©R POSTA Kününucevl Tl İömamme |Y Elmas Ticareti Ölüyor Dünyanın en kârlh ticaretle- Elmas “| rinden biri de el- mas ticareti İdi, diyoruz. — Çünkü bu ticaret,| artıkij kalmamıştır. Amerikanın en zengin ve baş döndürücü bir faaliyet gösterdiği sıralarda €en yüksek devresini bulan elmasçılık, şimdi, parasızlık yüzünden, para etmez bir hale gelmiştir. Elması öldüren Ame- rika olmuştur. ve bunun iki se- bebi vardır. Birinci sebep şudur : Amerika, kredi ile çalışan bir memleketti. Binaenaleyh yabancı bir kimseye Amerikaya gittiği zaman karşısı- ma bir elmas tacirinin adamı d> kilir, ne yapar, yapar, ona er- kekse blr,y’hxlk.’ Phdmıı bir broş aldırtırdı.. Esasen almamak için sebep — yoktu.. — Çünkü bu alış, veriş son — derece müsait şartlarla yapılıyordu. Haf- tada elli kuruşa... Bu elması alan adam derhal bir fotoğrafcıya koşuyor, Tesmini çıkartarak arkada bıraklığı ak- rabalarına gönderiyor, onlarda resimde gördükleri elmas yüzük manzarasından — Amerika'da çae- buk para kazamıldığını zannedi- yorlardı. Bu hal, ayni zamanda Amerikaya muhacir de celbedi- İkinci sebep İse, muhaceretin kesilmesidir. Amerika hükümeti, hariçten gelen muhacirlerin mikta- rını tahdit eder etmez avlanacak müşteri bulunamadı. Derken ara- ya içki yasağı girdi. Amerika halkı, evvelce, bir meyhane veya çalgılı eğlence mahalline gittiği vakit kravatına iliştirdiği iğoeyi veya parmağına geçirdiği yüzüğü etrafına gösterebiliyordu. Fakat içki yasağile beraber bu göste- riş imkânı da kalmadı. Avrupa- daki vaziyete gelincer Amerika'da bu mata para etmedikten sonra eski dünyada geçen bir nesne olabileceğini zannetmek elbette ki batadır. Elmas ticareti, şimdilik, işte bu yüzden Öölüyor. İran hükümeti ile İngilterenin arasını açacak yeni gyrilteee Si bi büdisa eli ran AÂra- | işan hükümeti, ver- sında diği bir karar ile anda petrol arama hakkına dair İngiltereye vermiş olduğu imtiyazı feshetti. Bu imtiyamı - işletmek hakkı Anglo - Persiyan — isimli girkete ait bulunuyordu. Müdde- tinin bitmesine benüz 28 sene vardı. Ayrıca İran hükümeti ile bu şirket arasında mevcut imtiyaz mukavelenamesi, bunun, ikl tara- fıa kararile feshedilebileceğini kaydetmekte idi. Anglo - Persiyan petrol şirke- tinin en fazla hisse senetleri biz- zat İngiliz hükümetinin - elinde bulunmaktadır. bu itibarla fesih kararı hem muvcut mukaveleye mugayir, hem de İngilteraye karşı bir nümayiş telâkki edilmektedir. Yalnız fesih kararında yeni mi- zakerede bulunarak gadre uğra- yan İran hukukunu siyanet et- mek endişesinin kayıtlı bulunması, İngiltereyi bir parça memnun etmiştir. Maamafih Lonradan ge- len malümat, bu hususta bir an- laşma yapılamadığı takdirde mu- kavelenin bir taraf kararile fes- hinden dolayı icap eden tedbirlerin alımması için İngilterenin bütün bhukukunu mahafaza etmekte bu- lunduğuna dair İran bükümetine tebligat yapılmıştır. Git e FB lDoktor Besim Ömer APaşa Ebelik Za- manlarına Ait Hatıralarını Anlatıyor İrade İle Gidilen Evlerde Bazen Hasta Yerine Karşımıza Kimler Çıkardı? Şeyhin Okunmuş Kuşağı, Yazılı Hırkası - Eli Güzel, Gümüş Çakılı, Altın Makas - Nabız Muayehnesi Nasıl Yapılırdı? - Acem Elinde Tabanca İle Üstümüze Yürüyünce... - Sultanları