Dünya Niçin Belini Doğrultamayor? Bülün dünyada İşlerin yolunda gitmediğ ni anlamak için büyük bir bilgi ve görgü sabibi olmuya ihtiyaç yok. Yükseler sıkınli avazeleri, bize, insanların içinde çırpındıkları kâbuslu vaziyeti kâli derecede aydınlatıyor. Şimdiye kadar bu sıkıntının se- bepleri, gıderilmesi çareleri hakkında azılan günlük makalelerla cilt cilt ın.p:mn miktarını tesbit etmek mümkün değildir. Her halde, bu rııı ve kitap masrafarı, çaresi bu- unmak İçin uğraşılan derdin devasi Uğrunda sorfedilmiş o'saydı, bana kalırsa, sıkınlı yükü birhaylı ha- Gillerdi. Geçen gün, Iâalattayin bir ecnebi göz gerzdirirken fikrim la moşgulü, Tesadüfen, aşağıya digim fıkralar gözüma Uişti. Aynen naklediyorum: Beynelmli a di moa, Dördüncü Dalrel Belediye Reisi Denneri, Sen meb'usu — Korbeyye, Sen meb'usu Grasyon, sabık belediye meclle reizi Lönarşan ve saire... de bu kongrede bazır bulunuyorlardı. Şimdiya kadar İngilterenin Süs seka baplshanesinde iki doktor va- zife görüyordu. Bıumlardan birl Baş- bekimlik, diğeri de onun munavin- liğini yapiyordu. “Tasarruf yapmış olmak için muav'a doktor kadro karici birakılmıştır. Fakat bu mua- mele yapıldıktan sonra anlaşılmıştır ki esaseo bu zat, bu vazileyi fahri slarak görmekte idi. * Almanya, cep zırhlısı denilen ve müthiş bir tahrip kuvvetni baiz olduğa söylönen üçümcü gemiyi de tezgâha koyunca Fransa telâğa düş- tü. Dünkerk isimi müthiş bir gemi yaptırıyor. Bu — gemi, Almanların üç çıkacak kabiliyettecir. Fransanın bu . hazırlığımı çören İngiltere ise üç yeni diretaort yap- tırmayı karar altına almıştır, Ame- rika İle Japonya'nın takımacıkları tavır ve hazeket merak uyaudıriyor. * Yukarıkl fıkraları okuduktan ron- va bun, kendi kendime mevcut buh- rana doğuran yara Üzerine parınağı- mı bastım geliyor. Eğer herkes kandi ibt'sası İle meşgul o'mayıp ta hokkabazın işi hokkabaza bırakıl- mazsa, eğer tasarruf yapmak mak- dile zaton Fabrl çalışan hüsnü ni- r adam kapı dişari edilirse ve eğer bu yarışa bir nihayet veri- meyip te silâh yarışı bir nevi fwaki kalp olunursa an — kurtulmak Bu, gu demektir: 2 X 2 — 4 başlıbaşına —— €ep zırklısı ile başa | ) | | SON POST Fransa Borcunu Verecek Fransız Maliye Nazırı Borçların Ödenmesine Taraftar Amma.. Hİ n ... Paris, 10 — Amerika Fransaya verdiği cevabl notasında, borçlu devletlerin borçlarının ilgasma ait hiçbir Ümit vermemektedir. Nota evvelki itilâfların yeniden tetkik ve bu suretle Amerikaya bahşe- dilecek iktisad! menfaatları ve tabdidi teslihat meselesinin sür- atla balli meselelerinden bahse- dilmektedir Amerikanm cevabı parlâmen- toda okunmuştur. Gazetelerin neşriyatıma göre hükümet bazı kayıtlar ileri süre- rek 15 kârürevvel taksitini öde- yecektir. Parlâmento birkaç gün evvel temamile tediye aleyhinde idi Gazeteler bu fikir tahavvü- lüne İşaret etmektedirler. Maliye Nazırı Jermen Marten de şahsea tediyeyo taraftar oldu- ğunu söylemiştir. İnçiltere ödiyor Londra, 10 — Hükümet 15 kânanuevvel taksitini altım olarak ödemek niyetindedir. Bu husustaki nota yakında gönderilecektir. Feci bir İnfilâk Nevyork 10 — Kentuki elvarında Harlen körsür madenaindea bir infi âk olmuş ve 18 kişi kaybolmuştur. 