmiyetinden | bahsetmiş, bu tesanüidlin 480 mi- yon İçin tahrip edilemiyeceğini müdaf: miştir. M. Heriyo de- miştir ki: * — Halkın heyecanını takdir | ediyorum. Fakat kararım kat'idir. Umcumi menfaata hizmet eden I bir noktainazari müdafaa ediyo- | rum, Memleketin İmzasını kur- tarmak için halisane çalışan bir kimseye karşı rahim davranaca- ğınızı Ümit ediyorum..,, Heriyo ve nazırlar meclisi ter- ketmişler ve reye müracaat edil- | miştir, neticede M. Heriyo ekal- liyette kalarak sukut — etmiştir. Sosyalistler hükümet aleyhinde rey vermiştir. Hükümetin devrilmesini i eden rey, tini, değil talebini istihdaf etmektedir, talebin karşısında efkârı umumi- yenin — şidetli infialini göster- mektedir. taç M. Heriyonun şahsiy Amerika hükümetinin Borçların, umami bir - konfe- | ransın içtimama intizaren tehir edileceği şeklindeki karar sureli | bildirik | Vaşington — hükümetine miştir. İnglitere Ödiyor Londra 14 — İngiltere — ile Amerika arasında ihtilâf kalma- | mıştır. Amerikalıların İngilterenin | teklif ettiği tediye şeklini kabul ettikleri zannedilmektedir. Belçika Ödemiyecek Brüksel l-l Helşı 15 Kl- zz— “MİLLİ ROMAN,, BARRESARN — Moabariri: Genç Erkâmharp zarfı kapar yıp garsona vermişti ki kapı vu: ruldu. — Bitel Yavaşça aralanan kapıdan bir cift yeşil göz göründü. — O, Ziskal Şeker zadenin metresi güzel Polonez içeri girdi. Binbaşı Faruk bir gece evvelki alemin nefis kah- ramanıtı Ümit etmediği bir za- manda karşısında görünce şaşır- mıştı. Onu ateşli bir heyecanla karşıladı. Ziska bugün Şeker zadenin bir iş için Hamburga hareket eltiğini anlattıktan sonra erkek- leri deli eden bir tebessümle ilâ- ve ettir — Belki yalnız canınız sıkılır diye geldim! — Çok naziksiniz ve. o kadar da güzell Vizon kürkümü omuzlarından alan biabaşı Faruk . (Berlin ) in Burhan Cahit kadını olan bu gündüz gözile belki « güzül nefis mahlüku | ve derin bir sevinçle seyrediyor- du. Vücudunun her parçası itina ile elden çıkmış bir san'at eşe- rine benziyen — bu kadın et ve kemikten ancak bukadar — mü- kemmel bir mahlük yaradılabi- leceğine hükmediyordu, Taze, doru penbe bir vengi vardı. Kıvrım kivrim küumral saç- ları lüle İüle yanaklarının penbe- liğine karışıyordu. — Çekik, az kalın kısa kaşlarının altında bir çift iri göz kıvırcık kirpiklerinin arasından hâreli bir deniz par- çası gibi görünüyordu. Binbaşı Faruk ihtiyarsız bir bükülüşle ziskanın dizlerinin önü- ne ilişti. yıltıcı bir koku, eritici bir sıcak- hık sızıyordu. — Ziska, ue güzelsin! bu | Şimdi başı genç kadı- | | aın dizlerine dayanmıştı. Ve ma- vi ipek tuvaletinin altından ba- | | mesi 'Bu SukutunSebebi, M. Herıvonun Harp Borçlarını Vermiye Taraftar Olmasıdır Babık Almanya İm- paratoru Vilbelm, Fele- mötik'te Dorn şatosunda ikamet etmektedir. Ge- çen gün elinde bir kama bulunan bir surserinin şatonun babı rı tabil dolaştığını görmüşler ve tovklf etmişlerdir. Bu