TİMURLENK — 153 — Muharriri: »X x4 Beyazıt Iztırap İçinde Can Vermişti Beyanıt, bu belâgati bütün idrakile emdi ve hayat hakkın- daki son hükmünü verdi: Hayat, murdardır, ölüm temizdir! Sonra gözlerini çadırın kapısına dikti, fecrin ilk pınıltılarını gördü. De- mek ki yeni bir gün doğuyordu ve kendinin sefaleti, hacaleti bir gün daha eskimiş oluyordu. O mavi renk, ©o kıml gü- Neş, arik toprağın Üstünde kala- cakt, gidilecek âlemde onları görmek imkâmı yoktu. Nura kar- $i tahakkuk edecek bu ebedi hicran, ana acı ve pek acı geli- yordu. Zulme atılırken içine doya doya nür ve renk - sindirmek - is- tiyordu. O, yatlığı yerde zihni bir he- sap ile günleri sayıyordu. O gün nevruzun arifesi idi, Ertesi gün bahar, ilk bahar, başlıyacaktı, bülbüller dillerini açacaklardı ve bütün bir kış temrinini yaptıkları şarkıları güllere okuyacaklardı. Yine ©o gün, bütün ağaçlar, yeni elbiselerini biribirlerine göstere- ceklerdi. her şey ve herşeyi tazelenecekti. Bayezit, yaralı ciğerinin ıztıra- bını derin bir şehka ile çadırın boşluğuna haykırdı, göziünün açı- hp kapanması arasında Oliverayı, Bursa, ve Edirne saraylarını se- Tâmladı ve yüzüğü dişleri arasın- da çıtırdattı, taş açılmış zehir boşalmıştı. (1) * Timur Nevruzu tes'ide hazır- lamıyordu, zaferle dolu koca bir yılın kapanıp yeni - bir yılm açık Mmasını zevk ve neş'e içinde kar- şılamak istiyordu. Bu münase- bketle uzun programlar çizdirmiş, birçok eğlenceler tertip ettirmiş ve Akşehir karargâhımı dügün yerine çevirtmişti. “8 mart 1403,, tarihi, bu küdretli Şahinşah için de kıy- Metli bir gün teşkil ediyordu. Çünkü Anadolu ve Suriye sefe- Tinin sonunu bu tarihe bağla- muştı. Ertesi gün Nevruzu kutlu- Tayıp yola çıkacaktı, Semerkand'e gidecekti. ©. iğlasi Rerlilnerield !’Gl’lber bu dönüş meselesinde İçin için açele ediyordu. Zira D) Boytadın. zeb nit Suroelilo Öldütünü Madidi Rİ gae yu' | böyitlerle yazarı Meğor Jâyık görüp ri şölgü Temir, ağyara ver nülkü rumul Semerkatdi İşidip Yıldırim -Han Görüp kaydin heman teslim eder can. Meğorkim bâtemindo vardi katil, Aduvdan pes aden yey! oldü mail! Ködu bu kabri dehri. bivelayı, Onan f ol zovkü gövkü pilrsalayı Bilin kim Akşahirde Yıldırım Hân *Nadan baki mülko oti sayran, Ki Müverrih Sadettin, Hadidi'nin bu VAyetini kabul etmiyor, atıp tuluyor ©Onu nazmen tekzip otmiye yel- teniyor 1 y SÖKİMU hat .bir: hapühite öi yBilken dülküş, tabire kadir; 0Dtür iltizsimi nazmı tarih; ı:ı:'.:lmu' sezayı levmü tevbih. Anışçı Şökdürür Anın düreğu; ,”:'î“" Yökdürür asla ffruğu. )lu.”w #imez alıvali Komali, ıııu"" öylemez sül ile mahi. _"qun otlüğü ekger hatadır, “0N sanur ki vaki maceradır ! Fakat bi & Madidi'ni ivayotl Kereih, M » nin — 1ivayetini terej T Vermiş oluyoruz! TW * bu suret'u de Beyazıt'a Tevekkülü son derece göreceği gelmişti. Zaferlerin o güne kadar