Nasıl Doğurturduk? - Kediotu Sulfatosu - Besim Ömer Paşanın Elinde Doğanlar... derris Besim Ömer Paşanın yarım asırlık meslek hayatı me- ğerse, ne heyecanlı hatıralarla dolu imiş. Muhterem doktor, bu hatıraları, bana anlatırken eski Günleri yaşıyor gibi idi: — 300 rumi senesinde mek- tepten çıktım, 301 senesinde de :Inl moektepte, fenni kıbale mu- lima mavinliğini deruhde ettim. Pariste — 4,5 senelik — tahsilimi yaptıktan sonra, Tıbbiye Mekte- binde bilfül muallimliğe geçtim. Bir taraftan muallimlik yapıyor, bir taraftan da güç doğumlara davet olunuyordum. İlk Davet.. İlk çağırıldığım yer, dersiâm — hocalarından evinde idi. Refikasının makta güçlük çektiğini, kahvesinde haber almıştı. Bir imüddet we yapacağını şaşıran hoca, nihayet komşularından biri sağlık verince, hemen — koşup beni davet ediyor. Hastaya <a: manında - yetiştiğim için çocuğu tehlikesizçe aldım. Hocafendi, | okadar memnun oldu ki, oğlunun | adını “Besim,, koydu. Ö zamam | lar, doğumlar bile padişahın iradesile olurdu. Birinin karısı makta müşkülât çekti mi, atebei felekmertebeye — sığınır, padişahtan imdat isterdi. Sültan Hamit Baş Ebe İdi... Sultan Hamit, adeta başebe olmuştu. Nerede kim doğursa ilk evvel saray baber alırdı. Bu yüzden benim çektiklerim, anlat- makla bitmez. gleıell 6 yarısı uyukumdan uyandırıp bir telgraf uzatırları “Şimdi falan yerdeki yazıhamil vak'asına serian müda- hale edilmesni ve neticesinin İş'arı İradel Seniyei Cenabı Padişahi muktezasındandır efendim!,, Müdahale.. İyi hotamma, çok defa has- tanın evi şehrin bir bucağında olür, yetişecek vasıta bulun- mazdı. Gece- nin bir vaktin- de Paşabahçesine gitmeği düşü- nün... Abdülhamit bu doğum vak'alarını bazan İş güç edinir, Edlp.âltnıdi imi durmadan tah- ik edip bi cevap İsterdi. Böyle irade ile gittiğim evler- de hasta bulamayıp geri döndü- Enm zamanlar çok olurdu. Aara- a içinde, sarsıla sarsıla saatlarca 48 senelik ebe hekimi Mü- l | mez tükenmez Gömürler yol gider, mahalle bekçisini uyandırıp evin adresini öğrenir, kanter içinde kapıyı çalarsın: — Hani hasta... Demiye kak madan eline ayağına sarılırlar: — Allah, iki cihanda »size yoksulluk yüzü göstermesin.. Veli nimet efendimize Cenabıhak bit- ihaan etsin.. Çok geçmeden anlarım ki, ne doğum var, ne de doğuracak kadın... Saraydan atiye kopar- mak için böyle bir şey uydurmuş- lar... Elimde kırmızı atlas torbayı göremeyince bayağı sukutu haya- le uğrarlardı. Ebelik Kimlerin Elinde İdi?| Benden evvelki kıbale bocası; Vuçino isminde biri idi. Yarı Türk- çe, yarı Ermenice, yarı Fransızca dera takrir ederdi. “ Ebelik ,, isimli ilk Türk yazdım, Ebe Mektebinde Türkçe tedrisat mecburiyetini koydum. Ebelik bir takım cabil acuze- lerin elinde idi. Bu acuzeler şa- rap gibi eskidikçe kıymetlenirler- di, Eli güzel, gümüş çakılı, altın makas gibi şöhbret almış olanları bile batıl itikatlara esir, fennin tcaplarından habersiz koca karı-” hayatımızın teh- lardı.. Çocuk — doğuramıyanlara akla hayale gelmez şeyler yapar- lardı. Kimisi şeyhin okunmuş kuşağını hastanın beline sarmıya kalkar, kimi yazılı hırkayı sırtına geçirir, kimi köpek yalağından su getirtip kocasının avucundan içirtmek isterdi Daha