meçhul — şahsin — sabık Kaysere — kargı — sulkast yapmak İstlyen bir ndam olduğu zanaı hasll olmuş ta.Fakat Zabita merkum hakkında sıkı bir tahki- kat neticesinde, bu ada- man aklından zoru oldü- gu kanaatındadır. Bu serseri — budüt — harlel edilmiştir. Sabık Kayser ara sıra ğ mamafih tekmil —Alman gâazetelerini — götirtorok okumak suretile m ketile tan olsun Muhafaza - etmektadir. lor alâkasını da uzak- Sabık Kayser Lehistan Komünistleri Maküm Poznan, 14 — Askeri mah- propagandası dolayı ıınz altına muhakemesini keme, kı Â yap hlılırındıı man kimsel nunuevvel ödemiyecek- tir. Kabine istifasını vermiştir. ı Hovar'i İttiham Ediyorlar Nevyork 14 — Sabık Reisi- | cümhur M. Hoverin ittiham edi- | hakkında verilen takrir 8 reye karşı 36 reyle reddedilmiş- tir. Tan ıâıaleııne gurnd M. Hof' harp borçlarının yeniden tetki- Iımıpııııınış, bu fikri Reiscümhur M. Ruzvelt de kabul etmiştir. Heriyo Tekrar Göliyarmu? Pıııı Mf Heriyo kabinesi Oldular | bitirmiş — ve kırırını miştir. Maznunları sene ve diğer ikisi 3 cezasına mahküm tebliğ et- nılılırdıı. lehinde rey veren 187 meb'usun | 137 si Radikal sosyalisttir. Reisi- | cümhur, Heriyonun istifasını ka- bul etmiş ve kendisine teşekkür | | etmiştir. Reisicümhbur M. Löbrön istişarelerine başlamıştır. Reisi- cümhurüun şu dakikaya kadar Hi- kir daniştığı nüfüzlü ve selâhiyetli zevat M. Heriyonun tekrar ka- | bineyi teşkil etmesini tavsiye et- mışlerdır —— Masum Bir Aşk ., a . Hikâyesi * On sekiz yaşındayım. Bir buçuk sene evvel kendimden beş yaş büyük bir gençle tanıştım. Her gün -buluşuyor — ve - kardeş gibi konu.uyordıılı. Bir müddet sonra iş için başka bir yere gitti. Yine mektuplaştık. İstanbula ge- diği zaman bakışlarında değişiklik vardı. Bu müddet zarfında mu- ayyen günlerde sokağa çıktığım zaman yanımdan geliyor ve affet diyordu. Nihayet barıştık, müte- akiben hareketleri de değişti. Bir pazartesi buluştuk. Gözlerinde yaşlar gördüm. Birkaç gün sonra grip olmuştu. Ertesi gün gittiğini gördüm. İki gün sonra biz de Mersine ani olarak hareket ettik. Bir ay sonra gelince ondan mektup aldım. Tarih eski idi, İstanbul'da kalde ğını yazıyordu, birkaç gün sonra hasta olduğunu, bir hafta sonra da öldüğünü — işittim. O dakikada ölmediğime — hâlâ — hayretteyim. Onu çok sevdiğimi anladım. Ne yapayım onu nasıl — unutayım. Hastalık zamanıma ait hiç bir fikrim yok. Bir de beni seviyor mıydı, bunu da bilmiyorum. Siz ne dersiniz. B.Şükriye Bu mektubu, karilerime bu zamanda nadır. tesadüf edilir masum bir aşk hikâyesi dinletmek için naklettim. İkisi de birbirini en derin en samimi bir aşkla seviyor, fakat sevgilerini ne biri- Jerine, ne de kendilerine itiraf edemiyorlar, evot o kadar temiz, okadar mukaddes bir şey gibi Bugün böyle —aşklara pek tesadüf olunmıyor. Zaten bukadar derin — ve deruni olduğu için de kolay unutalmıyor. HASNİ 4T İran İngiltereye Cevabını Verdi Londra 14 — Anglo - Perayen Petrol Şirketirin UUgam meselesine an'ın cevabı bu | tutuyorlar. gYZE hıllo salâhiyettar maddenla — meseleye - tatbik emiyeceğini bildirmektedir. İranda Çiçek Hastalığı Var Tahtan, 14 — Burada çiçek ha ari bir şekildedir. 