10 naış bulunmuaştur. Ford İyileşti 10 — Kend'sine tıtık yapı'an ol bil — karalı Ford iyileşmiş ve işlerile meşgul slmıya başlamıştır. —— Rayhşt:g Tatil Edildi Berlin 10 — Rayhiştağ içtimala- rinı tehr etmişir. Kânunusanide toplanacaktır. Beşler Konferansında İhtilâf Davam Ediyor Cenevre, 10 — Beşler Konferan- sında M. Mak Donald, Amerika mu- rahhası Norman Davla ve İtalyan murahhası Aloisi, Alman murahhası Detroit | Fon Nörat mezdinde teşebbüste bu. | lunmuşlaraa da bir noktal mazar ya- Süreyya | kanlığı elde 'd'.î"" dlr. GKLN TEFRİKA NUMARASI: 16 AA “MİLLİ ROMAN, GA — Mubarriri: Burhan Cahit Binbaşı Faruk bu başbaşa sofrasında iki saat kadar Her şeyden konuştular. çay kaldı, Yalnız kendilerine bağlı insan- | ların adı ve havadisi geçmedi. Bu akşamki yemek dayetini * çay ziyafetinde hazırlamışlardı. Binbaşı Faruk saat sekizde apar- tımana geldiği zantan genç ka- dan yine yalaız buldu. Açık sarı abajurlardan sızan | güneşe benrer aydınlık salona bir akşam rençl vermişti. Bu sarışın kadının çok gez- mekten, çok sefahattan hoşlan- madığı anlaşılıyordu. Havesini, zevkini daha ziyade evins ve tuvaletine — bağlamış görüniyordu. Conç zabiti ince bir teklifsiz- likle karşıladı. Bu dostluk hemen bir hafta içinde okadar kuvvet- lsamiştiki biribirlerini uzun xa man kaybetmiş ve sonra bir te- VEL Dü n Ka BUL AA Biabaşı Faruk çapkın bir er- kek değildi. Hatta bekârlıği bile uslu geç- mişti. Sonra karısına karşı içli, sıkı bir sevgisi vardı., Yalnız görenlerin ve iş'tenlerin belki de başka manalar verebile- ceği bu dostluktan zevk alıyordu. Dilrüba H. bareketleri konuş- ması, oyalayışı ile genç zabiti kendine ısındırmıştı. Binbaşı Faruk bu dostlukta yalnız biri birini anlamış iki insanm, hatta kadınlık, erkeklik ayırt etmeden anlaşmış iki arka- daşın kafa ve duygu birliğini buluyordu. Hatta bu tanışmadan (Narin)e bile bahsetmedi. Niçin bahsetmediğini - kendisi | de pek bilemiyordu. Bunda bir tehlike gördüğü için değil. Bahse değeri olduğu için de değil. çünkü uzun saatlerini sap- Bir Pransız garetesinden: Tei Bir gasstoci soruyor; “Tühd'di teslihat konforansı gayesine vasıl oluyor mu?» Cemiyeti Akvam umumt kâtib': «Ş'mdilik bundan sonra toplanacak olan tahdidi toslihat konferanalarına iştirak edecek devletleri Alfabe sırabile tasalf odiı?fşıl * Cevabını veriyor. Hitler Çok Müşkül Bir Çıkmaz Karşısında Berlin, (0 — Hitlerin başlıca mu- avini olan M. Jorj Strase 3 haftalık bir mezu iyet islemiştir. Bu müddet | zarfında siyasetle meşgul olmıyacak- tır. M Sirssenin bu çekilişi Hitler- ciler aramında bir İhtilâf çıt t gına, ve fırkanın böyük bir buhran geçir- ekte olduğuna bir delil addedi'"- ——— Yunanistan'ın İngiltere'ye Olan Borcu Atina, 10 — İngiliz Sefiri, Yuna- ısvarla İstemektadir. Gazcteler, İagik tere'nin harp borçları meselesi