avuttuğu hicrana artık dayana- mıyordu. Ayni zamanda öz yur- duna, dünyanın en şöhretli Pa- dişahımı esir olarak götürmek istiyordu. Halbuki Beyaz dın öl- mesi ihtimali vardı ve o vakit bu tarihi zevk, yıkılacaktı ! Orduda, pek uzun slüren bu seferden bıkkınlık gösteriyordu. Her nefer bir haylı sermaye edinmişti. Semerkantten tek bir mızrakla çıkan nice süvarilerin şimdi sekiz on atı, birkaç denk kilimi, halısı, torbalarla parası vardı. Onları bir ayak evvel yurda götürmek, biraz da zengin hayatı sürmek istiyorlardı. Timur, bu halelinde farkında idi, cebri ve tatsız bir dönüşe mahal ver- memiye çalışıyordu. Tevekkelin hasreti, — yıldırım gibi bir esiri Türkistan şehirle- rinde teşbir etmek zevki, ordu« man yurt iştiyakı olmasa Timurun Akşehir karargâhındaki — zevki mükemmeldi, son — zamanlarda Nasraddin hoca ile de tanışmıştı, dostlaşmıştı, — zekâsını — dilinde gezdiren bu hazırcevap, nükte- dan Türkle sık sık görüşüyordu, şakalaşıyordu. Hatta nevruz - için yapılacak merasim — meselesinde de ondan fikir sormuştu, lâtifeler yapmıştı. 8 mart günü, hoca yine ya- nında idi, sabah kahvaltısını birlikte — yapmışlardı, — dereden tepeden konuşuyorlardı. Bir ara- hk söz, Yıldırıma intikal etti. Timur onu nasıl yendiğini anlatı- yordu. Hoca, dalgın dalgın dinli- yordu. Şahinşahın mağlübu kü- çültmekte ve kendi zaferini de büyültmekte çok ileri gittiğini görünce mırıldandı: caelkaza !.. Timur, onun “Edebi nefs,, dersi vermek istediğini ve Yıldı- rımın uğradığı —inhizamı kaza şeklinde tasvir etmiye yeltendi- ğgini ummadı, “izacaelkaza, am- yelbasar,, vecizesini yad etmekle Beyazıdın körlüğüne telmih etmek fikrini güttüğünü sandı ve sözü- nü keserak vecizeyi tamamladı : — Amyelbasar, amyelbasar, hakkm var boca. Beyazıt, haki- katen kördü, burnunun — acunu görmüyordu. Fakat sen bu sözü onun yanında” söyliyemezdin, de- gil mi? ( Arkası var ) — 'SON POSTA Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi Çatalçeşme sokağı 'Telefon: İstanbul - 20203 Posta kutusuz İstanbul - 741 'Telgrafı İstanbul SONPOSTA ABONE FİATİ | || TüRKİYE ECNEBİ | | Ta00 kr. 1 Seno —2700Kr | 750 » 6 Ay 1400 ,, 00 <u Bi 800 , SB0 midd l 300 , ——— Gelen evrak geri verilmez | Dânlardan — mes'uliyet alınmaz |F cevap için mektupl ara (6) kuruşluk dül ilâvasi Iâzımdır. Adres değiştirilmesi (20) kuruştur. Gazetemlzde çıkan resim ve yazıların bütün hakları mahfuz ve gazetemlize alttir. | | mofon, 21 Atkenium'den nakil. | hemşirelerle de bugazlaşmıya baş- | lamş ve nihayet kaçmıya muvaf- | ittiham altna almıya devam el- | ler, ittiham altına alınan şahısla- | | heyeti, 21,5 orkestra. 