neler, neler... bir zatın haremin? çağırmışlardı. Kadıncağ 2, hakikaten çok ıstı- rap çekiyordu. Evin içi telâş kün— de idi. geldiğim zaman Üs- küdarın bilmem neresinde bir ebe sağlık vermişler, ona adam koş- turulmuştu. Mülkiye mezunu zat artık dayanamdı: — Çekilin, kimse olmasın... Ebelerin başı burada yahul, Diye bağırdı. Hemen müdahale ederek | döven, beni de döver... çocuğu aldım. O zamanki çocuk, yakın tarihlere kadar mizdendi. Ebe Hanıma Hediyeler Kadın ebelerde bilgiden ziya- de, hoöşmeşreplik, güleryüzlülük, ihtiyarlık aranırdı. Ebe, doğum- dan birkaç ay evvelden tutulur, evine sabun, kahve, esvaplık ça- maşr gibi bediyeler gönderilirdi. Bu hediyelerin birer manası vardı. Sabun, “Ebe Hanım senden te- mizlik isterim!, Demekti. Esvap ve çamaşır “ Başka yerde giydi- ğini bizde giyme !,, kabilinden bir rleri | yim.. idi, Ebelerin ailede mühim mev- kileri vardı. Bütün ev ebe han- mın Öönünde ardında dolaşır, onun bir dediğini iki etmezlerdi. | “ Besim Ömer, Benim!.,, Memlekette aşağı yukarı ilk erkek ebe benim. Kadın ebeler, “ Lavta ,, dedikleri ebe hekime daima tercih edilirdi. ğ duı.ım. oturduğum — zaman- larda idi, Bir kapı çalındı Uşak hıı!ılıng:ın için ben açtım: — Kimi arıyorsunuz. efendim? — Besim Ömer Boyi.. Dedim ki: — Besim Ömer Bey benim.. Derhal yüzünün rengi değişti: — Şey dedi, bir vazıhamil için çağıracaktim.. — Nerede hastanız? Derhal bir yalan uydurdu: — Ben, icap ederse yine ge- lirim.. gimdilik îWylö 7“!- Vei Anlaşılan Besim Ömeri bir adam — zannediyordu, meslek kitabını | karşısında gürünce haştaya çağır- maktan vargeçmişti. Bizim mektopten çıktığımız za- manlarda doktorlar, kadın hasta- ların yanına bile yaklaşamazlardı. yleleri vardiki, çarşafının altın- dan nabzını tutturur: — Erbabsan hastalığını anlal Derlerdi. Siz Şu Taassuba Bakın.. Bi:l hoc:. bu cahilâne h= yüzünden karısını gözgöre betmişti. Kadın, debhşetli kan zayi ediyordu. Benl bulup getir- diler. Müdahale edeceğim amma, kocası bırakmaz. Okadar uğraş- tığım balde softayı razı edeme- dim. Kadın da iki saat sonra yean - verdi. Durun, Paşa Esvabımı Giyeyim!.. Ebolik yüzünden birçok defalar likeye girdiği olurdu. Bir ge- B ce, Mahmutpa- şa'da bir hanı- ma çağırdılar, Kendim bir par- ça rahatsız ol- duğum — için Beni vaktile mülkiye mezunu | Muavinlerimi gönderdim. Gece- yarısı, kapi çalındı. Muavinlerim perişan bir halde, baş açık, ce- ketsiz içeri girdiler : — Bu ne hal? diye sordum. Anlattılar : — Kocası bir. türlü bize el dokundurmuyor. Az kaldı bizi dövecekti. — Ustamızı — çağıralım diyerek kendimizi zor dışarı altık. — İyi amma, dedim, eli Bari, durun da şu paşa esvabımi îyo- Belki - heybetimden kor- karlar... Resmi elbisemi giyinip kılıcı- mı belime taktım. Ne dersiniz, herif benden fena halde çekindi. Ağzını bile açamadı. Ço Iığdıiudı doiııı::uk.. Sit Kımıldama Yakarıml!.. " 'l;:htıknlıdı blır acemin evin- e başıma gelenleri sormayın.. kadın, bir türlü dwmnqar!'