do- layısile Amerika'ya verdiği cevaptan istifade etmekte, Yunanistan'ın şim- diye kadar bütün teahhütlerini yap- tığımı, şimdiki müşkü'âtın görönünde tutulmasını ve bazı kolaylıklar gö terilmen al İstemektedirler. Almanya'da Affi Umumi Berlin 10 — Siyasi veya iktısadi mücadeleler dolayısile mahkâm - lar hakkında bir affı umum! ka: kabul edilmiştir. M. Troçki Geliyor Roma, (0— M. Troçki Brandizi'ye yünl! olmuş ve vapurla İstanbul'a hareket etmiştir. teden Dilrüba H. bahse değmez bir kadın değildi. Binbaşı Faruk bu dostluğu (Narin)e açmak değil, Hatta bu münasebeti hissettirecek bir patavatsızl'gı — yapmaktan — bile korktuğunu hissediyordu, Bu akşam bile yemeğe gek miyeceğisi söylerken: — Bir Alman Jeneralının şe- refine ziyafet var, oraya davet- liyim! Demişti. Bunu söylerken #esinin titre- diğini kendi de anladı. Bütün bu heyecanı Dilruba Hanımın akşam renği salonuma girip genç kadının havasına ve kokusuna karıştığı zaman eriyip gidiyordu. Dilrüba Hanım bu akşam sa- lonun sarı bal renği aydınlığında limon rengi bir tuvaletle o kae- dar şık görünüyordu ki bu hepsi güzel eşya arasındaki — ahenği tamamlıyordu. Salona hafif bir kokusu yayılmıştı. Genç kadın binbaşı Farukun getirdiği çiçekleri gümüş vazolara taksim ederken teşekkür edi- inci çiçeği ulstan'ın İnğiltere'ye olan börcunu | maçya'da mektedir. M. Strase'den sonra Hitle. rla maruf muavin'erinden M. Fedetlin gçoekilmesi bu kanaati| kuvvetlendir. Miştir. Fırkanın diğer mütedil bulu» nan reislerinin da çekileceğine dair bir gayla vardır. Siyast mehafil Naz! fırkasının çok nazik bir vazl- yette olduğu kansatindedir. o aanaaaamenaaa e Yugoslavların Hareketi Protesto Edildi 10 — Yugoslavların Dal- Roma'nın ve Venediğyin medeniyet eserlerine karşı yaptık- ları hakareti protesto etmek Üüzere Âyın Meclisine iki takrir verilmiştir. Venedik — vatanporverler cemiyeti bu haroketi proteste etmiştir. Bir Yangın Faciası Edmontoa, 10 — Bir yanginda 4 gçocuk yanarak Ölmüştür. Haydutlar Bir - Bankayı Soydular Boynes Ayres 10 — Dört haydut bir. bankaya hücum etmişler, bir memuru öldürmüşler, 18 bin piyastr çalarak kaçmışlardır. Turizm Konferansı Roma (0 — Beynelmilel Turizm kouferanaı açılmıştır. ——rrrmm a — O kadar severim ki, di- yordu. Hele bu kırizantemleri... Yemekte Berlin teyahati ko- nuşuluyordu: Dürüba Hanım: — Sizden bir ricam var Faruk Bey. Dedi. Hakkı Beye gidecek küçük bir el çantası var eğer ağırlık olmazsa size... — Emredersiniz efendim. G- decegim gün gelir, alırım. — Çok naziksiniz. Yemek çok neş'eli konuşma- larla geçti. Gece bir. parti dılar. Genç Erkânıharp geç hisara otomobille döndü. Cengiz uyumuştu. Hizmetçiler uyumuştu, ona kapıyı (Narin) açtı, Binbaşı Faruk artık bu resmi davetlerden sıkıldığını, böyle geç vakitlere kadar onu evinden ra- hatından ayıran bu siyasi angar« yalardan usandığını — anlatırken sesinin titrediğini kendi de bis- setti. Fakat genç İkadının bu maze- retleri o kadar tabii karşılayışını görünce açıldı. Ferahladı. Cengizi