'SON 1 Bir Sabıkalı Rahiplere Taarruz Etmiş Paris 24 — Autun tarikatine mensup rahibeler saat beşte iba- det ile meşğul iken meçhul bir şahıs kapıyı şiddetle vurmuştur. Meçhul şahs kapıyı açan rahi- beyi öldürdükten sonra diğer fak olmuştur. Polis tarafından yakalanan bu adamın müthiş bir | sahık:ılı olduğu ve zaviyeyi soy- ıııı_k istediği anlaşılmıştır. Müflis Bankamın Müştorileri Zanaltında Pşriı 24 — Mahkeme müflis | Bal ticaret Bankesı müşterilerini mektedir. Bankada hesaplı olan- ların hepsi maznun mevkündedir- | rin yekena 1083 e baliğ olmuştur. | Brezilya Ve Brezilya Kahvesi Riyo Dö Janeyro 24 — Bir ka- rarname, 3 sene müddetle kahve ağacı dikilmesini menetmektedir. Bilyük HKava Seferleri Oran, 24 — Cenubi Afrikalı tayyareci, Smit dün saat 4/45 te panyaya müteveccihen La Se- nya'dan hareket etmiştir. —: 25 Teşrinisani Cuma 'stanbul — ( 1900 meatra) 17 Mib şerref Hanım, 17,45 gramofon, 18 Ke- mal Niyazi bey ve arkadaş'arı, 19 oörkes- | tWa, £0 Belkia H., 90,6 Hanımlar saz Bükreş — ( 304 metce ) 80,fügra> Belgrat — (431 metre) £0 Fransızça dors 20,5 konferana, 21,10 senfoni. Roma — (441 metre) 21,4ö genfoni. | Prağ — (488 metray 20,05 kış se- yabatleri hakkında bir konfera İki dul jsminde bir opera, 28,40 caz- | bant. Viyana — ( BI7, metre ) 19,45 den itibaren konferana, 91,15 Amerikadan maklen beş pordelik bir operot; Peşte — (560 mette) 20,45 studyoda temsill. Varşova — (I4LL metze) 20,45 Rad- ye gazetesi, Zi muslkili musaahebe, 21,15 konsor. Berlin — (1635 metre) 20 konlerana, 81 Âmerikadan nakil, 21,15 konser. 26 Teşrinisani Cumartesi İatanbol (1200 metre) — 18 Darüt- talim musiki heyeti, 19,20 müptedilere Fransızca dere 19445 örkestra, 21 Dar rüttalimi musiki heyeti, 21,5 orkestra. Bükreş ( 394 metro ) — 20,40 gra- | manlar, zeplin- 21dö |. SA o Hrrğt” b yi |Zeplinler Avrupayı Ame- rika'ya Bağlıyacaklar Amerikanın Venediği — den- mekle — maruf Pernamburg şeh- ri üzerinde Al- lere çok ehem- miyet — vermek- tedirler. Maksat- ları gerek Şimal ve gerek Cenubi Amörika ile Av- rupa — arasında bava — seyahat- lerini — ellerine almaktadır. — İlk faaliyeti Cenubi Amerika - sefer- lerile göstererek şimdi - Almanya Cenubi —Ameri- kayı — biribirine esaslı — suürette bağlamış oluyor- lar. — Zeplinlerin bu sene iki kıt'a arasında yaptık- ları seferler ye- diyi — bulmuştur. Şimdi İspanya- nn elverişli bir | noktasnda bir zeplin merkezi yaparak Almanyadan sonra ba- lonların orada kısa bir tevakkuf geçirmelerini ve ondan sonra seferlerine devam etmelerini te- min etmek istemektedirler. Zep- lin istasyonu için — İspanyollar İspanya'da Hava Gemileri İçin Mühim Bir Durma Merkezi Tesis Ediliyor Amorika'nın Venedik'i denmekle marut Pernambuk şehri Üzerinde EBarslon şehri civarında bir yer ayırmışlarsa da Zeplin Kumanda- nı doktorEkner bu yeri elverişli bulmamıştır. Bu meydan yapıl- dıktan sonra hem yolcu miktarı artacak, hem de seferler daha muntazam bir hale girecektir. .