46 Teşrinisani 'İMURLE — 144 — Mubarriri: »4 * Tiir_!der Ve Tatarlar Öz Kardeştirler Bu ses. Beyazıdın dudakların- dan çıkmıştı. ve o, yarı çıplak bir halde sakilik eden, oynıyan, bayılan kadının kendi - sevgilisi Olivera | olduğunu görerek ben- liğinde açılıveren yaranın acısını o kelime — ile Timurun yüzüne haykırmıştı. (1) Türk - Tatar | Azir okuyucularıma: Hikâyemizi birlikte takip edip dururken araya böyle bir babis karıştırdığımdan — dolayı — affınızı dilerim. Beni böyle bir harekete sevkeden yine sizlersiniz, ikide bir mektup yazarak zihnimi ka- rıştınyorsunuz. Gerçi yazılarınız, esas itibarile bir iltifattır, yüreği> me şevk veriyor. Lâkin o iltifatın tevkini bozaa sitemleriniz de eksik değil. Her muherrir gibi ben de mektuplarınızın tatlı tarafımı alıp acı lasmını unutmiya — savaşıyor- dum. Bursalı keresteci Faiz B. ismindeki okuyucumun — yazdığı mektap bana bu itiyadımı boz- durdu. Çünki bu zat, benim Türk olmayıp Tatar bulunduğumu, o sebeple de Timurlengi yükselt- tiğimi söylüyor !.. Şu ithamın iki türlü acılığı vardır: Bir kere ben, küçük bir adamı — büyültmekle, yani tarihi tabrif etmekle suçlu mevkiüine düşüyorum. Sonra Tatarı Türke tercih etmiş oluyorum, bu suretle de törklükten — çıkıp — tatarlaşı- yorum. Her iki itham, bilgi me- selesile alâkadardır, ayni zar manda milliyet hesabına ihmal edilmesi caiz olmıyan bir hakikati de incidiyor. Bu vaziyette susamazdım ve İişle susmuyorum. Hikâyemin ara- sma şu uzün istitradı karışlırı- yorum. Beni lütfen affediniz ve Faiz Beyle onun gibi düşünenlere Taci olan sözlerimi okumak zah- metine katlanınız ! İlkin incinen hakikati müsterih edelim: Türk we Tatar birdir, ana ve baba bir kardeştir, en küçük bir ayrılığa malik değiller- dir. Ad ayrılığı, bir vatandaki memleket isimlerinin — tebalüf et- mesi kabilindendir. Erzurum, An- kara, Sıvas nasıl ayrı ayrı yer- lerde kurulmuş biren Türk şehri iseler Türkle tatar da tıpkı o şehirler gibi ayrı ayrı, yurtlarda Olurmuş kardeşlerdir. Bugün, dost ve düşman, her milet tarafından kabul edilmiş- €1) Timuran, — Oliveraya — sakilik ettirdiği mal ktır ve biz. bu büdi- Söyi aynon tarihten kopya ediyorüz. Derin bir. kırğınlıktan ve kızgınlıktan İleri gelen — bu - yakışıksız bhareketi Bizana — müverriki Kalkondil, Arap | Turihçisi Arapgah ve müyvorrih Muhid- din kaydediya n fakbih ve birka Gyor. Onun, az me ile çok mâna ifade etmek kabllinden olan tasvirini İktihas ediyoruz: imur, — Beşyazıdın — mağrurane örinden mütcessir oldu, | aht Evirini - elvanmert bir- galip — sıfatile İçtinap — etmesi — lâsımgelen - hançer Kİti anücssir İstihza ve tetihfaflara boğdu. Hatta bir gün bir ziyalelte barenr ada — muükaddesesini — alenen Bakzetmiye kadar vararak — Beyazıdın Bevcosi olan Sırp pronsesini kendisine WTap takdimine — İcbar etti. Hiç Süphesiz ki bundan maksadr, padigahır Gadi / sevecleri hakkında tal, Dahsetiniş olmasından dölüyr” intikamı ün » — Hammer Öz 2. 8: 74 İ tir ki Tatarlar, halis Türk oruk- larından — biridir. Zaten Çinliler, iptidaları bütün Türklere “Hum- Tatar, derlerdi. Milâdi doku- zuncu asırda Tatar ismini Çinin garbı şimalisinde sakin bir Türk oruğuna tahsis ettiler. Çünkü bu oruğun adı Tatardı. Cengiz, garbe doğru yürür- ken Tatar oruğunu da birlikte yü- rüttü, işte bu oruk Kazan tacaf- larıma kadar - geldi, ötedenberi oralarda oturan muühtelif Türk oruklarına Tatar adını - verciği gibi Çitlerdev, Hunlardan, Oğrur | lardan, Avarlardan, Hazarlardan, Peçeneklerden, yani sekiz on