ğı üç hekim kanter içinde uğraşı- yoruz. Kocası acem, elinde rover- ver aşağı yukam dolaşmıya baş- Ebeliğe başladığım — zaman, | ima idi. Kahvede de: " Uyanık | ladı: elde Türkçe bir kitap yoktu. | dur Uykuya dalmal, ihtarı gizli (Dnı—llııoııııhlı-) arım Asırlık Ebe Hekimi : İstanbulda Evka- fin Olmıyan Bina Yok Gibidir bir hal yaptıracağı ve seyahatin bu tasavvurla alâkadar - olduğu hakkında deveran — etmiş olan rivayetler asılsızdır. Rüştü Bey diyor ki: — Ben Ğmirde Evkafa ait zeytin meselelerile meşgul oldum. Bu s#ene muhtelif mıntakalardaki zeytinliklerimizde ( 36) bin çuval kadar mahsulümüz vardır. Bunun nısfını sattık. Ayvalık, Bergama ve Ödemiş zeytinleri tamamen, Bürhaniye ve İzmitinkiler de ku- men satılmıştır. Kalan — kısmı toplattıracağız. Bunun için de birs kaç fabrika ile anlaştık, bunlardan zoytin yağı yaptırarak piyasa bulunca satacağız. Yağ yapmak için ayrıca fabrika ve tesisat yaptıracağımız doğru değildir. Tütün Deposu Meselesi İzmirde (400) bin Hiraya yap» hrdıî:ıı tütün deposunu senel (50) liraya ve Üç sene mi detle bir Amerika şirketine daha evvelden kiraladık. Bu yeni bir şey değildir. Birkaç gün sonra da Ankaraya döneceğim. Rüştü Beye: —İstanbulda nekadar,“evkaf,,bır lunduğunu sorduk, şu cevabı verdi — tetkikatımız bitmedi. Biraz bekleyiniz, neticeyi alınca size müspet bir şey söyliyebilirim. Küçük Bir Hesap Rüştü Beyin verdiği kat'l rakama intizaren kendi tetkiki- mizle takribi bir hesap yapmak istedik. Vardığımız netice şu oldur Belediye birkaç #sene evvel nümerotaj yaparken İstanbul'da (135) bin bina ilekgs) bin kı= arsaya numara muştur. iubı,ı'l.ı Iıtıııbul'dııl bina ve arsaların miktarı tamam ( 180) bini buluyor demektir. Biz bu (180 ) bin parçanın mekadarının mülk ve mekadarının vakıf ok duğunu — öğrenmek - istedik ve Tapu ile Evkaf İdaresine, bul'un eski tarihini bilenlere mü- racaat ettik. Öğrendik ki: bul'da sırf mülk arsa ve binaların miktarı ( 180 ) bin pars çanın azami onda birin” tutmak» tadır. Bu vakıf parçalar içinden de ancak ( 1500 ) kadarı sırf vakıf, yani akar, diğerleri ise veyahut — icareteyinli vakıftır. Şu hale göre İstanbul'daki bina ve arsaların (162000)i Evkafa ait demektir. İstanbul muharebe neticesinde fethedildiği için Os- manlı hükümdarları bütün şebri yakıf etmişler ve şehrin bir kısmını hükümet erkânmına ve yüksek memurlara vermişlerdir. Yalnız İstanbulda nüfus ve ahşap bina adedi artınca sık sık büyük — yangınlar başlamış ve İstanbul — harap olmıya yüz tut- muştur. İstanbulu harbiden kur- tarmak için o zamana göre bir şer'i hile yolu düşünülmüş ve yangın yerlerindeki vakıf arsala- rın satılmasına karar verilmiştir: Herkes vakıf arsalara ev yap- tırabilecek, fakat bunun için de evkafa peşin ve veresiye olmak Üzere, yani muaccel ve mücccel namlarile bir miktar yere- cektir: İşte V( icareteyinli ) vakıf usulü böyle baş'amıştır. Elyevm İstanbuldaki — bütün bimalar, az bir istisna ile bu çeşit vakıftır. Halk icareteyinli binalara tasar- ruf edebiliyor, fakat malik ola- miyor, varissiz vefat edince bun- lar evkafa kalıyordu. Yeni evkaf kanunu Millet Meclisinden çıkınca icareteyinli — vakıflar tamamen tasfiye edilecek, halk © raman malik vaziyetini do kazanacak- tır. Bu malümattan da bir netice çıkarmak icap ederse, denilebilir ki: İstanbulda evkafa şu veya bu şekilde ait olmıyan bina yok gibidir, Taksimde yeni yapır apartımanlar - da İan muazzam dabil olarak! ada