öptü fakat sebebi Romma biriç oyaa- vakit ÜYKi Kaditi Bedbaht Edince... “Otuz dört yaşımdayım. Ou dört sene evvel evlendim. Refi- amın benden büyük olmasına rağmen, bana karşı gösterdiği merbutiyet dolayisile bir vicdani vazife addederek evlendik. Bu« gün on ikisini bitirmek üzere elan bir. kızımm, yedisini ikmale yeltenen bir oğlum var. Bütün bunlara rağmen — Anadolunun iş- tihlâsını müteakip Ankaraya ge- lerek bir. vekâletten kâtiplikten mümeyizliğşe kadar — yükseldim, Ve nihayet memuriyet hayatına veda ederek Ankaranın mühim bir — tücarethanesinde yühsekçe bir maaşla muhasebeciliğine gir dim. İşte bütün talisizliğim burar dan başlıyor. Zira para ve refah noktasından gülen ve yükselen hayatlım, bu müessese bir ataji- yer olarak devam eden bir genç kızın aşkına esir oldu. Sevdiğim bu kız dabana kar- gı çok derin bir rabıta ile bağ- İanmıştı. Nihayet ilk refikamı ve çocuklarımı ihmal ederek bu sile- nla nezdinde kolımya daha doğ- rusu bu aile içinde, aile hayas tında bulamadığım saadeti bana temin edebilecek bir ikincl yuva kurmıya teşebbüs ettim. Aldığım para her iki ailenin refah içinde geçinmesine kâfi gelirken, bir gü patronla aramızda tahaddüs eden ufak bir ihtilâf yüzünden vazifemi terkettim, Halen Ankarada yine mü- tevazi bir memur olarak yaşıyorum. İlk zamanlar çok samimiyet göste- ren ikinci refikam son zamanlardı çok büyük hırçınlıklara başladı. ik defasında, birinci refikamla bir- likte oturdugyumuz evi terkederek annesinin yanına gitti “Yalvar- dim. Ağladım ve nihayet ikimiz bir ev tutarak oraya taşındım, Bu evde bir hafta mes'ut yaşadık. Fakat annesinin tezviratı yüzün- den kavgalar biribirini takip etti ve yine ayrıldık. Bundan da ild çocuğum var, Şimdi ayrı yaşıyos ruz. Fakat çok kıskanç olduğum için ne yapacağımı şaşırdım. Bana akıl öğretiniz. BK Bu zat benden akıl İstiyor. Fakat ben Onun mektubunu kendisine yol göstermek için değil, bu kabil felâketlere maruz bulunan safdil gençleri ikaz için naklediyorum. Okuyun ve ibret alın. HANIW TEYLZ —e ——— ——— kafasını deldiğini duya — duya uyumıya çalıştı. * Berlinde Kayzerhof otelinde Şeker zade Hakkı Beye Kocaman kokol Sen artık çok olmıya başla- dın. Dört aydır İstanbula uğradr dığın yok. Yolladığın ipek çorap- ları Agop Efendi derha! piyasaya çıkardı. Bana verdiği hesaba na- zaran bu sefer o kadar çok kür olmamış. Oobeş bin lira kadar birşey tutmuş.. Bu binbaşı Faruk Beyi nasıl ele geçirdiğine şaştım doğrusu... Yaman adamsın ves- selâm. Bu genç Erkânıharp çok işimize yarayacak... Pırlanta gibi insan hemen hemen onunla sana yolladığım altınlar kadai temiz. en kıymetli ticaret eşyasının ya- sak edildiği bir zaman 6 — böyle gümrük kapılarına — uğramadan geçen bir dost her akşam şan- panya içiren ehbaplardan daha kiymetli, Aferin sana şişkom. Binbaşı Faruk Bey her hak de yakında İstanbula — döne- cek. Bu sefer ona daha kiy- metli şeyler yüklet ki değsin. Agop Efendi sana birçok altın ve elmas bazırladığını — söyledi. ( Arkası vari