Türk oruğundan —arta — kalan Kıriım Türklerine de ayni- ismi taktı! Demek ki Tatar Türktür ve her Türk Tatarı kardeş bilmek mecburiyetindedir. Zaten Tatar- lar, umumi ve milli Türk haslet- lerini eksiksiz taşırlar. Türk ve Tatar, ikisi de — soğukkanldır, misafirperverdir, intizamlıdır, ka- naatkârdır, cesurdur. Her ikisi, ayni derece maharetle suvari idi, ayni şekilde kılınç kullanırdı! Şu ilmi hakikat gözönüne alınırsa Faiz Beyin bana Tatar demesi, hiç bir sitem ifade et- memiş olur. Lâkin Faiz B., o yazısile Mogo-Türk meselesine de -bilerek ve bilmiyerek- temas ediyor. Benim anlacdığıma göre Tatarı Mogol füruundan sayiyor, Türkü de büsbütün ayrı bir mik let tanıyor. Ben, bir Tatar kadar Türk ve her Türk kadar Tatar oldu- ğum gibi Mogolu da Türkten ayrıt etmeyenlerdenim. Onun için Faiz Beyi bu noktadan da tenvir etmek İsterim: İlkin Türkle Mo- golu aymı tanımak ve tanıtmak isteyenlerin — senetlerini — tetkik edelim. Onlar diyorlar ki: Mogol- la Türk, simaca tamamen ayrıdır. Mogolca ile türkçe biribirine ben- zemez. Yine onlar dil meselesin- de Ebülgazi Bahadir Hanın “Şecerci Türk,, isimli eserinden naklen bir hikâye söyliyorlar: “Cengiz Han Zade Uğuday Hana bir adam gelmiş, Cengizi rüyasında görüp bütün müslüman- ların öldürülmesi emrini aldığını söylemiş. (Arksı vazr) SON POSTA | Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk garetesi , İstanühl: Eski Zaptiye| 'dıre. Çatalçeşme sokağı ıi- Telefont İstanbul - 20203 Posta kutusu: İstanbul - 741 'Telgrafi latanbul SONPOSTA ABONE FİATİ TÜRKİYE ECNEBİ 31400 Kr. 1 Sene — 27C0Kr W 800 ,, D0 *W 1076 300 , Gelen evrak geri verilmez Hânlardan — mes'uliyet alınmaz İcevap için moktuplara (6) kuruşluk dul iltvasi lâzımdır. | Ağres değiştirilmesi (20) kuruştur. Gazetemlade çıkan resim ve yazıların bütün hakları mahlfur ve gazetemize alttir. Zontuldak Bütün Varlığını Bir Adama Borçludur ( Baştarafı 9juncu sayfada ) yld:k ve nihayet tahakkuk etti: i gün evvel; işçisile, amele- sile, madencisile nihayet tüccarı, “ı;:lk" temuı"ık bütün Zon- coşkon bir bayram yaptı: (Uzun Mehmet bıyrıı:l';- Bütün Zonguldak, bir asırdan fazla acı bir ihmale uğrıyan koca bir adamın, halktan çıkma bir kâşif ağanın namımı hürmetle andı; aziz. hatırasını tebcil etti. Bütün Zonguldaklılar, Uzun Meh- medin — hizmetinin büyüklüğile mütenasip parlak ve candan teza- hürlerle buyramı tes'ide koştu ve bu suretle memlekete kömür gibi bir servet hazinesinin anahtarla- rını hediye eden bu büyük işçiye karşı duyulan minnet ve şükran | borcunu edaya çalıştılar. Halk Evinin Tetkikleri Evvelâ bu. sütunlarda ortaya | atılan (Uzun Mehmet bayramı) fikri, Halk Evinin kuruluşundan sonra evin meşaisi sırasına — inti- kal etti. Halk Evi, Uzun Mehmet j bi:iyrımı lııkkıkııdı vuilın:;;âık— riri neşriyat komitesine er- mişti. Bayram gününe esas ola- cak bir tarih lâzımdı, fakat bu tarih henüz tespit edilmiş de- gildi.Bu müşkül işi üzerine alan neşriyat komitesi aylarca uğraştı, çalışt:, nihayet kömürün keşfi ta- rihini kat'i surette tayine muvaf- fak oldu. Neşriyat komitesinin, birçok eski vesaikle Uzun Mehmedin ha- yatta olan torunlarından edindiği malümatı karşılaştırarak elde et- *«tiği bu tarihe göre, (Uzun Meh- met ) maden kömürünü ilk defa 1829 senesi teşrinisanisinin | zinci günü bulmuştu. Kömürün bulunuş tarihi bu süretle malüm olduktan sonra Halk Evi, kömürün keşfinin yüz üçüncü — yıldönümü — şerefine 8 Teşrinisani — günü muazzam bir bayram proğramı hazırladı. Ogün şehir baştanbaşa — defne dalları ve B ; hava- nın yağzmuri Masıda I.imll sokaklarda, — ellerinde mensup oldukları maden ocaklarının isim- leri yan'ı bayraklar taşıyan bin- lerce amele, işçi, köylü, halk, mektepliler ve izcilerden mürek- kep bir insan seli taşıyordu. Müli Bayram Günü Saat tam onda büyük alay, önde Halk Evinin bandosu oldu- gu halde hareket etti;. belediye- nin, Uzun Mehmet namınma iza- fetle isim verdiği bahçenin önüne geldi. Vali Bey bahçe kapısında- BuSene En Rize, En Az Gören | — Bu sene Eylül | ve Teşrinievvel ay- | ları, nazarı dikkati celbedecek — dere- ! cede yağışsız geç | miştir. Alâkadar * makamların — yap- | tıkları istatistiklere nazaran bu kurak- lık geçen üç sene içinde görülmemiş- | tir. 29, 30, 31 se. nelerine — nazaran, 1932 de — yağan yağmurun miktarı ancak yüzde 25 derecesindedir. - İstatistik — cetvellerinde, — en çok — yağmur gören — mıntaka Şarki Anadolu olarak, gösteril- Gağdan sola doğru: Uzun Hasanın torunları Vesile Hanım, 82 yaşında Al! Rıza Etendi, Sırma Hanım, Emine Hanım, Halit Hüseyin Efendi, Havva H. diler. Maden idaresi mühendisle- rihden Azmi Bey kömür hak- ki kurdelâları keserek t res- mini yaptı. Zon, ar bu büyük lk — kâşifine — şükran borçlarını — ödemek ig': na- mıma bir de âbide mişler- di. Çok kısa bir zaman içinde hazırlanan bu Abidenin ve yine uzun Mehmet ismi verilen yeni bir caddenin Aaçılma merasimi binlerc& işçinin ve halkın candan tezahüratı arasında icra edildi. Merasim esnasında, Halk Fırkası Reisi Mithat Akif, Beled'ye Reisi Doktor Nihat ve Havzanın genç mühendislerinden Rauf Beyler bi- rer nutuk söylediler. Mithat Akif Bey çok canlı olan nutkunda, Uzun Mehmetle hayatını kısaca anlattı ve halk- tan çıkan bu büyük adamın kömürü keşfetmek suretile mem- leketine yaptığı büyük hizmetleri andığı sırada: — Büu gördüğünüz müessese- ler, şirketler, fabrikalar, bu koca havza onun eserine ddıyıııııl rak , Kömür yüzünden milyar- =|ı mııııhr hep onun bende- sidir, dedi. Bu sözler dakikalarca alkışlandı. günün gecesi, şehir elek- trikle aydınlatıldı; sinemada bir müsamere tertip edildi. - Fırka Reisi, havzada uzun müddet ma- den müdürlüğü yapmış ve havza hakkında çok kiymetli - etütler hazırlamış olan Hüseyin Fehmi Beyler kıymetli konferanslar ver- 932 Çok Kurak —Çogîgğ;ir Gören Yer Yer De Halkahdır araama N mektedir. Bilhassa Şarki Ana- doludan — Rizeye, — Eylül — ve Teşrinievvel — aylarında — külli- kında çok derin ve değerl bir mesainin — mahsulü olan bir konferans verdi. Bundan başka diğer hatipler söz aldılar. Maden Meslek Mektebi talebesinin bir maden ocağı dekoru içinde söy- ledikleri madenci şarkıları gece- nin hemen en parlak numarası idi. Ortamektep talebesinin tem- sili de muvaffaktı. Bir Kadirşinaslık Eseri Kömür bayramı münasebe- tile Uzun Mehmedin muhtaç olan ailesine — teberrüler cemetmek üzere Halk Evi bir komute ayır miştır. Teberrülerin — miktarı daha ilk hamlede beş yüz İirayı miştir. Zonguldak Ticaret Odası, Halk Evi yüzer lira Amele Birliği de iki yüz elli lira vermişlerdir. Havza için bir (Uzun Mehmet bayramı) yapılmasının elzem obk duğu hakkındaki fikri (Son Posta) sütunlarında ilk defa ileri süren Son Posta muhabiri, medeniyetin iki mübim unsurundan biri olan kömür madenini memlekete he- diye eden bir halk adamının namına bayram yapıldığı bugün- lerde gerek kendi ve gerek gazetesi namına haklı bir sevinç duymaktadır. Ahmet Geçti / yetli yağmur yağmıştır. Diğer | taraftan en az yağışlı oclan mem- l leket te Halkalıdır.