Ş_iı;al İngiltere ve — umumiyetle şi- mal memleketlerinde ton ve mo- rina balığı av'ıyan balıkçılar, üç hayvanın ismini ne söyler, ne de mofon, 21 örkesira, 21,45 şarkı kon- seri. Relgrat — S1 metre) 20 musuha- be, 20,5 gramofon, 21 Operadan nüle len Das Droimöderihans oporası. Roma — (*41 metre ) 21,45 Fata | Malerba isminde bir opera, | Pcağ — (8 metre ) 80,35 kabaro, 21,80 yeni garkılar, Viyana — (Ö17 motre) 19,15 meş'e” | vorda musiki, 21,83 amele orkeatrası, 22,45 operet parçaları. Peşte — (800 metre) 20,45 konser, 21,4ö harlei siyasöt hakkında konfe- | rane, 22 halif muslki, Varşova — (İ4İ1 metrs) S1 Hafif musiki, 29,05 Şupen konşeri, Berlin (1635 metre) — £0 Fransızca İdare: İstahbulı Eaki Zaptirsu (| yiç Gpora, dors, 21 Pober der Toufol isminde G I SON POSTANIN İLÂN FİATLERİ 4—1lânın tek sütun1 satırı gazetenin metin yazısile vasatl 4 kelimedir. 2—Ayai yazının 2 satırı 1 santimdir. 8- Daha kelın ve daha ince yazılar santlıa İle hesap edilir. 4-—Bayfasına göre ilânlar aşağıdaki fiatlere tâbidir: Sayla Santimi — inci Diğer sayfalarda Son Bayfadı bir kitap veya kâğüt Üüzerinde yazılmış olarak görmek isterler. Bu hayvanlar tavşan, domuz ve siyah köpektir. Eğer bir balıkçı, balık avına çıkmadan evvel! bu bayvanlardan birinin ismini söy- ler, söylenildiğini işitir. veya te- sadüfen bir yerde okursu, İşi alt ve üst oldu demektir. Şimzl balıkçılarının bu garip Adetini bilen bir İngiliz gazeteci, bu garip kanaat hakkında bir anket — yapmıştır. Balıkçılardan aldığı cevapları şöyle sıralıyor: Bir Balıkçı “Biz bu dediğiniz bayvanların isimlerini hiçbir zaman- söyleme- yiz. Çünkü işimiz aksi gider, Bir Diğeri Balıkçılar bu isimleri kat'iyen ağızlarına almazlar. Eğer bir ba- lıkçı gemisinin içine tesadüfen bu hayvanlardan biri girse gemi sahibi hareket etmez, hatta ba- hkçılar yola çıkarlarken bu hay- | vanlardan birine rastgelseler lit- rerler, bunun sebebi ? Vallahi ben bilmiyorum. Fa- kat bu, böyledir.,, Ayni zamanda, bu balı cuma günü de avlanmı mazlar. —İngiliz gazetecisi, & DERan Hai Balıkçıları Üç Hay- vandan Korkarlar Bu Hayvanlâr Tavş—an, Domuz Ve Kara Köpektir. Bunların İsimlerini Anmazlar balıkçılardan birine | suali sormuştur : | “— Hakikaten siz buna ina- | Diyor müsünüz? Neden bü hay- vanlardan bukadar çekiniyorsu- nuz? Balıkçı bir müddet düşündüke ten sonra şu cevabı. vermiş: *— İhamıyorüum — desem de yalan, inanmıyorum desem de, Fakat bu, öyle itiyat tedbiridir ki alınmasında zarar yoktur. Bu itibarla niçin tedbirli hareket etmiyelim. Bu hayvanları almak- tan fayda gelmedikten sonra anılmaması tercih olunmaz mı?,, ayrıca şu Troçki'nin Söylüyeceği Nutuk Neşredilmiyecek Kopenhag 24 — Gazetelerin verdikleri haberlere göre, telsiz neşriyatı ofisi, Troçki'nin gele- cek cumartesi günü söyliyeceği nutku neşretmeği reddetmiştir. Hasta Mısmız?... Aradığınız dokturun adresini Küçük tHânlar: ında Çit 4 4