1 422 vak'a oli Tti İ genç erkânı harbin bar | şında dolaştı. — Ya sen, nekadar sevimli! Binbaşı Faruk bugünü kendine verdiği için genç kadına teşekkür | ediyordu. O cevap verdi: Şeker zade belki yarın da gelmiyecek. Eğer işin yoksa iki gün sana Berlini gezdireyim. Çok teşekkür ederim. — Hatta istersen Berlinden | başka bir yere gideriz. — Mükemmel! Programı sen et Ziska, — birdenbire gelmiş gibi ellerini çırptı: — Oh, en iyisi (Kiyel)e kadar gidelim. Denizi göreceğim geldi. — Bravo. Benim de öylel Ziska birdenbire durdu. Kap- ları çatılır gibi oldu. — Amma orası da harp min- takası. Ecnebileri s#okmayorlar. Ben Rus tab'asıyım. Binbaşı Faruk geuç kadının tosusürüne dayanamadı: — Hiç ehemmiyeti yok, dedi. Yanımda olduktan sonral En ileri siperlere kadar hatırına mek için umuml — karar; kendisine verdiği salâhiyet genç erkâmı — harbe böyle bir fırsat İğasitli eli Ziska o kadar memnun olduki | kollarını genç erkânı harbın boy- nuna dolayarak uzün uzun saç- larmı öplü. Gerinti mişti. Öğle yemeğini beraber otelde yiyecekler. İki trenile ( Kiyel ) e hareket edecekler ve öbür gün sabah postasile dönecekler. Ziska: — Çok iyi bu, dedi, hazır oraya gitmişken ben de kuzenimi görürüm... Ve hemen ilâve & — Bana orada yarım müsaade edersin değil mi? * Alman donanmasının hareket merkezi olan ( Kiyel ) sıkı bir kontrol altında idi. Bilhassa İngi- liz casus teşkilâtına karşı pek kuşkulu hareket eden Alman istihbarat dairesi ( Kiyel ) mım- takasına — fevkalâde ehemmiyet veriyordu. Binbaşı Faruk bu dikkati hemen her noktada seziyordu. Hatta kendisi bile üzerindeki © mübhim vesikalara rağmen ade- ta şüpheli bir gözle takip edil- diğini anlamıştı. Şehirde, — rıhtim programı - hazırlan” saat üzerinde (Krunprins) oteline indiler. Bunu da (Ziska) söylemişti. Şehir hemen baştanbaşa bah- riye üniformasile doluydu. Hususl bir odada yemek ye- diler. Baltık karlı:bâvada çok sertti. Azgın deniz limandaki harp gar milerini yemek, yutmak ister gibi bordalarına vurup — vurup köpürüyordu. Sıcak odada, çiçekli masanın önünde bu manzarayı yudaum yudum şarap içerek seyrettiler. Yemekten sonra Ziska kuze- Diğgi görmek için yarım saat mü- saade i-tedi ve kuzene hediye olarak Berlinden getirdiği ince uzun bir paketi alarak çıktı. Bu ziyaret genç kadının söy- lediği saatten çok uzun slirdü. İki saat sonra döndüğü zaman kucak — dolüsü — itizarlar içinde boynuna atıldı: — Onu öyle göreceğim gek mişti ki.. Hasta imiş Beni affettin değil mi? Onu beklemek için büyük salondaki bütün gazeteleri larına kadar okuyup bitiren bin- başı Faruk — sikmmtisini — derhal unutuvermişti. Ç Arkası var )